Barbaros'un Ağızından;
Mutfağın kapısındaydım annem ve lara'nın son konuşmalarını duymuştum.
Lara'nın söylediği kulağımda çınlıyordu 'ben hâlâ barbaros'u seviyorum'.
Ben ona umut vermemeye çalışırken o kendi kendine benden umut alıyormuş, kahretsin.
Gülerek "oo Allah muhabbetinizi artırsın, ne yapıyorsunuz bakalım ?" diyerek sordum.
Annem "akşama sarma yapıcam oğlum, şimdiden sarayım dedim, sen çok seversin" dedi gülümseyerek.
"Çok güzel gözüküyorlar tadına bakmazsam olmaz" diyerek tencereden bir zeytinyağlı yaprak sarması aldım.
Tam bir daha alacakken annem elime vurdu "dur oğlum çiğ çiğ yeme şu sarmaları pişince yersin, kaçmiyorlar da" dedi.
Alayla "kızından kalırsa tabikide, harbiden büşra nerde, uyuya mı kaldı ?" dedim.
Annem "o nişanlısıyla verandada birşeyler konuşacaklardı, ordadır oğlum" dedi.
"Ben bi bakayim şunlara ne yapıyorlar, sen şu kızın birşeyler yapmasına izin verme, şimdi büşra'nın ağzuni çekmeyelim, kaçtım ben" diyerek mutfaktan çıktım ve veranda'ya gittim.
Büşra ve kartal'ı öpüşürken görmüştüm.
Sitemkar bir şekilde "ulan biz sizin konuştuğunuzu sanarken siz burada öpüşüyor musunuz ?" diye sordum.
Kartal pis pis sırıtarak "evet" dedi.
Büşra "hayır, hem sen beni tanımıyor musun abicim, ben seni bile öpememişken bununla mı öpüşücem hı" dedi sitemli bir şekilde.
Tabii, ben kardeşimi tanıyan bir abi olarak onun bu yalanını yememiştim, ama inanmış numarası yapmıştım.
Kartal gülerek "niye yalan söylüyorsun abine laz kızım, doğruları desene, ben kartal'la öpüştüm desene" dedi.
Büşra kızarak "kapat çeneni ve siktir git buradan hadi kartal" dedi.
Kartal sakince "tamam gidiyorum, ama şunu aklından çıkarma, bunu evlendiğimizde sık sık yapacağız odamızda canım" dedi.
Büşra ise kartal'ın dediklerinden sonra kızmızının her tonuna girmişti.
Kızarak "lan yürü git ağzını burnunu kırarım senin" dedim.
Benim kardeşim asla sahipsiz değildi, arkasında babası olmasada dağ gibi abisi vardı, onu asla elalemin oğluna ezdirmezdim.
Büşra kartal'a bağırarak "manyağa bak 'evlenincede yapacakmışız' hele dene organını söküp eline vermiyor muyum senin ırz düşmanı" dedi.
Kartal alayla "öptüm laz kızım, hadi ben kaçar" dedi ve veranda'dan koşarak çıktı.
"kaç sen kaç, anca kaçarsın zaten, neyse büşra hadi içeriye geçelim abicim" dedim ve kardeşimle birlikte içeriye geçtik.
-----
Yazar'ın Ağızından;
Akşam olmuştu, yemekler yenmişti, Hacer ve şirin veranda'da oturmuş abla-kardeş çay içiyorlardı.
Hacer derin bir nefes verdi ve şirine "şirin, bak birşey diyecem ama hemen celallenme" dedi.
Şirin "ne söyleyeceksin abla, çabuk söyle" dedi endişeli bir şekilde.
Hacer "diyorum ki barbaros'un başını bağlayalım artık, kardeşi yakında evlenip yuvasını kuracak, oda kursun" dedi.
Şirin itiraz içeren ses tonunda "saçmalama abla istersen, kızımı istemediği birine verdin oğlumada aynısını yapmana izin vermem" dedi.
"Barbaros, lara'yı unutup kendi hayatına bakmalı şirin, evlendiği zaman karısına odaklanır onu sever" dedi Hacer.
Şirin "aklında biri var sanırım abla ?" diye sordu.
"Evet var, benim kaynımın kızı, Helin, büşra'yla yaşıt, hamarat, sakin, naif, eğitimli, sessiz, ağzı var dili yok, güzel ve uyumlu bir kız, bizim oğlanla çok iyi anlaşırlar, konuştuklarımızdan barbaros'a bahset şirin anladın mı beni ?" dedi Hacer.
Şirin "tamam abla geldiğinde bahsedeceğim, ama kabul etmezse bu iş olmaz anlaştık mı ?" dedi.
Hacer gülerek "anlaştık" dedi.
"Tamam o zaman iyi geceler abla" dedi şirin tebessüm ederek.
Hacer'de aynı şekilde "iyi geceler şirin" dedi ve ikiside odalarına çekildi.
-----
Kartal'ın Ağızından;
Şirketteydim, şirketteki durumları kontrol etmek için gelmiştim.
Benim geldiğimi gören asistanım sude hızlı adımlarla yanıma geldi ve "hoşgeldiniz kartal bey" dedi.
Ciddi bir tavırla "durum raporu ver Sude" dedim.
"Planınız tıkır tıkır işliyor kartal bey, eyüboğlu porselen iyice yerin dibine batıyor, çıkması çok zor olacak, hisseleride düştü, şirketimize olan borçlarını ödeyemez durumdalar" dedi Sude.
Eyüboğlu porselen şirketinin işleyişini bitirmek için H&E Tasarımcılık şirketi olarak gece gündüz çalışıyorduk, çalışmamızın sonucunu güzel bir şekilde alıyorduk ekipçe.
"İyi, daha beter olsunlar Sude, neyse odamdayım benden habersiz kimseyi alma görüşmeye" dedim.
Sude "tamam kartal bey" dedi ve odama geçip dönen sandalyeye oturdum.
Flashback:
"Lara at abicim topu" dedi Ali.
10 yaşındaki Ali Eyüboğlu 4 yaşındaki kız kardeşi Lara Eyüboğlu ile bahçede top oynuyordu.
Onları imrenerek izleyen 6 yaşındaki kartal (kara) cesaretini toplayıp yanlarına gitti ve "bende oynayabilir miyim sizinle" dedi.
Ali küçümseyen bir tavırla "hayır, senin gibi seviyesiz bir insanın burda bizimle oynamasına izin verir miyim sence" diye sordu.
Kara başını eğerek "hayır vermezsin Ali abi" dedi.
Ali kızarak "bana sakın Ali abi deme ben senin patronunum, Ali bey diyeceksin bana, sen bahçıvanın oğlusun ben ise koskoca eyüboğlu porselen'nin varisi Ali Eyüboğluyum senin seviyene inmem ben, aslada inmeyeceğim anladın mı beni gerizekalı" dedi.
Kara mahçup bir şekilde "anladım ali bey" dedi.
Ali bağırarak "defol git şimdi inine sümüklü böcek" dedi.
Kara başını eğerek onların yanından uzaklaştı.
Evine girdi ve ağlamaya başladı küçük kara.
Evin camından Ali'ye bakarak "birgün sizi kendime muhtaç edeceğim Ali Eyüboğlu, köpek gibi yalvartacağım seni söz veriyorum" dedi gözündeki yaşları silerek.
Flashback Son;
Kendi kendime "Sözümü tutmama az kaldı küçük kara, merak etme sen, bir süre sonra Ali Eyüboğlu bize muhtaç olacak, onu köpek gibi yalvartacağım kapımda biraz daha sabret tamam mı ?" dedim.
-----
Barbaros'un Ağızından;
Odamdayım, bilgisayarda takılıyordum, kapı çaldı ve içeriye annem geldi, yatağıma oturdu.
"Oğlum ben sana birşey söyleyeceğim" dedi annem.
Yanaklarını okşayarak "söyle annem" dedim.
Annem. "Halan dediki senin başını bağlamanın zamanı geldide geçiyor" dedi.
"Ee satede gelir misin anneciğim" dedim nazikçe.
"Evlendirelim bu oğlanı artık biriyle, kardeşi gibi yuvasını kursun" dedi annem.
"Hayır anne, ben asla evlenmeyeceğim, ne aşk evliliği nede görücü usulü, halama de ki 'barbaros istemiyor abla', ille birini evlendirmek istiyorsa kızını evlendirsin" dedim sitemkar bir şekilde.
Annem ne bana nede büşra'ya evlenmemiz için baskı yapmamıştı, milletin dediklerini asla umursamazdı.
Annem nazik bir şekilde "kızla bir görüşsen oğlum, benim hatrım için, ha paşam" dedi.
Kurbanlık koyunlar gibi boyun eğerek anneme "peki, kim bu görüşeceğim kız anneciğim" dedim.
Annem "Helin kıraçoğlu, halanın kaynının kızıymış, senden 2 yaş küçük, sessiz sakin bir kızmış" dedi.
Merakla "peki kızın rızası var mı veya benden haberi var mı diye sormalıyım anneciğim" diye sordum.
"Vardır illaki oğlum, sen yoksa hala lara'yı unutamadığın için mi evlenmek istemiyorsun helin'le" dedi annem.
"Hayır anneciğim, lara'yla bir alakası yok, ben o kızı unuttum gitti" dedim.
Annem "O zaman kanıtla, birisiyle evlenmeyi kabul et, helin'le bi görüş oğlum, bir şans ver ona" dedi.
Odamın yarı açık kapısından bakan lara'yı gördüm, beni hala sevdiğini söylemişti sabah, bana olan sevgisinin azalması için evlenip kendi hayatıma bakacaktım, helin'le evlenecektim.
Kararlı bir şekilde anneme "tamam, halama söyle ki barbaros helin'le evlenmeyi kabul etti, ona bir şans verdi ve lara'yı unuttu de anneciğim" dedim.
~~~
Bölümü nasıl buldunuz ?
Sizce Lara ve barbaros birbirlerine olan aşkını fark edecek mi ?
Kartal amacına ulaşacak mı ?
Büşra kartal'a aşkını fark edip itiraf edecek mi ?
Bu arada yeni kurguma bir bakmanızı tavsiye ederim, Külden Pervane, bir süre onunla uğraşacağım için yeni bölüm biraz daha geç gelebilir bilginize sunulur ☺️
Yeni bölümde görüşmek üzere hoşçakalın ☘️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.15k Okunma |
45 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |