95. Bölüm

GÜN TERSİNE DÖNÜYOR GALİBA

Kübra Ahsen Durukan
ahsenkubos

NOT: Bir gün gecikmeli olsa da geldi. Keyifli okumalar. Ayrıca bölümün sonlarına doğru pek hoş olmayan şeyler var. Eğer psikolojisi kaldıramayacak varsa atlasın lütfen. İyi akşamlar ve iyi okumalar.

Dünyam yıklıyor yardım et

Dünyam sensin

Berfu kocaman açılmış gözleri ile karşısında yıkılmakta olan adamlara baktı. Yere düşmemek için direniyor gibilerdi ama. Çok dayanamadılar. İkisi de yere yığıldı. Adamların yere yığılışına sadece baka kalmıştı. Belki birkaç dakika belki de belki de birkaç saniye içinde Berfu’nun ağzından çıkan çığlıkla ormanın içi ikinci bir ses dalgası ile doldu. Az önce silah sesi ile uçuşan kuşlar ikinci bir sesle bu sefer ötmeye başlamıştı. Ağzına kapanan ellerle öldüğünü düşündü. Çığlığı yarım kalmıştı.

Ağzına kapanan bir el, yerde yatan tam alınlarından vurulmuş iki adam. Kesin cehennemi yaşıyordu. Karşında akan kanı izlemek içinde açıklayamadığı bir korkuyu hissetti. Eli karnına gitti. Sonrası da yoktu zaten.

Berfu kendine gelirken gözlerini araladı. Bir an annelik içgüdüsü ile eli karnına gitti. İyi gibiydi. Sancısı yoktu en azından. Yerinde doğruldu. Gözleri biraz daha açıldığında etrafına göz gezdirdi. Neredeydi? Ne olmuştu ormanın içinde? Hatırladıklarından ne kadarı gerçekti? İyice yerinden doğrulup sırtını duvara yasladı. Yatak benzeri bir yerde yatıyordu. İlk seferde fark etmemişti ama elleri bağlıydı. Plastik bir kablo ile bağlamışlardı. Elini kurtarmayı denedi ama işe yaramadı. Gözleri odanın içinde biraz daha gezindi. Kim getirmişti onu buraya? Feyyaz neredeydi? Ortadan kaybolduğunu fark etmiş miydi? Kesin ederdi belki de onu bulmak üzerelerdi. Böyle düşünmeliydi. Evet olumlu düşünürse olumlu olurdu. Tekrar ellerini kurtarmaya çalıştı.

Kim kaçırmıştı peki onu? Onunki de soru muydu, Jaime denen adam olmalıydı. Derdi neydi de bu şekilde oynuyordu onunla. Sakin kalmalıydı stres yasaktı. Bir şey olmadan onu bulurlardı zaten. Korkmasına gerek yoktu. Sonra saçmaladığını fark etti. Sanki her gün kaçırılıyordu da derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı. Niye kimse içeri girip bir şey söylemiyordu. Odayı inceledi. Yattığı yatak ve bir sandalye vardı oda da minik bir pencere vardı ama bakmaya bile değmezdi. Ormanın içinde onu bulan adam hemen bulunabilecek göz önünde bir yere getirir miydi?

Feyyaz 2 saatin sonunda eve gelmişti. Bahçeden içeri girdiğinde ona telaşlı bir şekilde gelen Cüneyt’i gördü. Yüzündeki ifade hiç iyi şeyler söylemeyeceğini gösteriyordu. “Ortaya mı çıktı adam ne bu telaş?”

“Berfu Hanım halen dönmedi.”

“Yürüyüşe çıktıydı en son.”

“Evet ama geri dönmedi halen. Arıyorum açan da yok.”

“Kimi aradın?”

“Üçünü de aradım ama Berfu Hanım’ın telefonu kapalı diğerleri de cevap vermiyor.”

“Ormana adam gönderseydin peşlerinden.”

“Gönderdim bir saati geçti ama gelen olmadı daha.”

“Ara lan ne bakıyorsun?” Bu arada bahçe kapısından çıkmış orman yoluna girmişti bile. Adımları giderek hızlanırken etrafına bakınıyordu. Cüneyt adamlarıyla konuşup bulamadıklarını öğrendiğinde peşlerine birkaç adam daha çağırdı. Bir saatin sonunda çalan telefon sesine ulaşmışlardı. Feyyaz yanlarına gittiğinde iki adam yerde boylu boyunca yatıyordu. İkisi de alnından vurulmuştu. Berfu’dan iz yoktu. Etrafını incelemeye başladı. Birkaç adım ilerde ekranı parçalanmış telefonu buldu. İçinden büyük bir siktir çekti. Karısını kaçırmışlardı. Yine ortadan kaybolduğunu ve kendi başına bir şeyler yapıyor zannetmişti. Bilmediği bir ülkede bilmediği adamlar tarafından kaçırılmıştı şimdiye kafayı yemiş olmalıydı. Daha 2 gün önce hastanelik olmuştu. Hadi tekrar sancısı olursa ne olacaktı ya da mikrop kaparsa. Arkasındaki adamları umursamadan hızla eve yürüdü. Yirmi dakika içinde eve ulaşmıştı. Onlar yavaş yürüse yarım saat gibi bir şeye denk gelirdi. Resmen burunlarının dibinden almışlardı ve ruhları bile duymamıştı. Saatler geçmişti aradan. Bahçeye girdiğinde arabaya doğru yöneldi. Burak önüne geçti.

“Çekil Burak.”

“Abi dur.”

“Çekil Burak” diyerek kolundan tutup yolundan çekti. Arabanın kapısını açarken bu sefer Fatih kapıyı tutmuştu. “Lan ölümünüz benim elimden mi olsun istiyorsunuz?”

“Ne yapacaksın sokak sokak gezip arayacak mısın?”

“Gerekirse evet.”

“Saçmalama o şekilde daha çok vakit kaybederiz koca bölge bir hafta gezsen yine bitiremezsin. Aklını topla mantıklı hareket edelim geç olmadan bulalım.”

“Geç olursa mı?”

“Adamın abisini öldürmüşsün sana kin beslediği kesin. Sen gıcık ol diye bu kadar zahmete girmedi ya.”

“Sonra?”

“Sonra...”

“Sonra ne lan söylesene.”

“Abi sakin kalmaya çalış şu an birbirimize girmenin bir anlamı yok. Vakit kaybetmeyelim.” Feyyaz’ın kolundan tutup geri çekti. Masaya oturtup eline bir bardak su arkasına da sert bir viski vermişlerdi. Güvenlik kameraları izlemişlerdi. Orman yolunun bağlandığı otoyolun kamerasını ise gece yarısını geçerken hackletmişlerdi. Feyyaz her geçen saniye sabrını kaybediyordu. Şu an bilgisayarla uğraşan adamı öldürmesine mani olan tek şey kendisinin kameraları hackleyememesiydi. Eğer yapabilse dakika düşünmezdi bile. Sabah ışıkları doğarken koltuğun üzerinde uyuklayan Seda, Feyyaz’ın sesiyle gözlerini açtı.

“Hadi lan bir plaka bulacaksın.”

“Just comple minites and done.”

Feyyaz geceden beri bitmeyen “one minites” leri çok duymuştu. 16 saattir kayıptı ve nerede olduğuna dair en ufak fikirleri bile yoktu şu anda. Geceden beri birkaç arabanın nereye gittiğini bulamamışlardı. İlerideki duvara doğru yürüyüp başını duvara dayadı. Koca ülkenin neresindeydiler de bulacaklardı. Korktuğu başına gelmişti.

“I found it.”

“Nerede?”

Genç adam bilgisayar ekranında küçük bir noktayı işaret etti. Sonrası Feyyaz için yaşanmamıştı. Yoktu. Adresi kağıda yazıp evden çıkmış bir arabaya atlamıştı. Peşinden gelenler pek umurunda değildi. Hamile karısı neredeyse 24 saattir ortada yoktu.

Uzun süren araba yolculuğunun sonunda terk edilmiş bir depoya gelmişlerdi. Pencereden içeri baktı. Berfu ayakta ve arkası dönüktü. Hemen yanında ise Jaime denen adam vardı. Hiç düşünmeden elindeki silahın emniyetini açarak nişan aldı.

Berfu bir süre sadece oturmakla yetindi hoş ayakları da bağlıydı ayağa kalkamazdı. Kapı açıldığında iyice gerilmiş ve sırtını iyice duvara yasladı. Kaçabileceği pek de yer yoktu. Kendini yataktan aşağı atamazdı hoş atsa bile çok ileri gidemezdi. Kaçamayacağını biliyordu yapması gereken kocası onu bulana kadar hayatta kalmaktı.

Jaime içeri girince yatakta korku dolu gözlerle ona bakan kadını gördü. Eğer elinden gelse duvarı delip geçerdi. Gözlerine dikkatlice bakınca Feyyaz gibi bir adamın neden aşık olduğunu anlamıştı. Evet korkuyordu ama bu korkuya yenilmiyordu. Gözlerinde korku vardı ama o korkunun aralarında cesaret de vardı. Hissetiği korku ona cesaret veriyordu. Kadın gözlerini kaçırınca yatağa doğru iki adım attı.

“Kusura bakmayın beklettim ama kocanız her yerde beni ararken saklanmak biraz zor.”

“Nasıl yaptın bilmiyorum ama Feyyaz beni bulacaktır.”

“Eminim bulacaktır. Adamlarımın dediğine göre sizi çoktan aramaya başlamış.”

“Bırak gideyim o zaman. Seni bulduğu yerde öldürecek.”

“Ölmekten korktuğumu nereden çıkarttın?”

“Tüm bunları onun yerine geçmek için yapmıyor musun? Ölürsen nasıl yerine geçeceksin?” Jaime dudaklarına çarpık gülümseme koyarak kadına baktı. “Ne gülüyorsun?”

“Tüm bunları daha fazla güç için yaptığımı mı düşünüyosunuz?”

“Neden düşünmeyim ki?”

“Hoş sizde haklısınız. Tüm dünyadan habersiz kalmanın getirdiği bir cahillik yaşıyorsunuz.”

“O ne demek?”

“Kocanız neden peşinde olduğumu söylemedi mi?” Berfu adamın suratına baktı. Feyyaz daha fazla güç istediği için onunla uğraştığını söylemişti. Ama karşısındaki adamın bakışlarından ortada bir yalan olduğu kesindi. Ama kim söylüyordu bu yalanı?

“Nedenmiş?”

“Kocanız aile yerine koyduğum tek aileyi öldürdü.”

“Kesin bir şey yapmışlardır.”

“Evet yaptığı bir şey vardı.”

“Demiştim.”

“İyi niyetli yaklaştı.”

“Anlamadım.”

“Abi dediğim adam kocana güvenip evine çağırdı. O da bu jeste karşılık tüm ailesini öldürdü.” Berfu'nun anlamsız bakışlarında gördüğü kadarıyla doğru yolsa olduğunu söylüyordu. “Yalan söylüyorsun.”

“Söylemiyorum ben bunu kanıtlayabilirim ama sen kocanın yapmadığını ispat edebilir misin?”

“Neden böyle bir şey yapsın ki kocam.”

“Az önce sizin bana dediğiniz şey için daha fazla güç için.”

“Saçmalık.”

“Olmadığını sizde benim kadar iyi biliyorsunuz.”

“Bilmiyorum.” Cebinden çıkarttığı çakı ile kadının üzerine yürüdü. Berfu kendini daha fazla geriye itmek istese de duvar izin vermiyordu. “Korkma sana zarar vermek gibi bir niyetim yok.”

“Neden kaçırdın o zaman beni?”

“Kocana biraz çaresizlik hissettirmek için.”

“Ne yapacaksın bana?”

“Merak etme korkmanı gerektirecek bir şey yapmayacağım.”

“Ya?”

“Anlamadım dediğini ama.” Diyerek elindeki ve ayağındaki plastikleri kesti. Berfu kurtulan bilekleri ile rahatlatmıştı. Bileklerini ovdu. Ayağa kalmak için hareketlendi. Adam mani olmamıştı. “ Beni takip et.” Adam önce Berfu arkasında yürümeye başladılar. Genç kadın yürürken etrafını da izlemeyi ihmal etmiyordu. Eğer kaçabileceği bir şans yakalarsa denemekten çekinmeyecekti. Tanımadığı bir adamın sözüne güvenemezdi. Büyük bir ortama girdiklerinde eski bir depo olduğunu fark etti. Belki de yıllardır kullanılmıyordu. Her yer toz ve eski eşyalarla doluydu. Burada hastalanmamak anormal sayılırdı. Sağlıklı adamı getirsen o bile hastalanıp giderdi. Kendisi ne hale gelecekti emin değildi ama buradan kurtulduktan sonra düşünmek istiyordu.

Jaime ortadaki sandalyeyi işaret ederek oturmasını istedi. Berfu iyi bir kızı oynayarak sandalyeye oturdu. İşini şansa bırakamazdı. Jaime eski tozlu masanın üzerindeki yeni olduğu belli olan dosyayı Berfu’ya uzattı.

Berfu içinden ne çıkacağını kestiremiyordu ama dosyayı adamın elinden aldı. “İçine bak.”

Berfu dosyayı açtığında bir eve giren kocasının resmini gördü. Güvenlik kamerasından alınmış bir kareydi. Yukarıda tarihi de yazıyordu. 2,5 yıl önceye aitti. Bir sonraki sayfayı açmasıyla gözlerini kapatıp kafasını yana çevirmesi bir oldu. “Bu ne?”

“Kocanın eseri?”

“Yalan söylüyorsun.”

“Söylemiyorum saatleri karşılaştır. O girdikten 4 saat sonra çekilmiş bir kare.”

“Başkası da olabilir.”

“Emin olmasam iki yıl peşine düşmezdim.” Berfu korkarak sayfaya baktı. Bir adam yerde boylu boyunca yatıyordu üzerindeki mavi gömlek delik deşik olmuştu. Her tarafı kan içindeydi. Eğer kolunun manşetleri açıkta olmasa mavi olduğu belli olmayacaktı. Kalın dosyanın bir sonraki sayfasını çevirdi. Bu sefer kanepenin üzerine düşmüş bir kadın cesedi vardı. Genç sayılabilecek kadın kafasından vurulmuştu. Tek kurşunluk işti. Bir sonraki sayfayı geçmeyi içi kaldırmıyordu. “Bunlar kim?”

“Yıllarca bana abilik yapan ve düştüğümde elimden tutup kaldıran tek adam ve onun eşi.”

“Feyyaz mi öldürmüş bu kişileri?”

“Evet.”

“Feyyaz eğer bu alemde öldürmezse öleceğini söylüyor yani eğer ölmeseydi abin öldürürdü onu.”

“Kocan hatta Hancı ailesi aç gözlülüğü ile Amerika’ya uzanmak istediler. Masada boş yer yoktu o da abimi öldürerek boş masa açmış oldu.”

“Kesin bir şey yapmıştır.” Jaime sinirlenmişti. Karşısındaki kadın hala kocasını savunuyordu. Dosyaya eğilip iki sayfa atlayarak açtı. Berfu adamın üzerine eğilmesiyle korkmuş ve geri çekilmişti.

“Bak bakalım 6 aylık bebek ne yapmış olabilir de öldürdü.” Berfu önündeki resme baktı. Diğer resimlerde bulanmayan midesi şu an ağzına gelmişti. Bir bebek alnından vurulmuştu. Daha fazla dayanamayarak yana dönerek midesinde ne varsa boşalttı. Adam hala üstünde sinirle konuşuyordu. Türkçeyi bırakmış İngilizceye dönmüştü. Eğer şu an iyi durumda olsa anlardı ama pek iyi hissettiği söylenemezdi. Hatta giderek gözleri kapandı. Ayık kalmak için büyük bir çaba veriyordu ama beyni onu dinlemeyerek kapanmak istiyordu. Sonunda Berfu yenilgiyi kabul etmişti.

Jaime sinirle söylenirken sandalyeden yere düşmek üzere olan kadını görüp yere düşmeden yakaladı. Kucağına alarak az önce getirdiği odaya geri götürdü. Yatağa yatırdı. Bu işin sonunda belki ölecekti ama Feyyaz’ın elinden tüm dünyasını alacaktı. Onun tüm dünyası alınmıştı. Bunu ona yapan adam bunu hak ediyordu. En az onun kadar nefret eden bir kadın bırakacaktı yerine. Hem de kendi karısını. Çocuğunun annesini.

Berfu tekrar gözlerini açtığında bu sefer hava çoktan kararmıştı. Odanın lambası yanıyordu. Gördüklerini sindirmek için bir süre gözleri kapalı kaldı. Ne kadar zorlasa da sindiremiyordu. Kocasını kafasında aklayamıyordu. Kafasında aklayamadığı sürece kalbinin bir önemi olmadığını biliyordu. Gözlerini aralayarak etrafına bakındı. Oda boştu. Sandalyenin üzerindeki dosyayı gördü. Bir süre gözünü kapatıp görmezden geldi ama içi içini yiyordu. Daha fazla dayanamayarak kalkıp dosyayı eline aldı. Okumaya başladı. Bir adam, bir kadın, 10 yaşında bir erkek çocuğu ve 6 aylık bir bebek. 4 kişilik bir aileden kimse geriye kalmamıştı. Dosyanın içerisini okumaya devam ettiğinde adamın dedikleriyle dosya uyuşuyordu. Feyyaz içeri girdikten 1 saat sonra geri çıkıyordu. Kamera küçük bir anı yakalamıştı. Gözlerindeki bakışı biliyordu. Çok sık şahit olmasa bile görmüştü. Birkaç ay önce o olaylı resepsiyonda kocası Jaime’nin boğazını sıkarken görmüştü. O rahatlama, o sakinlik ve sanki uyuşturucu almış gibi havalara uçan bir bakış. Bu resme kadar aklında acaba mı düşüncesi varken şimdi yoktu. Kafasındaki şüphe silinmişti. Kocası içlerinde bir bebek dahil bir aileyi sadece güç için öldürmüştü. Tarihler Rusya’ya gidiyorum dediği zamanı gösteriyordu. Rusya’ya değil Amerika’ya gitmişti. Koca bir aileyi öldürmüş ve elini kolunu sallaya sallaya evden çıkıp gitmişti. Acaba o günden sonra hiç düşünmüş müydü onları? Sorunun cevabını biliyordu “hayır”.

Sabaha kadar hiç uyumamış ölmüş bebek resmine bakmıştı. Eğer kendi çocuğu ona karşı çıkacak olsa öldürür müydü? Niye bu soruya cevap veremiyordu. Verebilmesi gerekmiyor muydu? Kaç yıllık kocasının ne yapıp yapmayacağını bilmesi gerekmez miydi? Bir cevabı yoktu. İçten içe bir cevabı vardı ama onu da dillendirmeye korkuyordu. Birilerini öldürdüğünü biliyordu ama bir bebek. Bir bebek ne yapabilirdi ki ona? Neden neden neden? Bir cevabı olmayan nedenleri vardı ama sonucu da sonu da yoktu.

Sabah olduğunu içeri düşen güneş ışıklarıyla anladı. Sabaha kadar uyumamıştı. Oturmuş ve ne istediğini bilmez halde beklemişti. Kapı açıldığında kafasını kaldırıp karşısındaki adama baktı. “Okumuşsun?”

“Neden bunları bana gösterdin?”

“Dünyasını başına yıkmak istiyorum ve şu anda gördüğüm üzere dünyası sensin.”

“Beni öldürmeyeceksen ya da onu öldürmeyeceksen ne yapacaksın?”

“Ölüm onun için az kalır. Bana yaptığını yapacağım tüm ailesini elinden alacağım.” Ardından genç kadını da peşine takıp odadan çıktı. Dünkü odaya girdiler. Masanın önüne geldiğinde kağıdı gösterip kalemi uzattı.

“Bu ne?”

“Üzerinde bulunan tüm mal varlıkların ve hesaplarını bana devrettiğinin belgesi.”

“Bunu imzalarsam buradan çıkıp gitmeme izin verecek misin?”

“Aslında hayır.”

“Neden imzalayayım o zaman?”

“Buradan sizin eve yürümen için bir gününü yola vermen gerek. Sen burada bekleyeceksin ve sevgili kocan seni bulmaya gelecek.”

“Hepsi bu kadar mı?”

“Evet.”

“Bana zarar vermeyeceksin yani.”

“Derdin sana zarar vermek değildi zaten kocanın aksine ben kadınlara hele de hamile kadınlara ve çocuklara bir şey yapmam.”

“Bayılttın beni.”

“Hayır sen kendin bayılarak bize kolaylık sağladın.”

“Adamlarımı öldürdün.”

“Orada bir yanlış anlaşılma olmuş ana amacım hiçbir zaman onları öldürmek değildi yaralayın dedim ama yanlış anlaşılma olmuş.” Berfu kalemi eline aldı. Gözü hala adamın üzerindeydi. Sonra her şey bir anda oldu. Keskin bir ses ortamı doldurdu. Berfu anlık şokla gözlerini kapatmıştı. Yüzüne gelen şeyin ne olduğunu biliyordu ama gözlerini açmadan duramadı. Elini yüzüne attığında hafif aralık gözleriyle önce eline sonra da karşısında son kez dünyaya bakan adamı gördü. Adamın gözlerinin sönmek üzereydi ama kazandım bakışı orada duruyordu. Çünkü kazanmıştı. Berfu’nun bunu hazmedemeyeceğini bilecek kadar tanımıştı adam.

 

Bölüm : 09.03.2025 21:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kübra Ahsen Durukan / GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1) / GÜN TERSİNE DÖNÜYOR GALİBA
Kübra Ahsen Durukan
GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1)

81.28k Okunma

4.49k Oy

0 Takip
106
Bölümlü Kitap
GECELERİ SADECE KÖTÜLÜK MÜ DOLAŞIRDI SOKAKLARI?BAZEN GÖRMEK İÇİN KÖR OLMAK GEREKİRGÖVDE GÖSTERİSİ YAPMAK İÇİN NE GEREKİR?BİRİSİNİ NASIL TANIRSIN?ŞEYTANDA BİLİR KİMDEN KORKACAĞINIKORKULAR BAZEN GERÇEĞİ GÖRMEMİZİ ENGELLERGERÇEKLERİ İNKAR ETMEK ONLARI GİZLER Mİ?BİLİNMEZLİĞE SÜRÜKLENMEKHER ŞEY SENİNLE BAŞLARKORKULARDAN KORKU BEĞENEN BÜYÜK KORKUN NE?İNTİKAM SOĞUK YENEN BİR YEMEKTİRKAYBETMEK İÇİN ÖNCE NE KAYBETTİĞİNİ BİLMEK GEREKİRYENİ HAYATA KÖTÜ BİR MERHABAVAR OLMAYA ÇALIŞMAKYENİ ORTAMLAR YENİ BAŞLANGIÇLAROYUNBOZANLIK YAPMASOSYETEYE İLK BAKAMAYIŞUYUM SAĞLAMANIN İLK KURALI EKSİK LİSTESİ YAPMAKTIRPLANLAR BAZEN İŞE YARAMAZGÖRDÜN MÜ DÜNYA ETRAFIMA PERVANEÜZÜLMEK İÇİN BAHANE ARAMAK...ELEŞTİRİLMEDEN SEVİLMEK...KORKULAR SEVGİMİZİ BESLERDİNLEYEN YOKSA KONUŞMANIN ANLAMI YOKTURBİTMEK BİLMEZ GECELERÖLÜM SENSİZLİĞİBİLEN BİLDİĞİ GÖREN GÖRDÜĞÜ KADARGERÇEKLERİN EN KÖTÜ HUYUDERİN GÖKYÜZÜ HİZAYA GELSEVME KİMSEYİ YAKARSIN CANINIKÜÇÜK SÜRPRİZLERGülüş kurşun olamaz mı?İNTİKAM YEMİNİHERKES KENDİ MERAKININ KÖLESİDİRSevmekDEDİKODU MALZEMESİYALITILMIŞ BİR HAYAT MI YANILTILMIŞ BİR HAYAT MI?Yeni bölüm duyurusuKALBİM BUZDAN TUZAKırılganBİLİNMEZLİKTE KAYBOLMAKSIĞINILACAK LİMAN BUL KENDİNEYeni bölüm geldiDÜŞÜNÜLECEK ÇOK ŞEY VARAÇIKLAMA !!!!!!!Yalnızlığı DenemekGECİKMİŞ BALAYI DİYEDEBİLİRDİK AMA...Yeni bölüm zamanlarıÖLÜMLE YÜZ YÜZE GELMEK KORKUTUCUDURKARANLIK GELECEĞİN KARANLIK GEÇMİŞİAcep Değil Deli OlsaGelecek bölümlerden bir kesitGELECEK HAKKINA BİR ŞEYLERTeknik sorunlarORTAYA DÖKÜLEN DUYGULARKIŞ ORTASINDA ÇİÇEKLENECEĞİZAcılar DeniziGelecek bölümlerden bir kesitNotBİTMEK BİLMEZ BİR YOLCULUKTUR HAYATEVCİLLEŞMİŞ ERKEK EN İYİSİDİRKARANLIK GÖKYÜZÜNDE PARLAYAN KUTUP YILDIZIKAR ÇİÇEĞİ'NİN ASIL SAHİBİZERDA'NIN TATLI(SIZ) SÜRPRİZLERİHER GÜZELİN BİR SORUNU VARDIRAçıklama ve DuyuruGÖNÜL YAPMAK GÖNÜL ALMAKTIRYENİ BÖLÜM GÜNLERİ BİLGİLENDİRMEKISKANIYOR MUYUZ NEYeni bölüm geldiSEVGİNİN BİNBİR TÜRLÜ HALİSEVEN SEVDİĞİNİ KISKANMASINYeni bölüme destek amaçlıGÖZÜNÜ KARARTMIŞ BİR KATİL HER ŞEYİ YAPABİLİRMÜKEMMELLİK HER ZAMAN GÖZE BATARAŞK BAHÇESİ Mİ KIŞ BAHÇESİ Mİ?HERKES KENDİ BİLDİĞİNİ OKUR60.000 Okunma OldukÖneri başlığıBÜYÜYOR MUYUZ YOKSA BÜYÜYOR MUYUZ?ALACAKARANLIĞA DOĞRUFikir alma bölümüBULDUM DERKEN HADİ KAYBEDİYORSAMYeni bölüm yarın gelecekKORKULAR KALBİMİZİN EN KARANLIK KÖŞELERİDİRÇIKAMADIĞIM DİPSİZ KUYUİnstagrama bir şeyler yüklemeye başlayacağımPANDORANIN KUTUSU ARALANMAYA BAŞLIYORBİR GECE ANSIZIN KAYBEDEBİLİRMİŞİMİlk gönderiyi yükledimGİDEN GİTTİĞİ GİBİ DÖNER Mİ HİÇ?YAZIN SERT RÜZGARLARIGelecek bölümlerden bir kesitGÜN TERSİNE DÖNÜYOR GALİBAKAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARIIŞIĞIM SÖNÜYOR YARDIM EDİNBeni İnstagram'dan takip ediyor musunu?AZRAİL HİÇ GİTMEMİŞSE GELMİŞ SAYILIR MI?YAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİRYAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİR 2KARLI DAĞIN KARIGEÇMİŞE BAKMAK PİŞMANLIK GETİRİR 1GEÇMİŞE BAKMAK SADECE PİŞMANLIK GETİRİR 2BELKİ DE GÜNEŞ HAVANIN EN KARANLIK OLDUĞU ANDA AÇARKIŞ SONU BAHAR BAŞI
Hikayeyi Paylaş
Loading...