33. Bölüm

29. BÖLÜM YALANCININ MUMU

Çerkezkizi
55cerkezkizi055

Canlarım bölüme geçmeden önce sizden isteğim desteklerinizi eksik etmemeniz. El ele verirsek başaracağımıza inanıyorum beğeni ve bol bol yorum yapalım hikayemizi illeriye taşıyalım inanıyorum ki sizin desteklerinizle güzel şeyler başaracağız. Bana olan sevginizi desteğinizi yüreğimde hissediyorum . Çok yükseklerde gözüm yok olmadıda tek isteğim bu hikayemin birgün sizin o güzel evlerinde yerini alması inşallah belki birgün diye inanıyorum. Yeni karakterlerimiz Cihan ve Ela ara ara hikayemize konuk olacaklar biliyorum diğer karakterleri çok sevmiştiniz üzüldünüzde ama Cihan ve Ela yı da seveceğinizi umuyorum.

Bol yorum ve veto bekliyorum sizlerden. Lütfen hikayemizi takibe alalım zaten çok sınır koymuyorum inanıyorum sizlere keyifli okumalar.

100 yorum ve 250 begeni istiyorum sizden.

Tiktok, istagram, Kitappad ve Inskpired hesabim
👇👇👇👇👇👇

( 55Cerkezkizi055 )

__________________________________________

" Yine aklımda sen elimde kalem
Yazıyorum boş sayfalara seni.
Sen bende bir ummandın,
Ucu bucağı bulunmaz.
Ben sende çöl oldum ,
Bir çicek bile açılmaz.....

Ne sen geldin , ne ben ulaşabildim
Bir bilinmezde kendimi kaybettim
İçimde tarifsiz fırtınalar koptu
Ben senin rüzgarınla savruldum....

Derin yaralarim var şimdi
Hepsinde sen , kanayan ben.
Eksildim her gün bir parca daha
Giden sen oldun ölen benn......"

İnsanın umutları kırılır mı Senem'in kırıldı. İçindeki kapanmaya yüz tutmuş yaraları kanadı canı yandı inanmak istemiyordu. Tahir bunu ona yapmış olamazdı. Akli ile kalbi arasında sıkışıp kaldı.

İnsan oğlu buydu ya kalbi kötü olan karşısındaki ne acimaz dilinde ki zehri akıtmaktan kaçınmazdı. Mehmet bey istemediği gelin adayına hiç acımamıştı. Oysa ki Senem en masum kalbi en temiz olandı. Anne babasının hatasının bedelini ona yıkmak onu suçlamak, en kolay olanıydı. Oysa ki insan bilmeli idi bugün onun başına gelen ile yarın kendinin sınanabileceğini unutmamalıydı.

Kötülük insanın kalbine işlemisse ne kelam fayda ederdi nede iman. Vicdanı olmayanın merhametide olmazdı. Ceylan vicdanını öldüren bir kadındı planını aklınca sağlam kurmuştu. Tahir'i alabileceğini düşünüyordu ama yanılıyordu. Küçük aklı sinsi planlar pesinde koşarken yaptığı en büyük hatanın farkında bile değildi. Ona göre Tahir onun du ve onun olacaktı. Ceylan'ın ki aşk değildi hastalıklı bir duygu idi seven bir kadın sevdiğim mutlu olsun isterdi ama Ceylan benim olsun mutsuz olsun derdinde idi. Şimdilik istediğini elde ettiğini düşunüyordu.

Senem konağın avlusuna çıktı acısını dindirmesi gerekiyordu ama olmuyordu. Yade Zergül'den öğrendiği şarkıyı söylemeye başladı. Senem söyledi gözler ağladı, Senem söyledi yürekler dağlandı, Senem söyledi Antep semaları bile onunla birlikte bu acıya dayanamadı.

İnsan acısını bir türküye sığdırır mı? Senem sığdırmıştı . Bazen insanın yarasını en iyi türküler anlatırdı. Hiç kimse Tahir'in ihanet edebileceğine inanmamıştı. Biliyorlardı ki bu işte başka birsey vardı.

Senem söyledi konaktakiler acısına eşlik etti hepsinin yureğine dokunmuştu sesi. Leyla kız kardeşinin yanına gidip omzuna dokundu.

" Güzelim sen onanıyor musun Tahir'in bunu sana yapacağına . Enişteme bakma bu işte mutlaka birşey vardır Tahir sana böyle birşey yapmaz hele ki bu kadar çok severken" Senem de istiyordu inanmak ama bir yanı erkektir yapar diyordu.

Yavuz Tahir ile konağa giderken Yaren'i arayıp yanlarına gelmesini konaktakilere birşey belli etmemesini istedi. Yaren hastaneden aradılar diyerek apar topar çıktı konaktan arabasına binip Eroğlu konağına sürdü.

Aradan geçen 15 dakikanın ardından hepsi Eroğlu konağının önünde buluştular.

"Abicim hayırdır " dedi Tahir 'e ise öfkeli gözler ile baktı.

" Eğer ki , o kiza dokundun ise abi sende gözüme gözükme " Tahir içinden ya sabır dedi.

" Abisinin gülü sen şimdi Tahir abinin odasına çık ne yapman gerektiğini biliyorsun söylememe gerek yok . Eğer ki bu salak bir halt etti ise mecbur evlenecek ama eğer birsey olmadi ise iste o zaman o kızın aklına bunu kim koydu onu öğreneceğiz" dedi ve birlikte konağa girdiler. Yaren abisinin söyledikleri üzerine direkt Tahir'in odasına gitti. Tahir ve Yavuz ise oturma odasında onları bekleyen ev ahalisinin yanına geçtiler.

Tahir , Ceylan'a baktıkca sinirleri bozuluyor bir kaşık suda boğmak istiyordu. Mehmet bey Yavuz'u ayakta karşıladı kimseden korkmazdı Yavuz'dan korktuğu kadar. Yavuz'un merhameti ve adaleti kadar öfkesi de büyükdü.

Fatma hanim ve Vildan hanımda hosgeldin dediler Yavuz'a . Ceylan ise kafası önünde tek kelime etmiyor sadece ağlıyordu. Yaptığı ortaya çıkarsa başı belaya girerdi hele ki annesi ve babasının yüzüne bakamazdı.

Odaya Bu defa Yaren girdi büyüklerin ellerini öptü ve abisinin yanına gitti. Kulağına kimsenin duymayacağı şekilde
" Abi bu kız yalan söylüyor Tahir abim doğruyu söylemiş " Yavuz da tahmin etmişdi çünkü Tahir kendinden çok emin konuşmuştu. Yüzüne yalancı bir gülümseme taktı yapacaklarını düşünüyordu.

" Vildan hanım izin verirseniz Ceylan ile biraz konuşmak isterim eee madem aileye girecek benimde Miroğlu aşiretinin ağası ve Tahir'in dayı oğlu olarak kendisine söylemek istediklerim var " diyerek konuya girmişti madem bir oyun dönüyordu Yavuz da bu işi ozardı.

" Kusura bakma Yavuz oğlum böyle olsun istemezdik ama iste oldu bir kere siz konuşun " Yaren Ceylan'ın eline elini uzatıp yalandan tebessum edip " Maşallah çok guzelsin tam ailemize yakışır gelin " dili böyle desede içinden senin o küçük aklını alacağım geri zekalı diyordu. Yavuz'un ayğa kalkması ile Yaren ve Ceylan da kalktı beraber çalışma odasına geçtiler. Yavuz tekli koltuğa otururken Ceylan ve Yaren ise onun karşısına geçip oturdu.

" Eee Ceylan anlat bakalım şimdi gerçeği neden yalan söyledin " Ceylan önce şaşırarak korku ile baktı ikisine nerden bilebilirlerdi ki kimse anlamamıştı.

" Be.. ben yalan söylemedim " Yavuz içinden sabır diliyordu.

" Ceylan, Ceylan ! Beni yorma ya hemen bana anlatırsın kim sana bu akılları verdi yada ben gider icerde Tahir'in masum olduğunu kanıtlarım" Ceylan korkağın teki idi zaten böyle bir oyunu düşünüp uygulayamayacak kadar da aptaldı.

"Nasıl olacak o iş " derken kendinden çok emindi ama unuttutuğu birsey vardı ki oda çarsafdı. Onu akıl edemeyecek kadar saf'dı işte.

Yavuz önce bir bıyık altından güldü zaten sabrının sonlarında idi. Karşısındakiler kendisini aptal yerine koyunca daha çok öfkeleniyordu. Sesinin tınısına dikkat ederek ama bir o kadar da korkutucu sekilde konuştu.

" Öyle mi ? Eee o zaman Yaren seni bir muayene etsin Ceylan. Doktoru bak ayağına getirdim ağrın sızın şikayetin varsa söyle kendisine" Ceylan şimdi bu işden nasıl çıkacağını düşünüyordu. Hesapda bunlar yoktu ki " Be.. ben.. benim ağrım yok" diyebildi kekeleyerek.

" Ulan sen beni aptal mı sandın ? Senin karşında çocuk mu var ? Şimdi bana hemen ötuyorsun yoksa o iki gram aklınla oynadığın oyunda seni boğarım" diye bağırdı Yavuz onunda sabrının bir sınırı vardı.

Ceylan Yavuz'un sozlerinden ve kapkara olan ateş saçan gözlerinden çok korktu. Oysa ki bu işe girerken kimse birsey anlamayacak demişlerdi.

" Ta. tam... mam anlatacağım ama babam öğrenirse beni öldürür. Sizde beni koruyacağınıza dair soz verin " Çok çabuk yola gelmesi Yavuz'un işine geldi.

" Merak etme ben var olduğum sürece kılına kimse zarar veremez" Ceylan inandı Yavuz'a o Antep'in en adaletli ağası idi.

" Said , Said Zaloğlu yaptırdı" Yavuz nedense hiç şaşırmadı bu adam kudurmus it gibiydi durmuyordu bir türlü.

" Anlat Ceylan hadii anlat " dedi Said ismini duyması öfkesini iyice harladı.

" Buraya gekdikten iki gün sonra idi. Çarşıya çıkmıştim karşıma çıktı aniden. Sonra iste benim Tahir'e sevdalı olduğumu eğer onun dediklerini yaparsam evleneceğimizi söyledi. Nasil diye sordum yardim edeceğim dedi numarasını verdi gitti" Yavuz sabır diliyordu bu adamı öldürmeden kendisine de ailesine de rahat huzur yoktu elini kana bulamak istemiyirdu ama Said Zaloğlu gel beni öldür diyordu resmen.

" Sonra ? " Diye sordu Yavuz

" Sonra biz meaajlaştık ara ara dun gece bana Tahir'in içtiğini odasına gitmemi söyledi. Böylelikle ben Tahir ile evlenecektim o kız da üzülecekti ve aradan çekilecekti" Yaren Yabında ki kızın saçına aniden yapıştı.

Ceylan'dan acı bir çığlık koptu " Ahhhh" diye.

" Lan sürtük sen nasıl bir kadınsın ki rezil olmayı göze alacak kadar düştün. Sizin gibiler kadınların yüz karası Allah belanı versin pislik " diyerek kafasını ileriye doğru savurdu.

Yavuz tek kelime etmedi Ceylan haketmişti bunu. Daha fazlasını hak ediyordu lakin kadındı işte. Ceylan' ın çığlık sesine Mehmet beyler çalışma odasına geldiler.

Ceylan'ı ağlarken perisan saçı başı dağılmış gorünce hepsi bir şasırdı.

" Hayırdır Yavuz ağa ne oldu burda ?" Diye soran Mehmet bey idi. Vildan hanım ise yerinden milim oynamadi kizı rezil rüsva etmişti namuslarını.

" Gel eniste gel müstakbel gelinin ve Said Zaloğlu'nun planlarını dinle. Evinde yılan besliyorsun haberin yok. Kusura bakmayın Vildan hanım ama sizin mayanızdan kızınızda zerre yok üzgünüm" Vildan hanım bu lafları duyacağına ölse daha iyiydi. Mehmet bey ise Zaloğlu soyadını duyunca şok dan şoka girdi. Yavuz'a düşmanlığını em yakınen bilen kişiydi kendisi.

" Haklısın Yavuz oğlum ben kızıma ne edebi ne ahlakı öğretememişim" dedi başını önüne eğdi bir anne için en zorunda bu idi.

" Vildan hanım kafasını eğecek siz değilsiniz kızınızın sevda sandığı şey aslında bir hırs maalesef üzgünüm ama Tahir kızınıza dokunmamış herşeyi Said Zaloğlu planlamış" Ceylan yalanının ortaya çıkması ile ağlamaya başladı. Yaptığı hatanın farkına yeni varmışdı ama değer miydi ona göre değerdi.

" Şimdi madem Said şerefsizi bu işi başımıza açtı temizlemesi de ona kalacak . Enişte aşireti ara akşama burda toplansınlar o Said iti de gelecek haber verin " Yavuz herkez'e bir ceza kesecekdi en çok da Ceylan ve Said'e.

"Akşam Said ve Vildan evlilik için yüzük takacak yoksa ben onları bu konağa gömerim affım olmaz adalet ise en uygunu budur. Madem pisliğe bulaştılar evlenip kendi pisliklerinde boğulsunlar" dedi Yavuz ve kararını net bir dille belirtti. Sesinde itiraz kabul etmez bir tını yüzünde ise yapacaklarının sınırı olmadığını belli eden bakışları vardı.

Vildan hanim kesilen cezaya razı oldu yoksa aptal kızı ölecekti. Ya babası , ya da Yavuz her türlü varacağı yol ölümdü. Vildan hanımda yaşasın da kimle olursa olsun kafasında idi.

Konağa geri döndüklerinde olanı biteni evdekilere anlattı Yavuz, Tahir'in suçsuzluğu ortaya çıktı Senem derin bir ohh çekti. Şu işleri yoluna koyar koymaz Leyla'yı alıp gidecek iki günde olsa kafa dinleyecekti çekilir dert değildi.

Aradan geçen saatlerin ardından Eroğlu konağında herkez toplandı. Bütün ağalar birbirine bakıp ne oldu diye soruyorlardı. Yavuz yine tüm karizması ve heybeti ile geldi şark odasına herkeze selam verdi Said ve yandaşları hariç.

" Ağalar burda neden toplandığımızı merak edersiniz bilirim. Lafı da fazla uzatmama gerek yok zaten " diyerek bakışlarını ezeli ve ebedi düşmanına çevirdi. Sinsice bir tebessum taktı yüzüne ve konuşmaya başladı" Said Zaloğlu evlenmeye karar vermis bizim aşiret den kız beğenmiş kızında gönlü var hazır sizlerde burda iken yüzükleri takalım dedik. Sizler ne dersiniz?" Ve ortaya bombayı bırakmıştı Yavuz. Herkez birbirine bakar olmuştu aralarında fısıldaşıyorlardı.

" Sen ne saçmalıyorsun be? Ben kimseyle evlilik kararı almadım " dedi Said telasla buraya gekis sebebi Tahir zannediyir iken oklar nasıl kendine dönmüştü.

" Ooo Said ağa ama oldu mu şimdi? Sen gel benim aşiretimden kız beğen konuş hatta onunla plan bile yap simdi nasıl inkar ediyorsun bu durumu Sa..id " dedi ismini bilerek ayırmıştı.

Yavuz başı ile işaret verdi Berdan'a. Berdan dışarı çıkıp Ceylan ile içeri girdi Said kızı görünce tutuştu. Nerden çıkmıstı şimdi bu kız bütün planları nasıl çöp olurdu.

" Gel Ceylan gel anlat şimdi herkeze gerçeği " Ceylan bütü asiret ağalarının önünde korkmaya başlamıştı ama Yabuz ile anlaşmıs onun söylediklerini yapacaktı. Yavuz'un merhametine sığınmıştı yoksa ailesi onu öldürürdü.

" Yavuz ağa ne dedi ise doğrudur bu adam geldi benimle konustu. Dediklerini yaparsam Tahir ile evleneceğimi söyledi bende yaptım. Çıkan karar ne olursa olsun kabulümdür" dedi ağlayarak yaptığının ne kadar büyük bir hata olduğunu şimdi anlamıstı.

" Yavuz ağam vereceğin her kara saygılıyim ama beni bu adama verme yalvarırım" dedi ellerini tutarak.

Yavuz ellerini çekti onun fıtratında yanlışı affetmek yoktu. Her hatanın bir bedeli olurdu Ceylan da o bedeli ödeyecek idi. O kendine bile acımamış topraklarından sürgün etmiş adamdı kalmış ki karşısındakilere acısındı.

"Ağalar kulaklarınızla duydunuz size dedim ki bu adam rahat durmaz. Durdu mu durmadı şimdi benim vereceğim karara kimse sesini çıkarmayacak " diyerek bütün ağalarin yüzüne tek tek baktı. Hepsi Yavuz'a hak verdiler bir iki kişi hariç Onlarda zamanında Said'in yanında olanlar idi.

" Haklısın Yavuz ağa hükmün ne ise bizler arkandayız"

" Yavuz ağa sen ne dersen biz varız "

" Yavuz oğlum merhametli yanın öfkene yenik düşmesin. Sen her zaman en doğru olanı yaptın bugunde burda doğru kararı vereceğine inanıyoruz"

" Ben her zaman senin yanındayım dostum sen ne dersen o " diyen Berzan idi. Herkez fikrini söylemis son kararı Yavuz'a bırakmışlardı. Said ise ağalara itiraz ediyor verdikleri kararın yanlış olduğunu dile getirip duruyordu.

"Benim kararım bellidir ağalar Ceylan ve Seyyid Zaloğlu hemen evlecek bu Said iti de bir daha Antep'e gelmeyecek " Yine adaletli davranmış Ceylan'ı Said'in kardeşi ile evlendirmek istemişti. Bu evlilik Ceylan'a zülum olacak iken Said ise bir kez daha memleketinden sürgün edilmişti.

"Ağalar ben bu kararı katiyyen kabul etmiyorum belliki bir tuzak kurulmuş benide burda aklı sıra ezmeye kalkışıyor" Yavuz onun kudurmuş hallerine güldü bunu daha önce yapması gerekiyordu. Ama ne kadar kudurursa kudursun onu bu şehirden gerekirse bu ûlkeden gonderecekti.

Bütün ağalar Yavuz'un vermiş olduğu karara hak verdi ve onayladı. Said bir daha Antep'e dönmemek üzere gidecekti . Kardeşi Seyyit Zaloğlu onun yerine geçecek Ceylan ile evlenecekti.

Karar verilmiş aşiret ağalari tarafindan da kabul edilmişti. Yavuz bir kez daha adeletini konuşturmuştu Ağalara dağılmadan o guzel haberi de kendisi verdi.

" Yarın akşam Miroğlu konağında Tahir Eroğlu ile Berwan amcamin kızı Senem Miroğlu'nun sözü ve nişanı vardır hepinizi bekleriz" dedi Tahir minnet dolu gözleri ile baktı abisine. O olmasaydı asla suçsuzluğu ortaya çıkmazdı. Yerinden kalkıp gidip Yabuz'a sarıldı.

" Teşekkür ederim abi sen olmasan ben başaramazdım" diyerek kulağina fısıldadı.

" Sana olan güvenimi boşa çıkarma Senem'i üzme bana yeter" dedi Yavuz da küzenine sarılırken.

Bir günü daha kaosla geçirmişlerdi Yavuz yorgun bir şekilde eve geldi. Artık sakin bir hayat istiyordu kehribar gözlü efüli'si ile.

" Adem hazırlığını yap Antalya'ya gidecez iki günlüğüne. Fisun'a söyle üç tane uçak bileti ayarlasın sana , bana ve Leyla adına "

" Tamam abi ben yarın ilk is ararim Fisun hanımı" dedi ve arabadan inip yanyana konağa girdiler. Yavuz kolunu Adem'in omzuna atti yandan bir bakış atıp.

" Adem bakarsin birini buluruz sana oralardan" diyerek takılıyordu. Adem'in rengi attı şimdi nerden çıkmışti bu konu.

" Abi ben istemiyorum kız felan " dedi kalbim dolu kalbimde senin kız kardeşin Asmin var diyemedi .

Leyla üst avluda onları izliyordu ikisinin arasındaki o abi kardeş iliskisine imrenerek baktı. Yavuz'un Adem'i kardeşlerinden ayırmaması kocasına olan hayranlığını artırıyordu. Toplantıda yaptıklarinı ise Behram amcasından dinlemişti. Zamanında kendisini bırakıp gitmisti evet onun yüzünden çok acı çekmisti lakin Yavuz'u en iyi kendisi anlıyordu. Yaralarını yine tek tek o iyi ediyordu ruhana şifa gibi idi bu adam.

Leyla'yı kendisine hayran hayran bakerken görünce Yavuz tebessüm etti.

Adem ise onlara bakıp iyi geceler dileyerek yanlarından ayrıldı.

" Hanımağam yollarımı gözler olmuşsun " diyerek Leyla'nın yanına gitti. Miss gibi gül kokusu Yavuz'u mest ederken Yavuz'un miski amber kokusu da Leyla'yı mest ediyordu.

" Eve geç gelen sensin ağam bizede beklemek düşüyor napalım " dedi Leyla cilveli sesi Yavuz'u deli etmeye yetiyordu. Sağa sola baktı ortada kimseler yoktu. Leyla'yı belinden tutup kendine çekti aralarinda hiç mesafe kalmamıştı. Nefesleri birbir yuzlerine değiyor geciyordu.

Yavuz baktı etrafda kimse yok karısının dolgun etli dudaklari ile dudaklarını birleştirdi. Leyla ilk önce şasırsa da anında karşılık verdi. Yavuz'un her hareketi nefesini kesiyordu düşmemek için bir elini omzuna diğer elini boynuna koymuştu. Onlar birbirlerinde hüküm sürüyorlardı çok beklemişlerdi bu günleri.

Yağız sürpriz yapmış konağa gelmisti sırt çantası omzunda merdivenleri hızlıca çıktı. Bir an önce çimen gözlü dilberi görmeli idi. Ama yine olmadık zamanda olmadık yerde idi.

" Öhö ohö yeter yeter sömürdünüz birbirinizi odanıza bıraksaydınız bari " deyince Leyla hızla geri çekildi ve utançtan yerin dibine girdi. Yabuz ise sabır dileyip munasebetsiz kardesine döndü yüzünü.

" Ulan şerefsiz senin ağzını dikerim doğru konuş. Sanane karım değilmi nerde öper öperim size hesap mi vercem " diyerek kükredi Yavuz yetmişdi artık bunlar canına tak etmişti.

"Abi o kadar yol geldim insan bir kardeşine sarılır. Hadi abim hödük dotmam ya sen ? Sen benim süt kardesimsin gel bir sarıl" diyerek kolllarinı açtı.

Leyla utana sıkıla gidip sarıldı kardesine ve " Hoşgeldin pismam " dedi.

Yağız mahsuz bilerek abisine inat olsum diye Leyla'nın saçlarından öptü " Hoşbuldum " Leyla'nın kulağına eğilip sessizce " Bu sinir küpü seni üzüyor mu? " Leyla kafasını hayır anlamında salladı.

" Abine öyle deme pismam seni ona söylerim ayrıca kendisi çok kibar bir kütük " Yağız kahkaha attı abisi gercekten de kütük idi.

"Gel lan buraya şer ocağı " Yağız gidip abisine sarıldı. Yavuz kızıyordu ediyordu ama en çok yine o seviyordu kardeşlerini.

" Nerde konak ahalisi yaa ? " Leyla yuzune hain bir tebessüm takınıp " Pismam eli maşalıyi sorarsan kardeşleri ile odasında" gülme sırasi Yavuz da idi kardeşinin aptal aşık halleri Yavuz'un gülmesine sebep oluyordu.

O hep aşireti yonetecek ağa sıfatında idi ne çocukluğunu doya doya yaşayabildi nede kardesleri ile oynayabildi. Hep ağır başlı olmasi beklenildi ondan. Küçücuk yaşında omzuna kocaman bir sorumluluk yüklendi. Şimdi kardeşleri gibi kahkaha atıp konaği inletememesi bu yüzdendi.

"Vayyy yenge değil yılan almısız eve a dostlar. Oyyy garip anam bu gelin bizi kapı önüne de koyar " diyerek yalandan dizlerine vurarak ağlıyormus gibi ağıt yakıyordu birde üstune zılgıt atınca Yavuz ensesine bir tane vurdu. Leyla ise gozleri irice açılmış yaşli kadınlar gibi ağıt yakan kaynını hayretle izliyordu. Kaynında oscara aday olacak oyunculuk vardi pesss dedirtiyordu.

" Off abi acıdı be yeminle askerde tokat yemedim senden yediğim kadar " eli ile ensesini ovdu.

" Abilerin vurduğu yerde gül bitermiş" dedi Uabuz ve birlikte oturma odasına geçtiler. Herkez Yağız'in gelmesine çok sevindi en çok da Azade hanım.

Yağiz Zeynep'i görmeyi çok istiyordu ama kardeşleri olduğu için sabahi beklemeyi uygun gördü. Saat epeyce ilerleyince herkez odasına çekildi. Yarın yoğun birgün onları bekliyor olacaktı.

" Eli maşalı uyudun mu kızz ? Bu ara bana hiç pas vermiyorsun geldiğimde seni kaçırayım da gör gününü" yazıp Zeynep'e gönderdi. Belki yüzünü görememişti ama olsun oda sevdiği kadını sinir ederdi.

" Sen yürek yedin her halde teğmen kaçırmak felan sen hayırdır aslanım?" Zeynep gülerek okuduğu mesaka yine gülerek çevap veriyordu bu adam deliydi artık kesinlikle emindi. Allahtan kardeşleri uyumuştu yoksa rezil olurdu.

Yağız gelen bildirim ile yastğına yaslandı . Okuduğu mesaj hoşuna gitmişdisevdiği kizda en kendi kadar gözü kara ve deliydi.

" Ben dışarda aslan sana asığım "

" Teğmen ağzın güzel laf yapıyor hayırdır gece gece "

" Ben sana hep hayır ile geliyorum, sende bana bir adım atsan ooooo neler olacakda işte bekliyoruz " Zeynep'in yüzünde güller açıyordu Kadir abisinden sonra ilk defa bir erkek tarafından böyle güzel seviliyordu.

" Korkuyorum Teğmen seni de annem gibi kaynetmekten bu mutluluğun elimden alınmasından. Zannetme ki seni sevmediğimden veya istemediğimden yüreğim sana çosup çağlamakta ama ben kötü kaderimin lanetini sana bulaştırmaktan korkuyorum" üvey babası veba gibi yapışmıstı yakasına ne kurtulabiliyor nede kaçabiliyordu.

" Korkma Zeynep'im ben var olduğum sürece sakın korkma. Seni çok seviyorum " Yağız o üvey babasını eline bir geçirse bir kaşık suda boğacaktı.

" Bende seni seviyorum Yağız iyi geceler " yazıp gönderdikten sonra huzurlu bir uykuya mutlulukla daldı. Sevip sevilmek çok güzeldi, sevdanın karşılığı olduğu sürece....

**************************
Yavuz ve Leyla yine birbirlerine sarmaş dolaş güne gözlerini açtı. Dün gece Yavuz nefessiz bırakmıştı onu aklına o dakikalar gelince Leyla'nın yüzleri kızarmaya ve utanmaya başladı. Alışmalıydı bu duruma nede olsa birgün er yada geç tamamen onun kadını olacaktı. Korkuyormuydu hemde çok peki ya istiyormuydu deli gibi birtek Yavuz'a ait olmak onun çocuklarını doğurmayı çok istiyordu. Nasipden ötesi olmazdı Leyla dualarında hep hayırlı olanı dileyen tarafdı. Geçde olsa Yavuz'a kavuşmus idi şimdi sıra diğer hayallerinin kabul olmasında idi.

Yavuz kendisine askla bakan karsını kendine belinden tutup biraz daha çekti.

" Kadın senin şu bakışlarına ölürüm lan " dedi. Leyla memnun muydu hemde çokk mutluluk dersen ayakları sanki yerden kesiliyirmuş gibi idi.

" Ölümü anma be adam! Yaşa benim için, bizim için, aşkımız için yaşa. Yaşa ki Antep aşk görsün ağam" dedi ve Yavuz'u boynundan öptü. Yavuz ise o öpücükden sonra Leyla'yı tek hamlede sırt üstü yatirip uzandırdı. Kendisi ise uzerine doğru eğilip ağırlığını vermeden Leyla'nın dudaklarından ufak bir büse aldı. Oldukları pozisyon Leyla'yı hem utandırıyor hemde zorluyordu.

Leyla'nın hızla inip kalkan göğsü , Yavuz'sert göğsüne değiyor bu yakınlık her iki gencinde nefsi ile mücadele etmesine sebep oluyordu. Leyla her ne kadar utansada Yavuz'un her hareketine karşılık veriyordu. Gozlerinde ki o tutkuyu Yavuz da görmüş olacak ki tekrar Leyla'nın dolgun dudaklarina yapıştı. Bir yanda öperken elleri ise Leyla'nın her yerinde geziyor hiç boş durmuyordu. Leyla ise hem karşılık veriyor hemde Yavuz'un her hareketinde vucudu kasılıyor, saçlarına ellerini daldırmış çekistiriyordu. Biraz daha devam ettikden sonra Yavuz üzerinden çekilip alnına aşk dolu uzun bir büse kondurdu. Yoksa özel gün felan dinlemeyip Leyla'nın üzerine atlayacaktı.

" Hazırlığını yap efülim söz den sonra Antalya'ya gidiyoruz iki gün kalacağız " Leyla'nın kehribar gözlerine bakıp konuşmustu.

" Nerden çıktı şimdi bu tatil " diyerek merakla sordu Leyla. Konakda misafir varken neyin tatili idi bu.

" Otel inşaatında bir iki problem var hem onlari halkedeceğiz, hemde Leyla seninle başbaşa vakit geçirmek istiyorum konakda ne zaman sana yaklaşsam surekli birileri çıkıyor kardeş katili olmam an meselesi" diyerek gayet açık ve açiklayıcı konuşmustu Yavuz.

Sabrının sonlarında idi ve kardeşleri bir huzur vermiyordu. Haklıydı oda insandi zaten 5 yılları boşa heba olmuştu bundan sonraki zamanlarını dolu dolu Leyla ile geçirmek istiyordu.

" Tamam sakin ol Yavuz kardeşin onlar senin " diyerek yatakdan doğruldu gidip banyo yapacak ardından da mutfağa inecek Sultan hanımlara yardım edecekti.

Yavuz yatakdan kalkan karsını süzdü baştan aşağıya gün geçtikce daha da guzelleşiyirdu efülisi. İnsan sevmeye doyar mı Yavuz Leyla'yı sevmeye doyamıyordu, içindeki aşk gün geçtikçe katlanarak büyüyordu.

" Yavuz banyo da işin yoksa ben banyoya gireceğim " Yavuz yerinden hızla kalktı belliki karısının banyoda işi uzundu.

" Leyla kısa bir dus alip çıkacağım hemen bana kıyafet hazırlar mısın ? Sabah toplantım var ordan da sizin yanınıza geçeceğim" diyerek giyinme odasinda olan karısına seslendi ve hizla düşa girdi.

15 dakika sonra belinde havlu ile çıktı saçlarını kurulayarak. Leyla odayı havalandırmış, nevresinleri değiştirmiş ve yatağı düzeltmisdi. Giyinme odasına gittiğinde dolaptan kendisine kiyafet bakan karısının dibine kadar girdi sinsice gülerek.

Leyla kiyafetlerinin arasına dalmış bugün için uygun birseyler bakıyordu. Ayrıca iki gün kalacakları Antalya tatili içinde valiz hazırlıyordu bir yandan da. Yavuz'un kiyafetlerini yerlestirmış sıra kendisine gelmişti. Yavuz dalmıs olan karısının kulağına dogru eğilip nefesini vererek konustu.

" Dalmışsın efülim " Leyka boynunda hissettiği nefes ile sıçradı. Bir eli korkudan hızla carpan kalbine giderken diğer eli ile damağını kaldırdı.

" Yavuz ya ödümü kopardın be adam insan bir ses verir " diyerek kızsa da burnuna dolan miski amber kokusu nefesini kesmeye yetecek cinstendi.

" Hatun dalmışsın ben ne yapayım " diyerek güldü Yavuz.

" Saatler olsun öncelikle ama en azından bir öksürebilir veya seslenebilirdin " Yavuz kahkaha attı. O güldumükce Leyla'nın gözleri sevdiği adamın yüzunde takılı kaldı. Gülduğunde beliren gamzesi Leyla'ya seyirlik bir manzara olusturuyordu. Yavuz Leyla'nın burnunu parmakları ile sıkıp.

" Gözlerinle yedin bitirdin hatun birde başka hünerlerini görsek " derdemez Leyla kıpkırmızı oldu eli ile Yavuz'un çıplak yapılı geniş omzuna vurup.

" Edepsizsin işte iki dakika rahat duramıyor dilin " diyerek kıyafetlerini alıp hızlıca kaçarak banyoya gitti. Yavuz ise arkasından hala gülüyordu.

Kızlar da erken kalkmışlardı bugün evdekilere yardim edecekler ve Senem için ellerinden ne gelirse yapacaklardı. Herkez hızlıva hazırlandı. Konakda bayram havası vardı Sultan hanim akşam için hazilik yaparken Sevda ve Zehra kahvaltıyı hazırlıyorlardı.

Leyla banyodan çıkdıktan sonra üzerini hızlica giyinip saçlarıni fön makinesi ile kurutup sekil vermisti. Yuzune oncw kremlerini sürdu ardindan hafif toprak tonlarinda makyaj yaptı parfümünu de sıkıp odadan çıktı.
İkinci katin avlusunda kizlar ile karşılaştı. Hepsi savaşa hazır asker gibi dizilmişlerdi.

" Ooo hanimlar erkencisiniz yahu " dedi Leyla.

" Günaydin hanımağam malum bugun kiz kardesimizin günü kalkalim dedik " diye cevap veren Zeynep idi hepsi adina o konuşmuştu.

" Valla çok iyi etmişsiniz canlarım e haydi o zaman iş başina önce kahvaltımızı edelim sonra işleri bölüşürüz " dedi Leyla ve birlikte mutfağa indiler.

Sultan hanim ve kizlara da " Günaydin " diyerek kolları sıvayip el birliği ile masayi hazırladılar. Onlar çalısırken Behram ağa , Azade hanım, Leyal hanim ve Yade Zergül akşam için konuşup neler alınacak verilecek onların hesabini yapıyorlar eksik ne varsa yazıyorlardı. Öğleden sonra çarşıya çıkıp Senem için nişan alışverisi yapcaklardı.

" Behram oğul sen ağaları sark odasında ağırla. Azade sizde büyük salonu hazırlayın . Göreyim sizi yavrularım şanimiza laik bir nişan olsun" Dedi Yade Zergül hem kiz hem oğlan torunu evleniyordu keyfine diyecek yoktu. Darisi diğer torunlarının başına idi ama onlarda da evlenecek göz nerde biri dağlara aşık di diğeri hastaneye.

" Merak etmeyesen ana elimizden geleni yapacağız" dedi Behram âğa biri abisinin emaneti diğeri kiz kardesinin emaneti idi.

Masa hazır olmuştu ev sakinleride yavaş yavaş gelmeye başladı. Herkez oturma odasında idi. Yağız kapıdan girip " Sürpriz " dedi.

Leyla ve Yavuz hariç herkez şok olmuştu. Yağız herkeze tek tek baktı kendisine deki görmüs gibi bakıyorlardı.

" Yav ben geldim hayal değilim hee" deyince Azade hanim yerinden kalkip ogluna sıkıca sarıldı özlemisti evladını.

Yağız büyüklerin ellerini öptü kardesleri ile sarıldı kızlara başı ile selam verdi. Zeynep' e ise özlem ile baktı çok özlemişdi çimen gözlü dilberini. Zeynep ise bakakalmıstı. Sevdiği gelmisti haberi yoktu.

Herkez masada yerini aldı kahvalti bu sabah daha mı guzeldi uoksa aike tam olunca mı herşey güzel oluyordu?.

" Yadem albayın selamı var sana cehizini hazırlasın almaya gelecem dedi . Bak ben aracıyim elçiye zeval olmaz ona göre " Yade Zergül sinirlenmişti hayta torunu kendisini dalgaya almıştı yine.

" De get kure kere eğleniciğ yer arıyor cok biliyorsan sen evlen torun sevek" Yağız Zeynep'e bakıp kaşlari babannesini isaret etti . Zeynep utandi hemen kafasıni eğdi. Masadakilerden de cekinmiyordu bu adam .

" Yadem öyle deme şimdi başlik parası almayalım mı ? Cehiz sandığının üstune oturmayalim mı ? Sahi sandığin varmi yaaa? Komutana rezil olmayalim neyse canim olmadi ben alırim nir tane " Herkez kahkaha atarken Yade Zergül arsız torununa sinirlendi.

" Serefsiz köpek ben dedenin uzerine gül koklamamısim bu yasa kadar bundan sonra bakar mıyım " diyerek kükrerken Yağız kardesinin ensesine bir tane geçirdi ama tokadin sesi odada yankılandı.

" Abi yaaa acıdı maşallah elin fırinci kureği gibi ağır " bir yandan ensesini ovuyor diğer yandan konusuyordu.

" Akılli ol adam ol kahvaltini et kalk işimiz çok " diyerek son noktayi koydu Yavuz .

Kahvaltıyi yaptıkdan sonra kızlar is bölümü yaptılar. Yaren, Zeynep , Senem ,Dilek , Melek Konağın temizliğine giristiler. Leyla, Melike ,Asmin ise mutfağa Suktan hanimlara yardıma gittiler. Azade hanım ve Leyal hanim ise takılacak olan takıları ayarladılar. Behram ağa ise Mehmet bey ile görüştü akşam için neler yapacaklar konuştular.

Yavuz , Yağız ,Berzan ise şirkete geçtiler. Öğlene kadar bütün işler bitmişti ama kizlarında perti çıkmıştı. Yinede of demediler Senem'e hersey feda olsundu.

Öğleden sonra Leyal hanım , Azade hanım ve kızlar hep birlikte çarşıya çıktılar. Fatma hanim ve kızı fidan da Tahir ile gelmişti. Fidan abisini bu mutlu gününde yalnız bırakmak istememişti.

Bütün Antep çarşısının altını üstüne getirdiler. Daha sonra kuyumcuya geçtiler alyanslar seçildi. Senem istemem desede Tahir üzerine düşeni yapıp yüklü bir alişveriş yapmıştı kuyumcuda. 10 tane adana burmasi bilezik, bir tane set , ayak bilekleri için hal hal, 2 metre zincir , tuğra uçlu kolye, her parmağı için farklï yüzük, küpe , saat, elinden gelse kuyumucuyu alıp Senem'e verecekti.

Daha sonra nişanlık ve damatlık bakmak için alışveris merkezine gittiler. Yavuz, Yağiz ve Berzan da geldiler. Onlar Tahir'e damatlık seçerken kızlarda Senem'e abiye bakıyorlardı. Bir kac model beğendiler en sonunda mavi omuzlarindan simetrik kesim belinden ayaklarına doğru genişleyen kalın pileli derin yırtmaçlı bir elbise de karar kıldılar Senem'e de çok yakışmıs idi.

Elbiseyi aldıktan sonra Azade hanım kızarı yoresel kaftan ve kiras fistan satan başka bir mağazaya götürdü. Bütün kızlara yöresel kıyafet aldı. Başta kabul etmeselerde Azade hanımın bir bakışı yetmişti kızlara.

Nihayet alışveris isi bitmiş konağa elleri kolları dolu dolu gelmişlerdi. Akşama çok az bir zaman kalmıştı. Kızlar hızlıca hazırlandılar eve davet ettikleri kuaferler geldiler ve kızların saçlarını ve majyajlarini yaptılar.

Leyla giydiği kiyafet ile yine guzelliğini ön plana çıkarmış idi. Saçınï makyajını da kıyafetine uygun yaptırmış Yavuz'un yüreğini hoplatacak idi. Zeynep , kırmızı, Yaren , mavi , Melike eflatun , Asmin açık mavi , Dilek ve Melek biri pudra digeri gökyüzü mavisi tercih etmişlerdi. Kizlar birbirinden guzel olmuşlardı Miroğlu erkeklerini zor bir gece bekliyordu. Yavuz Kadir'i arayıp ozellikle davet etmiş idi.

Herkez hazır olunca kuaförler gitmiş kızlar tek tek odadan çıkmıs idi. Asmin Adem'in aklını başından alırken, Yağız bir kez daha Zeynep'e aşık olmuş idi.

Leyla Senem'e hayranlık ile baktı " Çok güzel oldun ablasının gülü " dedi Senem tebessum ederek baktı ablasına çok heyecanlı idi. Bu günleri çok beklemişti ve nihayet gerçekleşiyordu. Tabi hayalleri gerçeklesirken Tahir'in burnundan getirmeyi de ihmal etmemiş alışveris boyunca trip atıp durmuş hiç konuşmamış idi. Tahir daha çok çekeceğe benziyordu Senem'e kalsa affetmezdi ama sabah Yavuz " Süründür ama bu gece sadece anın tadını çıkar güzelim. Çünkü bu anı bir kez yaşayacaksın " demisti ve oda Yavuz abisine hak vermişti.

Yavuz ise odada hazırlanıyor idi henüz Leyla'yı gœrmemişdi ve çok merak ediyordu. Azade hanım ve Leyal hanımda hazirlanmışlar Behram ağa nın yanında duruyorlar idi.

Yağız siyah takım tercih ederken Berzan spor takılmayı tercih etmişdi. Yavuz ise mavi bir takim elbise ile aralarına katılırken nihayet gelin odasından Senem ve Leyla çıktı.

Yavuz Leyla'ya yine hayran hayran bakmıs kalbi yine ritmini değiştirmiş idi. Bir insana herşey mi bu kadar yakışır idi. Dili damaği tutuldu derler ya Yavuz şu an o dakikaları yaşıyordu. Rabbine her an her dakika şükrediyor Leyla'yı kendisine bağışladığı için hergün bir fakire sadaka veriyordu.

Nihayet beklenen misafirler gelmişti önden Mehmet bey ve Fatma hanım, vildan hanım ve eşı girmiş idi. Onların ardından Fidan girdi ve en son Tahir elinde beyaz güllerden oluşan içinde ara ara kırmızı güller olan bir buket ile girdi konağa.

Tahir Senem'e beğeni dolu gözler ile baktı kalbi yerinden çıkacak gibi atıyor idi. Senem de ise durumlar daha vahimdi heyecandan kalbi duracak nefesi kesilecek gibi hissediyordu. Tahir hiydiği siyah Takım ve yüzüne taktığı tebessüm ile gamzelerini ön plana çikarmiş Senem'i nefesini kesiyordu. Güzel seven güzel bakardı onlar çok guzel sevmişler çektikleri onca zorluğa rağmen nihayet kavuşuyorlar idi.

Tahir elindeki çiçekleri Senem'e uzatırken " Çok güzel olmuşsun" dedi Senem tebessum edip " Tesekkur ederim sende çok yakışıklı olmuşsun " dedi.

Eroğlu ailesinin ardından Marazoğlu ailesi geldi, Cihan Akdağ ve nişanlısı Ela kurtbey girdi içeriye. Daha sonra Kadir geldi, onun ardından Hasret ve eşinin aikesi geldi. Ard arda aşiret ağaları ve hanım ağalarï gelmişlerdi. Yavuz ve Leyla misafirleri Konağın kapısinda karşiladilar. Nihayet herkez gelmiş erkekler şark odasına kadınlar ise büyük salona alınmıs idi.

Mehmet bey Perwer ağadan bu gece isteme işini onun yapmasını istedi. Kısa gecen hal hatır sormanın ardından Perwer ağa söze girdi.

" Behram ağa sebebi ziyaretimiz malumdur. Burda bulunan herkezin bildiği üzere bizde Allahın emri peygamber efendimizin sünneti kavli ile kızınız Senem'i oğlumuz Tahir'e isteriz " dedi Berzan dışarïya çikarak mutfağa gelip kahveleri yapın dedi. Zehra ve sevda kaveleri hazırlar iken Tahir'in kini özel olarak Senem yapmıs idi.

Kızlar sinsice gülüp kahvenin içine bal koyup suya hepsi azar azar tuz koymuşlardı. Leyla ve Sevda önde Senem arkada şark odasına girdiler Leyla başı ile selam verip " Hoşgeldiniz " dedi ekindeki kahveleri sırayala âğalara dağıtmaya başladılar. Senem ise elinde ki kahveyi Tahir'in önüne bıraktı.

Kadınlara ise çay yaomışlar Zeynep ve Yaren ise onlara çaylarını ikram etmişlerdi.

Tahir kahvesinden bir yudum aldı tuzlu değil tatlı idi. Yavuz kahvesinden bir yudum aldığında keyifle Tahir'e bakarken ağzına gelen tuzlu kahve ike yüzü buruştu ama belli etmemeye çalıştı.

Tahir tek yudumda kahvesini bitirip suyunu içince tuzun kahvede değil suda olduğunu anladı. Tepsinin içine cebinden çıkardığı tektas yüzüğü kutusu ile koydu.

" Eee Behram ağa kahvelerimizi de içtik cevabini bekleriz" Behram ağa elindeki fincani sehpanin üzerine bıraktı.

" Perwer ağa ikiside benim yeğenim Allah yazmış kaderleri bir olmus bana da hayırlı olsun demek düşer " dedi.

Kadınlar da ise Fatma hanım soze girmis gekis sebeplerini dile getirmiş idi.

" Fatma torunumun gözünden tek bir damla yaş düşerse sebebini sizden bilirim " diyerek göz daği vermiş idi Yade Zergül.

Erkek ler tarafından haber gelince heo birlikte sark odasına geçtiler. Yüzük tepsisini Asmin tutmus idi. Perwer ağa yuzükleri taktı hayir dualarini ve guzel dileklerini iletip " bismillah" diyerek kurdaleyi kesti. Tahir Senem'in alnına buse kondurdu. Yavuz Leyla'nın içli icli onlara baktığıni gorünce üzüldü Leyla bu anlari yaşamamıs idi. Bugun çarşıda da durgunlaşmış gozleri dolmuşdu Yavuz ise o hallerini gördükće kendine lanet etti .

Tahir ve Senem büyüklerin ellerinden öptüler tebrikleri kabul ettiler. Daha sonra yemekler yenildi. Ve Yağız ve Berzan ın ayarladığı ses sistemi ile hareketli müzikler çalmaya başladı .

Leyla eline aldïğı kirmizi mendil ike basa geçti. Zeynep , Hasret , Ela , Senem, Yaren , Melike , Dilek , Melek ,Asmin, Fidan, Sevda , Zehra derken uzunca bir kuyruk halayı oluştu kızlar müziğin ritmi ile ahenk içinde kollarinı hareket ettiriyorlardı.

Kızlara bu defa erkekler eşlik etti Yavuz , Cihan ,Tahir ,Berdan , Kadir , Yağız , Berzan , Adem ve diğer genç aşiret ağaları. Halaylar çekildi oyunlar oynandı.

Miroğlu konağı bir çiftin mutsulzluğuna şahit olmuş iken şimdi baska bir çiftin mutluluğuna şahit oluyordu. Senem ve Tahir hayırlı bir yuva için ilk adımı atmışlardı. Miroğlu konaği acı ve zorlu günleri geride bırakmis idi...

Evet bölum sonu canlarim yorunlarda bulusmak ümidi ile.


  

Bölüm : 09.03.2025 23:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...