Lara'nın Ağızından;
Bahçedeydim, gelen 3 kişinin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Boğaç'a döndüm sessizce "bunlar kim ?" diye sordum.
Boğaç'da aynı şekilde bana "amcam ve kuzenlerim" dedi.
"Niye gelmişler ki ?" diyerek yine sordum.
Boğaç omuzlarını bilmem yaptı.
Hacer teyze gülümseyerek "hoşgeldiniz Hakan, ayakta kalmayın içeri geçelim hadi" dedi.
Adının hakan olduğunu öğrendiğim adam "hoşbulduk hacer abla, geçelim içeriye de, müstakbel damat adayımız nerede acaba ?" diye sordu.
Müstakbel damat derken neyden bahsetmişti bu hakan kıraçoğlu, anlamamıştım.
O sırada barbaros bağırarak "burdayım" dedi.
Arka bahçeden büşra'yla beraber yanımıza geldi barbaros.
Hakan kıraçoğlu "hacer ablanın bahsettiği kadar varmışsın, ben hakan kıraçoğlu, helin'in babasıyım, memnun oldum" dedi elini uzatarak.
Barbaros uzatılan eli tutarak "bende barbaros şahin, sizinle tanıştığıma memnun oldum" dedi soğuk bir şekilde.
Şirin teyze "ayakta kaldınız çok, isterseniz içeriye geçelim hakan bey" dedi.
Hakan kıraçoğlu "geçelim o zaman" dedi ve içeriye geçtik.
Hakan kıraçoğlu bana bakarak hacer teyze'ye "bu kızımız kim ?" diye sordu.
Hacer teyze "boğaç'ın yeni eşi, Lara" dedi.
Hakan kıraçoğlu'nun yanındaki adam boğaç'a "göksu'dan sonra bu kadar düşeceğini tahmin etmezdim be amcaoğlu" dedi.
Boğaç "haddini bil Boran, o benim nikahlı karım, onun hakkında düzgün konuş" dedi bağırarak.
Adının boran olduğunu öğrendiğim çocuk boğaç'a "bu kadından berat'a anne olur mu sence, kendine ve oğluna layık gördüğün kadın bu mu gerçekten ?" diye sordu.
Boğaç "amca şu oğlunu susturacak mısın ?, yoksa ben mi susturayım ?" dedi.
Hakan Kıraçoğlu oğluna dönüp "boran, boğaç'ın bir bildiği vardır ki, o kızı kendine layık görmüştür, sorgulama" dedi.
Hacer teyze barbaros'a "barbaros, hadi sen helin'i al verandaya geç yavrum, iyi tanışın kaynaşın" dedi.
Barbaros şirin teyze'ye baktı, şirin teyze ise sadece kafasını aşağı yukarı salladı.
Barbaros annesinden aldığı onayla helin'le beraber verandaya geçtiler.
Olayı şimdi anlamıştım, barbaros'a görücüler gelmişti, kız ile oğlan tanışıp kaynaşacak sonra ise işler ciddiyete binecekti.
Bu ortamda daha fazla bulunmak istemiyordum.
Boğaç'ın kulağına "ben odama geçiyorum" dedim.
Boğaç kulağıma fısıldayarak "iyi misin ?, bir sorun yok değil mi ?" diye sordu.
"İyiyim, biraz işlerim var" dedim sessizce.
Boğaç sadece kafasını tamam anlamında aşağı yukarı salladı.
Ve bende odama çıktım.
.....
Barbaros'un Ağızından;
Helin ile beraber verandadaydık.
Koltuğu göstererek "buyrun oturun helin hanım, ayakta kalmayın" dedim.
Helin çekingen bir şekilde "teşekkür ederim" dedi, koltuğa oturdu.
Bende yanına oturdum ve helin'i incelemeye başladım.
Güzel bir kızdı, kahverengi saçları ve gözleri vardı, giydiği siyah uzun elbisesi ona yakışmıştı.
"Benden çekinmene gerek yok, zarar vermem sana" dedim.
Helin "çekinmiyorum, sadece biraz heyecanlıyım, ilk defa bir erkekle baş başayım" dedi gülümseyerek.
Bende aynı şekilde gülümseyerek "sıkıntı yok Helin" dedim.
Helin "sana bir şey sorabilir miyim barbaros ?" diye sordu.
"Rahat ol, istediğini sorabilirsin" dedim.
Helin "benimle neden evlenmeyi kabul ettin peki ?" diye yine sordu.
İşte şimdi sıçtın barbaros, ver şimdi kıza cevap bakayım.
"Öyle olması gerekiyordu, peki sen benimle neden evlenmeyi kabul ettin Helin ?" diye sordum.
Afferin oğlum, kendini düştüğün rezil durumdan kurtardın.
Helin "öyle münasip görüldü" dedi.
"Biraz bana kendinden bahseder misin helin ?" dedim.
Helin gülümseyerek "25 yaşındayım, çocuk gelişimi mezunuyum, mardinliyim, annem ben küçükken vefat etti, babam ve abimle yaşıyorum yani, şimdi sen biraz kendinden bahset" dedi.
"Bende 27 yaşındayım, cinayet büro komiseriyim, trabzonluyum, babam benim gibi polisti 2003 yılında şehit oldu,
annem ve kız kardeşimle yaşıyorum, yeterli mi sana ?" diye sordum.
Helin "yeterli, baban için üzüldüm başın sağolsun" dedi mahzun bir şekilde.
"Sağol, istersen bizimkilerin yanına geçelim" dedim.
Helin "tamam, geçelim" dedi, ve helin'le beraber oturma odasına geçtik.
Halam "ne çabuk kaynaştınız siz, maşallah" dedi.
Halamın dediğine sadece gülümsedim.
Helin "öyle oldu yengecim" dedi mahzun bir şekilde.
Gözlerim niyeyse lara'yı aramıştı salonda.
Annem "barbaros, oğlum nereye daldın öyle ?" diye sordu.
Kendime gelerek "buradayım anne, bir yere daldığım falan yok" dedim.
Büşra kulağıma "o Lara denen yosmayı aradı gözlerin, değil mi abicim" dedi fısıldayarak.
Aynı şekilde büşra'ya "yok be, onunla bir alakası yok, niye arasın onu gözlerim ayrıca ?" diye sordum.
Büşra kulağıma "orasını bilmiyorum abicim, ama bu iş olmazsa ben o kızı parçalarım, haberin olsun" dedi.
Annem "ne fısıldaşıyorsunuz siz ?" diye sordu.
Büşra "hiç" dedi.
Kafamla büşra'nın dediğine onay verdim.
Halam helin'e "sevdin mi barbaros'u kızım ?, onunla evlenmek istiyor musun ?" diye sordu.
Helin bir süre durdu, sonra halama dönüp "evet sevdim yenge, barbaros'la evlenmek istiyorum" dedi.
Hakan bey "o zaman en yakın zamanda yüzükleri takalım Hacer, fazla uzatmayalım, bize müsade görüşmek üzere" dedi, helin ve boran'la beraber ayağa kalktı.
Halam gülümseyerek "görüşürüz" dedi.
Hakan kıraçoğlu ve ailesi gitti, halamlar salonda oturmaya devam etti, ve bende tekrardan verandaya geçtim.
.....
Yazar'ın Ağızından;
Barbaros'a gelen görücüler sonunda gitmişti.
Hacer "nasıl şirin, sevdin mi helin'i, birbirlerine yakıştılar değil mi ?" diye sordu.
Şirin "sevdim valla abla, çok tatlı bir kız, maşallah" dedi gülümseyerek.
Hacer hanım şirin'e 'ben demiştim' bakışı attı.
Hacer "ânâ !, şirin biz damat bohçasını hazırlamayı unuttuk gari" dedi.
Şirin hanım "gerek var mı abla sence ?" dedi sitemle.
Büşra soğuk bir şekilde "halacım sence onlar damat bohçasını biliyor mudur ?" diye sordu.
Hacer "olsun, biz ufaktan bir bohça yapalımda âdet yerini bulsun" dedi.
Büşra "şimdi mi gidiyoruz alışverişe ?" diyerek sordu.
Hacer "evet haydi, daha çok işimiz var kalkın" dedi ve ayağa kalktı.
Şirin derin bir nefes verdi, sakince "tamam abla, gidelim" dedi.
Boğaç gülümseyerek "size kolay gelsin, bende verandaya geçeyim, şu barbaros'un defterini bir dürteyim bakalım" dedi ve verandaya geçti.
Hacer hanım, şirin hanım ve büşra hazırlanıp evden çıktılar.
.....
1 saat geçmişti, Hacer hanım, şirin ve büşra damat bohçası alışverişinin büyük bir kısmını tamamlamıştı artık.
Şimdi ise dini eşyaların satıldığı bir mağazadaydılar, Hacer ve Şirin secdade seti bakıyordu.
Büşra ise beyaz kefenlerin olduğu kısımdaydı.
Görevli "size nasıl yardımcı olabilirim ?" diye sordu.
Büşra "bir arkadaşıma kefen bakıyordum da, özel kefen tasarlıyor musunuz acaba ?" dedi merakla.
Görevli nazikçe "mevfta'nın boyu kaç santim hanımefendi ?" dedi.
Büşra "kendisi 1.95 boyunda, esmer biri, belaya bulaşmayı seviyor" dedi.
Görevli "göndereceğimiz konumu ve kişinin ismini söyler misiniz lütfen ?" diyerek yine sordu.
Büşra "H&E tasarımcılık şirketine gönderin, mevfta'nın adı ise Kartal Polat" dedi gülümseyerek.
Görevli sadece "peki, bir not yazdırmak ister misiniz ?" dedi, büşra'nın önceden dediklerini bir kağıda yazdı.
Büşra "evet yazacağım, bir kağıt ve kalem alabilir miyim acaba ?" diye sordu.
Görevli "tabiki" dedi ve büşra'nın önüne kağıt ve kalem koydu.
Büşra notunu yazdı, görevli'ye "borcum ne kadar ?" diyerek sordu.
Görevli "borcunuz 100 TL hanımefendi" dedi.
Büşra parayı verdi, "gün içinde teslim edebilir misiniz acaba ?" diyerek yine sordu.
Görevli "evet, gün içinde gönderiyoruz hanımefendi" dedi.
Büşra gülümseyerek "teşekkür ederim, iyi günler" dedi, annesini ve halasını alarak dükkandan çıktılar.
.....
Kartal'ın Ağızından;
Şirketteydim, gelen dosyalara bakıyordum yine.
Bu sefer yanımda asistanım Sude değil kuzenim Altuğ vardı.
Fizyoterapist berfu ile tedavisi çok iyi gidiyordu, çok gelişme kaydetmişti Altuğ, artık evden dışarı çıkıyordu, destek almadan uzun süre ayakta durabiliyordu.
Ve bu son zamanlarda şirket için tasarımlar yapıyordu altuğ.
Gülümseyerek "çizimin nasıl gidiyor ?" diye sordum.
Altuğ "güzel gidiyor kartal" diyerek cevap verdi.
"Senin bazı çizimlerini yapacağımız yeni sezon defilesinde kullanmayı düşünüyorum altuğ, ne dersin ?" dedim.
Altuğ "olur, benim için fark etmez" dedi.
"Berfu ile nasıl gidiyor ?, anlaşabiliyor musunuz ?" diye sordum.
Altuğ berfu'nun adını duyduğu an renkten renge girmişti, "iyi gidiyor, anlaşabiliyoruz onunla, peki sen heyecanlı mısın ?, 4 gün sonra büşra'yla evleniyorsun sonuçta" dedi.
"Evet, biraz heyecanlıyım tabikide, sevdiğim kadınla evleniyorum sonuçta" dedim gülümseyerek.
O sırada odanın kapısı çaldı.
Bağırarak "gel" dedim.
Asistanım Sude elinde bir paketle içeriye geldi, "size bir kargo geldi efendim" dedi.
Altuğ "kimden gelmiş ki kargo ?" diye sordu.
Sude "bilmiyorum altuğ bey, yazmıyor üstünde" dedi.
"masanın üzerine bırakıp çıkabilirsin sude" dedim otoriter bir şekilde.
Sude elindeki pakedi masanın üzerine bıraktı ve odadan çıktı.
Meraklı bir şekilde pakedi elime aldım ve açtım.
Altuğ ile beraber paketten çıkan kefene bir süre şaşkınlıkla baktık.
Kefenin üzerindeki notu aldım, not'da şöyle yazıyordu;
'Bela mıknatısı müstakbel kocama damatlık yerine kefenin yakışacağını düşündüm, güle güle kullan, Büşra Şahin'
Sinirle elimdeki notu sıkıp buruşturdum, sessizce dişlerimin arasından "az kaldı, bu kefeni yaşarken sana giydireceğim laz kızım" dedim.
~~~
Evet, bölümü nasıl buldunuz ?.
Umarım bölümü beğenirsiniz.
Neyse, çok uzatmayayım, 21. Bölümde görüşmek üzere.
Beklemede kalın, hoşçakalın ☘️.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.15k Okunma |
45 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |