18. Bölüm

16. Bölüm

A
azberbatxlw

Kartal'ın Ağızından;

 

Şahin ailesinin bahçesinden büşra'yla beraber menderes eyüboğlu'nun ölümünü izliyorduk.

 

Büşra gülümseyerek "beni bu yüzden mi dışarıya çıkardın kartal polat ?" diyerek sordu.

 

"Evet, düşman ailenizin düştükleri bu durumu kendi gözlerinle görmeni istedim laz kızım" diyerek yanağından bir makas aldım.

 

Büşra memnuniyetsizce makas aldığım yeri sildi ve bana "kapat çeneni süt çocuğu ben senin laz kızın falan değilim" dedi.

 

Ciddi bir tavırla "öylesin uzatma, laz kızım hadi içeriye geçelim artık istersen" dedim.

 

Büşra kızarak "Allah belanı versin süt çocuğu" dedi.

 

Alayla "vermiş zaten beni göndererek laz kızım, ama bir yandan iyi bakmalısın düşmanlarına karşı çok güçlü olacaksın, daha doğrusu bana sahip olacaksın bende sana" dedim.

 

Büşra "S!kt!r git süt çocuğu, sen kim ? bana sahip olmak kim ? ha" dedi küçümser bir şekilde.

 

Gülerek "Evlenince görürsün canım, neyse içeri geçelimde sizinkiler şüphelenmesinler" dedim ve içeriye geçtik.

 

Hacer hanım bizi görünce şirin hanım'a dönüp "bak şirin, ne güzel anlaşıyorlar gördün mü ?" dedi.

 

Şirin hanım memnuniyetsizce "hıı, gördüm gördüm, darısı senin kızının başına abla" dedi.

 

Büşra "sahi ya, berfu'ya haber verdiniz mi ?, gelecek mi ?" diye sordu.

 

Hacer hanım heyecanla "arayacağım şimdi, hazırlık telaşından unuttum haber vermeyi" dedi.

 

Büşra sakince "tamam hala, sen nasıl biliyorsan öyle yap" dedi ve bana dönerek "canım istersen yavaştan evine git geç oldu" dedi.

 

Gerçekten saate baktığımda gece yarısı saat 00.00 olduğunu gördüm.

 

Gülümseyerek "tamam o zaman iyi akşamlar hayatım" dedim.

 

O sırada hacer hanım'ın telefonu çaldı.

"Bir dakika" diyerek telefonunu açtı ve bizimde duymamız için hoparlöre aldı.

 

*Alo oğlum* dedi hacer hanım.

 

*Anne, menderes eyüboğlu'nu öldürdüler* dedi boğaç endişeli bir şekilde.

 

*Ne !, ne diyorsun oğlum sen* diyerek sordu hacer hanım.

 

Büşra korkuyla "hala noluyor" diye sordu.

 

*Anne burada olaylar karışık sakın kimsenin ben gelene kadar evden dışarı çıkmasına izin verme anladın mı ?* dedi boğaç ciddi bir şekilde.

 

*Anladım oğlum* diyerek telefonu kapattı hacer hanım.

 

Hacer hanım'ın yüzü telefon konuşmasından sonra bembeyaz olmuştu.

 

Şirin hanım telaşla "abla noldu betin benzin attı, kızım halana bir tuzlu ayran yap getir hadi" dedi.

 

Büşra "tamam anne getiriyorum" dedi ve hızlı adımlarla mutfağa gitti.

 

Hacer hanım kekeleyerek "şirin, menderes öldürülmüş" dedi.

 

Şirin hanım dişlerinin arasından "nasıl öldürülmüş abla bu şerefsiz" diyerek sordu.

 

Hacer hanım "bunu bilmiyorum, boğaç dediki ben gelene kadar kimse evden dışarı çıkmasın" dedi otoriter bir şekilde.

 

Merakla "bende mi dahilim bu dışarı çıkma yasağına" diyerek sordum.

 

Barbaros soğuk bir şekilde bana bakarak "bu evin içindeysen evet" dedi.

 

Tıslayarak "kahretsin, bir bu eksikti" dedim.

 

Barbaros ciddi bir şekilde "benim odamda kalırız beraber, boğaç anca sabaha karşı gelir çünkü" dedi.

 

Şirin hanım sakince "sen ailene haber ver oğlum burada kalacağını korkmasınlar" dedi.

 

"Tamam, ben haber vereyim o zaman" dedim ve barbaros'la beraber veranda'ya geçtik.

 

.....

 

Yazarın Ağızından;

 

"Menderes ! bana oyuncağımı geri ver".

 

Bu sesler büşra şahin'e aitti, yine sebepsiz bir şekilde uyurgezer olmuştu, veranda'ya girdi kartal'ın yanında duran silahı aldı, ve eyüboğlu konağına gitti.

 

O sırada mutfakta su içen Lara salondan gelen sesleri duydu, o ses şöyle diyordu:

 

"Bana oyuncağımı geri ver !".

 

Salonun ışığını yakınca karşısında bembeyaz geceliğiyle dağınık saçlarıyla korku filmi karakterini andıran büşra'yı görmüştü.

 

Olduğu yerde korkuyla çığlık attı lara, çığlığı duyan eyüboğlu ailesi koşarak salona geldi.

 

Büşra hâlâ "bana oyuncağımı geri ver" diyerek sayıklıyordu, bir anda elindeki silahı lara'ya doğrulttu ve aynı şekilde bağırarak "oyuncağımı geri ver" dedi.

 

Lara korkuyla büşra'ya "büşra, indir şu silahını lütfen" dedi.

 

Ali tıslayarak "ne oyuncağından bahsediyor bu kız, alın şu elindeki silahı" dedi.

 

Hüma büşra'nın donuk mavi gözlerine baktı, sonra ali'ye dönerek "uyurgezer bu kız ali abi sanırım rüya görüyor" dedi.

 

Boğaç ciddi bir tavırla "rüya değil bu hüma hanım, kabus" dedi.

 

Nazmiye korkuyla kızına "ne yapalım şimdi, bırakalım da hepimizi vursun mu ?" diyerek sordu.

 

Lara "hayır tabikide yenge saçmalama illaki kızın annesi falan gelir uyandırır onu bizde kurtuluruz" dedi sakince.

 

5 dakika sonra şirin ve barbaros geldi.

 

Şirin sakince "büşra, kızım biz geldik anneciğim bırak şu silahı" dedi.

 

Büşra halsiz bir ses tonuyla "bırakmam önce o bana oyuncağımı versin" dedi.

 

Şirin lara'ya bakarak "verecek oyuncağını kızım bırak sen silahını" dedi.

 

Büşra sinirle lara'ya bağırarak "ver artık oyuncağımı ver" diyerek silahının tetiği çekti ve ateş etti.

 

Barbaros lara'nın üzerindeydi, onu korumak için hiç düşünmeden merminin önüne atlamıştı.

 

Barbaros endişeyle "iyi misin lara ?" diyerek sordu.

 

Lara korkuyla barbaros'a bakarak "iyiyim ben" dedi ve beraber ayağa kalktılar.

 

Büşra bağırarak "aptallar ! verin oyuncağımı bana" dedi.

 

Kartal sinirle büşra'ya "asıl sen benim silahımı ver büşra" dedi.

 

Büşra nazlanarak "vermiycem, onlar oyuncağımı verecekler bana" dedi kartal'ın kara gözlerine bakarak.

 

Kartal'ın artık sabrı taşmıştı, aklına birkaç gün önce abisinin feyyaz'ı uyurgezerlikten nasıl uyandırdığı gelmişti, aynı yöntemi büşra'nın üzerinde deneyecekti, büşra'yı kendine çevirdi ve yüzüne sert tokatı yapıştırdı.

 

Kartal tıslayarak "ver şunu dedim sana değil mi ?" dedi.

 

En son isteyeceği şeydi sevdiği kadına elini kaldırmak, kartal polat'ın vicdanı sızlıyordu.

 

Büşra kendine gelerek kartal'a "noluyor bana ?, benim burda ne işim var ?" diyerek sordu, sonra barbaros'un kucağına yığıldı.

 

Herkes şaşkınca olanlara bakıyordu.

 

Kartal gülümseyerek "normal uykusuna geçiş yaptı geçmiş olsun" dedi.

 

Şirin hanım endişeyle "Boğaç, oğlum kolun ?" diyerek sordu.

 

Boğaç büşra'dan silahı almak isterken kolundan vurulmuştu.

 

Boğaç sakince "sıyırdı yenge korkma birşeyim yok" dedi.

 

Hüma "olmaz öyle hastaneye gidilmesi gerekiyor" dedi ürkek bir şekilde.

 

Boğaç ciddi bir tavırla "istemez dedim, ah !" dedi.

 

Hüma soğuk bir ses tonuyla "kan kaybediyorsun, en azından dikiş falan atarlardı" dedi.

 

Boğaç derin bir nefes vererek " tamam, giderim birazdan, yenge siz eve geçin bende gelicem sonra" dedi.

 

Şirin hanım "tamam, barbaros kardeşini al gidelim hadi" dedi.

 

Barbaros kardeşini kucağına aldı, ve eyüboğlu konağından çıktılar.

 

Barbaros boğaç'a bağırarak "haberdar et bizi durumundan" dedi.

 

Boğaç ise "tamam" dedi.

 

.....

 

1 saat geçmişti, boğaç'ın hastanedeki işi bitmişti artık, tam hastaneden çıkacakken telefonu çaldı, arayan kız kardeşiydi, hızlı bir şekilde arabasına geçti ve telefonunu açtı *alo* dedi.

 

*Nerdesin abicim* dedi berfu neşeli bir şekilde.

 

*Yoldayım, ne oldu başını belaya mı soktun yine* diyerek sordu boğaç.

 

*Yoo, sizi çok özledim geri döndüm* dedi gülerek berfu kıraçoğlu.

 

Boğaç soğuk bir şekilde *Ne diyorsun sen* dedi.

 

Berfu abisine *Havaalanındayım, gelip beni alır mısın lütfen abicim* dedi nazikçe.

 

Boğaç derin bir nefes vererek kardeşine *tamam geliyorum bekle* dedi.

 

Yarım saat sonra boğaç havalimanına geldi ve kardeşini aldı.

 

Berfu valizlerini bagaja koydu ve arabaya bindi.

 

Berfu abisinin sağ kolunun sargılı olduğunu gördü ve endişeli bir şekilde "koluna ne oldu senin abi" diyerek sordu.

 

Boğaç "hemen de onu gördün, insan bir selam verir değil mi" dedi sitemkar bir şekilde.

 

Berfu endişeyle "haklısın ama seni böyle görünce korktum işte" dedi.

 

Boğaç kardeşine gülümseyerek "korkma ufak bir sıyrık, nasıldı italya" diyerek sordu.

 

Berfu neşeyle "idare ederdi, sizi çok özledim" dedi abisine.

 

Boğaç kardeşine tebessüm ederek "bizde seni çok özledik, sabret az sonra özlemini gidereceksin" dedi.

 

20 dakika sonra boğaç ve berfu eve geldi.

 

Hacer hanım yıllar sonra gördüğü kızına koşarak sarıldı, saçlarını kokladı.

 

Hacer hanım gözleri dolu bir şekilde "berfu'm, kızım" dedi.

 

Berfu gülümseyerek "annem çok özledim sizi" dedi.

 

Hacer hanım kızının yanaklarını okşadı ve "bizde seni özledik kuzum" dedi.

 

Berfu annesine lara'yı göstererek "anne bu kız kim ?" diyerek sordu.

 

Büşra halsizce berfu'ya "benim abimin yosması, senin abinin 2. k

arısı, Lara Kıraçoğlu" dedi.

 

Berfu duyduklarının karşısında şaşkınlıkla "Ne !" diye bağırdı...

 

~~~

Bölümü nasıl buldunuz ?.

Umarım beğenirsiniz.

Neyse diğer bölümlerde görüşmek üzere hoşçakalın ☘️.

 

Bölüm : 05.12.2024 13:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...