26. Bölüm

24. Bölüm

A
azberbatxlw

Barbaros'un Ağızından;

 

Yine yemyeşil bir ormandaydım, boş boş yürüyordum.

 

"Barbaros !" diye seslendi birisi arkamdan.

 

Sağıma ve soluma baktım kimse yoktu.

 

Aynı kişi "barbaros !" diye bağırdı yine.

 

Arkamı döndüm ve bana bağıran adamı gördüm, babamı.

 

"Baba !" dedim bağırarak.

 

Babam donuk gözleriyle bana baktı.

 

"Baba konuş lütfen" dedim.

 

Babam "kurtar onu !" dedi buz gibi bir sesle.

 

"Kimi kurtaracağım baba ?" diye sordum.

 

Babam "kim olduğunu biliyorsun oğlum" dedi.

 

Anlamamıştım babamın ne demek istediğini.

 

Anlamaz gözlerle babama baktım.

 

Babam soğuk bir şekilde "geç kalmadan kurtar onu oğlum" dedi.

 

"Baba !, bana kızgın mısın ?" diye sordum.

 

Babam hiç bir şey demeden sustu, sessizliğiyle bana 'evet' diyordu.

 

"Ne yaptım ki baba ?, neden kızgınsın bana ?" diye sordum yine.

 

Babam "onun ahını aldın oğlum, masum birinin ahını aldın sen !, ve o canını yaktığın kızın ahı kardeşin büşra'dan çıkıyor oğlum, geç kalma !" dedi gülümseyerek.

 

Sert bir rüzgar esti, ağaçların dalından kopan yapraklar esintiyle beraber yüzüme yapıştı.

 

Yaprakları yüzümden aldığımda babam yoktu karşımda.

 

Bağırarak "baba" dedim.

 

"Kendine geliyor efendim" demişti kafama silah dipçiği'yle vuran adam.

 

"Oo, bacanağım hızlı çıktı desene" dedi kartal gülerek.

 

"Senin ne işin var burada ?" diye sordum halsizce.

 

Kartal "Seni esir ettim bacanağım" dedi pişkince.

 

"Ne istiyorsun bizden lan" dedim bağırarak.

 

Kartal "senden değil kardeşinden istiyorum barbaros" dedi gülümseyerek.

 

Öfkeyle "o zaman benim burada ne işim var köpek !" dedim.

 

Kartal "kardeşin beni çok sinirlendirdi be abisi, sabah yurt dışına kaçacakmışlar, o kaçacağı adamı paketledim beni bekliyor, ama önce seninle ilgileneceğim" dedi ve yüzüme yumruk attı.

 

"Ne b@k yaptın da kardeşim senden kaçmak istedi ha !" dedim soluyarak.

 

Kartal "Hiç bir şey yapmadım ben ona, sadece çok sevdim, ama o kaçıcak benden, buna izin vermeyeceğim bacanak" dedi yine bir yumruk attı.

 

Ağzımdaki kanı tükürdüm, "Allah belanı versin manyak herif, bırak kardeşimin yakasını" dedim.

 

Kartal "bırakamam komiser, ne ben onu ne de o beni" dedi gülerek.

 

Beynime bir şimşek çalmıştı, bu laf rüyamdaki siyahlı adamın dediğinin aynısıydı.

 

Kartal "bu gece benim misafirimsin bacanak" dedi, bir yumruk daha attı.

 

"Bırak beni !" dedim bağırarak.

 

Kartal "işte o olmaz, yarın büşra'yla nikahımız kıyıldıktan sonra serbest bırakacağım seni, söz veriyorum", bana silah dipçiği'yle vuran adama dönüp "biraz daha pataklayın, eğer kaçmaya çalışırsa sıkın kafasına, anlaşıldı mı ?" dedi.

 

"Anlaşıldı efendim" dedi adam.

 

Kartal ıslık çala çala depodan çıkıp gitti.

 

.....

 

Büşra'nın Ağızından;

 

Sabah olmuştu, saat 07.00'di, güneş ışıkları camdan içeriye sızıyordu.

 

Bugün kartal'la evlenecektim, daha doğrusu ben kaçacaktım, o manyak herifin karısı olmayacaktım.

 

Telefonuma 2 mesaj geldi, alıp baktım, biri kurtarıcımdandı, mesajda şöyle yazıyordu.

 

*Büşra yarım saat sonra sokağın aşağısına gel*.

 

*Tamam* diye cevap yazıp diğer mesaja baktım, Kartal'dandı ondada şöyle yazıyordu.

 

*Günaydın laz kızım, bu mutlu günümüz için çok heyecanlıyım, umarım sende heyecanlısındır, seni gelinlikle görmek için sabırsızlanıyorum*.

 

*Bende heyecanlıyım, bende seni damatlıkla görmek için sabırsızlanıyorum kartal polat* diye cevap yazdım.

 

Tabikide onun istediği olmayacaktı, çünkü kaçıp gidecektim buralardan, beni bulamayacağı bir yere.

 

Saate baktım, saat 07.30'du, üzerimi değiştirdim ve eşyalarımı alıp sokağın aşağısına gittim.

 

Etrafıma baktım, onu göremedim, ama arabasını gördüm, beni arabada bekliyordu büyük ihtimalle.

 

Sağıma soluma bakıp koşarak arabaya bindim.

 

"çok bekletmedim değil mi ?" diye sordum.

 

"Hayır bekletmedin laz kızım, tam zamanında geldin" dedi gülümseyerek.

 

"Kartal" dedim şaşkınlıkla.

 

Kartal "Evet ben, noldu özlemedin mi beni yoksa ?" dedi, saçıma dokundu.

 

Hemen arabanın koluna asıldım kilitliydi, "aç !" dedim bağırarak.

 

Kartal "sakin ol laz kızım, abine götüreceğim seni" dedi gülerek.

 

Ne yapmıştı bu p!ç abime ?.

 

"Nerede abim ?, ne yaptın ona" diye sordum öfkeyle.

 

Kartal sinsice gülümsedi, "gidince görürsün canım" dedi arabayı çalıştırdı ve gitmeye başladık.

 

1 saat sonra izbe bir depoya gelmiştik.

 

Kartal'la beraber arabadan indik.

 

Abim yüzü kanlar içinde elleri bir duvara bağlamıştı, saçları dağılmıştı, ayakta duramıyordu, giydiği beyaz gömlek kana bulanmıştı.

 

"Abi !" dedim bağırarak.

 

"Büşra kaç !" dedi halsizce abim.

 

"Seni burada bırakamam abi" dedim.

 

Kafama dank etmişti, hatırladım bu benim gördüğüm kabustu, rüyamdaki siyahlı adam kartal'dı, kahretsin !.

 

Kartal boğazını temizledi, "ee, ne diyorsun laz kızım ?, abinin ölmesi mi ?, yoksa benimle evlenmek mi ?" diye sordu.

 

"Ne diyorsun sen ya !, bırak yakamı" dedim bağırarak.

 

Kartal "Bırakamam laz kızım, başta da söylemiştim sana, 'ben sana sahibim, sende bana' diye, ama sen ne yaptın ?, benden kaçmaya kalktın, hiç düşünmedin mi ?, bu adam kaçınca peşime düşecek beni bulamazsa ailemi öldürecek diye, ha kızım" dedi, yanağıma dokundu.

 

Doğru söylüyordu, hiç düşünmemiştim arkamda kalanlara ne olacağını, asla düşünmezdim, ama annem ve abim olunca düşünüyordum tabikide.

 

Bağırarak "Allah belanı versin !" dedim.

 

Kartal "abi-kardeş ne kadar güzel beddua ediyorsunuz, gözlerim yaşardı doğrusu, ama vermiyor ki" dedi gülerek.

 

Abim arkadan "ben göstereceğim sana belayı, bekle !" dedi bağırarak.

 

Kartal gülerek "beklerim bacanak" dedi.

 

Abim "bacanak kadar o kıt kafana taş düşsün inşallah" dedi.

 

Gülümseyerek "Amin abicim amin" dedim.

 

Kartal "neyse, biz konumuza dönelim büşra'cım, eğer benimle evlenmezsen bu abinin kafasına sıkarım, ama sen dersen ki her şeyi unutup temiz bir sayfa çekelim evlenelim, o zaman abini serbest bırakırım" boğazını temizledi "seç laz kızım, abinin ölmesi mi ? yoksa benimle evlenmek mi ?" dedi sert bir şekilde.

 

Abime baktım, gülümsedim "abi" dedim.

 

Abimde bana baktı, gülümsedi "yapma kardeşim !" dedi.

 

Kartal "hadi kararını ver artık, ağaç olduk burada" dedi donuk bir şekilde.

 

Adamlarından biri abimin kafasına silahını doğrultu.

 

Gözlerim doldu, "Yapma !, bırak onu sana yalvarıyorum, ne istersen yaparım söz, adamına söyle silahını indirsin nolur" dedim bağırarak.

 

Kartal "benimle evlenecek misin yani ?" diye sordu.

 

Abim bağırarak "Büşra !, yapma abicim, bu adamın dediğini yapma !, kendini ateşe atma !" dedi.

 

"Yapamam abi, kendimi ateşe atarımda sizin o ateşte yanmanıza izin veremem" kartal'a dönüp "evet seninle evleneceğim kartal polat" dedim.

 

Kartal gülümsedi 'işte bu' demek istercesine, "az önce olan olayı hatırladın mı bir yerlerden ?" diye sordu.

 

Hatırlamıştım, zamanında o ali denen adama abimin üstüne yürüdüğü için bende ona silah çekmiştim, o lara denen @r@spu ise abisini vurmamam için yalvarmıştı abime, şimdi ise ben yalvarıyordum ilerideki celladıma abimi öldürmesin diye.

 

Kartal "hadi gidelim artık laz kızım, nikahımıza hazırlanmamız lazım" dedi.

 

Abim bağırarak "Büşra !, sakın yapma" dedi.

 

"Özür dilerim abi, mecburum" dedim gözlerim dolarak.

 

Kartal kolumdan sert bir şekilde tuttu, depodan çıkıp arabaya bindik ve nikahın olduğu yere doğru yola çıktık.

 

.....

 

Nikah için hazırlanıyordum, daha doğrusu cenazeme.

 

Beyaz uzun göğsü ve beli pileli bir elbise ve beyaz orta boy topuklu ayakkabı giymiştim.

 

Kartal bir yerde haklıydı, bu elbise benim için gelinlik değildi, kefendi, ve ben yaşarken bu kefeni giymiştim, bir daha çıkarmamak üzere.

 

Modacı ailesi olduklarını her halükarda belli etmişti polat ailesi.

 

Ama az önce olanlardan sonra bu hiç umrumda bile değildi, abimi düşünüyordum, hâlâ hayatta mıydı ?, bilmiyordum.

 

Kuaföre saçlarımı omzuma kadar kestirmiştim, babamın en çok sevdiği saçlarımı elin herifi dokundu diye kestirmiştim.

 

Annem telefonundan birini arayıp duruyordu.

 

"Kimi arıyorsun anne ?" diye sordum.

 

Annem "abini arıyorum, hâlâ gelmedi, cemali aradım oradada değil, başına bir iş mi geldi yoksa" dedi endişeli bir şekilde.

 

Diyemedim ki anneme, manyak damadın oğlunu kaçırıp esir tutuyor diye.

 

"Gelir annecim, sen merak etme" dedim.

 

Odanın kapısı çalındı, kartal "hazır mısın hayatım ?" diye sordu.

 

Hayatın batısın p!ç.

 

"Hazırım" dedim ve odadan çıktım.

 

Kartal "ne kadar da güzel olmuşsun canım" dedi.

 

Sadece gülümsedim, "sende" dedim.

 

Kartal "hadi aşağıya inelim, bizi bekleyen misafirlerimizi daha fazla bekletmeyelim" dedi gülümseyerek ve koluna girmem için uzattı.

 

Uzattığı kola girdim, "tamam gidelim" dedim aynı şekilde.

 

Ve aşağıya indik, insanlar bizi görünce alkışlamaya başladı.

 

Nikah memuru gelmiş masada oturmuştu, bizde masaya oturduk.

 

Nikah memuru "şahitlerimizi masaya alalım lütfen" dedi nazikçe.

 

Altuğ ve Berfu gelip yan tarafımıza oturdu.

 

Nikah memuru "şahitlerimiz geldiğine göre başlayabiliriz" kartal'a dönüp "damat bey adınız soyadınız ?" diye sordu.

 

Kartal mikrofona eğildi, "Kartal Polat" dedi.

 

"Baba adı ?"

 

"Erdal"

 

"Anne adı ?"

 

"Hümeyra"

 

Nikah memuru bana döndü, "gelin hanım adınız soyadınız ?" diye sordu.

 

Mikrofona eğilerek "Büşra Şahin" dedim.

 

"Baba adı ?"

 

"Talat" dedim.

 

"Anne adı ?"

 

"Şirin" dedim gülümseyerek.

 

Nikah memuru berfu ve altuğ'a döndü, "şahitlerin adı soyadı ?" diye sordu.

 

Berfu neşeli bir şekilde "Berfu Kıraçoğlu" dedi.

 

Altuğ ise donuk bir şekilde "Altuğ Polat" dedi.

 

Nikah memuru "siz kartal polat, kimsenin etkisi altında kalmadan büşra şahin'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz ?" diye sordu.

 

Kartal gülerek "evet !" dedi.

 

Nikah memuru bana dönüp, "siz büşra şahin, kimsenin etkisi altında kalmadan kartal polat'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz ?" diye sordu.

 

Bir süre durdum, abimin yaşaması için evet diyecektim, biliyordum, ama diyemiyordum.

 

Kartal 'hadi' dercesine baktı.

 

Mikrofona eğildim, tebessüm ederek "evet ediyorum" dedim.

 

Nikah memuru şahitlere döndü, "sizlerde şahitlik ediyor musunuz ?" diye sordu.

 

Berfu mikrofona "evet !" diye bağırdı.

 

Altuğ sadece "evet !" dedi.

 

Nikah memuru "bende belediyemizin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı-koca ilan ediyorum" dedi.

 

Hepimiz nikah defterini imzaladık.

 

Nikah memuru'da imzaladıktan sonra gülerek, "cüzdanı evin reisine veriyorum" dedi ve cüzdanı bana verdi.

 

Nikah cüzdanını hafifçe sağa sola salladım ve kartal'ın ayağına sertçe bastım.

 

Kartal anlamaz bir şekilde bana baktı, gülümseyerek "korkma canım adet bu" dedim.

 

Nikah memuru bizi tebrik ettikten sonra gitti.

 

Misafirler hediyelerini bıraktı ve yarım saat sonra gittiler.

 

Feza bey elinde bir gümüş kolyeyi boğazıma taktı, gülümseyerek "mutluluklar gelin hanım" dedi.

 

Sadece tebessüm ettim.

 

Abim arkadan bağırarak "durun !, bu nikah olamaz" dedi.

 

Herkes anlamaz bir şekilde abime bakıyordu.

 

Annem korkuyla "noldu oğlum sana ?, bu yüzünün hali ne ?" diye sordu.

 

Kartal "bacanağım ufak bir kaza yaptı, şirin anneciğim" dedi gülümseyerek.

 

Abim öfkeyle "annemin adını ağzına alma puşt !" yumruk attı kartal'a, benim kolumu tuttu "yürü büşra !" dedi itiraz istemeyen bir şekilde.

 

Kartal abimle beni ayırdı, "sen ne hakla benim karımı götürüyorsun, hangi sıfatla ?" diye sordu.

 

Abim şaşkınca bana "büşra, bu ne diyor abicim ?" diyerek sordu.

 

Soğuk bir şekilde abime bakıp "o artık benim kocam abi, resmi nikahlı eşiyim ben onun" dedim ve nikah cüzdanını gösterdim.

 

Abim donuk bir şekilde elimdeki cüzdana bakıyordu, bir şey diyecekti ama yuttu.

 

Feza bey anneme "şirin hanım, neler oluyor burada ?, oğlunuz ne saçmalıyor böyle ?" diye sordu.

 

Annem hiç bir şey diyemedi.

 

Bir abime baktım birde yeryüzündeki şeytanın vücut bulmuş haline.

 

Başım dönüyordü, sendeleyerek kartal'ın üzerine düştüm.

 

Kartal "büşra, iyi misin ?, hadi odamıza çık sen istersen" diye sordu.

 

Hayır demeyecektim, çok yorgundum, nazlı abla ile odaya çıktım.

 

Nazlı abla beyaz saten bir pijama takımı çıkardı ve yatağın üzerine koydu.

 

Nazlı abla gülümseyerek "önce güzel bir duş al canım, sonrada bu takımı giyersin iyi geceler" dedi ve odadan çıktı.

 

Güzel bir duş aldım ve üzerimdeki tüm yorgunluğu attım, üzerime pijama takımını giydim ve yatağa uzandım.

 

5 dakika sonra kartal odaya geldi, önüme çöktü, elini yüzümde gezdirdi.

 

Yastığın altındaki hançerimi aldım ve kartal'ın omzuna sapladım.

 

Kartal acıyla "ah !" dedi.

 

Kartal'ın kulağına eğildim, fısıldayarak "eğer bir daha bana elini sürmeye kalkarsan, bu hançeri bir dahakine cinsel organına saplarım kartal polat" dedim.

 

~~~

Evet bölümü nasıl buldunuz ?

Umarım beğenirsiniz.

Neyse uzatmayayım 25. Bölümde görüşmek üzere.

Beklemede kalın, hoşçakalın ☘️.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 05.12.2024 14:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...