10. Bölüm

9. BÖLÜM BOŞANIN

Çerkezkizi
55cerkezkizi055

Yorum ve desteklerinizi bekliyorum. Yanlisim,eksiğim olabilir hatalarim illaki vardır. Lakin elimden geldiğince ortaya güzel birseyler koymaya çalışıyorum. Kusurumuz var ise affola desteğiniz ve yorumunuz benim için çok önemli sevgilerle iyi okumalar.....

**************************

"Bir sevda büyüttüm yüreğimde,
Dalida sen, yaprağida sen, çiceğide sen.
Öyle bir yürek varki bende,
İçi de sen, dışıda sen, ritmi de sen.
Ben de sen , ama sende var olamadim ben"....

Bolüm şarkısı : Ay doğar elek gibi .

Ne kadar kaçarsan kac gerçekleri değiştiremezsin. Bende kaçtım ama hayatımı değiştiremedim. Belki gücüm yetmedi, belki de sevdam izin vermedi.

Zaman sadece alışmayı öğretti, unutmayı ise asla.

Uzun zaman sonra ilk defa Miroğlu ailesi eksiksiz hatta yeni üyeleri ile hep bir arada idi.

Özlemin dindiği dakikalarda, kısa sohbetin ardından Azade hanim yerinden ayaklanıp Leyla ve Zeynep'in yanına gidip saçlarını okşayarak " Kızlarım sizde çok yoruldunuz sofra hazır olana kadar gidip duş alın üstünüzü başınızı değiştirin rahatlayın su yorgunluğunuzu alır hadi" dedi.

Zeynep saçlarında hissettiği şefkatli eller ile mest oluyordu. Hasretti saçlarının böyle sevilmesine. Leyla ise minnet ile baktı kayınvalidesine. Yavuz o dakikalarda hem sohbete katılıyor hemde annesi ve Leyla'yı izliyor idi.

Leyla saçını okşayan kayınvalidesinin elinin içini öpüp " annem bize musade etsen biz eve geçsek hem kızlarda yorgun rahat etsinler" Azade hanım izin isteyen gelinine kaşlarını çattı sanki burası evi değilmiydi, ayrıca kızları rahat ettirememişlermiydi de gidelim diyordu. Üstelik kocası gelmiş burda iken gidelim diyordu.

"Aşk olsun yavrum biz sizi rahat ettiremedik mi, bir kusurumuz mu oldu? Kusura bakmayın acımızdan ilginemedik ise bizim ayıbımız kızlarım" dedi Zeynep ve Senem'e bakıp mahcup bir ifade ile.

" Yok estağfirullah Azade teyze olur mu hiç öyle şey kendi evimiz gibi rahat ettik " derken Senem " Azade teyzem senin yanında rahatsız olmak mümkün mü aile oldunuz bize " dedi Zeynep.

" Eh iyi o zaman yemek yemeden asla bırakmam. Hadi hadi kızdırmayın beni bu yaştan sonra sopa almayayım" dedi yalancı kızgınlık ile.

Eh Leyla ve Yaren az sopasını yememişti. Yavuz Leyla'nın Azade hanima anne demesine şaşırdı. Hiç böyle birşey beklemiyordu. Kulakları doğru mu duymuştu yoksa hayal mi görüyordu.

Yanındaki kardeşine dönüp sessizce " Leyla anama anne mi dedi ben mi yanlış duydum" abisinin afallamış haline gülen Yağız " abi kaynanası ya hani ne demesini bekliyordun kayınço mu?".

Kendisini dalgaya alan kardeşine ters ters bakıp " Lan bana bak şerefsiz dalga geçme benle yaralı demem seni buraya gömerim" dedi dişlerinin arasından.

Yağiz sinirlenen abisine yavru köpek bakışı atıp " Ama ben yeni vuruldum yaralıyım " diyip vicdanına oynadı. Onlar aralarında didişirken Azade hanımda kızları ayaklandırmak için komutunu verdi " Hadi bakalım Yaren kızım sen Zeynep' i al odana çıkın yardımcı ol arkadaşına Leyla'm sende yukarı çık kızım " dedi.

Yaren kafasını tamam diyip salladı. Hep birlikte ayaklandılar Yaren ,Zeynep ve Senem, Yaren'in odasina giderken Leyla yukariya dogru baktı. Tereddüt etti gitmek için Yavuz burda idi ve her an yukarı gelebilirdi gitmek istemedi ama birşey de diyemedi. Azade hanim anladı tedirginliğini.

" Behram bey Yavuz ile iş konuşacak kızım merak etme rahat ol hem ben burdayım" dedi.

Leyla bu kadına minnet borçluydu konuşmadan her halini anlıyordu. Gidip boynuna sarıldı " Teşekkur ederim" dedi.

Azade hanımda gelinine karsilik verdi sırtını sıvazlayip " hadi " dedi. Leyla yukarı çıkarken Behram ağa da Yavuz ile çalışma odasına geçtiler.

Odada bulunan tekli koltuğa geçip oturdu Behram bey eli ile de Yavuz'a karşısını gösterdi oturması için. Yavuz odaya göz gezdirdi hersey bıraktığı gibi idi.

Babasının gösterdiği yere oturdu. Amcasının ölümünden sonra babasının omuzları düşmüş biraz daha çökmüş idi. İki kardeşini de toprağa vermişti Behram ağa kolay değildi onun için.

Sessizliği Behram ağa bozdu " Gidecek misin kalıcı mısın evlat ? Diye sordu.

Yavuz babasının umutla bakan gözlerine bakıp " Gideceğim apar topar geldim haberi alınca " dedi.

Behram kafasını salladı umutla bakan gözlerini yere eğdi biliyordu gideceğini ama yinede bir umut kalır diye ümit etmişti anlıyordu oğlunu ama ortada bir kadın ve bir evlilik vardı bu yüzden bir karar vermek zorundalardı.

5 yıl olmuş oğlu orda gelini burda evli ama bekar hayatı yaşıyorlardı aşiret de bir taraftan sıkıştırmaya başlamıştı. Kendisi de artık torun sevmek istiyordu.

Böyle evlilik mi olurdu nasıl bir iş ise bitmek bilmemişmiydi, milletin diline de yeteri kadar düşmemişlermiydi.

Babacan tavrını takınıp " Oğlum bak bu güne kadar sana hiç karışmadım, her zaman yanında, her kararında arkanda durdum. Allah için birgün başımı önüne eğecek ne bir hareketin nede davranışın oldu" bir nefes aldı oğlu ile hep gurur duyan bir baba idi taki o güne kadar " Beni hep gururlandırdın göğsümü kabartın bir baba daha ne ister ki, ama" Yavuz babasını can kulağı ile dinliyordu belki söyleyecekleri oğlunu kızdıracak, belkide mutlu edecekti o babalık görevini yapacak zor da olsa verdiği kararı evladına söyleyecek idi.

" Ama " dedi Yavuz devamını getir der gibi arkasından gelecekleri merak ediyor idi.

" Leyla, bana kardeşimin emaneti. Canım , kanım sen ne isen oda benim için o. Sen orda o burda gözümün önünde eriyip gidiyorsunuz be oğlum böyle evlilik olmaz. Ailemiz için bu fedakarlığı yaptığınızda biz bu evliliğin farklı olabileceğini düşünmüştük lakin oyle olmadı olayların buraya geleceğini bilemezdik" Yavuz bu konuşmanın sonundan ne çıkacak iyice merak etmişti.

Behram ağa ilk defa otoriter sesi ve tavrı ile konuştu " Yavuz ağa ya bu evliliği gerçek anlam da yuvaya çevirin bizde mutlu olalım milletinde çenesi kapansın yada.. derken Yavuz lafını kestı gozlerini kısarak baktı babasına " Ya da ne Behram ağa" dedi.

" Yada boşanın herkez kendi yoluna baksın Leyla'da sende mutlu olun böyle ikinize de yazık oğlum " dedi..

Yavuz'un öfkeden gözlerine kan indi elleri yumruk oldu, beyninde zonkladı, kulaklarında tek bir kelime dönüp durdu.

Boşanın.

Boşanın.

Boşanın.

Kendini çok zor tutuyordu, öfkeden konağı başlarına yıkmamak babasının kalbini kırmamak için.

Nefesinin daraldığını hissetti. Yüreği sıkıştı. Yumruk olan sağ elini alıp kalbinin üstüne götürdü. Boşanmak mı , yapamazdı ki. Olmazdı,vazgeçemezdi zorla da olsa kavuştuğu sevdasından. Tamam o terkedip gitmişti ama sebepleri vardı. Nasıl böyle kolay boşanın diyorlardı anlamıyordu.

Behram ağa oğlunun değişen tavır ve bakışlarından korktu. İlk defa Yavuz' u böyle görüyordu. Sessizliği hayra alamet değildi. Baba olarak görevini yapmak zorundaydı oğluda kendisini anlayacaktı.

Yavuz içinde savaş veriyordu canından can giderken nasıl bırakırdı Leyla'yı, o ki yıllarca beklemişti. İçinde gizli gizli büyütmüştü sevdasını. Şimdi kavuşmuşken zorda olsa bir umut varken olmaz dı yapamazdı.

Gömleğinin düğmesini açtı kan inmiş gözlerini babasının gözlerine dikti.

" Oğlum bak... Lafını yarıda kesen Yavuz'un öfke dolu sesi oldu" Olmaz baba olmaz boşanmayı felan unutun aklınızdan dahi geçirmeyin ben bir yola girdim bu saatten sonra vazgeçecek değilim. Ben amcama bir söz verdim Leyla'ya namusum dedim bu ben ölene kadar böyle olacak ha milletin lafına sözüne gelince ben millet için yaşamıyorum bu hayatı onların lafı ile hareket edeyim, evlilik konusuna gelince bu evlilik Leyla ne zaman isterse o zaman gerçek bir evlilik olacak bir daha başanmak kelimesini duymak istemiyorum bu ailenin bu aşiretin ağası ben isem tek bir laf dahi duymak istemiyorum ben ne dersem o" dedi ve öfke ile çıktı odadan.

Behram ağa neye uğradığını şaşırdı. Yavuz'dan tepki bekliyordu ama bu kadar öfkeleneceğini düşünmemisti. Bu öfkenin altında ki sadece verilen bir söz değildi oğlu asla bunun için sesini yükseltmezdi şimdi anlamıştı ki, oğlu sevda ateşinde yanıyordu. Bu öfkenin başka hiçbir sebebi olamazdı. Sevdaya düşen anlardı sevdalının halinden. Oda Azade hanım için az yanıp tutuşmamıştı zamanında.

Hoşuna gitmedi dese yalan olurdu. Peki ya Leyla oda acaba seviyormuydu Yavuz'u eh bunu da zaman gösterecek idi. Şimdi keyifli bir türk kahvesi içebilirdi.

Yavuz öfke ile merdivenleri çıkıyordu içindende boşanmakmış başanmak diyip küfürler ediyordu. Odasının önüne geldiğinde derin bir nefes alıp içeriye girdi. Bu odayi annesi Leyla ve kendisi için ne heveslerle hazırlamıştı her detayı ile kendi ilgilenmiş ince ince dayayıp döşemişti.

Şimdi bu oda çok farklı olabilirdi. Leyla'sı ve çoçuklarının sesleri ile dolan mutluluk saçan sıcak bir oda olabilirdi. Şimdi buz gibi idi. Ama Yavuz'un yüreğini babasi tek bir sözü ile alev alev yakmıştı üzerinde ki cekedi bir çırpıda çıkarıp yatağın üzerine gelişi güzel attı. Gömleğinin iki uç değmesini daha açtı, pantolanunun cebinden sigarasını çıkarıp bir dal alıp yaktı ve balkona doğru gidip kapısını açtı Antep'in manzarasına doğru sigarasından derin derin nefesler çekti.

O sırada banyo da olan Leyla hızlıca duşunu almış bornozunu da üzerine geçirip şaçlarınada havlu sarıp elinde çıkardığı kiyafetleri ile banyodan çıktı. Yavuz açılan kapı sesi ile arkasını dönünce Leyla ile göz göze geldiler.

Leyla "hiihhh" diyip elindeki elbiseleri düşürürken Yavuz da ağzındaki sigarayı yere düsürdü.

Leyla'yı bornoz ile ustelelik bu odada görmeyi beklemediğinden ne yapacağını bilemedi . Baştan aşağıya Leyla'yı süzdü yutkundu. Nefesi kesildi boğazı kurudu Buram buram gül kokusu odaya yayıldı. Gözlerini kapatıp derince içine çekti cigerleri gül kokusu ile bayram etti. Canına can nefesine nefes geldi.

Leyla utancından yerin dibine girdi. Kapalı olan bornozunu elleri ile daha da kapadı " Be.... Ben seni aşağıda zannediyordum Azade anne söyleyince be.. bende o yüzden şey ettim" derken Yavuz'un yüzüne bakamıyordu.

Hayır ne ara gelmişti bu adam yer yarılsa da içine girseydi biri görse ne der ne anlardı Allah'ım rezillik diye içinden konuşurken oldukları durum çok fenaydı.

Leyla'nın kekeleyerek konuşması şaşkın halleri bu utancı Yavuz'un tebbessum etmesine sebep oluyordu. Suç işlemiş küçük kız çoçukları gibi idi karısı şu an karşısında kafasını yere eğip güldü. Yanan sigarasını görür görmez hemen ayağı ile söndürdü.

Leyla kendisine gülen kacasına sinirlenip " Ne gülüyorsun be çok mu komik allah allah " diyip yerdeki elbiselerini bir hışımla alıp arkasını Yavuz'a dönüp gidecekken durdu hafif yan dönüp " Bana bak Yavuz ağa ben giyinme odasına gidiyorum sakın geleyim deme ve bakma öldürürüm seni " diyip bir güzel paylayip tehdit de etmişti.

Yavuz duydukları ile gür bir kahkaha attı Leyla duyduğu ses ile arkasını dönüp baktı. Onu böyle gülerken ilk defa görüyordu " Allahim bu adam neden bu kadar yakışıklı üstelik karizmasına karizma katıyor zalımın oğlu" diye gecirdi içinden yüregine de yanına da yakişan tek adam idi vesselam.

Yavuz elleri dizlerinde hala gülüyordu bu kadın hem can oluyor hem canını okuyordu. Leyla ise o güldükce bakışları adamın yüzünde takılı kalıyordu. So ra yaptığının farkına varıp yalandan kaşlarını çattı.

Yavuz nihayet gülmesini durdurup kafasını sağa sola salladı. Çocuk ruhlu karısı vardı zaten Yavuz onun o temiz çocuk ruhlu hallerine aşık olmuştu.

Leyla giyinme odasına girince Yavuz da banyoya doğru ilerledi " Leyla hanım size zahmet bana da kiyafet çıkarın ha bu arada birazdan odada olacağım ona gore işinizi halledin " diyip kahkaha atarak kendini banyoya attı. Leyla'nın sağı solu belli olmaz canını koruyamayabilirdi.

Leyla kocasının sesi ile sinirlendi hem üstünü giyiyor hemde söyleniyordu " Neymis efendim kiyafet çikaracakmışım oldu başka ula sanki karısı var karşısında birde emrediyor " dedi.

Sonra aklına gelen ile kendine de kızdı eh adam akıl mı bırakmiştı kendinde " ahh Leyla karısısın tabiki adam senden isteyecek baska karısı mı var sanki " diyip kendi kendine konuşup kavga ediyordu.

İç camasirlarını giymiş dolaptan aldığı günlük elbisesini de uzerine geçirmişti. Saçlarını hızlıca makine ile kuruladı kirli kiyafetlerini bir çantaya doldurdu odadan çıkmadan Yavuz'un kıyafetlerinin olduğu tarafı açıp onun içinde beyaz bir tsört siyah kot pantolon ve ic çamasırı çıkardı. Tam kapağı kapatacak iken gözüne Yavuz'un eskiden sürekli giydiği hırkası takıldı onu da hemen alıp çantasına koydu.

Giyinme odasından çıkıp makyaj aynasının önüne geldi. Yüzune nemlendirici krem sürdü evde makyaj ile gezmeyi sevmiyordu renk vermesi adına gözüne kalem çekti,yuzune hafif bir allik sürdü.

Hemen bu odadan çıkmalıydı yoksa Yavuz'u havlu ile çıplak görüp iradesine yenik düsebilirdi. Çantasını alıp odadan koşar gibi çıktı merdivenleri hızla inip oturma odasına girmeden arabasınin yanına gitti elindeki çantayı arabasına koydu kapıdaki adamlar Leyla'yı görünce hemen hazır ol moduna geçtiler. Leyla kafası ile selam verip mutfağa bakmak için tekrar konağa girdi.

Yemek kokulari mis gibi konağı sarmıştı. Sultan hanım ve kızlar hem hazırlıkları tamamlıyor hemde kendi aralarında konuşuyorlardı "Anne Leyla abla gelince konak daha bir şenlikli oluyor keşke yine eskisi gibi hep burda kalsa" Sultan hanımda kızı gibi düşünüyordu ama Leyla nın asla konakta kalmayacağını da biliyordu " keşke kızım " diyebildi sadece iç çekerek.

Leyla konuşulanları duyunca yüreği cız etti oda isterdi burda ailesi ile yaşamayı ama yaşadıkları o kadar ağırdı ki hala bile kaldıramıyordu zorunlu olmasa şu dakika kendi evine geçerdi kaynanasını üzmek istemiyordu sadece.

Yüzüne sahte gülümsemesini takıp mutfak kapısından girip " ohh hanimlar miss gibi kokutmuşsunuz sultan abla neler yaptın yine" dedi.

Sultan hanım tüm sevecenliği ile cevap verdi " Yağız oğlumun en sevdiği yemekleri yaptık seni de unutmadım bil bakalım tatlıda ne var" Leyla nın gözleri aşk ile parladı cevizli baklava kırmızı çizgisi idi dudaklarını yaladı yemekleri değil ama şu an o baklavadan yememek için kendini zor zapttediyordu. " Cevizli baklava mı yaptın ya sen birtanesin" sultan hanımın ellerini öpüp boynuna sıkıca sarıldı anında da karşılığını aldı.

Kızlar Leyla nın bu haline kıkırdadılar. Hazırlıklara oda yardım etti el birliği ile işleri bitirdiler. Bu gece Azade hanımın isteği üzerine yemekler hep birlikte büyük salonda yenilecekti. Leyla işini bitirince yukarıya çıkmak için tekrar merdivenlere yöneldi. hızlıca merdivenleri çıktı yukardan inen kızları görünce beğeni ile baktı maşallah hepsi birbirinden güzeldi.

Yüzündeki beğeni tebessüme dönüştü kızlar da Leyla ya karşılık verdiler Kızlar yemekler hazır sizde tamamsanız masayı hazırlayalım yoksa Yağız birazdan konağı inletir açım diye adam iki defa mola verdirtti bize gelirken onun böğürtüsünü çekemem" dedi Leyla isyan ederek amca oğlu aç kurt gibi idi Allah evleneceği kadına yardım etsindi.

Zeynep, Yaren, Senem ve Asmin hepsi birden Leyla' ya kısık gözler ile baktılar bugün fazla mı enerjik ve güzeldi onlara mı öyle gelmişti yoksa bu enerjinin sebebi Yavuz ağa mı idi? Leyla kızların sorgular bakışlarını görünce "Ne ne oldu niye öyle bakıyorsunuz birşey mi var üstümde" diyip sağına soluna bakmaya başladı ama birşeyde görememişti. Yaren ve Senem Leyla ya doğru gidip biri sağ biri sol tarafına geçip ellerini omuzlarına koydular.

Yaren ilk söze girdi düşünür gibi yapıp "Yok yengelerin en güzeli sadece çok enerjik geldin gözümüze Yavuz ağa etkisi galiba" dedi.

Senem girdi bu defa söze "Leyla hanım yakıyorsunuz ekürimin de dediği gibi Yavuz aga esintisi galiba "dedi.

Leyla'nın duydukları ile ağzı o şeklini aldı utancından kızardı. Yaren in koluna vurup tersleyerek "Edepsiz birde alay ediyor biri duysa ne zanneder "dedi. Senem e dönüp "Hadi bunun huyu pis terbiyesiz ya sana ne demeli aşk olsun" dedi.

Bu defa da Zeynep konuştu " Aşk olsun tabiki hanımağam havada aşk kokusu var" dedi ve hep birlikte gülmeye başladılar . Leyla baktı çıkışamıyor hiçbiri ile oda gülmeye başladı ama intikam soğuk yenen yemekti.

Yavuz odadan çıkınca gördüğü manzara ile içi giderek baktı sevdiği kadına her halimi güzel olurdu zalımın kızının. Konuşulanları duyuca oda tebessüm etti kızlar onu görmüyordu ama o onları rahatlıkla görüp duyuyordu. Bir an sadece bir an Leyla ile zoraki değilde severek evlendiklerini hayal edip mutlu oldu ama gözünün önüne o gün gelince tebessümü yerini öfkeye bıraktı. Ne yaparsa yapsın o günü ve Leyla'nın söylediklerini unutamıyordu.

********************
Yade Zergül oğlu ile aşiretlerden konuşurlarken Azade hanım ve Leyal hanım kendi aralarında muhabbet ediyorlardı. kapının açılması ve gülüşme sesleri ile kızların geldiğini anladılar. Konağa kızlar sayesinde yeniden hayat gelmişti enerjileri sanki bulaşıcı bir hastalık gibi herkese etki ediyordu. Leyla kayınvalidesi ve annesine bakıp "Anne heerşey hazır masayı kuralım mı ? dıye sordu.

Azade hanımda kayınvalidesi ve kocasına baktı Yade zergül kafası ile onay verince " Hazırlayın kızım o zamana kadar da Yavuz da Yağiz da gelirler "dedi. Leyla tam kapıdan çıkacak iken Yavuz ile karşılaştılar az gitti çarpışacaklar dı. Yavuz sert bakışları ile Leyla ya bakıp kenara çekilince Leyla neden öyle baktığını anlamadı ama içi o bakışlar ile üşüdü o alışık değildi Yavuz un bu bakışlarına.Ortamda ki kötü elektriği kızlar bile hissetti.

Leyla Zeynep senem Asmin peşpeşe çıktılar tam Yaren de çıkacak iken Yavuz kolundan tutup kulağına doğru eğilip "Yaren ulu orta yerde bir daha abuk subuk konuşma yapacağin şakaların ayarı olsun abicim" diyip uyarıda bulundu.

Yaren anlamıştı abisinin uyarısını az öceki konuşmaları duymuştu muhtemelen " Tamam Yavuz ağa " abisine zaten kızgındı böyle davranınca da tuz biber oluyordu.

Kızlar el birliği ile masayı hazırlamaya başladılar Yavuz oturduğu yerde hem maillerine bakıyor hemde göz ucu ile Leyla'yı süzüyordu. Leyla masayı öyle titizlik ile düzenliyordu ki sanki kırk yıldır bu evin gelini gibiydi. Yavuz yokluğunda herşeyin ne kadar da değiştiğini anladı sanki fazlalık kendisi gibi hisseti bir an.

Masa tamamen hazır olunca Leyla son kez göz gezdirdi telefonu titredi .Yavuz için sipariş ettiği içli köfteleri getirmisti Adem onları almak için aşağıya indi ne olursa olsun Yavuz'u yine düşünen oydu çünkü menü Yağız'ın en sevdikleri ile doluydu. Adem'e minnetle baktı bu saatte gidip bulup getirmişti "Adem çok sağol be breyemin tam zamanında geldin" dedi

"Ne demek yenge ne zaman istersen ben burdayım "diyip merdivenlere yöneldi oda yemeğe katılacaktı sevdiceğini de doya doya görürdü .

Yağız, Berzan'ın koluna girmiş merdivenlerden indiler. Onları gören Adem hemen gidip Yağız'ın diğer koluna girdi. Berzan diğer elindeki hopörleri yere bıraktı Yağız ile anlaştığı gibi cebinden telefonu çıkardı hopörlere bağladı. Leyla da içli köfteleri servis tabağına koymuş yukarı çıktı ne oluyor demeye kalmadan bütün konağı inleten müzik çalmaya başladı.

Odadakilerde gürültülü ses ile yerlerinden kalkıp dışarıya çıktılar gördükleri manzara karşısında hepsinin yüzünde gülümseme oluştu.

Berzan Adem'in yanina gidip şarkıya hem eşlik ediyorlar hemde yerlerinde oynuyorlardı Yağız'ı aralarına aldılar Leyla hem gülüyor onlarla mutlu oluyordu hemde bu delileri kim alır diye düşünüyordu.

Urfa, Maraş, Antep eli ne tatlıdır dilleri, Mırra içer tesbih çeker ağaları beyleri ( ağaları beyleri ) derken Yavuz'u gösterdiler elleri ile.

Bu defa Leylayı ortalarına alıp " Gelin aldık şu Antep'den dünya da yoktur eşi, Başlık da saymadık hiç yoktur altın kemeri" dediler sözleri yine kendilerine göre uyarlamışlardı. Azade hanım ve Leyal hanım ellerini ağızlarına kapadılar. Behram ağayı bile güldürmüşlerdi.

"Ay doğar elek gibi elek gibi gün doğar melek gibi ,
Biz bir gelin aldık anam dondurma bebek gibi" derkende Leyla'yı gösterip ikisi de birer yanağından öptü.

Yavuz o an kıskançlıktan kudurdu daha kendisi öpmemiş bu iki puşt kardeşi şapur şupur öpüyorlardı.

"Dama serdik kilimi nakış nakış izi,
Biz bir gelin aldık anam şu antebin en güzeli " Leyla utancından kıpkırmızı oldu heleki Yavuz'un öldürücü bakışlarını görünce daha çok çekinmeye başladı.

Leyla nın huzursuzluğunu görünce Behram ağa eli ile durdurdu oğullarını Berzan müziği hemen kapattı "Tamam yeter bu kadar delilik hadin masaya geçsin herkez " dedi otoriter sesi ile . herkez içeri geçti Yağız ve Berzan içeri geçerken Yavuz ikisine öldürücü bakışlarını atıp sizinle sonra görüşeceğiz dedi.

Leyla olduğu yerde put gibi duruyordu Yavuz'un hışmına yakalanmamak için Yavuz dönüp ona baktığında Leyla'nın ellerinin titrediğini gördü belliki kendisinden korkmuştu.

Sakin bir ses ile " Leyle orda daha ne kadar dikilip duracaksın " dedi. Leyla kardeşlerine zebani kendisine kedi gibi konuşan adam ile şaşırdı " hıhh tamam " diyip hızlıca odaya girdi elinde ki tabağı masadaki boş yere bırakıp Yağız ın yanına oturdu. Yavuz ve Tahir de yerine oturunca Yade Zergül'ün afiyet olsun demesi ile çorbalarını içmeye başladılar.

Yade Zergül baş köşede sağında Behram ağa ,Azade hanım, Yavuz, Tahir, Ali kahya, Sultan abla Adem ve Asmin Solunda ise Leyal hanım, Yağız, Leyla,Zeynep,Senem,Yaren, Sevda ve Zehra oturmuşlardı Berzan ise masanın diğer ucuna dedesinin yerine oturmuş adını aldığı gibi yerini de almıştı.

Yavuz ve Leyla yemek boyunca birbirlerine kaçamak da olsa bakıp durmuşlardı.Zeynep ve Senem ilk defa bu kadar kalabalık ve mutlu bir akşam yemeği yemişlerdi.

Senem için durum daha farklı idi o aile özlemi ile büyümüştü şimdi bu sıcacık ortam hayatında ki eksikleri yüzüne vurmuştu. İç çeke çeke yemeğini yedi gözleri dolmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. lakin onun her hareketini takip eden biri vardı masada . Tahir yüreğinin kapılarını açtıran kara gözlü kızı takibine çoktan almıştı.

Masadaki yemekler tek tek yeniyordu içli köfteleri gören Sultan hanım Leyla ya hayranlık ile baktı ne olursa olsun Yavuz'u yine o düşünmüştü. Azade hanımda gözleri ile Leyla'ya teşekkür etti. keşke salak oğlu inadı bırakıp Leyla'ya baksa idi ama nerde.

Yemekler yenildikten sonra kızlar el birliği ile masayı toparladılar. Yade Zergül yorgunum deyip odasına çekildi şükür namazı kılacak idi . Behram ağa da Perwer ağa ya kahveye davetli idi oraya gitti. Yağız, Azade hanım ve Leyal hanımın ortasında keyif yaparken Tahir ile Yavuz işler hakkında koyu bir sohbete dalmışlardı.

Kızlar çaylar ve tatlılar ile içeriye girdiler . Leyla tepsideki çayları sırayla servis etmeye başladı. İlk olarak kaynanasına ve annesine servis etti Yağız'da çayını alınca Yavuz'ların olduğu tarafa döndü kalbi gümbür gümbür atıyordu. Yavuz çay uzatan karısına baktı göz göze geldiler . Leyla hemen bakışlarını kaçırdı Yavuz bardağını alınca Tahir de aldı çayını diğerlerini de servis edip kızların yanına oturdu.

Azade hanım ve Leyal hanım kızlara yine eski gunlerden anlatmaya başladılar. ''Ah kızlarım siz bakmayın bunların şimdiki hallerine zamanında bize az çektirmediler. Hergün biri ile kavga edip gelirlerdi'' Azade hanımı onaylayan Leyal hanım devam etti söze'' Yenge hadi Yağız, Tahir , Yavuz erkekti ya bizim kıza ne demeli her kavgaya oda karışıyordu peşlerinde gezerdi erkek fatma gibi Yavuz oğlum bunun yüzünden az azar işitmedi Behram abimden''.derdemez kızlar kendi aralarında gülüştüler Leyla'yı öyle hayal edemiyorlardı.

''Leyla senin o halini görmeyi isterdim insan bu haline bakınca inanamıyor'' dedi Senem. Leyla tek kaşını kaldırıp '' Ne yapayım anne kardeşlerim kavga ederken izlesemiydim hayır yani onlarda kaşınıyordu '' Leyal hanım tabi canım der gibi kızına kafasını salladı. Leyla konuşunca Yavuz'un gözünün önüne geçmiş geldi.

GECMİŞ

Leyla konağın avlusundan annesine seslendi '' Anne ben Yağız'lar ile çıkıyorum merak etme tamam mı? '' Leyal hanım üst avludan kızına bakıp'' Leyla kavga etmeyin kızım bak bu defa babana söylerim ona göre birde dikkatli olun'' dedi ama Leyla idi o sağı solu belli olmuyordu bir tarafı karadenizli olunca kanıda deli akıyordu.

Yağız, Tahir, Leyla, Yaren, Adem ve Yağız ın arkadaşları buldukları ilk erik ağacına dalmışlardı ilk baharın en çok bu zamanlarını seviyorlardı. hepsi ceplerini doldurmuş yolda çekirdeği kim uzağa atacak yarışması yapıyorlardı. '' Leyloş bak şimdi nasıl en uzağa fırlatacağım'' leyla meraklı gözler ile baktı Yağız'a nasıl atacak diye. Yağız'ın attığı çekirdek tanesi sokakta oynayan çoçuklardan birinin kulağına gelince çoçuk başladı ağlamaya. İlerideki abisine gidip ağlayarak şikayet etti. Yağız yüzünden belayı yine çekmişlerdi üzerlerine.

Çocuğun abisi de tayfası ile Yağız'lara doğru gelmeye başladı '' Of Yağız ya anneme söz vermiştim bu defa kesin beni öldürecek '' dedi Leyla korkarak annesi babasına söyleyecekti. Yağız süt kardeşinin omzuna elini koyup '' Korkma dotmam ben seni korurum olmadı Yavuz abimi devreye sokar yırtarız o yengemi ikne eder adamda şeytan tüyü var ben süt oğluyum yengem beni öyle sevmiyor '' dedi. Adem Yavuz'a haber vermek için yanlarından ayrılmıştı yoksa Yavuz sonradan duyarsa kendisini sürüm süründürürdü tersi pisti.

İki taraf karşı karşıya gelince Yağız ve Tahir kızları arkalarına aldılar '' Allah kahretmesin elit yaptığım tırnaklarım kırılacak şimdi bu öküzler yüzünden'' dedi Yaren törpüleyip bakım yaptığı tırnaklarına bakarken. Leyla onun bu süslü kokoş hallerine güldü ama kavga da Yaren çok fena idi. bir defasında çocuğun kolunu ısırmış zor ayırmışlardı.

Ağlayan çocuğun abisi Said çeteninde lideri idi. Kalabalık oldukları için güç gösterisi yaparak '' Lan davar dikkat etsene biraz çocuğun kulağına gelmiş angut'' dedi Yağız'ın damarına basarak zaten birbirlerini sevmiyorlardı okulda da didişip duruyorlardı.

'' Lan piç doğru düzgün konuş kızların yanında ağzını burnunu kırarım senin dingil '' Yağız dururmu yapıştırdı cevabı. Yğız'ın cevabından sonra Said sinirlendi ve Yağız'a bir tane yumruk attı. o dakikadan sonra Leyla ve Yaren'i kim tutabilirdi. Ortalık bir anda karıştı.

Adem nefes nefese konağa gelmiş Yavuz'a herşeyi anlatmıştı konaktan Yavuz'un bir çıkışı vardı ki sanki koşmuyor uçuyordu zavallı Adem yetişeceğim diye arkasında can çekişiyordu. Azade hanım ve Leyal hanım yine kavga etiklerini anladılar bıkmışlardı artık komşuların şikayetlerinden.

Leyla'nın Said'e attığı tokattan sonra kavga daha çok şiddetlenmiş kızların saçı başı dağılmış erkeklerin üstü başı toz olmuştu. Yaren tuttuğu çocuğu evire çevire döverken Leyla Said'e tekme atıyordu. Said tam elini kaldırıp Leyla'ya tokat atınca Leyla yere düşmüş Yavuz da bunu görmüştü.

'' Lan senn kimsin köpek Leyla'ya el kaldırırsın it '' deyip kükremişti. Said'e öyle bir yumruk atmıştı ki öfke ile burnundan kanlar gelmeye başladı muhtemelen kırılmıştı. O saatten sonra Yavuz'u beş kişi zor zapt etmiş zorla uzaklaştırmışlardı ordan Leyla Yavuz'u ilk defa böyle öfkeli ve delirmiş gördü. Yavuz'du o Leyla'sına kalkan eli kırar bir tarafına monte ederdi.

Kavgadan uzaklaşınca bu defa Yağız ve Tahir'e dönüp '' Lan siz niye rahat durmuyorsunuz ben kaç defa sizi uyardım kavga etmeyin diye siz beni nerenizle dinliyorsunuz '' dedi. Leyla dikildi karşısına '' Ne bağırıyorsun onlar başlattı kavgayı '' dedi diklenerek.

Yağız ve Tahir de olan öfkeli bakişlarını Leyla'ya çevirdi '' Sen hiç konuşma, kızım sen niye her kavganın içindesin hadi onlar erkek sana ne oluyor'' öfkeliydi Leyla'ya birsey olmasından yetişememekten korkuyordu.

'' Ne yapsaydım oda Yağız'a vurdu kimse benim kardeşime vuramaz '' dedi Leyla'nında Yavuz'dan aşağı kalır yanı yoktu sinirden yana . Yavuz bu kızın dikbaşlılığı ile napacağını bilmiyordu.

Kolundan tuttuğu gibi hem yürüyor hemde arkasından Leyla'yı çekiştiriyordu tabi hala da söyleniyordu. '' Çekiştirip durmasana bee kolumu koparacaksın '' diye çemkirince Leyla Yavuz durup arkasına döndü ve ters ters baktı hem suçlu hem güçlüydü üstede çıkardı şimdi. '' Bana bak!! canım zaten burnumun ucunda sana patlamayayım '' dedi sert sert bakarak artık nasıl baktı ise o önde Leyla arkada yürümeye başladılar.

Leyla altta kalmazdı ama kıyamıyordu karagözlüsüne. Alttan alttan Yavuz'a bakıyordu kızgın mı hala diye ama sert çehresi hala düzelmemişti. Yavuz fark edince bakışlarını kıyamadı daha fazla '' Tamam sinirim geçti bakma melül melül ama bir daha da kavgaya karışma'' dedi. Sevdiğinin gönlünü aldı kıyamıyordu onun mahsun bakışlarına çoçuk gibiydi liseye gidecek kız diyemezdi kimse.

ŞİMDİKİ ZAMAN

Yavuz'un yüzünde aptal bir tebessüm oluştu. Ne çok çekmişti az azar yememişti onlar yüzünden babasından. Yavuz kafasını daldığı yerden kaldırınca herkezin kendisine baktığını gördü. hemen duruşunu düzeltti iyice aptal ergenlere dönmüştü . '' Hayırdır oğlum telelefonuna dalmış neye gülersin '' dedi Azade hanım. herkezin merak ettiği şeyi o sormuştu ''Yok birşey ana Berdan komik bir video atmış ona güldüm '' bu yaştan sonra annesine yalan da söyler olmuştu.

Leyla ayaklandı onunla birlikte kızlarda kalktı geç olmuştu gitmelilerdi artık. Leyla'nın erken bir toplantısı vardı. Azade hanım gönlü el vermesede musade etmişti. Eşşek oğlu zamanında bırakıp gitmese şimdi torun seviyor olurdu gelinini yolcu etmek yerine. Bazen insan hayal etmekbile kaliyordu Azade hanım gibi belki birgün diye diye umut etti.

Leyla babannesine hoşçakal demek için yanına gitti kızlarda eşyalarını alıp avluya indiler. Yavuz Leyla'ya kızıyordu gidiyor diye tutmuştu yine inadı. Yarın Ordu'ya kaçmasa iyiydi yanında olmasada varlığını bilmek uzak da olsa kokusunu duyup yüzünü görmek yetiyordu ama işte gidiyordu.

Yavuz herkez aşağıya inince fırsatdan istifade babannesinin odasının olduğu katta Leyla'nın çıkmasını bekledi. Kapı açıldı ve Leyle'si tüm tüm güzelliği ile gecede ay gibi parladı. Kendisine doğru gelen kadına doya doya baktı özlemiş, hasreti yüreğinden taşıyor ama yanına yaklaşamıyordu. Aniden önüne çıkan Yavuz ile Leyla korktu ''hıhh'' dedi ve elini damağına götürüp yukarı doğru kaldırdı.

'' Korktun mu?'' Telaşla soru soran adama ters ters baktı soru muydu şimdi bu yüreği ağzına gelmişti nerde ise. '' Ödümü kopardın insan böyle sessiz gelirmi yahu'' diyerek tersledi.

Yavuz tek kaşını yukarı kaldırdı " Kusura bakma Leyle hanim düşünemedim korkacağıni insan zaten evinde niye korkar ki onu da anlamadim" Leyla Yavuz'a hırçınlaşarak cevap verdi hemen tırnaklarını çıkarıyordu.

" Niye korkar ki tabi ayrıca burası senin evin benim değil Yavuz ağaaaa" ağa kelimesini hem bastirarak hem uzatarak söylemişti.

"Senin evi neresi imis Leyla hanim" Yavuz sinirlenmişti.

" Çok merak ediyorsan yarın gelirsin görürsün ağam tabi kaçıp gitmezsen" son anda lafıni da sokmustu.

Tam arkasini dönup gidecek iken kolundan tutulup çekilmesi bir oldu. Yavuz'un dibinde idi boyu kısa olduğu için Yavuz'un göğüs hizasina geliyordu. Sert bedenine çarpmasina az bir mesafe kalmıştı.

" Ne yapıyorsun" dedi Leyla.

Yavuz burnuna dolan gül kokusunu derin derin soluyorak doya doya içine çekti hasretti bu kokuya ciğerleri bayram etsindi. Leyla'ya belli etmemeye çalışıyordu hasretini giderirken. Kara gozleri daha bir karardı yüzünde her zaman kinden farklı bir ciddiyet belirdi.

" Neden gittin Leyle. Hastanede de sordum yarım kaldı " Merak ettiği sorunun cevabını artık almak istiyordu.

Leyla'nın gelen soru ile burnu sızladı, gözleri doldu, kalbi ise zaten viraneydi. Ne diyecekti ki seni bir kızla gördüm mü. Tabiki diyemezdi kolunu Yavuz'un boşluğundan yararlanıp kurtardı burnunu dikleştirdi.

" Sen neden gittin Yavuz beni gelinlik ile bırakıp bütün GaziAntep'in diline düşüreceğini bile bile neden bırakıp gittin" oda merak ettiği soruyu sormuştu.

Verilecek hangi cevap ikisinin de yüreğine su serperdi ki, yada yaşadıkları acıya hangi ilaç şifa olabilirdi. İkiside farklı sebeplerden ama aynı yerden yanmamışmıydı. Hangi cevap Leyla'nın günlerce odasından çıkmadan yemeden içmeden yaşayıp sonrasında ise hastaneye delirip yatmasına merhem olurdu ki. Leyla'nın vereceği hangi cevap Yavuz'un 5 yıl boyunca topraklarından sürgün kalmasına , ailesine sevdiği kadına özlem ile yanıp tutuşurken hasret kalmasına merhem olabilirdiki....

İki yaralı yürek iki sevdalı aşık ve iki gururlu insan.


Leyla' nin giydiği elbise...


Zeynep'in giydiği elbise..

Lütfen bol bol yorun yapar mısınız sızler için güzel şeyler yapmaya çalısıyorum lakin bazen kendimi yetersiz ve eksik hissediyorum yorumlarıniz beğenileriniz oylarınız benim için çok değerli.

Bölüm : 24.09.2024 22:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...