"Karanlik olmasa, ışığın kıymeti,
Ayrılik olmasa, vuslatın lezzeti,
Elem, ızdirap, gam ve keder olmasa,
Saadetin o sarhhoş edici güzelliğı bılinebilir, duyulabilir, görülebilir miydi hic ?"
(Şule Yüksel ŞENLER)
Zaman durmuş sanki akmıyordu. Yolda gidiyorlardı ama Zeynep Macit'i gördüğu o anda onun için hayat durmuştu. Sanki nefes alamıyor gibiydi.
İlk kavşak dan dönen Macitler peşlerine düşmüşlerdi. Aziz aynadan onlari takip ediyordu.
Kızlar telaşlandı Aziz bu durumlarda tecrübeli olduğu için sakin kalıp Tahir'i aradı " beyim arkamızdalar 5 araba mesafe var napayım?" diye sordu.
"Yoluna devam et ben halledicem onları sen sakin kal ve kızları sağ salim getir " dedi Tahir.
Biraz daha trafikde ilerlediklerinde Tahir Aziz'i arayıp yapacaklarıni anlatti ve " şimdi " dedi.
Aziz hızlı bir manevra ile önlerinde ki trafik ışıklarını yeşil yanarken geçti ama diğerleri önlerine gelen tır yüzünden ışıklara takıldılar .Tahir'in ayarladiği tır sayesinde izlerini kaybettirdiler.
Aziz arkalarindan gelen olmadiğinı görünce rahat bir nefes aldı" korkmayın artık kaybettiler izimizi bulamazlar kolay kolay daha da" diyince.
Kızlar kurtulmanın rahatlığı ile derin bir oh çektiler bu kadar heyecan bünyelerine zarardı.
Macit ile gelen Levent'in adamları patronlarını arayıp durumu bildirdiler tabi üstüne güzel bir fırça yediler " Lan gerizekalılar bir kızı bulup getiremediniz heryere bakın bulun o kızi bana" diye emirlerini verdi..
Aziz kızları şirkete bırakıp arabayı otoparka götürmek için ilerledi.
Kızlar şirkete girip asansör ile Tahir in bulunduğu kata çıktılar .
Tahir in asistanı filiz karşıladı kızları "Yaren hanım hoşgeldiniz sizlerde hoşgeldiniz efendim " tebessüm etti.
"Hoşbulduk Filiz hanım güneydoğunun ve İstanbul un en yakışıklı adamı yerinde mi" diye sordu Yaren.
"İçerde Yaren hanım sizi bekliyor" Yaren kapıyı tıklattı kafasını kapıdan uzatıp
" Yakışıklı ağam misafir kabul ediymisen " dedi şive yaparak.
Tahir Yaren e bakıp tebessüm ile " oo hanımağam buyurasan yav buyurasan niye kapıda duruysen " eliyle içeriyi gösterip gel dedi.
Yaren gidip Tahir'e sarıldı ardından kapıdan Zeynep girdi "hoşgeldiniz " deyip tokalaştı Tahir. Sıra Senem e gelmişti tam kapıdan gireceği sıra çantasının sapı kapının kulpuna takıldı.
"Hay ben senin çanta gibi" diye söylenirken herkez duydu Yaren kafasını çevirip "ne oldu "dedi Senem de çantasını kurtarıp " Ne olsun ya şerefsiz çantanın kulpu kapiya takıldı" diyip içeri girdi. Girdiği an da ise Tahir ile göz göze geldiler .
Tahir bir çift karagöze dalmışken Senem de Tahir in kahve gözlerinde, yakişıklı yüzünde takılıp kaldı.
Senem ömründe ilk defa böyle uzun uzun manalı bir erkeğe bakıyordu bu adam neden Senem' e bu kadar yakın gelmişti içini ısıtmıştı anlamıyordu.
Yüreği bir anda pır pır etmeye başladı heyecandan elleri terlemeye başladı vucudu ısındı aynı şekilde Tahir de. Koskoca Tahir Eroğlu bir çift kara göze meftun oldu.
Onların bu halini gören Zeynep ve Yaren kaş göz yapıp bıyık altından güldüler. Yaren in yalandan öksürmesi gençleri kendine getirdi.
" Ee şey hoşgeldiniz sizde "diyip elini uzattı Tahir. "hoşbulduk " diyip Tahir in elini sıktı Senem.
Daha sonra hep birlikte gösterilen kanepeye oturdular Senem sessizce" ağzınızı açmayın hesabını size antep de sorucam " diyip kızlara kötü kötü baktı.
Kizlar ağızlarına fermuar yaptı.Tahir de yerine oturunca kısa muhabbetin ardından durumu anlattı Yaren.
Tahir öyle bir öfkelenmişti ki elinde ki kalemi ortadan ikiye kırdı bakışlarına bile yansıdı öfkesi " korkma bacım bundan sonra senin kılına kimse zarar veremez ben elimden geleni yapacağım bunun için" dedi.
Zeynep utanarak teşekkür etti. "Benim bir görüşmem var siz rahatınıza bakın birşeye ihtiyacınız olursa filiz e söyleyın halleder " deyip odadan çıktı.
Hala kendine gelememişti akli icerdeki esmer güzelinde kalmıstı. Derin bir nefes aldı koskaca mimar Tahir bir çift kara göze mi vurulmuştu. Kendini toparlayıp telefonunu kulağina goturdu.
İstanbul da ki yer altı dünyasının ileri gelenlerinden asker arkadaşı olan Taha Emir Yılmaz'ı aradı adamlar hakkinda bilgi toplamasıni istedi.
Talha'nin askerlikten kalma can borcu vardı Tahir'e. Talha için Tahir'in isteği emirdi. Görüşmesi bitince odaya tekrar dönüp kızlarla beraber havaalanına gitmek için çıktılar şirketten.
**********************
Miroğlu Konağı
Leyla kapıdaki korumalara başıyla selam verip yukarıya çıkmadan önce mutfağa uğradı "Hanımlar nasılsınız bakalım neler pişiriyorsunuz" dedi.
Sultan hanım ve kızlar aniden gelen sesle yerlerinde bir sıçradilar. Daha sonra Leyla'yı görünce Sultan hanim hemen ayağa kalkip "hoşgeldiniz hanımım özlemiştik sizi iyiki geldiniz" dedi ve Leyla ya sarıldı.
Daha sonra kızlar da gidip sarıldılar hanımlarına ama öyle sıkı sarılmışlardı ki Leyla boğulmak üzereydi .
" Kızlar bende sizi özledim ama boğacaksınız beni yahu" dedi gülerek.
Kısa sohbetin hal hatır sormanin ardından Leyla yukarı salona girdi.
Öncelikle babannesi Zergül hanımın elini öptü " Hoşgeldin inatci kizim arayı açtin bu defa" dedi Yade Zergul. Leyla yanaklarını öptukden sonra yaşli kadınin sırayla amcasının kaynanasının ve annesinin de ellerini öptü.Asmin ve Berzan la da kucaklaşıp annesi ile kaynanasının ortasına oturdu.
Sık sık gelmesede konak ta hiçbirşey değişmemişti. Yade Zergül'ün abuk sabuk bahaneleri dışında tabi. Amcasına bakıp " Amca benimle konuşmak istediğin önemli konu nedir ?"
Behram ağa nefes alıp sabah ki telefon görüşmesini anlattı. Yapılması gerekenleri anlattı.
Bu toprakların kaderinde bu vardı ya severek evlenirler , ya berdelle , yada kaçarak. Aileler düşman ise bazende ölüm olurdu sevdaları.
"Anladım amca burdan mı gideceğiz ?Behram ağa " kızım bir an önce gidelim kaza bela çıkmadan hemen çıkalım" dedi.
Leyla biraz kısa bir elbise giymisti ve üzerini değiştirmeden gelmişti toplantıya bu şekilde gidemezdi.
Azade hanım durumu anlayıp Leyla nın elini tutup "kızım benimle gelirmisin lutfen" dedi . Leyla kafasi ile tamam diyip Azade hanimın uzattiği elini tuttu.
Azade hanım önde Leyla arkada konağın en üst katına çıktılar Azade hanım bu katı onlar için hazırlamıştı. "kızım bu katı size özel hazırlamıştım biliyorsun " dedi ıç çekerek.
Ne hayaller ile hazırlamiştı bu katı. Sağ tafadaki ilk kapınin onünde durdular Leyla bu kata ilk defa çıkıyordu. Daha önce hic gelmemişti. Düğün zamanında bile Azade hanım sürpriz diyerek çıkmasina izin vermemişti.
Kapı anahtarını cebinden çıkarıp kilidi açtı kapıyı eli ile açıp içeri girdi Leyla ya gel diye eliyle işaret etti. Leyla içeriye girip girmemekte kararsız kaldı.
Azade hanim bu defa "gel kızim çekinme " dedi.
Leyla bu sefer girdi etrafa baktı oda cok şık ve sade tatli kahve mobilyalar ile döşenmişti. Abarti herşeyden kaçinılmışti. Tam zevkine göre idi.
Kapıdan girince sol tarafında iki kışilik bir yatak yatağin biraz ilerisinde tekli iki tane berjer ve ortasinda küçük bir sehpa, yatağın hemen karşisinda makyaj aynasi , sağ tarafinda ise banyo ve giyinme odasi bulunuyordu.
Hayatı boyunca annesine ve bu kadına minnet duyacaktı ikisini de çok seviyordu.
Azade hanım giyinme odasına girince oda peşinden gitti . Boydan boya bir dolap vardi. Bir tane puf ve birde boydan ayna.
Dolabin Leyla için hazırladığı tarafını actı binbir çesit elbiseler takimlar yöresel kiras fistanlar vardi. Azade hanim Leyla ya siyah ici sari altın işlemeli kiras elbise çıkardı.
"Kızım toplantıya hep aşiret ağaları gelecek sende Yavuz'umu temsil edeceksin madem bunu giy herkez aşiretimizin hanım ağasını görsün " Ahh bu kadın nasıl bir güzel yüreğe sahipti hakkını nasıl ödeyecekti.
Leyla'nın gözleri doldu herşeyi nede güzel düşünmüştü üstelik dogru düzgün ona gelin olmayan kendisi icin " Çok çok teşekkür ederim anne hem bu oda hemde bizi böyle güzel düşündüğünüz için." Dedi gozleri dolu dolu olmuştu.
Azade hanım duyduklari ile gidip Leyla ya sıkı sıkı sarıldı çünkü gelini 5 yıldır ilk defa anne demişti kendisine hemen gidip iki rekat şükür namazı kılacaktı.
"Leyla'mmm!! Beni şu an nasıl mutlu ettin bilemezsin siz benim evladımsınız az bile bunlar " dedi gözlerinden yaşlar süzülürken hemen gözyaşlarını silip kasayı gösterdi
"Kızım burda da takıların var ben çıkayım sen hazırlan " dedi ve gelinini bırakıp gözyaşlarıni silerek oradan ayrilip odasına geçti yoksa Leyla ya sarilip saatlerce ağlardı.
Leyla önce her yeri gözleri ile süzdü şimdi bu odada Yavuz için hazırlanıyor olabilirdi. Ama işte keşkeler bazen bir sözcukten oteye gitmiyor idi. Aklindaki düşünceleri def edip hazırlanmaya başladı.
Once ustundekileri çıkardı el çabuklugu ile kayınvalidesinin çikardiği elbiseyi giydi. Çıkardığı kıyafetleri Çekmece de buldugu bir çantanın içine koydu.
Kasaya gitti kilidini açıp içine baktı düğünde takilan altınlar vardı bir miktar para ve nikah kıyılırken mehir olarak istediği Yavuz'un silahı ve tesbihi vardı birde çok kıymetli arabasının anahtarları. Mehir olarak nasıl vermisti hala anlamiyordu.
Kendine özel yaptırmıştı silahı ve tesbihi arabası ise canıydı kimselere vermez kimseyide bindirmezdi Yavuz.
Leyla hatırladıkları ile güldü ahh Yavuz'un göz bebekleri Leyla'nın parmakları arasında idi.
Leyla'ya bile vermezdi kaç defa istemişti de hele arabasının yanından bile geçmelerine kızardı birşey yapacaklar diye şimdi kıymetlileri ise Leyla'nın parmakları arasında idi.
Hiçbir konuda pinti olmayan Yavuz ağa arabası konu olunca cimrilikte sınır tanımıyordu herkezin bir tutkusu varken onun arabası birde Leyla'sı en büyük tutkusuydu.
" Yaz bitti , kış geldi, yıl bitti yeni yıl geldi. Ben bittim ama sen GELMEDİN" dedi. Silaha bakarken.
Leyla hemen toparlandı silahı belıne taktı. Gideceği yer sıradan bir yer değildi sonuçta Yavuz'u temsilen tesbihi eline aldı kasadan son olarak aşiretlerini temsil eden yüzüğü aldı parmağına taktı.
Bu yüzükden bir tanede Yavuz da var idi. Kasayı kilitleyip anahtarı yerine bıraktı.
Tam odadan çıkacakken gözüne Yavuz'un elbiselerinin olduğu taraf takıldı. Kapaği eli ile ittirip açtı.
Bütün kıyafetleri burdaydı en sevdiği hırkasını eline alıp kokladı aynı Yavuz gibi kokuyordu. Özlemişti bu adamı ne kadar kızgın olsada seviyordu iliklerine kemiklerine kadar seviyordu özlem işte öyle pis bir duyguydu ki bir hırkadan medet umar olmuştu Leyla.
Son olarak hırkayı da çantaya koyup dolabin kapağini örtüp odadan çıktı.
Makyaj aynasının önüne geldi.
Aynadan görüntusune bakti. Güzel olmuştu. Eline aynananin önünde ki taraği aldi saçlarını taradı.
Makyaj yapmayi cok seven birisi olmadiği için gözlerine sadece sürmesini cekip , son olarak kayınvalidesinin kendisi için aldiği parfümünü sıktı. Nede olsa kaynanası kendi için almıştı kullanmakta sakınca görmedi.
Amcasını daha fazla bekletmemek için odaya son kez bakıp kilitleyip aşağıya indi .
Leyla yukarda hazırlanırken yade Zergül de planını devreye soktu Adem'i yanına çağırtıp sorguya çekti öğrenecekti Yavuz'un kim için topraklarını terkettiğini.
Adem idi o ser verir sır vermezdi.
Yade Zergül'ün sorduğu her soruyu ustalik ile cevaplamiş birsey bilmiyorum diyerek işin içinden çikmisti.
Yade Zergül adamın birşey bilmediğine inanmıs gibi yapıp gönderdi. Ah bu yaşlı kurt neler görmüş geçirmişti karşışındakinin oturmasindan konuşmasina haraketlerine kadar doğru mu yalan mı konuşuyor bilirdi.
Koskoca yılların hanimağasını kim kandırabilmişti ki Adem kandırsın. Belliki konuşmak istemiyordu karşisindaki genç adam.
Ama oda yanliş düşünmüş olamazdi, sevdayı bilirdi sevdalı idi torunları. Şimdi sıra torununda idi onun ağzını yokluycak azıcık da gözünü korkutacak idi.
Leyla tam salona gireceği sırada annesi " Kızım dayen seni odasına bekliyor birşey konuşacak imiş" dedi.
Leyla şaşırdı babannesi kedisiyle ne konuşacaktı ki merak da etmiyor değildi hayır bu kadın durup dururken özel niye konuşmak istesin ki ? Normalde gel konuśalım diyip Yavuz diye diye beynini yerdi şimdi özel demisti .
"Tamam gözümün nuru ben gider bakarım" diyip gidecek iken
"Haa anne kızlar geliyor. Yaren, Zeynep, Senem, Tahir sen bana geçsen hazırlık yapsan durumlar biraz karışık ben gelince sana anlatırım sen şimdi amcamlara birşey deme tamam" Deyip babannesinin odasina yöneldi.
Leyal hanım kafasını salladı kızı birşey diyorsa vardır bir bildiği dedi kendi kendine.
Leyla babannesinin odasına gelip kapıya vurdu içerden " gel" dedi Yade Zergül.
" Dayem beni çağirtmışsın hayrolsun " dedi kapidan kafasıni uzatarak merakla. Yade Zergül Gel diye yanını işaret etti.
" Gel benim güzel kızım bahtsız yavrum Berwan'ımın emaneti" derken gözleri dolu doluydu.
Leyla babasının adını duyunca oda üzüldü. " Özledin demi daye bende çok özledim 5 yıl gecti hala alışamadım" dedi Leyla sesi titremişti. Kolay değildi yokluğuna alişmak.
Yade kafasıyla onayladı torununu uzun uzun odasının penceresinden dışarıya baktı sonra torununa döndü bakışları yaşlilikdan kırışmıs ellerini Leyla'nın ellerinin üzerine koydu.
" Leyla'm bu yaşlı dayeni affedesin benim güzel kızım seni istemediğin bir evliliğe mahkum ettik" bir yandan konuşuyor bir yandan iç cekiyordu.
" Bahtsız kızım ben bir karar vermişem onu demek için çağırttım seni" Leyla nın içine bir sızı düştü dayesi niye böyle konuşuyordu ki şimdi.
" Dayem siz o zaman doğru bildiğinizi yaptınız insan kaderinden kaçamazmış sen canını sıkma bizimde kaderimiz böyle imiş" yorgunluk ile çikmişti sesi.
Yade Zergül torununun evliliğini kabullendiğini anladı lakin onun duymak istediği bu değildi Yavuz u sevip sevmediği idi.
" Yüreği güzel inançlı kızım ben bilseydim senin o çocuğu sevdiğini ne olursa olsun izin verirdim evlenmenize" Leyla duyduklarını anlamaya çalışıyordu nerden çıkmışti şimdi bu konu.
Yade konuşmasına devam etti " Kimsede karşı çıkamazdı hiçbirşey sevda dan üstün değil kızım bu düşmanım bile olsa" Leyla şaşkın gözlerle baktı babannesine.
O Said'i sevmiyordu ki, konunun nereye varacağını merak ediyordu.
" Daye geçmiş gitmis kapanmış konuları niye açarsın şimdi ayrıca ne kararı aldın sen " nihayet merak ettiği soruyu sormuştu.
" Aceleci kızim benim dur hele deyiceklerimi deyiverem az sabredesin " Leyla tamam diyip kafasını aşağı yukarı salladı.
" De hele sen bu Zaloğullarınin ogluna çok mu sevdalısın da 5 yılda soldun gözümüzün önünde eridin be kızım? " diye sordu.
Leyla nın hayretle gözleri büyüdü ne diyceğini bilemedi şaşırdı kaldı böyle bir soru beklemiyordu yüzü kızardı bakışlarını kaçırdı.
" Da.. daye sen ne neler diyorsun ben hiç birsey anlamıyorum" kekeleyerek konuşmuştu Leyla.
" Utanmayasın kızım sevda da utanmak olmaz sen bana diyiver hele sen bu çocuğu istiyisen?"
Leyla yer yarılsada içine girsem diye düşünüyordu içinde kendi ile kavga ederken Yade Zergül
" Leyla kaldır kafani ve bana bak sen bu çocuğa sevdalı mısin ?" Bu defa sesi sert çıktı yoksa Leyla konuşmayacakti.
Leyla Yade nin sert sesi ile irkildi birden " yo..yokk daye sevdalı felan değilim o zaman peşimden çok koşunca bende tamam demiştim " dedi bir anda.
Korkudan kekeliyordu. Yade torununu istediği kıvama getirmişti tavrini hiç bozmadan
" Kızım o zaman niye sararıp soldun 5 yıldır niye Yavuz topraklarından uzakta, sen burda yalnızsın de bana niye ?"
Leyla kurtuluşunun olmadığını anladı Yavuz niye gitti bilmiyordu ama kendisinin bu halde olmasına sebep Yavuz idi.
" Daye torunun niye gitti bilmem ama benim bu halde olmam torununun eseri " dedi gözlerinden de yaşları akmaya başladı.
Yorulmuştu 5 yıldır milletin lafından sözünden herkezin kendisine kusurlu gibi bakmasından yoruldu.Kulağina kadar gelmisti artik "kısir gelin, kocasını kaçırtan gelin " lafları.
"Tamam kızım ağlamayasın madem sen bu kadar mutsuzsun o zaman Yavuz gelir gelmez bu evlilik bitecek" dedi.
Leyla'nın duyduğu sözler ile ağlaması daha da şiddetlendi kurtuluyordu işte niyeydi simdi bu üzüntüsü, neden içi acıyordu ki, bu kadar alışmışmıydı bu evliliğe.
Yade Zergül Leyla'nın saçlarını okşarken konuşmasına devam etti Leyla ağladığı belli olmasın diye kafasını eğmişti.
" Kızım sevgisiz bir hayata seni mahkum ettim şimdi seni bu esaretten kurtaracağim ben vicdan azabindan uyuyamıyorum " dedi Leyla hemen gözyaşlarıni sildi " Daye deme öyle nolursun " Yade Zergül oyununa devam etti.
" Hadi sil yaşlarını topla kendini madem sevmiyorsun kara oğlani, incilerini dökme oda seni sevmiyor madem ikinizede sevdiğinizi alalım " dedi sesinde şefkat merhamet vardı.
Leyla Yavuz'un yanında değil başka birini bir ismi bile duymaya tahammül edemiyordu kıskançlık bütün damarlarını esir aldı böyle birşeye asla musade edemezdi.
Uzakda da olsa kabulu idi ama başkasi mümkün değildi kıskançlik dilene vurdu ve hiç söylememesi gerekeni ağzından kaçırdı.
" Olmaz daye başka biri Yavuz'un hayatında olamaz ben onu bu kadar çok severken ve beklerken başkası olamaz"
Yade Zergül istediğini nihayet almıştı. Ah bu gençler ne zannediyorlar idi kendisini yaşliydi ama sevdayi kimde görse iyi bilirdi.
Torunuda sonunda itiraf etmişti icinden kıs kıs gülsede belli etmedi. Leyla yaptığı hatayı anlayıp " hihhh" deyip elini ağzına götürdü. Utancından kızardı.
" ben ne dedim " diye kendi kendine söyleniyordu afferin Leyla sen böyle her öfkelendiğinde herşeyi söyle. Kendi kendine küfurlerini sıralıyordu. Yade Zergül torununun hallerine gülüyordu.
" Daye yapma Allah aşkına zaten utanıyorum sende böyle gülersen ooooo " dedi Leyla sitem ederek.
Suçunu bastirmaya çalışan çocuklar gibi mızmızlanmaya başladı. Yade " Kızım ben ne yaptım ki torunum diğer torunuma sevdalı imiş meğerse onu öğrendim " dedi imalı imalı.
Leyla kendine iyice kızar olmuştu ağzına parmak uçları ile vurup afferin Leyla diyordu.
" Dayeee kurban olayım kimseye deme ne olur valla Antep'i terk eder giderim birinden duyarsam" diyip babannesini tehdit ediyordu.
Koskoca Yade bunu yermiydi. " De get eşşek sıpası birde terk edecekmiş sen yadeni nerde gördün dedikodu yaparken " dedi sinirle.
Leyla derin bir nefes alıp " Yadem bak seni o çok istediğin yere gönderirim bütün masraflar benden olur tamam kimseye birşey demek yok."
Yade düsünür gibi yaptı " ehh güzel teklif ile geldin kimseye söylemek yok tamam bütün hac masrafımi cekeceksin ama " Leyla gülerek tamam dedi odadan bir hışım kaçarken
" Aaa amcam beni mi çağırıyor" diyip çıktı odadan üstünu başını düzeltti. Yüzünü lovaboya gidip temizledi ağladığı için sürmesi akmıştı. Yeniden cantasinda ki sürmesini çikarip gozlerine çekti artık hazırdı.
Amcası ile toplantıya giderken üçlü ittifak da salon da oturup Yade Zergül ün Leyla ile konuşmalarını hayretle dinliyorlardı kayınvalidelerinden.
" Bizim kız fena abayi yakmiş kara oğlana bende Zergül isem bu işi tatlıya bağlarım . Kara oğlan da sirf inat uğruma terk edip gitmedi ise bende Zergül değilim."
Azade hanim da Leyla'nın kendisine Anne dediğini söyleyince Azade hanım ve Leyal hanım sarılıp ağladılar.
Çocukları için artık bir umut vardı Yade Zergül'ün elini öpüp dualarını aldılar ve şükür namazı kılmaya karar verdiler.
Namazdan sonra Leyal hanım müsade isteyip Leyla'nın evine geçmek için izin istedi...
*******************
Aşiret ağalari Perwer ağa nın konağında toplanmışlardı. En son Behram bey ve Leyla'nın gelişi ile herkez ayağa kaltı Behram bey eli ile oturun diyip işaret edince herkez yerlerine oturdu.
Bazı ağalar Leyla'nın gelişini yadirgar iken bazıları çok mutlu oldu. İki tarafıda dinlediler Berdel istemiyordu iki ailede Kızın abisi illa ölüm olsun diye diretiyordu.
Leyla bu adama iyice sinir oldu Behram ağa yeğeninin sinirlendiğini fark edince sakin olması adına elini sıktı.
" Perwer ağa ne zamandir kadınlar erkek meclisine girer oldu ?" diye soran şeribağli aşiretinden kaçan kızin amcasi Veli idi.
"Veli ağa Leyla kızımız Miroğlu aşiretinin hanım ağası olarak burda. Kendisi Yavuz ağayı temsilen bulunmakta " dedi.
" Yavuz ağa gideli çok oldu bu eksik etek mi temsil edecek onu" diyip küçümserken.
Behram ağa kendisini zor tutuyordu.Leyla Perwer ağaya bakıp konuşmak adına izin istedi.
" Bunu sen mi soruyorsun Veli ağa evde seni bekleyen korkorak yanina gittiğin bir eksik etek varken" diyip Veli ağayi öyle bir susturmuştu ki kimse ağzini açamadı.
Beğenmedigi eziklediği kiz kendisini rezil etmisti milletin içinde. Susmaktan başka çaresi kalmamışti Veli ağanin.
Onlar harıl harıl tartışırlarken Tahir kızlarla havaalanına geldi. Kontrolden geçip hiç beklemeden uçağa doğru gidiyorlardi.
Yaren Zeynep in yanına iyice yaklaşıp kulağına sessizce Senem ve Tahir i işaret etti.
" Esmerim uçakta biz yan yana oturalım sevenleri ayırmamak lazım " diyip sinsi sinsi güldü.
Zeynep Yaren'i onaylayınca hızlı hızlı yürüyüp Senem ve Tahir'in önüne geçip uçağa bindiler yerlerini bulup yanyana oturdular.
Senem arkadaşlarına bakıp öfkeyle kafasını salladı kızlara yaklaşıp " bunun hesabını size Antep de soracam hiç merak etmeyin bittiniz siz " dedi.
Yaren ve Zeynep onun bu kızgın boğa gibi hallerine sessiz güldüler kahkaha atmamak için kendilerini sıkıyorlardi. Tahir ile Senem de yerlerine oturdular uçak Antep'e gitmek üzere havalandı....
*********************
Leyla satine baktı bir an önce şu işi halledip kızları almaya gitmesi gerekiyordu ilk olarak konuşmaya ev sahibi olarak Perwer bey girdi . Nurullah bey ve Şeribağlı aşiretinin ağası Hasip bey e hitaben
" Ağalar iki tarafıda dinledik biz bu işi kan dökmeden sonuca bağlamak istiyoruz " dedi. Bütün ağalar da Perwer bey'i onayladı.
Lakin Hasip ağanın oğlu Fırat kabul etmiyor itiraz ediyordu burda söze Behram ağa girdi.
" Perwer ağaya hepimiz katılıyoruz Fırat ağa sen gençsin kanın deli akıyor lakin iki gencin ölmesi bu davanın yeniden başlamasından başka hiçbir işe yaramaz. Bak oğlum.. derken Fırat Behram ağanın sözünü kesti.
" Behram ağa biz ne olursa olsun razıyız bacımı ve o iti bize verin bunun başka çözümü yok namusumuzu iki paralık ettiler"
Behram ağa anlayışla dinledi ama Leyla ne amcasına nede aşiretine yapılan saygısızlığa müsamaha gosterecek biri değildi .
Özellikle namussuzluk lafına takılı kalmıştı onuda çıldırtan buydu namus lafı yapan Fırat da karısını kaçırmıştı oysaki.
Kaşlarını çattı gözlerini kıstı " Bana baksana sen sen kimsinde asiretimizin ağasının sözünü kesme cürretinde bulunuyorsun bana bak Fırat efendi sen değil misin bir yıl önce karını kaçırıp evlenen o zaman namusun nerdeydi kaçırdığın kızın ailesinin namusu yokmuydu? Yoksa sen ağa olduğun için mi namusun temizlendi bu iki genc ile aranızdaki fark neydi? Deyince bütün ağalar gururla Leyla'ya baktı.
Yavuz u hiç aratmayacağa benziyordu herkezin içinde ilk basta şüphe vardı ama şu an hekezin şüphesi yok oldu tam bir hanımağa gibi davranıyordu.
Fırat ne diyeceğini bilemeyince çirkeflesmeye karar verdi " Bana bunları kocası tarafından düğün günü terk edilen kadın mı söylüyor çakma hanimağa" dedi.
Pislik Firat'ın kanında vardı üstelik Yavuz a da düşmandı. Leyla alışık olduğu için hiç bozulmadı Behram ağa cevap verecek iken Leyla eli ile durdurdu.
" Benim kocamın beni terk edip gittiğini sana düşündüren ne Fırat ağa uzak da olması mı?" dedi. Gözlerini herkezin üzerinde gezdirip
"Sence ve sizce ben terk edilmiş olsam hala onun yüzüğünü parmağımda taşırmıyım" dedi.
Asla gururunu ayaklar altında ezdirmezdi onun için gururu herşeyden daha muhimdi. Ağalar kafaları ile Leyla'yı onayladilar.
Fırat kadının dik duruşu ve herşeye cevap verişinden iyiden iyiye sıkılmıştı.
" Kendini böylemi kandırıyorsun burdaki herkez bilmiyor mu sanıyorsun madem kocan seni terk etmedi 5 yıldır nerde niye sen konak da değilde ayrı evdesin. Boş boş konuşmayı bırakda elinin hamuru eksik eteğinle bize akıl vermeyi bırak" dedi.
Leyla elini belindeki mehir i olan silaha götürdü artık şartalleri atmıştı bu saat den sonra yapacakları onun suçu değildi. Silahini çıkarırken bir yandan da cevep verdi.
" 1 ben belki ayrı evde yaşam istedim bu kimseyi bağlamaz bizim özelimizdir. 2 kocam 5 yıldır Azerbeycan da yapılan yeni otel inşaatımızın başında durmakta ayrıca fırsat buldukca gelmekte. 3 karşında Miroğlu aşiretinin hanımağası var" dedi ve silah sesi duyuldu herkez sesin nerden geldiğine bakarken. o istenilmeyen kan bir sevdanın üzerine mi aktı ......
(Leyla'nin giydiği elbise)
( Leyla'nin Taktığı yüzük)
Yorumlarinizi ve desteklerinizi bekliyoruz eksiklerimiz illaki vardir.
Yorum yaparsaniz ve beğeni atarsaniz bizi mutlu edersiniz.
İnstagram, tiktok, watpadd, hesabım
👇👇👇👇👇
(55Cerkezkizi055 )
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
11.01k Okunma |
1.28k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |