4. Bölüm

3. Bölüm Kaçiş

Çerkezkizi
55cerkezkizi055

Evet arkadaşlar yeni bölüme geçmeden sizden ricam bol bol yorum ve beğeni atmaniz destekleriniz ve özellikle de düşünceleriniz benim için çok değerli sizleri seviyorum iyi okumalar..

Tiktok , İnstagram ve watpadd hesabım

👇👇👇👇👇

​​​( 55Cerkezkizi055 )

Bazı insanların hayvandan bile aşağı olması mümkün, eğer kalbinde merhametin zerresi kalmamışsa...

​​​​​​( Cahit Zarifoğlu )

Bölüm şarkisi: Neşet Ertaş - Yazimi kısa çevirdin..

İnsan neden vicdanını yitirir . Neden zalimleşir kendisine emanet olana neden hiyanetlik eder.

Macit de yureği körleşmis ici kötüluk dolu zalim birisi idi. Zeynep'e karşı içinde zerre merhamet sevgi yoktu. Oysaki yıllardır sevdiği kadınin emaneti idi. Söz vermisti iyi bakacağina.

Ama hicbir zaman sözunde durmadı. Zeynep onun için sevdiği kadınin ihanetini simgeliyordu. Kaldiramamıstı bunu acisini da hep Zeynep'den çikarmiştı. En sonunda da kurtulmak için onu bir mal gibi satmiştı..

********************

Leyla Tahir'i ( halasınin oglu) aramış her şeyi anlatmıştı Tahir'de en az kızlar kadar öfkelenmişti " Sen merak etme dayı kızi o şerefsizler bende" diyip telefonu kapatti. Leyla, Tahir'in kızlarla beraber gelmesini istemisti. Yağız gittikten sonra tek güvendiği kişiydi Tahir.

Halalarının emaneti ailenin de gözbebeğiydi dayılarının ve yengelerinin elinde büyümüstü. Annesi ölünce çoğu zamanını dayilarinin konağinda geçiriyordu. Takii babasi 2. Evliliğini yapana kadar.

*************************
Miroğlu Konağı

Konakta sabah telaşı erken saatlerde başlamışti. Mutfakta Sultan hanım kızı Sevda ve yardımcısi zehra ile solan daki masayı hazırlamışlar kahvaltılıkları götürmüşler konak sakinlerinin kalkmasını bekliyorlardı.

İlk olarak her sabah olduğu gibi Yade ( babanne demek ) Zergül hanim kalkmıştı. Sonra Leyal hanım gelmisti eşi ölünce Leyla annesinin konakta kalmasının uygun olacağını söylemişti.

Kaynanasına " Hayırlı sabahlar Ana " diyip kanepeye oturdu. " Hayırlı sabahımiz mi kaldi gelin Berwan'im gitti Yavuz'um gitti. Leyla'm gitti konağin tadı tuzu kalmadı". Leyal hanım acı ile baktı kaynanasına haklıydı konağın eski tadı tuzu yoktu.

Behram ağa ve Zergül hanimda kalkmışlar hazırlanıyorlardı Behram ağa nın telefonu çaldı. Arayan Yazgiran aşiretinin ileri gelenlerinden Perwer ağa'ydi.

" Günaydın Perwer ağa hayrola sabah sabah sen beni bu saat de aramazsın" dedi.

" Gün aydinlik mi karanlik mi bilmem Behram ağa pek hayırlı değildir. Bizim Kuyumcu Nurullah ın oğlu düşman oldukları Şeribağlı aşiretinden kız kaçırmış gece gelip bana sığındılar.Ağalarda toplantı istedi" dedi.

Behram ağa bağladığı kravatını gevşetti bu olanlar duydukları hiç hayra alemet değildi kan davası çıkmasa iyiydi heleki iki aile arasında düşmanlık varsa.

" Anladım ağa bu hiç iyi olmamış toplantı ne zaman ? "Kan dökülmeden hemen bu işi halletmeleri gerekiyordu.

" Behram durum ortada beklemeye gelmez 2 saate bizde toplanacağız yalnız Yavuz ağa yoktur hüküm kararını Leyla kızımız verecek hanımağa olarak iki taraf da kararı hanimağalarınin vermesini ister eh Yavuz ağa olmayinca iş Leyla kızımıza kalıyor." Behram ağa derinden nefes aldı.

Leyla'nin adeletine guvenen bazi aileler boyle durumlarda karari onun vermesini isterdi. 5 yılda Antep dahil diğer illerdeki aşiretlerinde konuştuğu bir hanim ağa olmuştu Leyla. Hem adaleti hem saygisi hem gorgusu hem gözü karaliği kendisine hayran birkatirdiği ozelliklerin başında geliyordu.

Genç kızlarin çoğu onu örnek alıyor, saygı ve sevgi duyuyorlar idi. Leyla da elinden geldikce hepsinin derdine sıkıntısina mutluluğuna ortak olmaya çalişiyordu.

Behram ağayı bir sıkinti sardı. Berdel isterlerse diye . Yavuz' un olmaması büyük sıkıntı idi gelinini tanıyordu can verir can alır ama berdel'e izin vermezdi. Deli kızı orda nasıl zapt edecek hiç bilemiyordu.

" Tamam ağa toplantı başlamadan orda oluruz" dedi telefonunu bırakıp sıkıntılı nefesini verdi eşinin yüzünün düştüğünü gören Azade hanim yanına gitti.

" Hayır ola Behram eyi misin kötü haber midir? " Karısının sorusu ile toparlandı. " iyiyim Azade ortalık karışmış Nurullah ın oğlu düşmanlarının kızını kaçırmış aşiret toplanacak Leyla' yı istemişler"

Azade hanım " Hiiih" dedi eli yüreğine gitti. Biricik gelini hem çok genc hemde çok cesurdu gözü karaydi Leyla' sı ya birşey olursa diye içinden geçirmeden edemedi.

Karısının korkularıni anlıyordu Behram aga keza kolay değildi. Sevenleri kadar sevmeyenleri de vardı. Şeribağlı aşireti de bunlardan bir tanesi idi. Pek sevmezlerdi birbirlerini.

" Korkma hanim ben hep yanında olacağım kardeşimin emaneti o bana saçının teline zarar verdirtmem " diyerek karısının yüreğine su serpti.

Şimdi gidip annesi ve yengesine de durumu anlatacak idi ama önce Leyla yı arayıp konağa çağırdı hayirlisi diyerek çiktı odadan.

Behram ağa ,Azade hanım,Asmin ve Berzan da gelince salona Günaydın faslinin ardından kahvaltilarını yaptılar. Çalışanlar masayı toplarken Behram ağa Zergül hanım ve Leyal hanım a Telefon görüşmesini anlattı.

Annesi Leyla yı götürmesini onaylarken Leyal hanım " olmaz abi ben kızımıda Berwan gibi kaybedemem ya Leyla ya birşey olursa?" Behram ağa yengesinin kizini da kaybetmekten korktuğunu biliyordu ama elinden birşey gelmezdi aşiret Leyla' yı istemişti.

" Leyal korkmayasın merak etme ben yeğenimin hep yanında olacağim. Ölürüm ama yinede onun saçına zarar gelmesine müsade etmem " Leyal hanımin biraz olsun yüreğine su serpmek istedi.

Yade Zergül " Gelin seni anlarız korkarsın ama ben sağ iken kimse benim torunlarıma zarar veremez bu toprakları zindan ederim. Dua edelim başka çare yoktur " diyerek gelininin acısını dindirmek istedi.

Yade Zergül yıllara meydan okumuş görmüş geçirmiş kadındı. Kaç tane can kaybetmiş metanetli idi. Lafı sözü bu topraklarda geçen yiğit kadındı...

Leyla şirketteki işlerini yarim bırakip hazirlandi Amcasi durduk yere çağirmazdi sesi de kötu gelmisti kulağina kapisinin önunde duran Adem e seslendi " Adem arabayı hazırla konağa gidiyoruz çantamı alıp geliyorum " dedi " tamam yenge" dedi.

Adem çalışanlardan Sultan hanımın oğluydu çocukluğundan beri Yavuz un yanından hiç ayrılmamıştı taki Yavuz un gittıği güne kadar. O gün bugün de Leyla'nın yanindan ayrılmamış hem korumuş hem şöförlüğünü yapıyordu.

Adem Leyla yı görünce kapısını açtı. " Adem ben sana demiyormuyum kapıyı açma diye sen niye beni dinlemiyorsun"

Leyla sevmiyordu çalısani da olsa kapisinin açılmasini öylede yüce gönülluydu. Adem tebessüm etti " Yenge alışkanlık sende biliyorsun insan vazgecemiyor alışkanlıklarından hem abim e söz verdim biliyorsun".

Kafasını salladı Leyla " Tamam tamam brem ne desem sen yine bildiğini yapacaksın hadi gidelim"dedi.

Amcası önemli olmasa asla konağa gel demezdi biliyordu gelmeyeceğini. Leyla düğün gününde Yavuz'un gıtmesi ile zor günler geçirmişti. Hastaneden sonra konaktan ayrilip kendisine ait olan evine geçmişti. Konak kötü anilarini hatirlatiyordu ona.

" Adem sohbetine doyum olmuyor be kardeşim bari aç bir türkü de azcık kendimize gelelim" türküleri çok severdi Leyla Adem tamam diyip Yavuz un en sevdiği şarkıyı açtı.

Leyla şarkının her sözünde Yavuz u hatırladı beraber çok güzel zamanları olmuştu çocukken. Azmı nazını çekmişti Yavuz.

Anılar bir bir geçti gözlerinden çocukken Elma, Erik toplarken düşmeleri biraz büyüyünce arabaları gizlice alıp aksam cay bahçesine gitmeleri , akşamları konağın terasında çay muhabbetleri, hepsi film şeridi gibi gecti gözünûn onünden.

Said'in kendisini istemeye geldiğini öğrendiğinde Yavuz'un İstanbul'a gelip kıyameti koparması ve düğün günü yüzüne bir kez bile bakmadan hiçbir açıklama bile yapmadan terkedilmesi, neler yaşamişti neler hem tebessüm edip hem ağladı şarkı bitene kadar.

Adem aynadan yengesine baktı ağladığını görünce üzüldü " yenge ben seni üzmek istemedim. Kusuruma bakma abim çok severdi hep bu şarkıyı dinlerdi seversin sende sandım ama seni üzeceğimi bilsem açmazdım"

Leyla tebessüm edip Adem'e baktı elini omzuna koyup sıktı " üzülme sakın Adem bende çok severim bu şarkıyı anılar bazen güldürür bazen ağlatır senin bir suçun yok hayat "dedi.

Adem kafasını salladı doğru diye. " Demek abin hep bu şarkıyı dinlerdi?" şarkının sözlerinde Leyla diyordu acaba Yavuz bu şarkıyı kendisi için mi dinliyordu? iç sesi " yok artık leyla sende adamın sevdiği var sevdiği" Leyla iç sesine hak verdi ama yine de bir umut diyordu.

" Sorma yenge abim gece gündüz hep dinliyordu. Bir gün sordum neden bu şarkı diye " Leyla merakla bakmıştı umut dünyası işte sevda insanı ne hallere getiriyordu.

" Eee ne dedi " Gözleri parlayarak merakla baktı Adem'e.

Adem tıpkı Yavuz gibi kaşını kaldırıp " Koçum var bizimde bir Leyla'mız çöllere düşmesekte süründüren"

Adem dillendirmesede Yavuz'un Leyla'ya olan aşkini biliyordu. Hicbir zaman Yavuz'a kim o Leyla diye bile sormadı.

Leyla üzüldü kafasını camdan dışarı çevirdi özlemişti sevdasını 5 yıl dile kolay hiç görmeden sesini duymadan kokusunu almadan onsuz geçen beş yıl bir bakışına erirken yüzüne hasret kalmıştı....

Eskiden en azından görebiliyor sesini duyuyor idi yanında olmasa da ne yaptığını biliyordu şimdi iki yabancı gibiydiler.

Ne olmustu bu hale nasil gelmişlerdi anlamiyordu. Onsuz aldiği her nefes ciğerlerine batiyordu sanki.

Yavas yavaş konağa yaklaşirlarken Yavuz' a ilk aşik olduğu zamanlar geldi gözünun onune.

Yavuz'u hep begeniyordu icin icin gizli gizli takip ediyordu. Herseyini ezberliyor ne yer ne içer neyi sever neyi sevmez hepsini aklina kazimışti.

Annesinin hastaliğindan dolayı uzun bir süre Antep e gelememişlerdi. Rahim kanseri idi annesi. Allah'dan erken teşhis edilmiştide hastalik ilerlemeden tedavisini yaptırmişlardi.

( ilerleyen bölümlerde daha detaylı anlatacağim hastaliğinı)

Zorlu ve yorucu bir süreçti. Bu surecte Yavuz'u hic görememişti. Taki annesi tamamen iyileşip düzelene kadar. Bu surecte de Leyla orta okulu bitirmis Liseye geçmişti.

Okul biter bitmez soluğu Antep de almişlardi. Yavuz'u goreceği için ici içine siğmıyordu. Aksami zor etmisti. Taki Yavuz konak kapısindan girinceye kadar.

Yavuz da değişmis yakisikli bir genç olmuştu. Leyla'dan 4 yaş büyuktu. Uzun boyu esmer teni siyah gözleri biçimli yuzü kirli sakallari ona değişik bir hava katmişti. Antep de ki kizlarin gozbebeği idi.

Lakin Yavuz hicbir kiza dönup bakmamiş işinde gucunde okulunda bir genç olmustu. Çünku onun kalbini kehribar gözlu bir kiz çalmiştı.

Aldiği puanlar ile türkiye de iyi bir üniversite' ye gidebilirdi lakin o yurt dışında ki bir üniversiteye gitmek istedi mesleğini daha iyi yapabilmek icin en iyi eğitimi almalıydı.

Okuyup iyi bir Mühendis olacakti. Amcası kurduğu insaat şirketini mezun oldugunda ona devredeceğini söyleyip duruyordu.

Leyla Yavuz'u gorunce yüreği titredi ilk sevda tohumu yureğine o zaman düştü. Çekinerek baktı ne kadar amca çoçuklari olsalarda ailelerin yanında hep bir mesafe olurdu araların da taki yalniz kalana kadar.

Yavuz da Leyla'yi gorunce tüm günün yorgunluğunu unutmuş kehribar gözlüsüne kocaman gülümsemişti. İşte şimdi Antep'e güneş doğmuş bahar gelmişdi. Oysaki yaz ayındalardi.

Yavuz once Amcasinin sonra yengesinin ellerini optü Leyla'ya gelince elini uzatıp hoşgeldin dedi. Sarılamamak canını çok yakıyordu.

Leyla'nın kalbi yarışa çikan atlar gibi hizli atiyordu. Heyecandan elleri tiremeye başlamişti. Biraz sakinleşip elini uzattı . O an sanki ateşe dokunmuş gibi hissetti. Hemen elini çekti.

Akşam hep birlikte yemek yedikten sonra çaylarıda servis edip gençler olarak dama çiktılar. Leyla Yaren ile kendileri icin abur cubur çay hazirladiklari tepsileri yukari çikarirken Yavuz,Yağiz ve Tahir kilimlerin üzerine minderleri seriyorlardi.

Kızlari elleri dolu görünce Yağız ve Tahir hemen ellerindeki tepsileri aldilar. Yavuz ise damın kenarinda sigarasıni içiyordu.

" Maşallah iki dakikada mi hazirladiniz bunları. Sizin böyle marifetleriniz varmiydi" dedi Yağiz bilerek takılıyordu ikisine de.

" Tabiki var siz bizi ne sandiniz biz istersek size mükellef sofra bile donatiriz dimi Leyloş" dedi Yaren kendilerini överek.

Leyla o kadar da değil yapma der gibi baktı. Yaren omuz sılkti. Tamam yemek yapmayi biliyordu ama mükellef sofra için kendine pek güvenemiyordu.

" İyi o zaman yarın aksam yemeği sizden becerikli hanimlar " dedi Yavuz kardesi ve Leyla'ya bakarak. Bakişları tabiki Leyla da daha uzun kalmıştı.

" Ay yapariz nolcak yani bizi bununla mı korkutacaksiniz" asla taviz vermiyordu öz güveninden Yaren.

Leyla kokuna vurmuştu ama Yaren bir kere coştu mu tutabilene aşk olsun.

" Öyle mi görelim bakalım Yaren hanım eğer sofrada eksik tek birşey bulursam üniversite hayallerine veda et. Leyla hanim sizede bir ceza düşünmek lazım tabiii" dedi.

Yavuz yapamayacaklarına o ladar emindi ki, böyle kendisinden emin konuşmuştu.

Ama bilmediği birşey vardı ki oda Leyla'nın istediğinde yapamayacaği hiçbirşeyin olmadiği yeter ki kafaya koysun. Üstelik tehdit edip meydan mı okumuştu. Leyla'nin can damarına basmiştı.

" Eğer o sofrada eksik birşey bulursan o zaman konuşursun Yavuz ağa, biz kazanirsak sen alacağin cazayı düşün bence" dedi.

Oda Yavuz'a meydan okumuştu. Kafasinda çok guzel hain bir plan vardı. Ve kaybetmeyi asla sevmezdi.

Yavuz tek kaşıni kaldirip " eyvallah " dedi. Çaylarıni içip uzun uzun sohbet ermişlerdi. Leyla İstanbudan anlatmiş Yaren Antep den. Eh bu arada Leyla ve Yavuz ara ara birbirlerine gizli gizli bakmişlardı.

Saat epey geç olunca ortaliği toparlayıp odalarına çekilmişlerdi. Malum yarın yorucu ve zor bir gün onlari bekliyordu.

Sabah kahvaltıdan sonra Leyla Yaren ile mutfağa girmiş aksam için hazirliklara başlamişlardi. Sultan hanim ve kizlari mutfak dan kovmuşlardi.

Beyran çorbasi, ali nazik kebabi, firik plavı, içli kofte, Lahmacun ,Antep fistikli baklava yapacaklardi.

Önce baklava için hamur yoğurdu Leyla, Yaren de Beyran çorbasi için etlerini haşlansin diye tencereye koydu.

Leyla baklava hamurunu açarken Yaren de çorbasini yapti. Daha sonra beraber içli kofteyi hazirladilar. Ali nazik kebabıni Leyla yaparken Yaren de Lahmacunun hamurunu hazirladi. Plavi en sona biraktılar ki soğumadan sicak servis etmek icin.

Leyla firsat bulursa Yavuz için yuvalama çorbasi yapacakti ayrica. Yavuz bu çorbayi çok seviyordu. Yağiz ise Lahmacun'u. Tahir için içli kofte yapmişlardi.

"Leyloş vallahi rezil olursak bir ömür dillerinden düşmeyiz ozellikle de Yavuz abimin. Ay benim üniversitede yalan olur" diyip daha dıkkatli ve hızlı hızlı yapiyordu işini.

" Yaren hanim yüksek egonuza ne oldu hayir rahat rahat oturmak varken niye inatlasiyorsun ki anlamiyorum "

"Ya Leylos ama napayım yaa. Ayrica bakıyorum da baya da maharetlisiniz yengecim" dedi.

Leyla Yaren'e bir baktı öldürecek gibi.
" Kızım sussana biri duycak şimdi " dedi kizarak.

" Off Leylos bomba gibisin he patmaya hazir kim duycak Alla sen "dedi.

Lahmacun'uda bitirip hazirlayinca yanina güzel bir salata da yaptılar. En son plavi da yapıp dinlenmeye biraktılar.

Tüm günleri mutfak da geçse de birbir omuzlarına kollarinı koyup eserlerine bakip kendileri ile gurur duydular. Aksam mukellef bir ziyafet sofrası Miroğlu ailesini bekliyordu.

Birbirlerine gurur ile baktılar. İyiki dekimseyi mutfağa sokmamişlardi. Azade hanim ve Leyla hanım ne kadar bakmak isteselerde kabul etmediler.

Kizlar yardim edelim dediler izin vermediler . İyiki zamaninda annesi ona Antep yemeklerini öğretmistide akşam rezil olmayacaklardi. Yaren ise oldu bitti mutfak ile iç ice idi abileri pek bilmesede o gözlemleri sayesinde tam bir usta şef gibi çalişmişti.

En son yemek kokan kiyafetlerini çikarip hazılanmak için odalarina gitmişlerdi.

Aksam erkekler eve geldiklerinde kizlarla nasıl dalga gececeklerinin planini yaparlarken Yavuz Leyla'ya vereceği cezanin planini yapıyordu.

" Tahir bremin birazdan aç kalacağiz haberin olsun ama merak etme bu kardeşin seni aç bırakmaz" dedi Yağız.

" Oğlum ben Leyla ve Yaren'i biraz tanıdıysam bu iddiayı napar eder kazanırlar Yavuz ağa düşünsun bana hava hoş" dedi .

Aralarinda konuşurlarken coktan oturma odasınin önüne gelmişlerdi.
Bismillah diyip odaya girip de sofrayi gorunce hepsinin ağzi bir karış açik kalmiştı.

En çok da Yavuz'un bütün hayalleri suya düşmüstu. Ceza olarak Leyla'nin bir gününu kendisi ile geçirmesini isteyecek günün sonunda da ondan bir öpücuk alacakti. Ama hayalleri hayal oldu.

Leyla ve Yaren pis pis sırıtırken Behram ağa ve Berwan aga kizlari ile gurur duydu.

Yade Zergül, Leyal hanim ve Azade hanım'in ise koltuk altlari kabariyordu. Böyle guzel evlat yetiştirdikleri için.

Yade çoktan konağin yeni hanımağasıni seçmişti bile kurdukları sofra ile de dogru kararı verdiğini anladı. Gece oglullari ile konuşup iki torununu evlendirmek istediğini bildirecek idi.

" De hayde sofraya diyen Yade Zergül ile herkez masadaki yerini aldi.

Beyran çorbası tabaklara servis edilirken Yavuz'un hafif yüzü düşmüstü pek sevmezdi. El mecbur yiycekti. Önüne en sevdiği corba konulunca yüzünde güller açtı.

" Leyloş sirf sen seviyorsun diye yapti abi yoksa bizim menümüzde o çorba yoktu" dedi Yaren abisinin kulağina eğilerek.

Yavuz, Leyla'ya aşk ve minnet ile bakerken Leyla utancından bakamamişti bile Yavuz'a ama çorbasını iştahla yediğini görünce mutlu olmuştu.

Yade Zergül'ün gözünden kaçmamiştı iki torununun bakişları. Allah varya çom da yakiştiriyordu ikisini birbirine. İçinden rabbine dualarini gonderdi kadarleri bir olsun diye.

Önlerine konulan her yemek de mideleri bayram etmisti. Konak mutluluk ile dolmustu. İlerde yaşanacak kötü günlere inat.

Yemek fasli bitip ceza faslina geçtiklerinde Yaren abisinden üniversiteye göndermesini istemişti.

Üstelik ev tutmasini yurtlarda sürünemeyeceğini bastırarak belirtmişti. Yavuz her isteğini kabul etmisti.

Leyla'ya sıra gelince ise sinsi sinsi sırittı ve " Bana o kıymetli araban ile araba sürmeyi ögreteceksin " demişti.

Yavuz ilk başta kabul etmemişti. Çunku arabasi en kiymetli hazinesi idi. Kizlarin cehizi ne ise Yavuz'un da arabası öyle idi.

Tabii gecenin sonunda pes eden yine kendisi olmuş Leyla kazanmişti dayanamıyordu Leyla'nin ona kırgın bakmasına.,.

Leyla daldiği anilardan Adem'in sesini duyunca çikti. " Yenge iyi misin geldik hadi" dedi. "Himm" dedi Leyla daldiği uykudan uyanmiş gibi " Geldik yenge daldin gittin " dedi.

" Kusura bakma bremin buraya gelmek iyi gelmiyor bana " dedi yorgun sesi ile. Arabadan inip yavaş yavaş konağa girdi.

********************

Zeynep babasını gördüğu arabayı Senem'e gösterip " o o o bulmus izimi götürecek beni " diye talaşla ve korkuyla karışık konuşunca Senem ellerini sıkıca tutup " Korkma seni asla bulamayacak izin vermiycez buna " diyerek dostunu teselli ediyordu.

Aziz hassiktir deyip kirmizi ışikda durmadan gaza bastı. Lakin Macit de giden arabada çoktan Zeynep'i görmüştü.

" Gidiyor lan gidiyor " dedi yaninda ki adamlara Zeynep'in olduğu arabayi eli ile göstererek.

" Kaçıyor Zeynep kaçıyor" dedi....

Yorum ve oylarınızı bekliyoruz.....

Bölüm : 13.08.2024 04:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...