Barbaros'un Ağızından;
Verandadaydım, çayımı almış derin düşünceler içinde yudumluyordum.
O sırada boğaç yanıma geldi, karşımdaki sandalyeyi çekti oturdu ve "ne yapmaya çalışıyorsun barbaros ?" diye sordu.
"Evleniyorum" diye cevap verdim.
Boğaç "annem böyle karar verdi sende kabul ettin, büşra'ya yaptığının aynısını sana yapmasına izin verdin barbaros" dedi kızarak.
"Neden helin ile evlenmeme karşısın boğaç, bu duruma sevinmen lazımdı oysa senin, sonuçta karının eskisi evleniyor" dedim imalı bir şekilde.
Boğaç "ne saçmalıyorsun sen ?, haddini bil, ben senin abinim ve senin iyiliğini düşündüğüm için suçlu konumuna düşüyorum şu anda" dedi bağırarak.
"Ben helin'i sevdim beğendim ve evlenmek istiyorum boğaç abi, anladın mı beni ?" dedim aynı şekilde bağırarak.
Boğaç "evlenmek istediğin kız, sıradan bir aile kızı değil aşiret kızı barbaros, ona yaptığın bir hata senin kardeşine patlayacak, bunu mu istiyorsun ?, bu kadar mı bencilsin sen ?" dedi öfkeli bir şekilde.
"Bencil biriyim öyle mi ?, kim söyledi sana bunu, yeni karın mı ?, söyle o karına 'benimle ve ailemden biriyle konuşmasın kendi işine baksın' anladın mı beni ?" dedim bağırarak.
Boğaç sinirle oturduğu sandalyeden kalktı, üzerime doğru yürüdü ve "karım hakkında düzgün konuş barbaros, yoksa olacaklardan ben mesul olmam" dedi.
"Noldu gerçekleri duymak senin zoruna mı geldi abi ?" diye imayla sordum.
O sırada büşra geldi, kavga ettiğimizi gördü, koşarak boğaç'la benim aramıza girdi ve "siz ne yapıyorsunuz abi ?, kendinize gelin" dedi sitemli bir şekilde.
Boğaç "onu o abin olacak şahısa söyle büşra" dedi tıslayarak.
Büşra "abi ne oluyor ?" diye sordu.
"Boğaç bey yeni karısı hakkında söylenilen şeyleri hazmedemiyor abicim" dedim imayla.
Boğaç hiç bir şey söylemeden sinirli bir şekilde verandadan dışarıya çıktı.
Büşra "abi ?" dedi.
Büşra'ya "şimdi değil abicim, sonra konuşalım bunu, içeriye gidelim hadi" dedim ve kardeşimin koluna girip içeriye geçtik.
.....
Lara'nın Ağızından;
Oturma odasında oturuyordum.
Hacer teyze "şirin, hafız'a haber verdin mi ?" diye sordu.
Kimdi bu hafız ?, şirin teyze ona neyi haber vermişti ?, neler oluyor böyle ?, bu ailede bana niye sonradan haber veriyorlardı ?.
Cevap basit Lara, sen bu aileden değilsin onların düşmanının kızısın, ne bekliyorsun ki ?.
Şirin teyze soğuk bir şekilde "verdim abla, yarın öğlen namazından sonra gelip kıyacak nikahı, kartal'ada haber verdim az önce" dedi.
Anlamıştım, yarın büşra ve kartal'ın imam nikahı kıyılacaktı, ama hafız'ın kim olduğunu hâlâ öğrenememiştim, sormayada gerek yoktu, yarın kim olduğunu öğrenecektim nasıl olsa.
Boğaç sinirli bir şekilde geldi ve sinem'e "berat'ı al odaya çıkın sinem" dedi.
Sinem hiçbir şey demeden kucağındaki berat'la beraber odaya çıktı.
Hacer teyze "noldu oğlum ?, neye sinirlendin bu kadar ?" diye sordu.
Boğaç tam cevap verecekken barbaros arkadan bağırarak "yeni karısı hakkındaki gerçekleri kabul edemiyor oğlun hala" dedi.
Benim hakkımdaki gerçekler derken neyi bahsediyordu barbaros, anlamamıştım.
Boğaç "haddini bil" diyerek soludu.
Barbaros "bilmezsem ne olur ?" dedi alayla.
Büşra "bir @r@spu için kavga etmeye değer mi abicim ?, Allah aşkına" dedi sitemle.
Birşey diyecektim ama yuttum.
Berfu "ne istiyorsun lara'dan büşra, onun ne suçu var ?" diye sordu.
Büşra bağırarak "o @r@spu'nun varlığı bile suç, geberemedi gitti it amcası gibi, geberemedi soysuzlar" dedi.
Amcam hakkındaki dedikleri doğruydu, bu yüzden hiç bir şey demeden sustum.
Berfu "ailesinin yaptıklarını ona yükleyemezsin ama" dedi sakince.
Büşra sinirle güldü ve "ama abimle ben senin annenin verdiği kararla evleniyoruz berfu, senin evlenmen gerekiyordu oysaki, evlenip s!kt!r olup gidemedin" dedi bağırarak.
Berfu'nun gözleri doldu ve hiçbir şey demeden odasına çıktı, boğaç'da berfu'nun peşine gitti.
Barbaros "şunu unutuyorsun hala, boran amcayı'da babamıda onlar öldürdü, bunu bil ve ona göre davran" dedi odasına çıktı.
Gözlerim dolmuştu, ağlamak üzereydim, onların gözünün önünde ağlamayacaktım, ve bende odama çıktım.
.....
Barbaros'un Ağızından;
Sabah olmuştu, telefonumdan çalan alarmın sesiyle uyandım, saat 09.00'du.
Doğru ya, bugün büşra'nın imam nikahı kıyılacaktı.
Banyoya gidip 2 dakika duş yaptım, sonra gusül abdestini aldım ve banyodan çıkıp dolabıma yöneldim, siyah gömleğimle krem rengi kumaş pantolonumu aldım ve üzerimi değişip aşağıya indim.
Tahmin ettiğim gibi herkes masadaydı, kahvaltı ediyorlardı, gülümseyerek "günaydın" dedim.
Annem "günaydın oğlum, nerede kaldın ?" diye sordu.
"Ancak uyanabildim annecim" dedim.
Büşra lara'yı parçalayacakmış gibi bakıyordu, gerginliğini almam lazımdı, dün olan şeyleri unutmamıştım.
"Şşşt cadı, heyecanlı mısın ?" diye sordum.
Büşra umursamaz bir şekilde "neye abi ?" diye sordu.
"Bugün nikahın var ya kardeşim, unuttun herhalde" dedim gülerek.
Büşra "unutmadım lanet olsun, hem resmi nikah kıymıyoruz abicim imam nikahı kıyıyoruz, heyecanlanmama gerek yok" dedi gülümseyerek.
"Haklısın" dedim elimdeki çayı yudumlayarak.
Gözlerim ona takılmıştı, dün olanlardan sonra nasıl bu masada oturup yemek yiyebiliyordu ?, bilmiyordum.
'Niye olacak, ailesi gibi yüzsüz olduğu için' dedi, sol tarafımdaki ses.
'hayır, bu kadar önyargılı olma barbaros, oda bu aileden sayılır artık, unut geçmişi, baban sana böyle öğretmedi' dedi, sağ tarafımdaki ses.
Hangi tarafımdaki sesi dinlemeliydim ?, sağ mı ? yoksa sol mu ?.
İki tarafta doğruları söylüyordu oysaki, kahretsin gene içime bir sıkıntı giriyordu.
Hafız amca bugün nikahı kıymaya gelecekti sonuçta, onunla verandada baş başa konuşacaktım, buna kararlıydım.
Büşra bir anda "abdestini aldın mı sen ?"
diye sordu.
Hiçbir şey demedim, sadece gülümsedim.
Büşra omzuma sert bir tokat yapıştırdı, "yürü git !, cenabetli cenabetli yemek yiyorsun bide, git abdest al" dedi.
Büşra'nın dediklerine güldüm, yine.
Büşra sakince "gitsene hadi" dedi.
Yine güldüm.
Büşra bağırarak "abdest alsana putperest" dedi.
Büşra annemin kızıydı, görünüşü. karakteri. duyguları. öfkesi. düşünme tarzı. dik başlılığı. açık sözlülüğü özelliklede inatçılığı.
Babam bu yüzden kardeşimi çok seviyordu, kızı çok sevdiği kadına benzediği için, beni de seviyordu tabikide ama kız çocuğu başkaydı, hemde bambaşka.
Anneme "kızına mı devrettin görevini anne, maşallah kendisi seyit onbaşı gibi emir vermeye başladı sabah sabah" dedim alayla.
Annem "kardeşinin dediğini yap, hemen git abdest al" diyerek kardeşimden taraf oldu.
"abdestimi aldım anneciğim, hemde uyanır uyanmaz" dedim gülümseyerek.
Büşra "o zaman niye bir şey demedin de beni burada çıldırtıyorsun ?" diye sordu.
Gülerek "hoşuma gidiyor" dedim.
Büşra kızarak "elimin tersini bir geçiricem sana, o zaman 'hoşuma gidiyor' diyebilecek misin abicik ?" dedi.
Elimle ağzımın fermuarını çektim, sustum ve kahvaltımı etmeye devam ettim.
.....
3 saat geçmişti, öğlen vakti olmuştu.
Hepimiz hazırdık, kardeşim uzun bej rengi bir elbise giymişti başına ise gri bir tülbent takmıştı.
Polat ailesi'de tam takır gelmişti.
Kartal ise beni saşırtarak beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolon giymişti, yakışmıştı.
Hafız amca geldi, büşra ve kartal onun karşısına, ben ve feza bey ise hafız amca'nın sağ tarafına oturduk.
Hafız amca bir dua okudu, sonra büşra'ya "gelin hanım adını ve babanın adını söyler misin ?" diye sordu.
Büşra "adım; Büşra, baba adım; Talat" dedi sakince.
Hafız amca büşra'nın dediklerini kağıda yazdı, ve Kartal'a döndü "damat bey adını ve babanın adını söyler misin ?" diye sordu.
Kartal "adım; Kartal, baba adım; Erdal" dedi.
Hafız amca kartal'ın dediklerini kağıda yazdı, ve bize döndü "şahitlerin adını soyadını alabilir miyim ?" diye sordu.
Feza bey "Ben feza polat" dedi gülümseyerek.
"Barbaros şahin" dedim sadece.
Hafız amca şahitlerin dediklerini de kağıdına not aldı, yine bir dua okudu.
Duasını bitirdikten sonra bana döndü ve "kızımızın şahidine soralım, kızımız için mehir ne istiyorsunuz ?" diyerek sordu.
Dün akşam, annem büşra ve ben mehir meselesini konuşmuştuk, annem babamdan 1 tane tam altın istemişti, büşra'da aklına yattığı için kabul etmişti.
Hiç düşünmeden "1 tam altın istiyoruz" dedim.
Kartal büşra'ya döndü ve "bunu mu istiyorsun benden sadece ?" diye sordu.
Büşra "evet, veremeyecek misin yoksa ?, o zaman yarım altın olsun abi" dedi.
Kartal "o anlamda demedim, az bir şey istediğin için dedim ben" hafız amca'ya dönüp "hocam ben müstakbel eşime; 1 tam altın, 2 tane gümüş takı seti, ve bir arsa veriyorum" dedi.
Büşra şaşkınca "ne, bu kadarıda fazla değil mi ?" diye sordu.
kartal "yok değil canım, sen daha resmi nikah kıyıldıktan sonra gör" dedi gülümseyerek.
büşra masumca "resmi nikah kıyıldıktan sonra ne olacak ki ?" diye yine sordu.
kartal "daha fazlası senin olacak canım" dedi aynı gülümsemeyle.
büşra dişlerinin arasından "kahretsin" dedi sessizce.
Hafız amca kartal'a "emin misiniz ?" diye sordu.
Feza bey "eminiz hocam, yazın" dedi.
Hafız amca bir dua daha okudu, duayı bitirdikten sonra büşra'ya "sen Talat kızı büşra, Erdal oğlu kartal'ı kocalığa kabul ettin mi ?" diye sordu.
Büşra kartal'a bakarak "ettim" dedi.
"Ettin mi ?"
"Ettim"
"Ettin mi ?"
"Ettim"
Hafız amca kartal'a "sen Erdal oğlu kartal, Talat kızı büşra'yı verdiğin mehir ile kabul edip nikahın altına aldın mı ?" diye sordu.
Kartal'da büşra'ya bakarak "aldım" dedi.
"Aldın mı ?"
"Aldım"
"Aldın mı ?"
"Aldım"
Hafız amca "sizlerde şahitlik ediyor musunuz ?" diye sordu.
Feza beyle aynı anda "ediyoruz" dedik.
Hafız amca "amin" dedi, son defa nikah duasını okudu ve büşra ve kartal'ın imam nikahı kıyıldı, Allah katında evlilerdi artık, 2 gün sonra ise resmi olarak evleneceklerdi.
Hafız amca'nın kulağına "benimle verandaya gelir misin ?" diye sordum.
Hafız amca önden, bende arkasından verandaya geçtik.
.....
Hafız amca merakla "noldu bizim oğlan, gene neye canın sıkıldı ?" diye sordu.
Beni çok iyi tanıyordu, bu yüzden 'nereden anladın ?' diye sormadım.
Sessiz bir şekilde ona baktım.
Hafız amca "Lara değil mi ?" diye sordu.
Kafamı aşağı yukarı salladım.
Hafız amca "noldu affetmedi seni değil mi bizim oğlan ?, Allah görüyor seni demiştim" dedi.
"Son zamanlarda içimde ona karşı bir nefret var amca, ona karşı içimdeki sesleri susturamıyorum" dedim.
"Nasıl sesler bunlar bizim oğlan ?" diye sordu.
"Sağ tarafım 'hayır, bu kadar önyargılı olma barbaros, oda bu aileden sayılır artık, unut geçmişi, baban sana böyle öğretmedi' diyor, sol tarafım 'Niye olacak, oda ailesi gibi yüzsüz birisi' diyor, hangi tarafımı dinleyeceğimi bilmiyorum amca" dedim mahzun bir şekilde.
Hafız amca "Sağ tarafını dinlemeyi tercih et bizim oğlan, çünkü sağ tarafında kalbinin, sol tarafında ise beyninin dedikleri" dedi gülümseyerek.
"Öyle mi diyorsun amca ?" diye sordum.
Hafız amca "evet öyle diyorum", ellerimi tutarak "ondan nefret ettiğine emin misin oğlum ?" diye sordu.
Uzun bir süre düşündüm, ondan gerçekten nefret ediyor muydum ?.
"Ediyorum amca, etmemem için bir sebep yok" dedim, kendimden emin bir şekilde.
Hafız amca 'hayır' anlamında kafasını sağa sola salladı ve "etmek istiyorsun ama edemiyorsun oğlum, seni çok iyi tanıyorum ben, babanın oğlusun sen, bir karınca'ya durup dururken merhamet beslersin" dedi.
"Babamın başına ne geldiyse Eyüboğlu ailesine yaptığı merhamet yüzünden geldi amca, ben o aileden birine asla merhamet beslemem, besleyemem anladın mı ?" dedim bağırarak.
Hafız amca "ya ister istemez besliyorsan, o zaman ne yapacaksın ?" diye sordu.
Verandanın kapısındaki lara'yı gördüm, yine gizlice beni dinliyordu.
Öfkeli bir şekilde "Ne yapacağım biliyor musun amca, eğer o kıza ve ailesine karşı birazcık da olsa merhamet beslersem, önce içimdeki merhameti sonra duygularımı, yine beslemeye devam edersem kendimi öldüreceğim" dedim.
~~~
Evet, bölümü nasıl buldunuz ?.
Umarım beğenirsiniz.
Sizce bundan sonra ne olacak ?.
22. Bölümde görüşmek üzere hoşçakalın ☘️.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.15k Okunma |
45 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |