9. Bölüm

8. BÖLÜM AİLE

Çerkezkizi
55cerkezkizi055

" Kalbi hassas olana dünya ağır geliyor...." (Cahit Zarifoglu

Bölum sarkisi: Haydar özturk Antep güzeli

Elif Buse Doğan: Sevda

Korkularimiz sakladigimiz en ucra koseden cikmak için zamanini bekler. Biz her ne kadar sakladiğimizi düşünsekde sadece kendimizi kandirmiş oluruz tipki Zeynep de olduğu gibi..

İçine en derinine attiği korkulari yeniden hortlamiş kabusu olmak icin gun yüzüne çikmişti. Elini kalbine götürdü insan hic mi değismezdi, hatalarindan ders almazdi.

İnsanin ici kotü olmaya görsün ne yaparsan yap onu duzeltemezsin. Macit de onlardan biriydi hatalarını hep bir sekilde örtmuş zamaninda eşi sonra Zeynep ve Kadir arkasını hep toplamıştı. Lakin artik onunda hatalari ile yüzleşme vakti gelmisti..

Kendine dokunmayan yılan bin yaşasin hesabi Macit de kendine dokunmadiği muddetce asla ders almayacakti...

Zeynep duyduklarinin doğru olmamasini istedi kumar illeti yüzünden hayati kararacakti bu adam hala nasil kumar oynamaya devam ederdi.

Ya yine kaybederse bu defa kardeşlerini mi satacaktı borç karşılığı.

"Abla abla orda misin" Dilek'in sesi ile aklindaki kotu düsünceleri def etti.

"Ne zaman başladi oynamaya sizi mi dövüyor birde o" Baba demeye dili varmıyordu artik oysaki onun elinde büyümüştü üvey de olsa insan hiç mi sevmezdi. Macit de Zeynep e karşi gram sevgi, merhamet yoktu.

Dilek ablasina olanlari kisaca anlattı. Macit yeni başlamişti oynamaya tekrardan.

Zeynep ona diyecek söz bulamiyordu." Dilek siz korkmayin Kadir abime söyleyin bende en kısa zamanda duzenimi kurup sizi yanima alcağim"dedi kendinden emin bir ses ile.

Dilek ablasiyla bir kez daha gurur duydu iyiki vardi Annelerinin yokluğunu hic aratmadi minnet duyuyordu sevgileri ise tartisalamayacak kadar derindi.

Zeynep telefonu kapatinca Kadir abisini aramak istedi ama saat gec olduğu için sabaha erteledi. Macit'in hakkindan gelirdi Kadir biliyordu.

Leyla olanlari anlatan Yavuz'u dinlerken dalip gitmisti ne guzel konuşuyordu bu adam sesinde huzur vardi.

Yillar önce de sevdiği adam konuşurken dalıp giderdi onun sesindeki huzur veren yanınana. Yavuz'un yaninda zamanin nasil geçtiğini anlamazdi. Ne cok özlemişti beraber konağin terasinda oturup çay ile birlikte sohbet etmeyi.

" Şivan ile biraz sohbet edip geldim iste" Yavuz sevdiği kadinin dalmis halini görünce tebessüm etti.

Bu kadin hep böyle dalgin duygulu bakardi kendisine bazen aşik olduğunu felan düşünür mutlu olurdu taki o kara güne kadar.

Yavuz'un tebessüm eden yüzü asılıp susunca Leyla kendine geldi. Neden susmuştu yüzu neden bir anda asılmıştı anlamaz gözler ile Yavuz'a bakiyordu. Bakışlarini kaldirip Gözlerine bakti cevap aradi ama öfkeden başka hiçbirşey göremedi.

Yavuz Leyla'nin tedirgin olduğunü anlayınca yüzundeki ıfadeyi düzelti.

Leyla yerinden kıpırdadi daha fazla burda kalırsa iyi şeyler olmaya bilirdi. "Ben gideyim sende baya yorgun gözükuyorsun dinlen " dedi tam ayağa kalkacak iken

"Seninle sohbet etmeyi özlemişim efuli " Leyla ayakta kalakaldi ne bir adim atabiliyor nede geri oturabiliyordu duyduğu sozle olduğu yere çakılı kaldı sanki inanamadi kulaklarinin yanliş duymuş olduğunu duşundu.

Ne demisti ona " efuli" eskisi gibi hitap etmişti. Öyle özlemiştinki onun dilinden sesinden bunu duymayı. Ozlem ve Saskinliktan ne yapacağini bilemedi. İcine ılık ılık birşeylerin aktığını hissetti. Oysaki öfkeli olması gerekirdi. Ne acılar yaşamişti madem gidicekti niye evlenmişti ki. Ahh yüreğine bir soz geçırebilseydi olmuyirdu bu adam yüreğine zarardı kesin.

Leyla bir kapiya doğru bakti bir Yavuz'a nereye gideceğini unutmuştu bu adam aklını hep kariştiriyordu en sonunda yönünü kapiya cevirip

"Be.. ben gideyim artik "dedi Yavuz'un konuşmasına firsat vermeden kacarak odayı terk etti kapidan çikar cıkmaz elini kalbinin üstüne koydu ne vardi bu kadar hizli atacak..

Yavuz giden kadının ardından bakıp ilk defa dişleri görünecek şekilde güldü. Yüreğine yanına evvekine ve ahirine yakişan tek kadındı.

Kapıdaki askerler ve Adem Leyla'yı eli kalbinde görünce birsey oldu sandılar. " Yenge iyi misin" derken Adem " iyimisiniz hanfendi" dedi askerler aynı anda.

Leyla önce Adem'e baktı daha sonra kapıdaki aakerlere, rezil olmuştu şu an yeni yetme genç kizlar gibi neydi bu heyecan.

" İyiyim iyiyim hafif başım döndü geçti ama şimdi" dedi utanmadan birde yalan söylemisti.

Adimlarini Zeynep ile kalacaklari odaya yonlendirdi. Kapiyi açıp iceri girdi. Zeynep'i üzgün cam kenarina oturmuş gorunce yanina gitti

Karadeniz şivesi ile " Napaysun garadenuzde gemilerun mi batti esmerum" Zeynep duyduğu ses ile güldü dostuna dönüp " haçen ne olsun düsüneyrum daa" dedi oda şive ile birbirlerine bakip güldüler.

Leyla dostunu güldürmüs uzun bir aradan sonra kendide gülümsemişti " eee bizim kiz nedir çimen gözlerini hüzünlendiren" Zeynep derin bir iç cekti öyle cok kirgın ve yorgundu ki hangi birini anlatsa geçerdi.

Hangi cocukluk yarasi kapanirdi kalbini paramparca etmislerdi hangi soz onu iyileştirirdi. Kaderine isyan etmek ona göre değildi. İçine uzun bir nefes çekip " Bende dert biter mi hiç o yine kumara başlamıs kizlari hirpalamiş" sona doğru sesi öfkeli çıkmıştı.

Leyla kaşlarini çattı bu adam akıllanmıycak miydi iyi bir dersi hak ediyordu. Bir Antep'e dönsünler bu ise el atıcaktı simdi dostuna destek olmasi gerekiyordu. Dostunun ellerini tuttu "sen üzülme çimenlerin buğulanmasin hele bir dönelim var benim aklimda birşeyler " dedi. Leyla kafasi ile hadi diyip dostunu yatağa yatirdi kendiside yanina uzandi. Sabah uzun bir yolculuk onlari bekliyordu...

Yağiz kanapedeki yorgun abisine bakti geçen zamanda abisi baya kotu gözüküyordu sırtındaki yüklerin ağırlığı altında ezildiğini biliyordu ama yinede hep dik durmayi başarmıştı Lakin bir sevdaya yenik düşmüştü. Abisinin haline üzüldü en kisa zamanda abisinin yüzünü güldürmek için aklinda hain planlar vardi....

**************************

Sabah erkenden uyanan Yavuz ağa doktor ile görüşmüs kardeşini goturmek istediğini belirtmis idi. Doktor " Yağiz bey'in durumuna göre çikışını verebiliriz" demisti. Sabah geri gelen Tahir ile karidorda karşılaşıp beraber odaya döndüklerinde Leyla ve Zeynep'i eşyaları toplarken Yağiz'in da uyanmış buldular.

Tahir Leyla ve Zeynep'e selam verdi daha sonra Yağiz'a bakip
" Günaydin bremin nasilsin bügün nasıl hissediyorsun " Tahir hal hatir sorup ayak ucuna oturmuştu. " Bomba gibiyim bremin Yengem çok iyi bakti bana sağolsun. Yavuz bey ağalik forsunu koy ortaya da çıkar beni burdan " Yavuz kafasini sağa sola salladi sen akıllanmazsin der gibi.

" Konuştum doktorunla gelicek şimdi kontrollerin bitince seni Azade hanimin sicak kucaği ile Yade Zergül'ün insafina bırakacağım" Yağiz abisine yüzünü hafif buruşturup " Yade Zergül' ün insafina kaldiysam ooooo" dedi. Yavuz kardesinin memnuniyetsizliğine tebessum ederken diğerleri kahkaha attılar.

Doktor gelmiş Yağız'ın kontrollerini yapmiş dikkatli olması şartı ile çıkırabileceğini söylemisti ambulans ile gitmek istemeyen Yağız doktoru baya zorlamıştı.

Yavuz odadan çikip Adem'e "Arabalari hazirlayin çikiyoruz" diyerek çıkış işlemlerini de bitirip odaya geri döndü.

Leyla Yağiz'in giyinmesine yardımcı olmuş hazirlardi. " Pismam alacağimiz baska birsey varmı?" Yağiz kafasıni yok diyerek salladi.

Yavuz kardeşine bakip " Hazirsaniz çikalim islemleri hallettim ben " Tahir çantaları alıp önden giderken Yavuz kardesinin kolundan destek verip yürumesine yardimci oldu.

Arabalarin yanina geldiklerinde Leyla Yavuz'dan mehir olarak aldığı göz bebeği arabasinin arka kapisini açtı Yağız'in binmesi için. Zeynep de arkaya Yağız'ın yanına oturdu. Yavuz şöfer kapisini açinca Leyla ile bakıştılar.

Ne yani arabayı Yavuz mu kullanacaktı. Leyla Adem'e bakti Adem ellerini teslim olur gibi kaldirip abisini gösterdi. Leyla da ona senle hesaplaşiçaz bakişlari atıp ön koltuğa oturdu. Kemerini bağlarken Yavuz ile göz göze gekdiler ikiside hiç konuşmadı. Tahir ile Adem de arkalarindan hastaneden çıkiş yaptilar.

Yağiz abisi ve yengesi için hain planlarını devreye koymaya başladı hınzırcrca gülüp Zeynep'e doğru kafasini eğdi " Eli maşali bak şimdi bizimkilere napcam " Zeynep eli maşali kelimesine bozulsada belli etmedi " ne yapıcaksın" merakla sordu " bekle"

Abisi ile yengesine bakip telefonunu cebinden çıkardı medyadan aradığı sarkiyi buldu" Abi bluetootht ile arabaya bağlanabilir miyim bu yol böyle sessiz bitmez az havamiz değişsin " dedi. telefonu arabaya bağladi sarkiyi açti... ( Medyada olan sarkiyi burda acabilirsiniz ).

Yağiz sarkiya eşlik etmeye başladi. " Gözleri kehribar sarısı kendi kalbimin yarısı kurban olsun Yavuz ağa Antep güzeli" diyerek sarkinin sözlerini değiştirdi.

Zeynep gizli gizli gülerken Yavuz aynadan kardeşine ters ters baktı. Leyla şarkının sözleri ile utansada kacamak Yavuz'a bakmayı ihmal etmedi.

Kurban olsun Yavuz ağa diyince Yağiz, Leyla ile Yavuz birbir gözlerine baktılar sonra bakışlarını kaçırdılar.

Yağız Leyla'nın yüzünü görmesede utandığını biliyordu " hele benim yengeme bak eli maşalı utanırmış da" dediğinde Leyla arkasına dönüp Yağız'a öfke ile bakıp bittin sen bakışları attı.

Yavuz yanindaki kadının her haline aşıkdı ve öyle çok hasretti ki bilseler ki bir umutları olacak elinden tutardı ama işte gerçekler vardı.

Yavuz pencereden dışarı baktı yüreği ile aklı arasında savas veriyordu. Zaten özlemi ağır basıyorken kardeşinin yaptıği şimdi işmiydi. Yaralı diye birsey de diyemiyordu. Ama acısıni fena çıkaracaktı bir iyi olsun.

Sonra aklına gelen ile yüzü düstü acaba hala o adamı seviyormuydu Leyla beynini yiyip bitiriyor kemiriyordu bu soru.

Leyla kaçamak Yavuz'a baktı dalgındı ustelik yüzüde düştmüştü ne olmustu ki tabi yaa dedi içinden adamın sevdiği varken Yağız'ın imalarına bozulmuş olabilir diye düşündü. Canı yine yandı zaten iki gülse uç ağlıyordu.

Yağız arkadan onlari izliyordu ilk işlem basarıyla işe yaramişti yarasına ama bir anda ne olmustuda abisi de Leyla da durgunlaşmişlardı. Kafaya koymuştü ne yapıp ne edip abisi ile Leyla'nın arasıni yapacakti.

Bu defa yanında suç ortaklarıda olacaktı yalniz değildi. Aradan geçen 2 saatde kimseden ses çıkmamiştı. Leyla butün maillerini gözden geçermis önemli olanları cevaplamıs idi. Zeynep ise hem kizlara bilgi vermis hemde davasi için biraz araştirma yapmiştı.

Yavuz arabayı yol kenarinda ki bir tesisin önünde durdurdu hepsi neden durduk der gibi ona bakınca " birşeyler yiyip öyle devam edelim sende ilaçlarini iç aslanım " dedi kardesine bakıp konuşmuştu.

Birşeyler yiyip birer bardak çay içtikden sonra Yavuz hesabi ödemek için giderken diğerleride tekrar arabalara bindiler.

Leyla binmek için Yavuz'u bekledi Yavuz tesisten çıkip gözluklerini takip arabaya doğru gelirken Leyla ona bakıp kalmıstı neden bu adam bu kadar yakişiklıydı ki, yıllar geçmesine, onca acıya rağmen hala kalbi ilk konağın kapısından girdiğinde nasıl çarptiysa hala aynı şekilde hatta daha fazla aşk ile çarpıyordu.

Yavuz yaklaşınca kendini toparladı " Biraz ben kullanayim sen dinlen bende biraz hareket etmiş olurum " dedi.

Yavuz yorgun oldugu için kabul etmişti. Onlar da arbaya binip hareket edince Yağız yine telefonundan başka bir şarki actı.

Bu defa medyada Elif Buse Doğan'ın sevda sarkisi caldi . Her bir sözde Leyla ve Yavuz acılar içinde kıvranırken Zeynep ile Yağiz yüreklerinde filizlenen duygunun muhasebesini yapiyorlardi.

Birbirlererine ilk defa bu kadar uzun uzun baktılar. Leyla aynadan onları görünce Yavuz'a bakıp gözleri ile arkayı isaret etti. Kardesini ilk defa böyle gören Yavuz yandiği atese kardeşinin de düstüğünü anladi.

Sevdaya düşen anlardi sevdalının halinden kaderleri bize benzemesin dedi içinden.

Şarkinin ikinci bölumunde Yağiz yine şarkınınn sözlerini değiştirdi. "Antep Antep olalı böyle sevda görmedi, yandi yürek kavruldu böyle eda görmedi" diyerek abisi ve yengesinin tepkisini ölçmek istedi. Bakişlariyla kendilerini ele verdiklerinde Yağız istediğini almişti.

*******************
Antep

Konaktakiler hazırlıklara sabah erkenden başlamişlardı. Sultan, Azade hanim, Leyal hanım ile yemeklere girişince, Sevda ve Zehra da Yağız'ın odasını dip köse temizledikten sonra da Yare ve Senem'in de yardımı ile konağı baştan aşaği temizleyip pırıl pırıl yapmışlardı. Senem'in temizlik tutkusu da nüksedince el çabukluğu ile işleri bitirmişlerdi. Yaren şikayet etse de Senem'in bakişlarını gorunce susmak zorunda kalmıstı.

Behram ağa ve Zergül hanım kahvelerini içerken Yaren'in hakkında konuşmuşlardı. Behram ağa kızının ne kadar büyüyüp olgunlaştığını şimdi daha iyi anlamıştı. Yade Zergül de pişmandı zamanında okumasın diye direttiği için dün torunu sayesinde fazla hasar görmeden tansiyonu eski haline gelmişti.

Tüm yemekler ve hazırlıklar bitincw geriye gelenleri beklemek kalmiştı.
Azade hanimin gözü konak kapisindaydi evlatlarina sağ salim kavuşmak istiyordu Leyal hanimın aklı kızında idi. Yabuz ile karşılaşmak onu nasıl etlilemis hiç bilmiyordu. Yade Zergül ve Behram ağa da sedirde oturmuş bekliyorlardi.

Nihayet bekslenenler gelmişti Hasan kahya içeri girip " Geldiler ağam " dedi konağın kapısıni açmişti.

Azade hanım yerinden kalkıp koşarak kapının önüne geldi. Yavuz kardeşinin inmesine yardım ederken Leyla da kapısını tutuyordu. Zeynep'in de inmesi ile konağa dağru yürüdüler.

Azade hanim gözlerinde ki yaşlar ile oğluna koştu " Yağızımmmm" dedi boğazı düğüm düğüm oldu . Anne yüreği ayaklarina taş değse yüreği yaniyordu işte evlatlarina cok düskün bir anne idi Azade hanim her anne gibi ne zorluklar ile büyütmüştü hepsini.

Yağız kollarını açıp annesini sımsıkı kucakladı. Canı annesinin sarılması ile yansada belli etmedi. Azade hanım geri çekilip oğlunun yüzünü elleri arasına alıp her yerini öptü dilindeki şükürleri ile.

Gözlerindeki yaşlar Yağız'ın yüzüne değsede umursamadı. Yavuz annesin omzuna elini koyup " anam çocuk yaralı hasretini içerde gider bir yerine yatıralımda " dedi.

Azade hanım bu defa diğer evladına çevirdi bakişlarını ne olmuştu evladına böyle en son gördüğü evladı bu değildi.
Yağız'ın önünden çekilip Yavuz'un karşısına geçti. İçi paramparça oldu oğlunun bu haline " ahhh" dedi ama bin ahh çıktı dilinden " Yavuz'um ne oldu sana ben seni böyle mi görecektim yavrum " diye feryad etti.

Elleri titreyerek oğlunun yüzünü sevdi " Anan kurban" deyip bu defa Yavuz'a sarıldı.

Zeynep ve Senem in yüreği titredi. Onlar anne babaya hasret iki küçük kiz çocuğu idi ikiside annesiz büyümüs yokluğunu iliklerine kadar hissetmişlerdi şu an içinde oldukları tablo en çok onların canını yakmıştı.

Gözyaşlarinin sel olduğu bu anlarda ortamı toparlamak Behram ağa'ya kalmişti Bariton sesi ile " Kadın ağlama artık bak evlatların sağ salım yaninda hadi içeri geçelim çocuk ameliyatlı " dedi.

Leyla Yağız'ın koluna girdi Yade Zergül de torununa gözlerindeki yaş ile sarıldı " Oğul sen bu Yadeni öldürecekmisin rabbime şükürler olsun seni bize bağışladı" dedi.

Yağıž da Yade Zergül'ün alnından öpüp " Yade daha dur Albay ile senın düğününü görmeden ölmem ben" dedi. Yade Zergül " de get kure kere dalga geçiyor birde utanmadan" dedi kızarak.

Yaren ,Asmin, Berzan da abilerine sarılıp geçmiş olsun dediler. Senem de elini uzatip toklaşarak " Geçmiş olsun " dedi. Sultan ve kızlarda geçmis olsun dedikten sonra Berzan ve Asmin abilerini yukariya götürdüler.

Azade hanım Yavuz'a baktı. Yavuz'u zayiflamişmiydi. Gözlerindeki renk solmuş saçi başi dağilmişti . Ahh ne vardi gitmeseydi yaninda kalsaydi ne olurdu yani. Oğluna tekrar tekrar sılarak hasret giderdi.

Leyla annesine doğru gidip kollarina sığınmış iki günde olsa özlemişti annesini. Leyal hanim kizini kucakladiktan sonra gözlerine baktı Leyla sonra dedi gözleri ile Leyal hanım melul melül bakan iki yetim yüreğe açti bu defa kollarinı kafası ile gelin dedi Senem ve Zeynep hemen kendileri için açılan kollara sığındilar.

Yavuz Azade hanımi kolunun altına alıp yukarı çikanların pesınden oturma odasına çıktılar. İçeri girince annesinden ayrılıp yade Zergül'ün elini öptü " Hoşgeldin hayırsız oğul hiç bu yadenizi düsünmeyin siz ölünce anlarsınız artık " dedi.

Yavuz kaşlarını çatıp " Allah korusun yade " dedi. Sonra babasınin elini öptü.

Leyal hanima sıra gelince yine çekinerek uzandı eline utanıyordu bu kadından kızını bırakıp gittiği için " Hoşgelmişsin kara oğlum" dedi Leyal hanım yine tüm anne sevecenligi ile.

Yavuz bu kadının merhameri ve sevgisi karşisinda ezim ezim eziliyordu.

Berzan ve Asmin abilerine özlem ile sarılırken Yaren uzak durmustu.

Yavuz kardeşinin neden böyle davrandığındı biliyordu kızmıyordu gönülde koymuyordu ama zoruna da gidiyordu. Ne kadar da büyümüş olgunlaşmıştı kardeşi.

Yaren abisi yerine gidip Leyla'ya sarıldı " Leyloşum iyiki varsın sen olmasan aklım orda kalırdı" dedi.

Abisine hiç bakmıyordu içi içini yihordu ama ona öyle kırgın öyle kizgındı ki affedemiyordu.

Yavuz sabırla bekledi en sonunda dayanamayıp " abine hoşgeldin demeyecekmisin doktor hanım" dedi.

Leyla dayanamadı iki kardeşin küs kalmasına bikiyordu Yaren kendisi yüzünden abisine düsmandı Yaren'in kulağina eğilip " o senin abin ne olursa olsun et tırnaktan ayrılmaz ben ona kırgın kızgın değilim hadi git abine hoşgeldin de" dedi.

Yaren abisin gözlerine bakınca dayanamadı insan en çok en sevdiğine kırılırmıs ya Yaren de en çok Yavuz abisine düskündü bu yüzden de kırgınlıği sevgisi kadar büyüktü.

Abisinin açılan kolarına " abim" diyip koşarak sığındı.

Aile böyle birşeydi ne olursa olsun günün sonunda kavuşmak varsa çekilen çile kutsaldı. Miroğulları şimdi bir aile olmuştu.....

Yorum ve desteklerinizi bekliyoruz eksiklerimiz ve hatalarımiz vardir illlaki ama desteğiniz ile daha da iyi olacağımı düsünüyorum. Lutfen bol bol yorum yapın ve karakterlerimizi nasıl buldunuz merak ediyorum iyi okumalar.

Bölüm : 24.09.2024 22:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...