106. Bölüm

KIŞ SONU BAHAR BAŞI

Kübra Ahsen Durukan
ahsenkubos

Not: Çooook uzun zamandır bölüm atmadığımın farkındayım. Şöyle ki hayatım bu ara tepe taklak oldu. Ayrı eve çıktım, işe girdim, yüksek lisans tezimi tamamladım, bir tarafta Ags ve Öabt sınavı yaklaşıyor derken çok boğulduğum bir zaman dilimiydi. Normalde çok boğulduğumda kendimi yazmaya veririm ama ona bile fırsatım olmadı. Günün her saati doluyum ve çok yoruldum. Buraya da hiç girmedim en azından size haber verebilirdim ama her gün bugün bir bölüm yazayım diye uyanıp her gece bugün de olmadı diyerek uyuduğum için işler benim için yolunda gitmedi diyelim. Bu bölüm de elim alışsın diye yazdığım kısa bir bölüm oldu. Yani okurken bu ne uzun zamandır yazmıyordu bir de böyle bölüm mü attı diye söylenmeyin olur mu? Sınavı bir atlatsaydım en azından daha çok vaktim olurdu ben de yazmaya rahat devam edebilirdim. Ama yine de arada yazmayı unutmayacağım.

Feyyaz eve geldiğinde doğruca yukarı çıktı. Yatak odasına girdiğinde odanın boş olduğunu fark etti. Banyoya girdi soğuk bir duş aldı. Biraz daha açılmış hissediyordu. Üstünü giyinip alt kata geri döndü. Karısının ve kayınvalidesinin sesi mutfaktan geliyordu. Mutfağın kapısının önüne gelip içeriye kısa bir bakış attı. Ezo Hanım elinde bir tepsi ile bir şeyler yapıyordu. Arka fonda Arapça bir şarkı açıktı. Hem kadın tepsideki şeyi yoğurmaya hem de neşe içinde konuşmaya devam ediyordu. Feyyaz önce karısında baktı. Gülümseyerek annesini dinliyordu. Kendi ses ve neşelerinden onu fark etmemişlerdi. Arkası üzeri geri dönüp üst kata çıktı. Bir süredir evin içi bu kadar neşeli değildi. Bu gece de karısının yanında uyuyacak mıydı yoksa sadece dün geceye mi özeldi emin değildi ama yine de kötü düşünmek istemiyordu. Çalışma masasının sandalyesini çekip oturdu. Saat ilerlerken alt kattan zilin sesini duydu. Sesi duyar duymaz aşağı inmek yerine kimin geldiğinden emin olmak istedi. İçeri giren kişini Zerda olduğunu anladığında çalışmasına geri döndü. Nasıl olsa her gün geliyordu artık. En azından Berfu’ya onu kötülemeyecek sınırlı sayıda kişilerdendi. Sırf bu yüzden sesi çıkmıyordu bu kadar çok gelip gitmesine.

Berfu, Zerda ve Ezo salonda bir süre oturdular. Zerda yeni aldığı arabayı anlatıyordu. Kırmızı üstü açık ve iki kişilik spor arabanın güzelliğini anlatıp durmuştu tüm gece. Milyon dolarlık arabadan dünyada sadece 2 kişide olacaktı biri de kendisiydi. Fazlasıyla hevesliydi bu konuda. Araba iki aya kadar tamamlanıp teslim edilecekti. Berfu, Zerda’nın neşeyle yeni arabasını anlatmasını soğuk kanlılıkla dinlese de arabalar artık ona cazip gelmiyordu. Sadece zaruri durumlarda biniyordu. O zaruri durumda hastaneye gitmekti onun haricinde önünden bile geçmiyordu. Geçmek gibi bir niyeti de yoktu. Arabalar artık sadece onu korkutuyordu. Eskiden olsa büyük bir heyecanla merak edeceğinden emindi ama artık işler değişmişti. Bırak bir daha arabaya tek binmeyi mümkün olsa arabaya hiç binmezdi. Saat ilerlerken Berfu’nun uyku saati çoktan gelmişti. Berfu oturduğu yerde uyuklamaya başlarken Zerda kalktı. Zerda kalkınca Berfu’da kendini doğruca yatağa attı. Gözlerini kapatmasıyla derin bir karanlığa çekilmesi bir olmuştu. İlaçlar ve zihinsel savaşı onu her zamankinden daha fazla yoruyordu artık.

Feyyaz yatak odasına girdiğinde karısının uyuduğunu fark etti. Üstünü değiştirip yatağın bir ucuna usulca sokuldu. Kolay kolay uyanmayacağını biliyordu ama yine rahatsız etmek istemiyordu. Normal zamanlarda bile uykusu ağırdı hele de son zamanlarda aldığı ilaçlardan kaynaklı olarak saatlerce uyanmadan yatıyordu öyle ki kabuslarından bile uyanamıyordu. Bir süre sonra onunda gözleri kapanmış ve o da büyük bir sessizliğe çekilmişti. Belki de bu aralar ihtiyaçları olan şey de buydu büyük bir sessizlik ve dinginlik.

Feyyaz kendi yatağına dönmüş olmasından kaynaklı fazlasıyla keyfi yerindeydi. Öyle ki bir haftada giderek ilerleme kat etmişlerdi. En azından sarılmasına izin veriyordu. Sabahları kollarının arasında uyanmasından fazlasıyla memnundu. Bu memnuniyet genel olarak herkes tarafından fark ediliyordu. İş yerindekiler son birkaç gündür kovulma tehlikesi yaşamamalarından, kuzenleri ise kazadan beri ateş püsküren yanardağın kendi içine çekilmesine mutluydular. Her daim diken üstünde olmak herkesi yormuştu. Biraz dinginlik ve sakinlik herkese iyi geliyordu.

Berfu karanlık bir sokakta peşinden gelen adamdan kaçıyordu ama ne sokak bitiyor ne ondan başka bir insana rastlıyor ne de bir ışık huzmesi görüyordu. Koşuyordu ama sonu gelmeyen bir sokakta. Nefes nefese kalmıştı ama nefes alış verişini bile duyamıyordu. Yardım istemek için bağırmak istiyordu ama sesini duymuyordu ya kulakları artık işitmiyordu ya da sesine bir şeyler olmuştu. Bir anlık duraklamayla avazı çıktığı kadar bağırdı. Sonra da keskin bir silah sesi geldi. Ardından kendi adını duydu ama kimden geldiğini kestiremedi. Sonrasında ise beyni yapması gerekeni yapmaya karar vererek onu uyandırmıştı. Hızla yataktan doğruldu. Gözleri hala görmüyor gibiydi. Karanlık odanın içine dair bir görsel yoktu kafasında. Sesin nereden geldiğini kestirdiğinde ise yine bir kabusa uyuduğunu fark etti. Gözleri işlevini tekrar yerine getirmeye karar verince karşısında kocasını gördü. Kabusun şokundan yataktan fırlamış olmalıydı. Kendini rahat bırakarak kafasını yastıkla buluşturdu. Birkaç saniye sonra kulakları net duymaya ve beyni tam fonksiyonda çalışmaya başlamıştı.

Feyyaz inatla uyandırmadığı karısının kan ter içinde uyanmasını izledi. Doktor iyiye gittiğin söylerken kabuslar neden daha kötüye gidiyordu peki? Kendini geri yatağa bıraktığında bir bardak su doldurarak içirmeye çalıştı. Hala nefes nefeseydi. Bardağı komodinin üzerine bırakarak nefesini düzene sokmaya çalışan kadının yüzünü ellerinin arasına alarak alnını alnına yasladı. “Geçti güzelim geçti.” Alnına bir öpücük bıraktı. Sakinleşmeye çalışan kadının kokusunu içine çekti. Ne kadar yakınlaşırsa o kadar fazlasını istiyordu. Şu an olduğu gibi. Bir süre hareket etmeden öylece kaldı.

Berfu’nun gözleri hala kapalıydı ama uyumak gibi bir niyeti yoktu. O karanlık sokağa geri dönmek istemiyordu. Bu sefer dönerse öleceğinden emindi. Rüya olabilirdi ama onun için gerçekti. Ayrıca insanların rüyalarında daha doğrusu kabuslarında gördükleri yüzünden kalp krizi geçirip öldüklerini okumuştu bir zamanlar. Onlardan olmak istemiyordu. Yaşadıklarından bir şekilde sağ kurtulmayı başarmıştı. Bir kabus yüzünden ölmeyecekti ve ölmek istemiyordu. Uykusunun açılmasına izin vermek istiyordu. Gözlerini araladı. Kocası hala aynı yakınlıkta duruyordu.

Feyyaz yüzüne değen kirpiklerle gözlerini açtı. Tüm uykusu kaçmış gibiydi. Çok uzun sürmeyeceğini biliyordu. Hem uykuya dayanamazdı hem de ilaçlar sürekli uyumasına vesile oluyordu. Dayanamayarak dudaklarına eğilerek küçük bir öpücük bıraktı. Sonrası gelmişti zaten. Uykudan kaçmak isteyen kadın ve aylardır karısına hasret olan bir adam. Gereken tüm ortam buydu sanki. Feyyaz karşı bir isteksizlik hissetmediği için durmadı. Kendini çekmek istemese de frenlemeye çalışıyordu. Sert davranmak yerine yumuşak hareketlerle devam etmek istiyordu. Canını yakmak gibi bir niyeti yoktu.

Berfu daha fazla uykuya direnemediğini fark ettiğinde gözlerini usulca kapadı. Bu sefer uyurken o karanlık sokağın nereye çıkacağını biliyordu. İyice dalarken üzerindeki yorgana biraz daha sarıldı. Feyyaz karısının uykuya yenik düşüşünü izledi. Dağılan saçlarını geriye toplayıp yüzünü ortaya çıkardı. Nefesinin düzene girmesini sakinlikle bekledi. Sonrasında üstünde bir şey olmadan uyumasına içi razı gelmeyerek yerdeki bir pijama üstüne uzandı. Eline aldığı üst kendisinindi ama çok da önemli değildi. Yatarken dahil bir şeyler giymek onu boğmaya başlamıştı. Evin her köşesinden birisi çıktığı için sürekli olarak giyinik olması gerekiyordu. Sürekli çıplak dolaşmayı seven bir adam değildi ama en azından kendi yatağında yatarken en azından üstündeki kıyafete dikkat etmek de istemiyordu. En azından bu sabah odaya dalan birisi olmaz diye düşünüyordu. Kayınvalidesinin evin içinde dolaşan seslerini duymuştu. Büyük ihtimalle Berfu’nun sesine uyanmış odaya da giremediği için evin içinde dolanmaya başlamıştı. Sonrasında evin içinde gezmeye devam etmişse sonrasında olanları da duymuş demekti. Bu da bir süre kendi kafasına göre odaya girip çıkamayacağı anlamına geliyordu.

Üstündeki yorgana sarılmış yatan kadına tekrar baktı. Şimdi sarılmıştı ama biraz sonra üstünü açacak ve sabaha kadar bu şekilde yatacaktı. En azından o uyanana kadar. Ellerinin arasında sıkıca tuttuğu yorganı bırakması için usulca parmaklarını aralayıp üstünü açtı. Arkasını dönmeye çalışan kadını durdurup tişörtü kafasından geçirdi. “Yapma uyuyacağım.”

“Üstüne bir şey giy.” Diyerek kolunun bir tanesini geçirdi. Berfu sonrasında bir şey demeden uykuya devam etmişti. Tişörtü aşağıya indirip üstünü geri kapattı. Arkasını dönüp uyumaya devam eden kadının sırtından sarılıp boynuna bir öpücük bıraktı. Bu kısa süreli sevişme kesinlikle onu kesmemişti ama kısa zamanda elindekiyle idare etmesi gerektiğini fark etmişti. On gün önce ayrı odalarda kalıyorlardı. 2 ay önce intihar etmeye çalışmıştı. Yaklaşık 4 ay önce de bebeklerini kaybetmişlerdi. Zaman kavramının içinden geçtikleri bir yıl olduğu kesindi. Gözlerini kapatıp tekrar uyumaya çalıştı.

Alt kattan gelen sesler ile gözlerini açmıştı Feyyaz. Sırt üstü dönüp etrafına bakındı ama karısını görmedi. Anlaşılan aşağı inmişti. Ne ara uyandığından emin değildi. Yataktan kalkıp önce banyoya girdi. Üstünü değiştirip aşağı indiğinde evin içinin kalabalık olduğunu fark etti. Berfu’nun arkadaşları gelmiş kahvaltı masasında oturuyorlardı. Anlaşılan evlerinde toplu bir kahvaltı vardı. Merdivenin son basamağından masaya göz attı içeriye. Masada oturan karısını gördü ev bu kadar kalabalıkken evde kalmak gibi bir niyeti yoktu. Geri yukarı çıkıp iş için hazırlanıp aşağı indi. Masanın başında oturan karısının yanına yöneldi. Bu kalabalıktan bir an önce kurtulmak istiyordu ama öncelikle karısına veda etmek istedi. Şimdi bir şey demeden ortadan kaybolsa bu sefer ağızlarına laf vermiş olacak ve dün akşam kat ettikleri ilerlemeyi yok saymış olacaktı. Hem de kendini kanıtlamak istemişti. Sorunlarını aştıklarını göstermek istiyordu. Hem kaynanasına hem de o sevmediği arkadaşlarına. Dilara yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip ona baktığını görünce yüz hatlarını biraz daha yumuşatmaya çalıştı. Hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Sahte bir gülümsemeyle “Günaydın” diye seslendi.

Ana amacının ne olduğunu biliyordu. Sessiz sedasız salondan çıkmasına engel olmaktı. Bu kızı ilk gördüğü günden beri sevemiyordu. Her şeyi ben bilirim tavırları ve kendinden emin duruş canını sıkıyordu. Bu kızda sevmediği bir şeyler vardı ve sebebini de biliyordu. Ondan haz etmediği için eline geçecek hiçbir fırsatı es geçmeden karısına onu kötülüyordu. Gereksiz bir samimiyete sebep olmayacak şekilde “Günaydın” diyerek karşılık verdi. Karısının saçlarına bir öpücük bırakıp “Ben çıkıyorum geç dönerim” dedi. Berfu cevap vermek yerine başıyla onayladı. Bir süredir dilini yutmuş hallerine alışmıştı zaten buna takılmadı. Göz ucuyla kaynanasının olduğu tarafa baktı içinde bulunduğu durumdan hiç haz ediyor gibi bir hali yoktu. Yine de bir şey demeden önündeki tabakla ilgileniyordu. Başka bir şey söylemeden evden ayrıldı.

Ezo Hanım kızının ve damadının günden güne arasının iyi olmasını izliyordu. Bir gelişme miydi yoksa her şey eski haline mi dönüyordu emin değildi. Ama bir şeyler değişiyordu onu biliyordu. Karanlık bir gecede kimsesiz kalmış kızını yine aynı karanlığa terk etmekten korkuyordu. Ve yine elinden gelen bir şey yoktu. Kızı buraya bir hayat kurmuştu. Yeni arkadaşlar edinmiş girdiği ailenin içinde bir şekilde hayata bağlanmıştı. İçinde bir yerlerde gel gidelim demek vardı ama diyemiyordu. Haksız da sayılmazdı bu sefer. Öncesinde korkusundan gidemezlerdi şimdi de damadının bırakacağını hiç zannetmiyordu. Yakın zamanda fark etmişti ki evin birçok yerinde güvenlik kamerası takılıydı. Geçenlerde oradan bahçede oturan kişileri izlediğini görmüştü. Kısacası evin içinde bile gözünün önünden ayırmıyordu gitmesine mi izin verecekti. Ayrıca bir muhalefetlik yapmak istemiyordu bu hem evin hem de kızının huzurunu kaçıracaktı. Görüştüğü doktorun bile Hancı ailesinden yana olduğunu bilecek kadar çok şey görüp geçirmişti bu hayatta. Bu sefer kimsenin elinden bir şey gelmezdi.

Karşısında oturan kızı ve damadına tekrar baktı. Ne yıllar önce evin bahçesinde gördüğü Azrail vardı karşısında ne de birkaç ay önce gördüğü yıkılmış adam. Berfu’nun yanında oturmuş bacak bacak üstüne atmış bir kolu geç kadının omuzundayken diğer eli yine varlığı kontrol ediyor gibi elini tutuyordu. Yüzünde o mimiksiz ifade değil daha çok gülmeye yakın bir ifade vardı. Berfu gözlerini televizyondan ayırmadan izliyordu. Gözlerini tekrar televizyona çevirdi bir süre sadece boş boş ekrana baktı.

Çalan kapı ile kendine gelmiş oldu. Kafasındaki düşüncelerden uzaklaşmıştı. Kapının önünde ilk önce Zerda belirdi. Kucağında küçük bir köpek vardı. 1 haftadır dilinde alacağı köpek vardı. Demek ki sonunda almış diye içinden geçirdi. O küçük tüylü şeye dünyanın parasını vermişti. Arkasından Burak’ı gördüğünde eli istemsizce kafasındaki örtüye gitti. El ucuyla düzeltti. Zerda bir hışımla tekli koltuğa oturduğunda bir problem olduğunu anlamıştı. Burak içeri girerken selam verdi. Ezo Hanım sesli bir şekilde selamını almak yerine başıyla aldı. Bir diğer tekli koltuğa da Burak oturduğunda ortalık büyük bir yangın yerine dönecek gibiydi. Zerda elindeki köpeği yere bıraktı ama köpek ayağının ucundan ayrılmadan yere oturuverdi.

Berfu bugün Zerda ile konuştuğunda keyfinin gayet yerinde olduğuna emindi. Ne olmuştu da suratı asık gelmişlerdi. Arabası dün gelmişti ve bunun için baya keyifliydi. Sabah köpeği almaya giderken konuşmuşlardı en son ve bir sorun yoktu. Ne olduğunu merak etmeye başladığında ise Zerda’ya yönelip “İyi misin?” diye sordu.

Zerda bunu bekliyormuş gibi şikayete başlamıştı. “Burak oldu.” Deyiverdi. Berfu bu söylemden bir şey anlamamıştı. Ama anlaşılan kocası anlamış olmalıydı ki keyifli bir şekilde kavgalı olan çifti izliyordu. “Ne oldu?”

“Bu geri zekalı adam benim şahane arabamı presletmiş.”Berfu önce ne demek istediğini anlayamadı. Presletmek derken neyi kast ediyordu ve neyi kast ediyordu. Dünyada sadece iki tane üretilen ve biri Zerda’nın olan milyon dolarlık arabadan bahsetmediğini düşünmek istiyordu. O kadar parayı çöp yapmazdı değil mi? Neden emin olamıyordu acaba? “Presletmiş derken?”

“Bildiğimiz o şahane kırmızı arabamı yok etmiş.” Berfu daha tepki veremeden Ezo Hanım’ın ağzında Arapça bir şeyler kaçmıştı bile. Berfu hızla annesine dönüp baktı. Arapça küfretmişti. Ama ondan başka kimse anlamamıştı tabi ki de. Zerda sanki söyleneni anlamış gibi ortaya atlayıverdi “Bence de çok haklısınız Ezo Hanım. Tam olarak o dediğinizden.”

“Abartma Zerda ilk dediğimde vazgeçmiş olsaydın böyle bir şey olmazdı.”

“Abartma mı ya daha 1 defa bindiğim arabamı ortadan kaldırdın ve özel üretimdi.”

“Sende onu alacağına daha farklı bir model alsaydın ben sana dedim seni o arabaya tek bindirmem diye.”

“Ne halin varsa gör ama benimle konuşma.” Bu arada evin yeni misafiri olan küçük köpek ise Zerda’nın ayağının dibinden ayrılarak merdivenlere doğru yürümeye başlamıştı. Zerda kocasına yüz çevirdikten sonra yere baktı ama köpeğini göremedi. Etrafına kısa bir bakış attığında merdivenlerin önünde bekleyen köpeği görünce “Burak gel aşkım.” Diyerek seslendi. Odanın içinde kısa bir sessizlik olurken diğerleri önce kime seslendiğini anlamadı. Ama küçük köpek kendine seslenildiğini anlamış olsa ki koşa koşa Zerda’nın yanına geri dönmüştü. Burak sinirden mora dönerken Berfu’yu bir gülme tutmuştu. Kahkaha atmamak için yanaklarının içini ısırıyordu. “Şu hayvana böyle seslenme dedim sana.”

“Haklısın seninle aynı ismi taşıyor olması asıl onun için hakaret oluyor ama işte yapacak bir şey yok artık.”

“Zerda!”

“Cidden ismini Burak mı koydun?”

“Evet o da çok beğendi değil mi oğluşum?” diyerek yerdeki köpeği kucağına alarak sevdi. Çok sevimli ve tatlı bir köpekti. Gecenin yeni gündemi belli olmuştu. Burak, Zerda’nın arabasını parçalatmıştı o da intikam olarak yeni aldığı köpeğe kocasının ismini vermişti. Hoş küçük Burak bu ismi fazlasıyla sevmiş ve benimsemiş gözüküyordu. Çok da sevimli ve hareketli bir köpekti. Bir ara Berfu’nun yanına gidip kucağına oturmuştu. Feyyaz, hayvanlardan pek haz etmezdi ama bunu sevmişti. Sevdiği şey köpeğin kendisi miydi yoksa ismi miydi emin değildi. Yine de karısının etrafında çok görmek istediği söylenemezdi.

 

Bölüm : 30.05.2025 16:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kübra Ahsen Durukan / GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1) / KIŞ SONU BAHAR BAŞI
Kübra Ahsen Durukan
GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1)

81.28k Okunma

4.49k Oy

0 Takip
106
Bölümlü Kitap
GECELERİ SADECE KÖTÜLÜK MÜ DOLAŞIRDI SOKAKLARI?BAZEN GÖRMEK İÇİN KÖR OLMAK GEREKİRGÖVDE GÖSTERİSİ YAPMAK İÇİN NE GEREKİR?BİRİSİNİ NASIL TANIRSIN?ŞEYTANDA BİLİR KİMDEN KORKACAĞINIKORKULAR BAZEN GERÇEĞİ GÖRMEMİZİ ENGELLERGERÇEKLERİ İNKAR ETMEK ONLARI GİZLER Mİ?BİLİNMEZLİĞE SÜRÜKLENMEKHER ŞEY SENİNLE BAŞLARKORKULARDAN KORKU BEĞENEN BÜYÜK KORKUN NE?İNTİKAM SOĞUK YENEN BİR YEMEKTİRKAYBETMEK İÇİN ÖNCE NE KAYBETTİĞİNİ BİLMEK GEREKİRYENİ HAYATA KÖTÜ BİR MERHABAVAR OLMAYA ÇALIŞMAKYENİ ORTAMLAR YENİ BAŞLANGIÇLAROYUNBOZANLIK YAPMASOSYETEYE İLK BAKAMAYIŞUYUM SAĞLAMANIN İLK KURALI EKSİK LİSTESİ YAPMAKTIRPLANLAR BAZEN İŞE YARAMAZGÖRDÜN MÜ DÜNYA ETRAFIMA PERVANEÜZÜLMEK İÇİN BAHANE ARAMAK...ELEŞTİRİLMEDEN SEVİLMEK...KORKULAR SEVGİMİZİ BESLERDİNLEYEN YOKSA KONUŞMANIN ANLAMI YOKTURBİTMEK BİLMEZ GECELERÖLÜM SENSİZLİĞİBİLEN BİLDİĞİ GÖREN GÖRDÜĞÜ KADARGERÇEKLERİN EN KÖTÜ HUYUDERİN GÖKYÜZÜ HİZAYA GELSEVME KİMSEYİ YAKARSIN CANINIKÜÇÜK SÜRPRİZLERGülüş kurşun olamaz mı?İNTİKAM YEMİNİHERKES KENDİ MERAKININ KÖLESİDİRSevmekDEDİKODU MALZEMESİYALITILMIŞ BİR HAYAT MI YANILTILMIŞ BİR HAYAT MI?Yeni bölüm duyurusuKALBİM BUZDAN TUZAKırılganBİLİNMEZLİKTE KAYBOLMAKSIĞINILACAK LİMAN BUL KENDİNEYeni bölüm geldiDÜŞÜNÜLECEK ÇOK ŞEY VARAÇIKLAMA !!!!!!!Yalnızlığı DenemekGECİKMİŞ BALAYI DİYEDEBİLİRDİK AMA...Yeni bölüm zamanlarıÖLÜMLE YÜZ YÜZE GELMEK KORKUTUCUDURKARANLIK GELECEĞİN KARANLIK GEÇMİŞİAcep Değil Deli OlsaGelecek bölümlerden bir kesitGELECEK HAKKINA BİR ŞEYLERTeknik sorunlarORTAYA DÖKÜLEN DUYGULARKIŞ ORTASINDA ÇİÇEKLENECEĞİZAcılar DeniziGelecek bölümlerden bir kesitNotBİTMEK BİLMEZ BİR YOLCULUKTUR HAYATEVCİLLEŞMİŞ ERKEK EN İYİSİDİRKARANLIK GÖKYÜZÜNDE PARLAYAN KUTUP YILDIZIKAR ÇİÇEĞİ'NİN ASIL SAHİBİZERDA'NIN TATLI(SIZ) SÜRPRİZLERİHER GÜZELİN BİR SORUNU VARDIRAçıklama ve DuyuruGÖNÜL YAPMAK GÖNÜL ALMAKTIRYENİ BÖLÜM GÜNLERİ BİLGİLENDİRMEKISKANIYOR MUYUZ NEYeni bölüm geldiSEVGİNİN BİNBİR TÜRLÜ HALİSEVEN SEVDİĞİNİ KISKANMASINYeni bölüme destek amaçlıGÖZÜNÜ KARARTMIŞ BİR KATİL HER ŞEYİ YAPABİLİRMÜKEMMELLİK HER ZAMAN GÖZE BATARAŞK BAHÇESİ Mİ KIŞ BAHÇESİ Mİ?HERKES KENDİ BİLDİĞİNİ OKUR60.000 Okunma OldukÖneri başlığıBÜYÜYOR MUYUZ YOKSA BÜYÜYOR MUYUZ?ALACAKARANLIĞA DOĞRUFikir alma bölümüBULDUM DERKEN HADİ KAYBEDİYORSAMYeni bölüm yarın gelecekKORKULAR KALBİMİZİN EN KARANLIK KÖŞELERİDİRÇIKAMADIĞIM DİPSİZ KUYUİnstagrama bir şeyler yüklemeye başlayacağımPANDORANIN KUTUSU ARALANMAYA BAŞLIYORBİR GECE ANSIZIN KAYBEDEBİLİRMİŞİMİlk gönderiyi yükledimGİDEN GİTTİĞİ GİBİ DÖNER Mİ HİÇ?YAZIN SERT RÜZGARLARIGelecek bölümlerden bir kesitGÜN TERSİNE DÖNÜYOR GALİBAKAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARIIŞIĞIM SÖNÜYOR YARDIM EDİNBeni İnstagram'dan takip ediyor musunu?AZRAİL HİÇ GİTMEMİŞSE GELMİŞ SAYILIR MI?YAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİRYAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİR 2KARLI DAĞIN KARIGEÇMİŞE BAKMAK PİŞMANLIK GETİRİR 1GEÇMİŞE BAKMAK SADECE PİŞMANLIK GETİRİR 2BELKİ DE GÜNEŞ HAVANIN EN KARANLIK OLDUĞU ANDA AÇARKIŞ SONU BAHAR BAŞI
Hikayeyi Paylaş
Loading...