93. Bölüm
Kübra Ahsen Durukan / GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1) / YAZIN SERT RÜZGARLARI

YAZIN SERT RÜZGARLARI

Kübra Ahsen Durukan
ahsenkubos

Sen bana bakmıyorkn bile ben sende kayboluyorum.

Bölüm şarkısı: İkiye On Kala- Bu Kızın Bi Derdi

Feyyaz uzun zaman uğraşsa da Jaime’yi saklandığı yerden çıkarmayı başaramamıştı. Haftalarca uğraşmasına rağmen nasıl saklandığı yerden çıkmazdı bir türlü anlamıyordu. Derdini bir türlü de çözememişti. Neden zarar vermeye çalışıyordu? Amacı neydi? Bu düşmanlık nereden geliyordu? Her kimse derdi neydi öğrenememişti. Canı sıkıyordu bu konu. Tam bir bilinmezlik içinde kalmıştı. Bir de diğer taraf olan karısı vardı. Ondan ise hiç ses seda çıkmıyordu. Telefonlarını açmayı bırakalı bir haftayı geçmişti. En son geleceğim demişti ama son bir şans denemişti maalesef ki bunda da eli boş dönmüştü. Bu şekilde devam edemeyeceklerini biliyordu. Belki de bir daha ortaya çıkmayacak diye düşündü. Çünkü son 3 hafta da en ufak bir hareketlilik olmamıştı. Bir köşede ölüp kalması daha da işine yarardı. Bunu şans olarak kabul edip karısının yanına gitmeye karar verdi.

Berfu’yla arasının tekrar açıldığının farkındaydı. Bu sefer de araya bebek girmişti. Berfu, onu bebeğe karşı bir tehdit algılıyordu ve etrafında istemiyordu bunun farkındaydı. Hoş onu kendinden uzaklaştırırken bunun farkındaydı. Araları tam düzelmeden gitmesi sadece onları daha da uzaklaştırmıştı. İlk gittiği günlerde her aradığında açıyor ve bebek dahil bir şey anlatıyor en son da kapatırken de hadi sana bir şey olursa diye ağlıyordu. Ama bu durum giderek azalmış ve şimdi ise hiç olmuyordu. Kızlardan duyduğuna göre canı bir hayli sıkkın suratından düşen de bin parçaydı. Bir an önce aralarını düzeltmeliydi. Doğumdan önce araları eski haline dönmüş olmazsa bir daha düzelmezdi biliyordu.

Berfu elindeki içeceği yanındaki küçük masaya bıraktı. Elindeki kitabın bir sayfasını daha çevirdi. İşsizlikten kendini okumaya vermişti. Bu kadar okumaktan ya alim olacaktı ya da kör. Çünkü 24 saatin en altı saatini okumaya ayırıyordu. Bu adada yapacak başka bir şey yoktu. Karşısında izlediği okyanus artık onu sarmıyordu. En son ayağına deniz anası dokunduğundan beri yüzmeye girmemişti. Sadece biraz yaklaşıp ayaklarını uzatıp oturuyordu. Adaya sadece iki şekilde gelebiliyordun bir tanesi helikopterle diğer de deniz motoru ile. Gemi için liman yoktu ve gelgiti fazla olan bir yerlerdi ve bir gemiyi okyanusun ortasına bırakıp da gelemezdin. Hoş şimdiye kadar hiç de etrafında gemi de görmemişti.

Çok büyük bir adada değillerdi. Aksine üzerinde sadece tek bir evin bulunduğu bir adaydı. İlk geldiklerinde Esra ile adanın etrafını yürümüşlerdi. 2 saatte bitmişti. Bu küçük adanın üzerinde sadece ağaçlar ve dev bir villa bulunuyordu. Bu ev kimindi? Kimler yaşıyordu? Neden böyle bir ev satın almışlardı? Neden bu şekilde donatılmıştı emin değildi ama evin alt katında dev bir çelik duvardan yapılmış sığınak vardı. Başta savaş döneminden kalma zannetmişlerdi ama maalesef ki evin yeni olduğundan emindiler. Nedeni içine bir korku düşürmüyor değildi. İnsan neden evinin içine böyle bir oda yaptırırdı ki? Sebebini bilmekten bile korkuyordu. Haftada bir ana karaya çıkabiliyorlardı. Her gittiğinde kitap ve kıyafet alıp dönüyordu. Kitap artık vakit geçirebilmesini sağlayan tek şey buydu. Kıyafeti ise günden güne aldığı kilolar ve her gün biraz daha büyüyen karnından olmuyordu. Bu sakinliği sevmişti aslında. Şehrin gereksiz gürültüsünden kurtulmuş kendine çekiliyordu. Hamilelikte yaşadığı duygu durum bozuklukları ise normale dönmeye başlamıştı. Artık her gördüğü şeye ağlamıyordu. Daha mantıklı yaklaşabiliyordu. Kocasının durumunu elbet merak ediyordu ama içinde bulunduğu durumu kendisinin istediğini biliyordu. Haftalardır ses yoktu ama Feyyaz adamı ortaya çıkarmak için elindekini ardına koymuyordu. Mal varlığının neredeyse hepsini tarumar etmeye yemin etmişti. Tamamen kazanmadan geri çekilmeyecekti. Bu ısrarının başlarına bir iş açmasından korkuyordu. Kocasına ne dese de vazgeçiremeyeceğini de biliyordu. Gerekirse yalan söyler yine de istediğini yapardı.

Hancı erkekleri Türkiye’de yaptıklarından bir kesinlik almadıklarını düşünerek Amerika’ya gitmişlerdi ama aylardır gören olmamıştı. Ama bu zaman diliminde bu savaşın neden başladığını biliyordu. Amerika’da iş yapmak için birkaç kişiyi aradan çıkartmak zorunda kalmıştı ve bu birkaç adamdan biri Jaime’nin manevi abisi Bob’du. Oysa Feyyaz, Bob kim onu bile hatırlamıyordu. Her öldürdüğü ya da öldürttüğü kişiyi hatırlayamazdı ki ama görünen o ki onun elinden olmuştu ölümü. Yaklaşık bir haftayı Amerika’da geçirmişlerdi. Sonunda pes edip haftalardır görmedikleri eşlerinin yanına gitmeye karar verdiler. Özel bir jetle önce ana karaya sonra da adaya geldiler. Daha öğlen saatlerindeydiler burada. Gerçekten de tüm dünyadan gizlemeyi başarmışlardı. Bu adanın tam konumu bile uzaydan bile takip edilmez kadar küçüktü ama baya işlevseldi. Feyyaz, karısını aramıştı ama son günlerde olduğu gibi aramasını görmezden gelmişti. Geleceğini söyleyecekti ama söyleyememişti. Nasıl olsa orada görürüm diyerek üstüne düşmedi.

Berfu elindeki portakal suyundan bir yudum daha alıp kulağındaki kulaklığı düzeltti. Hamilelik ve doğum hakkında bir söyleşi dinliyordu. Günlerdir buna sarmıştı. Zerda sabah bugün geleceklerini söylemişti ama son birkaç haftadır geliyoruz demelerine rağmen gelememişlerdi. Bu yüzden buna da hiç inanmamıştı. Bir süre sadece gözünü kapatıp konuşmayı dinledi. Konuşmanın sonuna gelmişti ki durmak üzere olan bir motor sesi duydu. Bugün adaya bir şeyler gelecek miydi acaba diye düşündü ama bulamadı. 2 gün önce ana karaya çıkıp hem mutfağa hem de kişisel alışverişlerini yapmışlardı. Kulaklığını çıkartıp kutusuna yerleştirdi. Telefonu eline alıp ayağa kalktı. Eve doğru yürüdü. Eve girdiğinde önce Zerda’ya sarılan Burak’ı gördü. Sonra Fatih’in etrafını sarmış ailesine baktı. Çocukları kucaklamış boynuna kollarını dolamış olan karısının boynundan öpüyordu. Onları gördüğünde aklına yine gelmemiş olabileceği geldi. Belki de onları gönderdi kendi gelmedi diye düşündü. Onların arkasındaki kocasını gördü. Onu görmeyi beklediği kesindi ve sabırsız gözüküyordu. Nedense Berfu aynı sabırsızlığı hissetmedi. Buraya geleli 2 ay olmuştu ve iki ayda beş defa geleceğim demişti ama yeni geliyordu.

Feyyaz karşısında karısını görünce içinde haftalardır dolaşan özlemin birazını da olsa gidermiş gibi hissetti. Baştan ayağa inceledi. Kilo almıştı. Üzerinde beyaz bir kimono vardı. İnce kimono içini gösteriyordu. Altında mavi bir bikini takımı vardı. Gözü tekrar karnına kaydı. Büyümüştü. Hatta beklediğinden daha büyüktü. Berfu’nun ona yaklaşmayacağını bildiği için kendisi gidip kollarını genç kadının sırtını kavradı. Saçlarının kokusu burnuna dolarken iyice içine çekti bahar yeni gelmiş gibi hissediyordu şimdi. Berfu’nun isteksiz sarılmasını göz ardı edip saçlarını öpüp kokusunu içine çekmeye devam etti. Nasıl olsa gönlünü almanın bir yolunu bulurdu.

Akşam olduğunda Berfu odaya istemeyerek de olsa girdi. Konuşmak için tüm gün beklemiş olan Feyyaz aradığı yalnızlığı elde etmişti.

“Biraz konuşalım mı?”

“Ne konuda?”

“Mesela neden telefonlarımı açmadığın olabilir.”

“Senin de verip de tutmadığın sözleri konuşalım mı?”

“Sebebini biliyorsun.”

“Bilmiyorum bilmek de istemiyorum.”

“Berfu yapma ama.”

“Bir şey yapmıyorum ki istediği gibi saklandım burnumu bile dışarı çıkarmadım. Uslu bir köpek gibi oturup seni bekledim.”

“Öyle bir şey istemedim senden ayrıca köpek de ne demek. Ne zaman böyle davrandım sana. Sadece güvende olmanı istedim.”

“Pardon sen beni alıp bir köşeye bırakabileceğin bir eşya gibi görüyordun.”

“Bence hamilelik senin sinirlerini iyice bozmuş.”

“Hamilelik değil sen bozuyorsun sinirlerimi.”

Bunun üzerine Berfu başka bir şey demeden yatağa uzandı. Feyyaz ne yapacağını kestiremiyordu bile. Ne dese ona geri dönecek gibiydi. Sesini çıkarmadan üstünü değiştirip yatağa uzandı.

Aradan geçen birkaç günde Feyyaz ne zaman Berfu’nun yanına yaklaşmaya çalışsa çabası boşuna çıkıyordu. Berfu yüzüne bile bakmıyor hatta gerekmese konuşmuyordu. Yemek masasında otururken bile bir şey isteyecek olsa hep başkalarından istiyordu. Aralarının bozuk olduğunu Esra bile anlamıştı. Amcasına kendince tavsiyeler verse de bu tavsiyelerin Berfu’nun üzerinde etkili olmayacağını çocuk aklı ile o bile kestirebiliyordu. Bu arada Zerda’nın derdi adadan gitmekti. Uzun süredir insanlarla düzgün bir ilişki kurmamıştı. Sosyal medyada bir şeyler paylaşması bile yasaktı. En son kahvaltı masasında Zerda sonunda patladı. “Biz ne zaman gideceğiz bu adadan?”

“Okyanusun ortasındasın işte ne istiyorsun?”

“İnsan istiyorum abi insan görmek istiyorum. 2 aydır tıkıldık kaldık resmen.”

“Bende, ne zaman dönüyoruz Türkiye’ye?” Feyyaz karısına sende mi bakışı attı. Zerda’ya hak verecek kadar ne ara düzelmişti araları. Kavgalılarken kafası daha rahattı.

“Ayarlarım .”

“Ne zaman işte?”

“Ayarlarım dedim ya Berfu.”

“Bu sene buradayız demek ki. Yakında bekleme Zerda.”

“Berfu!”

“Sözüne pek güvenmiyorum artık.” Feyyaz cevap vermedi. Diğerlerinin yanında kavga etmek istemiyordu. Zaten herkes aralarındaki krizden kaynaklı gergindi daha fazlasına gerek yoktu.

Kahvaltıdan sonra Feyyaz kısa bir düşünse de karısının bu isyanında görmezden gelirse aralarına birkaç kat duvar daha öreceğinden emindi. Birkaç gün Amerika’daki işlerini halledip Türkiye'ye dönebilirlerdi. Akşam yemeğinde söylediğinde hepsi derin bir nefes vermişti. Sabah Berfu’nun dediğinin gerçek olma ihtimali gözlerini korkutmuştu.

Sabah erkenden deniz motoru ile ana karaya oradan da hava limanına gittiler. Jetle Amerika’ya geçtiler. İniş yaptıklarında gece olduğunu fark ettiler. Feyyaz bu kadar kalabalık otelde kalamayacaklarını düşünerek bir ev ayarlamıştı. Eve gelince herkes yatıp uyudu. Sabah erken saatlerde Berfu karnında ve kasıklarında bir ağrı ile uyandı. “Feyyaz!” Adam gözünü açmadan “hım” deyip uyumaya devam etti. “Feyyaz!” Adam bu sefer gözünü açmıştı. “Ne oldu?”

“Sancım var.”

“Niye?”

“Ne bileyim niye?”

“Tamam tamam hastaneye gidelim mi?”

“Olur.”

“Sen bekle.” Feyyaz hızla yataktan kalktı. Üzerini değiştirdi. Berfu’nun üzerini değiştirmesine yardım ederek yanlarına eşyalarını aldı. Sancıdan iki büklüm olmuştu bu halde yürüyemezdi. Dikkatlice kucağına aldı. Bahçeye çıktıklarında Cüneyt onları karşıladı. Hemen bir araba hazırlayıp en yakındaki hastaneye gittiler. Doktor hemen müdahale etmişti. Bir süre sonra sancı geçmeye başlamıştı. Doktor hem stres hem de uzun yolculukla alakalı olabileceğini söylemişti ama bebeğin durumu gayet iyiydi.

Doktor ultrasonda kontrol ederken bebeğin cinsiyetini söyledi. Feyyaz önce doktorun ne dediğini anlamadı. Doktor ciddi miydi? Gözleri karısına kaydı. Ekrana bakıyordu ama yüzünde şaşkın bir ifade yoktu. Aksine biliyormuş gibi bir havası vardı. Biliyorsa neden günlerdir ona söylememişti ki. Bu kadar mı gözden çıkarmıştı onu?

Berfu bebeğin cinsiyetini biliyordu. Adaya geldikten 2 hafta sonra rutin kontroller sırasında öğrenmişti. O zaman kocasına sürpriz yapmak istemişti. Kız istediğini biliyordu. Bir kutu hazırlamış ve geldiğinde vermek istemişti. İçerisine çeilmiş bir ultrason fotoğrafı minik pembe patikler ve üzerinde “daddy’s girl” yazan bir zıbın almıştı. Çok büyük bir hevesle hazırlamıştı. Ama kocası bunu güvenli ortam sağlamaktan çok rahat intikam alabileceği bir duruma sokunca onları, vazgeçmişti söylemekten. Gerçekten merak etse 4 ayı geçtiğini ve cinsiyetini öğrenebileceğini biliyordu. Yine de sormamıştı. O da öğrenmek istemeyen birine zorla öğretecek hali yoktu ya. Doktor hastaneden ayrılmadan birkaç vitamin takviyesi vermişti. Günlük yarım saatlik yürüyüşler yapmasını ve dengeli beslenmesini söyleyerek göndermişti. Tabi ki stresten uzak durması gerektiğini de söylemeden geçmemişti.

Eve geldiklerinde kahvaltı yaptılar. Ne Feyyaz’ın neden bebeğin cinsiyetini söylemediğini soracak kadar yüz vardı ne de Berfu da bu konuyu açacak istek vardı. İki günü sakinlikle geçirmişti. Kimse konuşmuyordu evde öyle ki Poyraz ve Esra bile zorlukla konuşuyordu. Bu gerginlik ortamı herkesi içine kapatıyordu.

Berfu da bu gerginlikten fazlasıyla sıkılmıştı. Feyyaz kızlara bebeğin cinsiyetini bilip bilmediklerini sormuştu ama kızlarda bilmediklerini söylemişlerdi. Çünkü gerçekten bilmiyorlardı. Berfu ilk öğrenenin Feyyaz olmasını istemişti. Hoş bu isteği de gerçekleşmişti ama istediği şekilde değildi. Evin yakınlarında orman vardı. Biraz temiz hava almak iyi gelecekti hem de evden uzaklaşmak üzerindeki gerginliği atmasına yardımcı olur belki düşüncesine kapılarak üzerini giyinip evden çıktı. Kapının önünde Baran ve Ahmet konuşuyordu. Kapının açılma sesi ile ona baktılar. Berfu kapıya doğru yürürken peşinden geleceklerini biliyorlardı. Soldan çıkan Cüneyt’i ve kocasını beklemiyordu dışarıda olduğunu düşünmüştü. “Nereye Berfu?”

“Biraz ormanda yürüyeceğim.”

“Emin misin?”

“Evet doktor da yürüyüş yap demişti.”

“Tamam o zaman çok dolaşma erken dön.”

“Tamam.”

“Seninle gelsinler.” Diyerek Ahmet ve Baran’a işaret verdi.

Berfu itiraz etmemişti. Ne de olsa acil bir şey olma ihtimalini göz ardı edemezdi. Bir süre sadece yürüdü. Ne müzik dinledi ne konuştu ne de içindeki kuruntulara cevap aramaya çalıştı. Sadece dümdüz yürüdü. Sakinlik iyi gelmişti. Evden uzaklaştıklarını düşünerek dönmek için arkasını döndü. Onu birkaç adım arkadan takip eden adamları gördü. Onlarında sadece ayak sesleri gelmişti. “Dönelim.” Adamlar kafa salladılar. Berfu iki adım atmıştı ki ormanın içini dolduran iki ses yankılandı.

NOT: kusura bakmayın bu aralar hastane işleriyle çok uğraşınca bölüm yazacak vaktim olmadı. Diğer bölümü de yazıp hemen yükleyeceğim. Bir de gelecekten kesit ister misiniz? Yoksa heyecanını m bozar? Fikirleriniiz yazın.

 

Bölüm : 05.03.2025 22:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kübra Ahsen Durukan / GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1) / YAZIN SERT RÜZGARLARI
Kübra Ahsen Durukan
GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1)

81.28k Okunma

4.49k Oy

0 Takip
106
Bölümlü Kitap
GECELERİ SADECE KÖTÜLÜK MÜ DOLAŞIRDI SOKAKLARI?BAZEN GÖRMEK İÇİN KÖR OLMAK GEREKİRGÖVDE GÖSTERİSİ YAPMAK İÇİN NE GEREKİR?BİRİSİNİ NASIL TANIRSIN?ŞEYTANDA BİLİR KİMDEN KORKACAĞINIKORKULAR BAZEN GERÇEĞİ GÖRMEMİZİ ENGELLERGERÇEKLERİ İNKAR ETMEK ONLARI GİZLER Mİ?BİLİNMEZLİĞE SÜRÜKLENMEKHER ŞEY SENİNLE BAŞLARKORKULARDAN KORKU BEĞENEN BÜYÜK KORKUN NE?İNTİKAM SOĞUK YENEN BİR YEMEKTİRKAYBETMEK İÇİN ÖNCE NE KAYBETTİĞİNİ BİLMEK GEREKİRYENİ HAYATA KÖTÜ BİR MERHABAVAR OLMAYA ÇALIŞMAKYENİ ORTAMLAR YENİ BAŞLANGIÇLAROYUNBOZANLIK YAPMASOSYETEYE İLK BAKAMAYIŞUYUM SAĞLAMANIN İLK KURALI EKSİK LİSTESİ YAPMAKTIRPLANLAR BAZEN İŞE YARAMAZGÖRDÜN MÜ DÜNYA ETRAFIMA PERVANEÜZÜLMEK İÇİN BAHANE ARAMAK...ELEŞTİRİLMEDEN SEVİLMEK...KORKULAR SEVGİMİZİ BESLERDİNLEYEN YOKSA KONUŞMANIN ANLAMI YOKTURBİTMEK BİLMEZ GECELERÖLÜM SENSİZLİĞİBİLEN BİLDİĞİ GÖREN GÖRDÜĞÜ KADARGERÇEKLERİN EN KÖTÜ HUYUDERİN GÖKYÜZÜ HİZAYA GELSEVME KİMSEYİ YAKARSIN CANINIKÜÇÜK SÜRPRİZLERGülüş kurşun olamaz mı?İNTİKAM YEMİNİHERKES KENDİ MERAKININ KÖLESİDİRSevmekDEDİKODU MALZEMESİYALITILMIŞ BİR HAYAT MI YANILTILMIŞ BİR HAYAT MI?Yeni bölüm duyurusuKALBİM BUZDAN TUZAKırılganBİLİNMEZLİKTE KAYBOLMAKSIĞINILACAK LİMAN BUL KENDİNEYeni bölüm geldiDÜŞÜNÜLECEK ÇOK ŞEY VARAÇIKLAMA !!!!!!!Yalnızlığı DenemekGECİKMİŞ BALAYI DİYEDEBİLİRDİK AMA...Yeni bölüm zamanlarıÖLÜMLE YÜZ YÜZE GELMEK KORKUTUCUDURKARANLIK GELECEĞİN KARANLIK GEÇMİŞİAcep Değil Deli OlsaGelecek bölümlerden bir kesitGELECEK HAKKINA BİR ŞEYLERTeknik sorunlarORTAYA DÖKÜLEN DUYGULARKIŞ ORTASINDA ÇİÇEKLENECEĞİZAcılar DeniziGelecek bölümlerden bir kesitNotBİTMEK BİLMEZ BİR YOLCULUKTUR HAYATEVCİLLEŞMİŞ ERKEK EN İYİSİDİRKARANLIK GÖKYÜZÜNDE PARLAYAN KUTUP YILDIZIKAR ÇİÇEĞİ'NİN ASIL SAHİBİZERDA'NIN TATLI(SIZ) SÜRPRİZLERİHER GÜZELİN BİR SORUNU VARDIRAçıklama ve DuyuruGÖNÜL YAPMAK GÖNÜL ALMAKTIRYENİ BÖLÜM GÜNLERİ BİLGİLENDİRMEKISKANIYOR MUYUZ NEYeni bölüm geldiSEVGİNİN BİNBİR TÜRLÜ HALİSEVEN SEVDİĞİNİ KISKANMASINYeni bölüme destek amaçlıGÖZÜNÜ KARARTMIŞ BİR KATİL HER ŞEYİ YAPABİLİRMÜKEMMELLİK HER ZAMAN GÖZE BATARAŞK BAHÇESİ Mİ KIŞ BAHÇESİ Mİ?HERKES KENDİ BİLDİĞİNİ OKUR60.000 Okunma OldukÖneri başlığıBÜYÜYOR MUYUZ YOKSA BÜYÜYOR MUYUZ?ALACAKARANLIĞA DOĞRUFikir alma bölümüBULDUM DERKEN HADİ KAYBEDİYORSAMYeni bölüm yarın gelecekKORKULAR KALBİMİZİN EN KARANLIK KÖŞELERİDİRÇIKAMADIĞIM DİPSİZ KUYUİnstagrama bir şeyler yüklemeye başlayacağımPANDORANIN KUTUSU ARALANMAYA BAŞLIYORBİR GECE ANSIZIN KAYBEDEBİLİRMİŞİMİlk gönderiyi yükledimGİDEN GİTTİĞİ GİBİ DÖNER Mİ HİÇ?YAZIN SERT RÜZGARLARIGelecek bölümlerden bir kesitGÜN TERSİNE DÖNÜYOR GALİBAKAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARIIŞIĞIM SÖNÜYOR YARDIM EDİNBeni İnstagram'dan takip ediyor musunu?AZRAİL HİÇ GİTMEMİŞSE GELMİŞ SAYILIR MI?YAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİRYAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİR 2KARLI DAĞIN KARIGEÇMİŞE BAKMAK PİŞMANLIK GETİRİR 1GEÇMİŞE BAKMAK SADECE PİŞMANLIK GETİRİR 2BELKİ DE GÜNEŞ HAVANIN EN KARANLIK OLDUĞU ANDA AÇARKIŞ SONU BAHAR BAŞI
Hikayeyi Paylaş
Loading...