Not: kısa bir kesitle geldim. Bir iki haftaya okursunuz bu bölümü. Ayrıca yorumlarda gördüğüm kadarıyla birkaç kişi dışında çoğunluk Berfu'dan nefret ediyor. Neden diyeceğim ama gayet de iyi anlatıyorsunuz sebebini. Berfu çok soğuk diyeceksiniz şimdi ama hani bazı insanların karakterleri böyledir ya öyle düşünün. Berfu duygularını içinde yaşamayı tercih ediyor. Karakterlerimi açıklamayı pek sevmem ama sizde bazen Berfu'ya fazla yükleniyor gibisiniz sanki haksız mıyım? Ayrıca o kadar Berfu'ya kızdınız ama bence Berfu'nun hazırladığı kutu bile çabaladığını gösteriyor bence. Herkes Berfu'nun soğukluğuna yorum yapmış ama kimse Berfu'nun sırf sürpriz yapmak için hazırladığı kutuyu veremediğine bir şey dememiş. Lütfennnn bu kadar yüklenmeyin. Yazdığım en zor kadın karakterlerden birisi ve üzerine düşünüyorum. Ayrıca karakter ilk bölümden bu bölüme çok gelişti bunu da kabul edin.
Not 2: Yeni bölümü de yazıyorum biterse yarına atacağım. Bitirmeye çalışıyorum. Yarın atarsam cumartesi yeni bölüm gelmez.
Not 3: İnstagram hesabıma da bekliyorum birokur_iki yazar
“Ben içeride olmalıydım sadece kolu kırılarak çıkan kişi de o.” Haksızlıktı bu o sadece kırık bir kol ile çıkarken kadın içeride can çekişiyordu. Onun günahlarının bedelini ödüyordu.
Fatih, teselli edemeyeceğini biliyordu. Zaten teselli etmek de istemiyordu. Canı acısın istiyordu.
Canı yansın ki bunu ona yapanları cezalandırsın,
Canı yansın ki bir daha asla dikkatsiz davranamasın,
Canı yansın ki daha dikkatli olsun,
Canı yansın ki bir daha kadının canını yakamayacak hale gelsin.
Bir gün amcası onlarla konuşurken bir söz söylemişti aradan geçen 15 yılda aklından bir gün bile çıkmamıştı. Feyyaz bu sözü hayat mottosu haline getirmişti. Onları bugünlere getiren de bu söz olmuştu. Dünyanın en çok korkulan ailelerinden bir tanesi. Gene de kadını koruyamamıştı bu. Adam o sözü o kadar benimsemişti ki artık farkında bile değildi yaşadığı her başarıyı ve yaşadığı her acıyı daha doğrusu Berfu’nun acılarını o söze borçluydu. ‘Eğer karanlığın içinde iyi görebilmek istiyorsan sakın ışığı yakma aksine içinde bulunduğun karanlıktan daha karanlık ol. Eğer ışığı açarsan sadece ışığın vurduğu yeri görürsün ama karanlıktan daha karanlık olursan her yeri görürsün.’
Koridorun başında Cüneyt göründü. Burak, Cüneyt’in yanına giderken Fatih kardeşine baktı. Aşırı derece de soğukkanlıydı. Aynı Feyyaz gibi. Ne kadar komiklik yapsa ne kadar şakaya vursa da eğer en çok korkulacak sıralaması yapılacak olursa Feyyaz, Burak ve kendisi olurdu. Burak da eline silah almadan hiç çekinmemiş birini öldürdüğü için hiç vicdan azabı çekmemişti. Babası bazen Burak’ı, Feyyaz’a benzetirdi. Tek fark Burak iletişime açıkken Feyyaz iletişime kapalıydı. Burak, Cüneyt’in yanından döndü. Hiçbir şey demedi sessizce ameliyatın bitmesini bekledi.
Ameliyat başlayalı neredeyse 3 saat olmuştu. Tam ne zaman diye düşünürlerken kapı açıldı. Önce en yakında olan Burak sonra da Feyyaz kapının önüne gelmişti. Feyyaz çok sıkılmıştı bir haber istiyordu aradan geçen vakitte hala yaşadığını anlamıştı ama şimdi yaşıyor muydu? İki doktor yan yana dururken Yasemin’in getirdiği doktor “Ameliyat bitti. Ameliyatta bir kere kalbi durdu.” Adam biliyordu işte kalbi durmuştu adam hissetmişti. “Uzun süreli değildi bu yüzden onunla ilgili bir komplikasyon beklemiyoruz ama hayati tehlikesi devam ediyor o yüzden yoğun bakıma alacağız.” Diğer doktor önce adama baktı adamın biraz daha yumuşamasını istemişti ama yok aynı ifade ile bakıyordu. “Hemşire sizi yönlendirecek gideceğiniz yere.” İki doktor ortadan kaybolurken içeri kan taşıyan hemşire çıktı ve ‘bu taraftan’ diyerek onları yönlendirdi.
Özel bir hastaneydi ama bazen öyle hastalar gelirdi ki özel hastaneler kişisel hastaneye dönerdi. Şimdi de böyle olmuştu kadını bireysel bir odaya almışlardı. Oda da bir yoğun bakımda yer alması gereken her şey vardı. Kadının üzerinde yattığı sedyeyi yerleştirdiler sonra içeri doktor girdi ardından birkaç hemşire. Ne oluyordu? Kadının etrafına etten duvar örmüşlerdi ve kadını göremiyordu. Adam içeride ne olduğunu anlamadığı her saniye önündeki camı kırıp içeri girmek istiyordu. 10 dakikanın sonunda kadının etrafındaki et duvarı dağıldı. Adam kadına baktı ağzından bir hortum sokmuşlardı, kalındı. Kadının boğazı bu kadardı zaten çok kalın değil miydi? Ayrıca burnunda da hortumlar vardı. Kendi kendine nefes alamıyor muydu? Vücudundan çıkan kablolara baktı nerdeyse 10 tane farklı kablo vardı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
81.28k Okunma |
4.49k Oy |
0 Takip |
106 Bölümlü Kitap |