"nasıl yani şimdi Sude senin kız kardeşin mi? Ama nasıl ya" esen rüzgar ile kollarımı bağladım. Bunu gören Alper ceketini çıkarıp omuzlarıma bıraktı.
"Uzun mesele be güzelim. Ama Sude evlatlık olduğunu bilmiyor sakın söyleme ona. Bırak öyle bilsin onun güzel bir ailesi var." Dudağındaki buruk gülümseme canımı neden acıtıyordu .
Derin nefes vererek önüme düşen bir tutam saçı geri iterek başımı da ileri geri sallamıştım.
Alper haklı değildi. Sude bunu öğrenmeli, gerçeği öğrenmeye hakkı var. Alperin onun abisi olduğunu bilmeli.
Sude hissediyor. Hissediyordu. Ama evlatlık olduğunu da biliyordu.
Nasıl diye sormayın ergenlik çağına girince hani ailemizin aslında bizim ailemiz olmadığını sanırız ya hah işte bu yüzden biliyordu.
Sude ile biyolojik ailesi arasında bir tane bile benzerlik yoktu. İlk başta bunu kafaya takmasa bile sonra onun için büyük sorun teşkil etmeye başlamıştı.
Ben düşüncelere dalmış bir vaziyette iken alperin beni kendine çekmesi ile son buldu.
Burnu burnuma değiyordu. Konuşmaya başladığında da dudakları dudaklarıma sürtündü.
"Neler geçiyor bakalım o aklında?"
Tam konuşmak için ağzımı aralamış iken siyah bir minibüs evin önünde durduğunda bütün dikkati mi oraya verdim.
Açılan kapıdan eli silahlı adamlar indiğinde Alper beni arkasına aldığı sırada silah sesleri gelmeye başladı.
Arkamda duran evin penceresine denk gelen kurşun sesi kulağımda yarattığı uğultu yüzünden alperin bana dediklerini anlamıyordum.
Kırılan pencereden abimin elinde ki tabanca ile ateş ettiğini, alperin adamlarının da çatışmaya dahil olmasına rağmen Alper bütün gövdesini bana siper etmiş şeklide duruyordu.
Peki neden bu adamlar ne alpere ne bana ne de aileme Ateş etmiyordu.
Neden sadece eve ve alperin adamlarına sıkıyordu.
Kulağımda ki uğultular geçtiğinde alperin sesini net olmasa da yavaş yavaş duymaya başladım.
"Sikecem hepinizi sikecem"
"Soyunuzu sopunuzu kurutacam"
"Ölmek için yalvaracak hale geleceksiniz hepiniz"
"Maşası olduğunuz adamın cükünü ezecem ayaklarım ile"
Alper kendi kendine mırıldanarak beni de evin kapısına doğru yürütüyordu.
En son kapının önünde durduğunda adımlarım da durmuştu.
Kapı aniden açılıp abim beni içeri çekerek kendisi dışarı çıkmıştı.
(İlahi bakış açısı)
Alperin deliler gibi aşık olduğu kadın abisi ile içeri alındıktan sonra silahını çıkarıp arkasını döndü kapıya.
Elindeki silah ile her ateş ettiğinde bir adamın kafasına denk geliyordu.
Ama denk gelenler arasında adamları da vardı.
Onun gözlerine çayır çayır ateş oturmuştu.
Bunu yapanın kim olduğunu biliyordu.
Bu onun için göz dağı verme mesajıydı.
Ama Alper de eski çocuk değildi.
16 yaşından beri o adamlar ile büyüyordu.
Her hareketlerinden bile kim olduklarını biliyordu. O insanların.
Çevresindeki seslere kapatmıştı kendini tek istediği bu varlıkları yok etmekti.
Son adama denk gelinceye kadar.
Son bir adam kalınca Alper durdu. Adamlarından geriye kalanlar da durdu. Sevdiği kadının abisi de durdu.
Herkes durdu. Zaman vaktini doldurmuş gibi akmayı bıraktı.
Alperin kıvrılan dudağı tehlikeli bir hale geldi.
Gözlerine oturan ateşe odun atıldı. İntikam alevi körlendi.
Alper sırıtarak son adama yaklaştı. Adamın gözlerine baktı. Korkudan eser yoktu. Alper daha da sevindi çetin cevizdi adam ve Alper ceviz kırmaya bayılırdı.
Alper elindeki silah ile adamın hem sol bacağına hem de koluna sıktı.
Adamın rahatsız edici kükremesi ona şuan melodi gibi geliyordu.
Dudaklarından kopan kıkırtı bu acıdan ne kadar da keyif aldığını gösteriyordu.
Adamı yaraladığı bacağına ve koluna iki ayağı ile basarak yere olan teması kesildi. Adamın sesi daha fazla arttı.
"Ne hakla yanımda ki birine zarar verme düşüncesine kapılırsınız. Kimse size demedi mi 'MAYFA LORDU BUNU NE SİZİN YANINIZA NE DE AİLENİZİN YANINA BIRAKMAZ' demedi mi" tekrardan adamın gözlerine baktı korkunun pırıltıları kendini yüzeye çıkartıyordu.
"Emir kuluyuz bizlerde" adamın gözlerinde ki korku artsa bile sesi pürüzsüzdü.
Alper gür bir kahkaha attı ve adamın erkekliğine sertçene basarak ayağının altında ezmeye başladı.
Adamın sesi arttıkça Alper huzura eriyordu sanki.
" Konuş, kimin için çalışıyorsun" bildiği bir soruydu. Onun tek istediği üstünlüğünü ilan etmeye devam etmekti.
Adam yutkundu söyleyip söylememek arasında durduğu esnada Alper sertçe ayağının altında ki et parçasına bastı.
Adam inleyerek adını söyledi.
"Caner demirhan" adamın cevabı ile Alper onun ismi olmadığı için kahkaha attı. Canerin adını kullanacak kadar ondan korkan bir adam göz dağı vermekten çekinmiyordu.
Alper silahını adama doğrultuğunda adamın gözlerinde kabulleniş vardı.
Alper adama göz kırptı. Gözlerini bu sefer kapatmadan adamın kafasına sıktı. Yakında olduğu için yüzüne kan ile birlikte ey parçasıda gelmişti.
Alper yüzünü buruşturarak küfür etti.
"Amına koyum adamdan kurtuluyoruz bir boka yaramayan beyninden kurtulamıyoruz"
.
.
.
" Dediğimi söyledi değil mi ?" Adamın kara gözleri yanındaki yakın korumaya döndü.
" Evet efendim. Dinleme cihazından dinledik her şeyi" adam sırıttı. Alper ile aynı yerde bulunan gamzesi gözler önüne serildi.
Yaşını almış bir adama göre dinç biriydi.
" Diğer çocuğa komut verin. Oyuna dahil olacak, sizde kaydını halledin. "
Telefondan yükselen alarma super Sonic bakış atmam ile kapanmayınca telefonu kökten kapattım.
Neden aklımda
'gir kanıma hani bekarlık sultanlık derdin yetti canıma'
Şarkısı çalıyor.
Kapının arkasından gelen ayak sesleri ile beynime yolladığım komut ile direk uykunun kollarına atladım.
"Anne bu salak kızın okula gitmemek için uyku numarasını YEMEDİĞİMİ unutmuş sanırım" gelen abim olunca üfleyerek yorganı kafamın üzerinden kaldırdım.
"Belki yicen ne biliyon"
"Uykun hafif"
"Belki artık ağır"
"Olamaz"
"Neden"
"Ailede böyle gene sahip kimse yok"
"Belki ben sizin aileden değilim?"
"Merak etme bizim ailedensin "
"Nereden biliyon belki değilim?"
"Biliyorum çünkü DNA testi yaptım uyuşuyor maalesef"
"Tüh be"
"Tüh ki ne tüh" lan bı Saniye bu bana DNA testi mi yapmış.
Ben sana bunu nasıl ödetirim biliyorum.
"ANNE ABİMİN SEVGİLİSİ VAR VE ABİMİ O KADAR DOLDURUŞA GETİRMİŞ Kİ BANA DNA TESTİ YAPMIŞLAR. GÖR ANNEM GÖR OĞLUNUN DÜŞTÜĞÜ HALLERİ GÖR-" kafama yediğim şaplak ve ağzımı kapatan el ile zafer artık benimdi.
Annem kapıda elinde terlik ile belirir iken gülmemek için kendimi zor tuttum.
Evet arkadaşlar abimi nasıl bilirdiniz?
Annem odama girerken ben de aradan tüyerek aşağı indim.
Yukarıdan annemin ile abimin sesi gelirken ben keyifle kahvaltı masasında ki çayı yudumlamaya başladım.
Yumurtalı ekmeği ağzıma atarak ayaklandım.
Ayakkabı mı giyeceğim sırada annem elinde terlikle merdivenlerden bana bakıyordu.
"Öyle bir şey yok diyor."
"Birazcık abarttım. Ama abimin sevgilisi var. Ve abim bana cidden DNA testi yapmış ama sevgilisi istiyor diye değil beyni ona yetmiyor diye" konuşmam bitmişti şimdi evden kaçabilirdim.
Elimi kapı koluna uzattığıma annemin sesini duydum tekrardan.
"Kim ki sevgilisi" bu cümle ile sırıttım.
Hep benle uğraşacak değil ya kızıl bomba.
"Sude" dedim sırıtırken. Annem ise kaşlarını çatmıştı.
"Hangi Sude?"
"Bizim Sude işte anne" annem sevinç çığlıkları atarak geri odama koştu.
Ben Alper ile sevgiliyim desem ağzıma sıçar.
Boş hole trip atarak çıkarken kalçamda hissettiğim yanma hissi ile sırtımı geri kapıya döndüm.
Bu kadın niye sinirli ki.
Abi demedin umarım alperi...
"Anne neden?"
"Adaletli olsun diye abine vurdum sana vurmasam içinde kalırdı kızım. Hadi okula "
"Anne gitmesem hani dün eve saldırdılar ya psikolojim bozuldu." Dünkü çatışmadan sonra Alper hızla gitmişti. Onun ardından yarım saat bile geçmeden bir camcı gelip kırılan camları değiştirmişti.
Ben ve annemde evin içinde oluşan hasarı temizlemiştik.
Abim de evin duvarına giren mermiler ile oluşan delikleri halletmiş gelen polis arkadaşlarına durumu anlatmıştı.
"Gölge yürü git okula kızım" ayaklarımı yere sürüyerek kapıyı açtım ve kendimi dışarı attım.
Ya ben neden durağa kadar yürümek zorundayım ki of. Hem ben niye okulun ayağına gidiyorum o benim ayağıma gelsin.
Saçma cümlem ile kendime söverek durağa yürüdüm.
En azından serbest giyiniyorduk. Ama 12. Sınıfız diye.
Neyse ki 12 yıllık hapis cezası bitmek üzereydi.
Durağın önünde durarak bı sefer otobüsün gelmesini bekledim.
Bu Allah'ın cezası olan arkadaşlarım neredeydi.
Onları aramak için cebimde ki telefonu çıkaracaktım mi cebimde değildi.
Elimi alnıma vurarak bir kere daha kendime küfrettim.
Masada unutmuştum.
Yanıma yaklaşan bedene baktığımda tanımadığım bir çocuktu.
Tereddüt ederek bana bakıyordu.
"Bir şey sorabilir miyim?" Kalın ve hoş bir sese sahipti.
"Tabi" bir eli ile ensesini kaşıdı.
" **** Anadolu lisesine hangi otobüs gidiyor acaba" söylediği okul benim gittiğim okuldu.
"A1 geçiyor." Teşekkür ederek birkaç adım ile benden uzaklaştı.
Anlaşılan yeni çocuktu hiç görmemiştim okulda.
Gelen otobüsün dolu olması ile göz devirdim. Bir kerede boş ol yavşak. Herkese mavi boncuk dağıtıyor resmen.
Beni iten yaşlı teyze önüme geçerek otobüse bindi.
Profilini kaydettim kızım ödetirim sana bunu.
Hemen ardından arabaya binerek otobüs kartını ekrana değdirip kaldırarak arkaya doğru ilerledim.
Bana çarpan yaşlı teyze boş koltuğa oturacakken hızla önüne geçerek koltuğa unuttum.
Yaşlılara saygım sonsuzdur ama bunu suistimal edenlere bok.
"Evladım kalk sana ben oturum"
"Niye?"
"Ayaklarım ağrıyor"
"Benimkiler de ayak ve ağrıyorlar"
"Sen gençsin evladım dayanıklısın"
"Bak teyzecim sırtımda çanta olmasa kalkarım ama çanta var ve bu yüzden dayanıklılık konusunda eşit oluyoruz"
"Tövbe estağfurullah, gençlik ölmüş"
" Teyzecim ayıptır sorması sen nereye gidiyorsun"
"Geziyorum kızım kendime"
"Teyzecim yazık değil mi sana ayakların ağrıyor senin otur evinde de bize vicdan azabı çektirmeye çalışma artık yemiyoruz. Madem gezmek için sabahın köründe kalkıyorsun böyle kal ayakta "
"A-aa edepsiz sana mı soracam gezip gezmeyeceğim"
"Peki sana mı kaldı birilerine yer verip vermeyeceğim" otobüs başka durakta durmuş ve yeni yolcu almıştı ve ben bu teyze ile hala konuşuyordum.
Ayakta duran hamile bir kadını fark ettiğim de yerimde kalkacak iken teyzenin direk oturacağı aklıma geldiğinde kadına seslendim.
"Hanımefendi bakar mısınız?" Birkaç kadın bana bakarken ben hamile kadına bakıyordum. Kadın beni fark edince
"Buyurun?" Dedi.
"Yaklaşır mısınız acaba?" Kadın kaşlarını çattı önce sonra yanıma geldi.
Ayağa kalkarak ona yerimi verdiğimde kaşları gevşedi ve gülümsedi. Kısa bir teşekkür eşliğinde yerine oturarak küçük bir baş selamı verdi.
"Ben o kadar yer istedim vermedin ona mı verdin burada yaşını almış kişi benim"
"Teyzecim kadın hamile"
"Ohooo ben hamile iken neler neler yapıyordum o ayakta mı duramayacaktı" yer verdiğim kadın rahatsızca hareket ederek ayağa kalkacak iken elimi omzuna katarak kalkmasına engel oldum.
"Teyzecim o zaman sen kendini hamile gibi düşün ve ayakta kal incilerin dökülmez" kadın bana ağzı açık kalarak baktı ve aniden bağırmaya başladı.
"Sen nasıl bana hakaret edersin" al başa belayı.
"KAPTAN MÜSAİT BİR YERDE DURARAK BU KADINI ATAR MISINIZ? BENİ ARABAYA BİNDİĞİMDEN BERİ RAHATSIZ EDİYOR." Bütün bakışlar bize dönmüştü.
"A-aa iftiraya bak küçük sıçan" diye bağırmaya başladı.
"KAPTAN MÜSAİT BİR YERDE BU KADINI İNDİRİR MİSİNİZ? HERKES ŞAHİT KENDİSİ BANA HAKARET EDİYOR" kaptan durakta durunca kadın bana mosmor bir şekilde baktı ardından indi.
Araba tekrar seyir halinde ilerlerken bir sonraki durakta inerek okula giriş yaptım.
2. Kata geldiğimde direk koridorun sonundaki sınıfa yöneldim.
Sınıfa girerek duvar kenarı en arkaya giderek yayıldım. Bu salaklar daha gelmemişti.
Yavaş yavaş sınıf dolmaya başladığında bizimkiler de sınıfa girmiştim. Levent hızla gelip aniden kafama vurdu kaşlarımı çatarak baktım ona.
O elini bir yerlerine koyarım orospu
"Ne oluyor amına koyum"
"Niye telefonu açmıyorsun aptal" konuşan gizemdi. Çantasını önümdeki sıraya katarak sırasına geçip bana baktı.
"Evde unuttum?"
"Niye unutuyorsun salak bir de dünden sonra" konuşan sudeydi ve abim ona her şeyi anlatmış gibi görünüyordu. Oha bunlar cidden sevgili mi olmuştu.
Hayaldi gerçek oldu diye bağırsam yüzde kaç ergen olurum?
Levent ve Begüm gizemin önündeki sıraya oturup bize baktılar.
Anlaşılan Sude'de onlara anlatmıştı.
Kendimi aşk üçgeninde sanıyorum lan
Sude gizemin yanında oturunca zaten hoca da sınıfa girmişti.
Allah'ım neden ya neden ilk ders matematik...
"Bugün ki konu belirli integral" yelloz hocaya göz devirmemek için zor durdum.
...
"...Bu eşitlikte a integralin alt sınır, b ise integralin ise üst sınırıdır" hocanın sözü bitmesi ile sınıfın kapısı çalındı ve içeri iki erkek öğrenci girdi.
Biri durakta ki çocuktu, diğerini tanımıyordum. Durakta duran çocuğa göre daha yapılı ve sivri yüz hatlarına sahipti. Yaşını tahmin etmek istesem rahat 23 derdim.
Hoca onlara bakarak gülümsedi. Oynak.
"Sizler yeni öğrenci olmasınız"
"Evet hocam" durakta ki çocuk cevap verirken diğeri sınıfa göz gezdirdi. Bakışları beni bulunca dudağının kenarı kıvrıldı ve beni süzmeye başladı. Bu hareketi ile kaşlarım çatıldı.
"Kendinizi tanıtın ve boş bir yere geçin"
"Ben toprak samyeli" dedi. Daha yeni bana bakan çocuk ve bana doğru yürümeye başladı. Baş ucumda durunca ona baktım.
"Ne var?"
"Kay oturcam"
"Burası dolu oğlum başka yere geç" elleri ile omuzundan tutarak beni yerimden kaldırdı ve yerime oturarak kenara kaydı.
Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Kalk beğ yerimden dengesiz" diye bağırdım.
"Bağırma kulağımın dibinde" dişlerinin arasından tıslamıştı. Yüzü daha da sert bir hâl alırken sessizce yerime oturdum ve geri tahtaya baktığımda hepsi bize bakıyordu.
Omuz silkerek onlara bakmaya devam ettim.
"Evet sende kendini tanıt ve bir yere geç derse devam edelim" yelloz boğazını temizlemiş ve konuşmuştu.
Durakta bana soru soran çocukta kendini tanıtıp emirin yanına izin alarak oturmuştu.
Adı efe çelik'ti.
Hoca geri dersi anlatmaya başlayınca, ellerimi saç diplerime geçirerek bu işkencenin bir an önce son bulmasını diledim.
♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡
Ders bitmişti bitmesine de gerizekalı matematik hocası son ders gelip beni sınıftan almış ve deneme netlerim hakkında konuşmuştu.
Neymiş dersi dinlemeyen ben nasıl matematik 34,8 net yapmışım. Kesin kopya çekmişim.
YA BEN DERS ÇALIŞIYORUM GERİZEKALI VE BEN DERSİDE DİNLİYORUM. BEN SENİ DİNLEMİYORUM YELLOZ diye bağırmak istesemde son aylarda tutanak yememek için sustum.
Ya bir de coğrafya dersinde iken beni almıştı.
Canım coğrafya...
Zil çalmasına rağmen 13dk boyunca beni tutmuş ve nasihat vermişti.
Zaten nasihatları bitmiyor.
Zor bela ondan kurtulup okuldan çıkıp bahçeye indiğimde alperi kapıda beni arabayla beklediğini görünce.
Sevinçle onun yanına giderken biri beni kolumdan çekip kendisine çevirmişti.
Dudaklarımda hissettiğim baskı ile neye uğradığımı şaşırdım.
Alper değildi bu dudakların sahibi.
Bu kişi topraktı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |