Canlarim bölüme geçmeden her zamanki gibi sizden bol bol yorum ve desteklerinizi talep ediyorum. Sadece okuyup geçmeyin fikirlerinizide söyleyin. Birde canlarım elimde birikmis bir bölüm yok her bölümü sıfırdan başlayıp yazıyorum. Gecikmeler bu yüzden oluyor ve bazen tek satır yazamadan günü bitiriyorum. Ama biliyorum ki sizler beni beklersiniz ve yanımda olursunuz. Bölümlerde yazdığım bazı sözler bana aittir bunuda söylemek istedim. Varlığınız bana güç veriyor. Sizler oldukca bizlerde buralarda var olacağız. Sizleri seviyorum iyi okumalar.
Tiktok, instagram ve Kitappad hesabı
👇👇👇👇👇👇👇👇
55Cerkezkizi055
------------------------------------------------------------
" Ne geceleri sabah ettim gözyaşlarımla,
Ne hayalleri söndürdüm yalnızlığımla,
Ne acılar çektim bu sevdanın uğruna,
Bir tek seni unutamadım geçen yıllarda..
Alıştım bazen yokluğuna, bazen olmayan varlığına,
Seni yazdım satırlarımda, anılarıma,
Seni haykırdım karanlık yalnızlığıma,
Seni sevdim birtek ömrüm boyunca.
Şimdi içimde bir boşluk, kalbim zindanlarda.
Savaşıyorum aklım ile kalbim arasında,
Bırakıyorum umutları, yarınlarıma,
Ve içiyorum her gece , gelmeyecek olana..
Sürüyorum ilacı, sargı tutmayan yaralarıma,
Güneş artık birtek onun için doğmakta,
Gömüyorum kalbimi karanlık topraklarına.
Gidiyorum seni bana hatırlatmayacak diyarlara...
Virane oldum mecnun gibi dolaşırım sokaklarda,
Şair oldum yunus gibi yazdım durdum kağıtlara,
Görmedi beni gözleri şimdi başka kollarda,
Küstü artık garip yüreğim, hem sevdaya hem ask'a..."
( 55Cerkezkizi055 )
Bölüm Şarkısı: Öykü Gürman Dayan Yüreğim
Bazı sırlar vardır insanın hayatn da gün yuzüne çıkmaması gereken. Bazı gercekler vardır insana hayatı zindan eden. Keşke bilmeseydim, öğrenmeseydim diyeceğimiz o acı gerçekler.
Hayatda da böyle değilmi bilmediğimiz bazı gerçekler öğrendiğimizde can yakar. Keşke deriz hep keşke bilmeseydim. Yavuz Miroğlu da keşke diyecek ama iş işten geçmiş olacak...
Bir telefon bir insanın hayatını karartırken bir insanın hayatını aydınlatacak. Yavuz zorlu bir karar aşamasında olacak....
Gelen telefon Amcasının avukatı İrfan Gürhanlı'dan idi. Şaşırdı Yavuz yıllar sonra bu adam kendisini neden arıyordu ki. Hayırdır inşallah diyerek cevapladı gelen aramayı.
" Efendim" Karşıdaki adam kendini tanıtmış idi.
" Yavuz bey sizin ile özel yüz yüze konuşmam gereken çok önemli bir mesele var Amcanız Berwan bey ile alakalı. Rahatsızlığımdan dolayısı ile ben gelemiyorum rica etsem siz gelebilir misiniz " Yavuz içten içe merak etti bu kadar önemli ne olabilirdi ki. Amcasıyla alakalı mesele ne idi.
" İrfan bey meseleyi biraz açıklayamaz mısınız? Yani gelmek sorun değil ben gelirim ama en azından konudan biraz bahsetseniz olmaz mı?" İrfan bey konuyu telefonda anlatmak istemiyordu. Çünkü mesele hem mahrem hem de telefonda konuşulacak kadar basit değildi.
" Yavuz bey yüz yüze konuşursak beni daha iyi anlayacağınızı umuyorum. Sizden ricam lütfen hemen İstanbul'a atacağım adrese gelin ben bu sır ve gerçekler ile ölmek istemiyorum " diyerek Yavuz'un tüm sorularının önünü kesti. Telefonu gorüşmek üzere kapattılar.
Yavuz el mahkum kabul etti ve telefonu kapattılar. Yol yorgunu idi üstelik başında bir sürü sıkıntı vardı birde bu telefon üstüne tuz biber olmuştu.
Leyla İrfan bey'in neden aradığını merak etti " Hayırdır inşallah kötü bir durum yoktur umarım" Yavuz kendisine merakla bakan kadının yüzünü elleri arasına alıp kafasına bir öpücük kondurdu. Leyla'nın elleri ise anında belini buldu.
Böyle olabilmek için çok acı çekmişlerdi. Keşke en başından birbirlerini yargılamadan anlamadan dinlemeden hareket etmeselerdi şimdi mutlu belkide çocuklu bir evlilikleri olabilirdi. Huzur bu kadının mis gibi kokan gul kokusu idi. Leyla için ise huzur Yavuz'un kollarının arası ve göğsü idi. Hele o miski amber kokusu yokmu Leyla'yı mayıştırıyordu.
" Yok efulim sen merak etme. Önemli bir konu hakkında görüsmek istiyormuş yüz yüze. Tahminim şirket işleri ile alakalıdır" diyerek geçiştirdi Leyla'yı.
Sonuçta konu ne ile alakalı oda bilmiyordu gidince öğrenecekti. Leyla'dan biraz uzaklaştı gözleri ile dudakları arasında yine bakışları gidip geldi. Leyla'nın ise o dakikalarda kalbi yine ritim değiştirmişti. Yavuz tadına doyamadığı dudakları öpmemek için kendini zor tutuyordu. Ama Leyla ile yaşayacağı o anları özel kılmak ve Leyla'nın pişman olmamasını istiyordu. Bu yüzden de acele etmeyecekdi bunca yıl beklemişti biraz daha bekleyebilirdi. Nede olsa artık Leyla onundu onun kadını, karısı , sevdası idi.
" Bakma kadın şöyle yoksa bizim bu odadan çıkmamız üç gün sürer" deyince Leyla eli ile Yavuz'un omzuna bir tane vurdu.
" Edepsiz , sen şaşırdın artık ağzın bozuldu senin iyice, de get git Tahir ile konuş" diyerek Yavuz'dan kaçarak uzaklaştı. Dolaptan pijama takımını aldı Yavuz'un yanından geçerken saçlarını eli ile savurup hafif kalçalarını kırıtarak yürüdü.
" Ulan savurma o saçlarını, sallama o kalçalarını yoksa lafda kalmayacak dediklerim icraata geçeceğim" dedi Yavuz arkasından .
" Sen kudurdun galiba ağa çok beklersin avucunu yala" diyerek koşar adım banyoya girip kapıyı kilitledi. Yoksa Yavuz deli idi dediğini yapardı.
Banyoya girdiğinde kalbi gümbür gümbür atıyor utançtan yüzü kızarıyordu. Adamı bilerek kudurtmuş sonrada kaçmıştı. Yavuz arkasından homurdanmış ama Leyla ne dediğini anlamamıştı korku ile.
Yavuz odadan homurdanarak çıktı bilerek yapıyordu zalımın kızı ehh eline geçmişti ya bir koz artık kullanır dururdu. Söylene söylene merdivenleri indi Leyla'nın yaptığı aklına zarardı hayır dün gecenin izleri hala aklından çıkmamışken dudaklarının tadı hala damağında iken yapılırmıydı Yavuz'a. Ahh ne çekmişti Leyla'nın elinden senelerce daha da çok çekecekti belliydi. Yeter ki yanında yamacında, göğsünde olsundu, cefasına da razıydı nazına, niyazına da inadina da ...
Tahir söylenerek gelen Yavuz'u görünce gülümsedi, gülünce gamzeleri kendini belli etti. Tahir'e ayrı bir hava katıyordu gamzeleri biçimli olan yüzüne çok yakışıyordu. Gamzeli mimar diyorlardı arkadaşları ona hep bu yüzden.
" Hayırdır dayımın oğlu yine neye öfkelendin " dedi gülerek. Yavuz kafasını sağa sola sallayarak geldi.
" Sorma bro senin bu dayının kızı yeterli deli olmama akıl sağlıma zarar, benimle oyun oynuyor birgün ikimizde o oyunda yanacağız haberi yok" Tahir dediklerinden birşey anlamadı. Tek anladığı Leyla Yavuz'u ne yaptı ise kızdırmıştı. Kendisine boş boş bakan kuzenine elini salladı Yavuz.
" Ulan amlamadın mı aklımla oynuyor işte kıvırtarak yürüyor saçlarını savuruyor canıma okuyor anlayacağın" deyince Tahir bastı kahkahayı. Dayı kızı cevvaldi, çetin cevizdi, kolay lokma değildi. Yavuz'un işi çok zordu gerçi kendisinin de ondan kalır yanı yoktu. Bir çetin cevizde onun başında idi.
" Lan gülmesene milleti ayağa kaldıracaksın gel çalısma odasına geçelim" Beraber çalışma odasına geçtiler. Karşılıklı koltuklara oturdular Yavuz bir sigara yaktı zehrini içine çekerken dumanını dışarıya doğru üfledi.
" Eee anlat bakalım neler oldu bugün bu söz olayı neyin nesi" Tahir'in sinirden gözü seğirdi ailesi hiç rahat durmuyorlardı.
" Sorma abi yaa tutturmuşlar başka kız bulduk bu akşam sözlen onunla. Ulan ben evi terk etmişim Senem, Senem diye inliyorum adamlar bana başkasını al diyorlar abi. Aklım hafsalam almıyor ya" Yavuz onu anlıyordu ama belliki eniştesi laftan sözden anlamıyordu eh oda anlatırdı.
" Merak etme bu işi ben kökten çözeceğim için rahat olsun gardaşım" Tahir Yavuz'a çok güveniyordu o arkasında olduğu sürece sırtı yere gelmezdi.
Yavuz Tahir ile biraz daha konuştu sabah için ilk uçaktan bilet ayırttı. Sevda ya seslendi. " Efendim abi"
"Sevda Yağız'ın odasını hazırlar mısın Tahir abin orda kalacak bu gece" Sevda başı ile tamam deyip hemen gitti odayı hazırlamaya. Tahir ile beraber bir sigara daha içtiler sonrasında Tahir dinlenmek için odaya gitti yeteri kadar yorulmuştu bugün. Yavuz gidip öğrenecekti önemli konu ne imiş.
Yavaş yavaş odaya doğru ilerledi gidip Leyla'nın kokusunda huzur bulmalıydı. Odaya girdiğinde heryer miss gibi gül kokuyordu. Yatak da uzanmış kadına baktı içi gitti. Neleri kaybettiğini şimdi daha iyi anlıyordu. Pişman mıydı hemde köpek gibi pişmandı yıllar önce gittiği için. Ama o zamanlar en doğrusunun bu olduğunu düşünmüştü çünkü o başkasına sevdalı kadına dönüp bakmazdı.
İçinde yılların pişmanlığı ile kendi tarafına geçip uzandı Leyla'nın yüzünü elinin tersi ile sevdi. Bebek gibi uyuyordu sevdiği çok masumdu ve Yavuz o masun kadını çok kırmıştı. Alnına dudaklarını bastırdı miss gibi kokusunu içine çekti. Leyla yüzünde hissettiği naif dokunuşlar ile uyanmıştı. Uyku sersemi Yavuz'a sokulup sıkıca sarıldı Yavuz da bunu bekliyormuş gibi başını eli ile göğsüne yatırdı. Leyla kafasını geriye doğru eğip Yavuz'a baktı gülümseyip sonra kafasını boynuna getirip kokladı. Dudaklarını hafif bir şekilde boynuna değdirip şah damarının üzerinden öptü. Yavuz bu hareketi ile kas katı kesildi zaten kendini sıkıyordu bazı şeyler için zamanını bekliyordu bu kadının tek bir dokunuşu nefsi ile mücadele etmesine sebep oluyordu. Kendisine kedi gibi sokulan kadının saçlarına öpücüklerini kondurdu.
" Uyuyalım güzelim yoksa ben kendimi tutamıyacağım sonrası hem sana hem bana zara sabah uçağı kaçırmamam lazım" diyerek gozlerini kapattı.
Leyla mayısmış bir şekilde" hıhı" diye mırıldandı.
Bu gece uyudukları huzurlu uyku yeni günde gelecek fırtına öncesi seslik gibiydi.
*********************************
SİNOP
Kadir işten gelmiş çok yorgundu son günlerde çok çalışıyor,inşaat insaat geziyordu. Yaptıkları her işin sağlam ve güvenilir olması için denetlemeler yapıyordu. Yine öyle bir günü tamamlamış eve gelmişti. Annesi ve babası yattığı için ayakda sadece kardeşi Melike ve kuzenleri Dilek ve Melek ayakda idi.
" Abim hoşgeldin yemek hazırlayayım mı" diye soran kardeşine yorgun gözlerle baktı Kadir ne yemek yiyecek takadi vardı nede hali uyku gözlerinden akıyordu.
" Sağol abisinin ömrü çok yorgunum bir duş alıp yatacağım. Siz napıyorsunuz bakayım ?" Diye sorarak mutfağa geçti. Dilek ve Melek'i saçlarından öptü. Kardeşine gösterdiği sevginin iki katını onlara veriyordu ki kendilerini kimsesiz hissetmesinler diye.
" Nasılsınız çiceklerim varmı bir sıkıntı" Dilek ile Melek tebessüm ettiler abilerine. Öz abileri olsa ancak bu kadar severlerdi Kadir'i.
" Yok abicim çok şükür iyiyiz biz merak etme " dedi Dilek.
" Benimde bir sıkıntım yok abicim zaten amcam ilgileniyor bizle sağolasın" dedi Melek'in amcasına olan minneti gözlerinden belli oluyordu.
" İyi bakalım birşey olursa hemen söylüyorsunuz anlastık mı?" Diyerek iki kızın saçlarına öpücük kondurdu. Melike'nin de alnını öpüp odasına geçti.
O kadar yorgundu ki üzerindeki kıyafetleri çıkarıp sıcak duş un altına attı kendini. Vucuduna değen su bütün yorgunluğunu almış rahatlatmıştı Kadir'i.
Beline havlusunu sarıp banyodan çıktı dolabın önune geçip iç çamaşırı ve eşohman takımı alıp hızlıca giyindi. Yatağın üzerinde ki pikeyi açıp sırtını yatak başlığına yaslarken ayaklarını uzattı. Eline telefonunu alıp her gece olduğu gibi yatmadan instagram'a giriş yaptı. Antep'den döndüğü günden beri her gece bunu yapar olmuştu deniz gözlü doktor Kadir'in aklına ve kalbine sızmıştı bir kere.
Yaren'in hesabına girip baktı özlem duyduğu kadın bugünde çok güzeldi. Bir hastası ile fotoğraf paylaşmıştı. Bu kadına beyaz önlük çok güzel yakışıyordu. Kısa sürede nasıl bu kadar içine işlemişti bu kadın. Hala anlamıyordu hele o mavi gözleri karadenizi kıskandıracak kadar koyu ve derin bakıyorlardı. Kadir'i de etkileyen içine çeken o gözler değilmiydi. Çok az işi kalmıştı onları bitirir bitirmez kızlarıda alıp Antep'e gidecekti. Telefonu kapatıp yatağın yanında ki komidinin üzerine bıraktı. Koskoca Kadir BABADAĞ bir güzelin aşkına düşmüş fotoğraflar ile avunur olmuştu. Sevdiği kadının hayali ile derin ve guzel bir uykunun kollarına bıraktı kendini.
Kızlar mutfakda kahvelerini içip bulaşıklarıda yıkamışlardı. Melike'nin telefonuna mesaj geldi heyecen ile aldı eline telefonu sevdiği adam her gece uyumadan iyi geceler mesajı atardı. Yine ondan gelen mesajı okumak için içi kıpır kıpır açtı mesajı. Lakin gözleri gördüğü görüntüde takılı kaldı. En yakın arkadaşı ile sevdiği adam yanyana parmaklarında kırmızı kurdaleye bağlı yüzükler ve ikisininde gozlerinin içi gülüyor. Melike olduğu yerde sendeledi. Melek ve Dilek olmasa yere düşecekti ikizler tuttu kollarından sandelyeye oturtup su verdiler. Çünkü fotoğrafları onlarda görmüştü. Birbirlerinden gizli saklılaları yoktu. Melike'nin gözlerinden ard arda yaşlar süzüldü. İhanet en sevdiklerinden gelince canı iki katı yandı.
Biri 5 yılını verdiği adam sevdiği diğeri ise çocukluğu nasıl bir acı, nasıl bir ihanetdi bu böyle. Evde olmasa bağırır çağırır içindeki acıyı haykırırdı lakin evde idi ve o gözyaşlarını içine içine akıtıyordu.
Sanki sırtı iki dakikanın içinde kamburlaştı. İhanetin hançeri yüreğini oluk oluk kanattı. İnsan sevdiğine kıyarmıydı Melike sevdiği adam tarafından kalbinden kurşunlanmıştı. Bazen bir silaha gerek kalmazdı , karşınızdaki insan yaptıkları ve sözleri ile de yaralar öldürürdü sizi.
Melek ve Dilek Melike'yi odasına götürdüler. İçi dışına çıkana kadar ağladı yüreği alev alevdi ve içinde kocaman bir yanardağ vardı. Önce ılık bir duş aldırdılar sonra sakinleştirici verip uyuyana kadar yanında kaldılar. Hatta bu gece onlarda odalarına gitmeyip sabaha kadar dönüşümlü olarak başını bekleyeceklerdi.
Bir temiz sevgi daha ihanete kurban gitti. Bir sevdalı daha yüreğinden hançerlendi. Bir kadın daha bütün hayallerini, umutlarını toprağa defnetti. Ve bir adamın selası bir kadının yüreğinde okundu.....
ANTEP
Sabahın ilk ışıkları ile Sultan hanım kalkmış mutfakda işe koyulmuştu. Sırayla kızlarda gelince beraber kahvaltıyı hazırladılar. Yade Zergül erkenden kalkmıs sabah namazını kılmıştı. Sonra çocukları ve torunları için ayrı ayrı dua etti. Leyal hanım da kayın validesine bakmak için gittiğinde oturup Berwan bey den sohbet edip bazen gülüştüler bazen ağladılar. Azade hanım ve Behram bey ise sabaha huzurla kalktılar beraber giyinip aşağıya indiler. Yaren'in bugün erken saat de ameliyatı vardı o yüzden hazırlanıp hemen çıktı kızlara bile bakmaya fırsatı olmadı. Zeynep ise Senem'e baktı dostu acı çekiyordu ve ellerinden birşey gelmiyordu. Ne kadar ona aile olmaya çalışsalarda gerçek bir ailenin sıcaklığını yerini veremiyorlardı. Senem ise güne baş ağrısı ile açtı gözlerini. Dün gecenin izleri baş ağrısı olarak dönmüştü. Zeynep dostunu bildiği için kızlardan kahve istemişti birazdan getirirlerdi.
Leyla ise gözlerini yine huzurlu kollarda açtı. Burnuna dolan miskiamber kokusu huzurdu onun için doya doya çekti içine huzurun kokusunu. Hafif kafasını geriye doğru çekip Yavuz'un yüzünü inceledi. Yıllar önce sevdalandığı adamın saçlarına aklar düşmüş güzelliğine güzellik katmıştı. Güzeldi sevdiği adam hem karizması ve aurasi ile hem merhameti şefkati ile hemde adaleti ile çok güzel adamdı. Erkek adam güzel olur muydu Leyla için olurdu güzel seven adam güzel olurdu. Kalbinin yaralarını yaptıkları ile tek tek sarmıştı. Leyla her defasında ilk günkü gibi aşık olmuştu Yavuz'a. Hele o geceki tutkulu öpüşü dokunuşları hala izlerini taşıyordu uzerinde. Böyle güzel seven adamın sevdiği ,karısı olmak onur verici idi. Kadını olduğu gün tamamlanacaklar belki doğacak çocukları ile mutlu bir yuvaya sahip olacaklardı. Leyla'nın bunları düşünürken bile içi sıcacık kıpır kıpır olmuştu. Tutamadı kendini Yavuz'un yanağından öptü. Yavuz yüzünde hissettiği dudaklar ile gülümsedi. Güne böyle güzel uyanmakta vardı. Gözlerini açtığında kendisine aşkla bakan bir çift kehribar göz ile karşılaşmayı beklemiyordu. Yüzündeki tebessüm genişledi.
" Günaydın hanımağam siz beni böyle uyandırır mıydınız yaa " Geçen sabahın rövanşını alıyordu. Leyla pes dercesine baktı birazcıkda utanmıştı.
" Yavuzzz yaaa" diye mızmızlandı. Yavuz'un çok hoşuna gidiyordu onun utanınca pembeleşen yanakları ve halleri. Yavuz dururmu ani bir hareket ile hafif doğrulup Leyla'yı gıdıklamaya başladı tiki olan Leyla'nın attığı kahkahalar odalarından dışarı taşmıştı. Allahtan bulundukları katta sadece kendileri vardı yoksa konağa rezil olmaları an meselesi idi. Leyla elleri ile Yavuz'a engel olmaya çalışsa da çok başarılı olamıyordu. Yavuz biraz daha devam ederse gülmekten çatlayacaktı o güldükçe Yavuz'un içi huzur dolmuştu. Sevdiği kadına gülmek yakışıyordu yıllardır akıttığı gözyaşlarının yerini böyle binlerce kahkaha ile dolduracaktı . Ama artık kalkmaları gerekiyordu yetişmesi gereken bir uçak vardı. Leyla'nın gülen gözlerine bakıp alnına dudaklarını bastırdı.
'' Artık kalkmamız gerekiyor hanımağam yoksa uçağı kaçıracağım '' diyerek tamamen doğruldu ve yataktan kalktı banyoya doğru giderken Leyla'ya çapkınca bir bakış attı '' Leyle bana kıyafet hazırlar mısın? '' dedi Leyla yatakdan çoktan çıkmış camları açıyordu odayı havalandırmak için Yavuz'un sorusuna kafasını salladı işine o kadar odaklanmıştı ki dönüp bakmamıştı.
'' Tamam hallederim ben şurayı toparlayayım'' dedi ama Yavuz'un yüzün de beliren o hin gülüşü ve çapkınca bakışları göremedi.
'' İstersen sende gelebilirsin '' diyen Yavuz'un yüzünde çapkın bir gülümseme vardı. Leyla duydukları ile gözlerini kocaman açmış öfkeli bakışlarını Yavuz'a sabitledi. Elinin altındaki yastığı sıkıca kavradı. Bu adam bunu haketmişti . Yastığı kaldırdığı gibi Yavuz'a fırlattı. Lakin Yavuz gelecek her darbeye hazır bekliyordu banyo kapısının kulpunu hızlıca indirip içeriye geçmiş yastık kapanan kapıya çarpıp yere düşmüştü.
'' Sen utanmaz , arsız , terbiyesiz bir adamsın. Ne ara bu kadar pervasız oldun sen Allah Allah yaa. Edepli sessiz sakin adam gitti iyice kuduruk biri oldu gece gece seni üç harfli mi dürttü anlamadım ki '' diye giden adamın arkasından söylenirken Yavuz ise çoktan suyun altına atmıştı kendini.
Leyla yatağı da düzeltikden sonra Yavuz'a kıyafetlerini çıkarmış hazırlamıştı. İşe gitmeyeceği için spor bir kombin tercih etmişti Leyla. Kendisi içinde diz kapaklarında biten siyah bir elbise çıkardı. Siyah ve beyaz takıntısı vardı Leyla'nın renkli giyinmeyi de seviyordu ama en çok siyahı yada beyazı tercih ediyordu.
Yavuz kısa bir duşun ardından beline doladığı havlu ile çıkmıştı banyodan saçlarını eline aldığı havlu ile kurulayarak giiyinme odasına geldi. Leyla'nın arkası dönük kıyafetlerini hazırlıyordu. Yavuz sessizce seyretti sevdiği kadını. Her halimi güzel olurdu bir insanın , her halimi masum olurdu. Seviyordu aşıktı Yavuz hemde deliler gibi ama korkuyordu Leyla'yı üzmekten kırmaktan yine aralarına yanlış anlamaların girmesinden ve onu kaybetmekten şu bir kaç günde nefes aldığını yaşadığını hissediyordu Yavuz. Onsuz geçirdiği o beş yıl azap gibiydi çok geri gelmek istemişti ama babasını ezip geçmek saygısızlık etmek istememişti. Babası ile zaten pek anlaşamıyorladı annesi arada kalıyor üzülüyordu. Yavuz annesine birşey olmasından da korkmuştu zavallı kadın neler çekmişti bu süreçte en sonunda da hastanelik olmuştu.
Leyla arkasını döndüğünde kendisine dalmış bakan Yavuz'u görünce korktu "hııhh " diyerek damağını kaldırdı Yavuz korkan kadına gulümsedi. Leyla yukardan aşağıya süzdü Yavuz'u gözleri çok farklı bakıyordu sanki acı , pişmanlık, özlem vardı o gözlerde. Leyla'nın bakışları gözlerinden yüzüne indi orda ln kalın dudaklarına, sert ve yapılı olan göğsüne ve en son saçlarından akan su damlalarını takip ederek karın kaslarına indi bakışları. Maşallah Taş gibi idi sevdiği adam sonra düşündüklerinden utanıp bakışlarını kaçırdı . " Yedin bitirdin Leyle bakişlarınla" Leyla utançtan kıpkırmızı oldu.
Kıyafetlerini eline alıp Yavuz'a doğru adımladı. Kalbi yine hızlı atıyor dört nala koşuyordu Leyla'nın böyle zamanlarda nefesi kesilecek gibi oluyordu. Yavuz kendisine doğru gelen kadına çapkınca bakışlar atıyordu. Leyla Yavuz'un vucuduna bakmamak için çaba sarf ediyordu. Yavuz'un yüzü kızaran ve utanan karısına bakınca dudakları yana doğru kıvrıldı. Yüzüne kocaman bir tebbessüm yerleştirdi. Leyla kendisine gülerek bakan kocasını görünce kaşları çatıldı.
" Ne ne var niye gülüyorsun " diye sordu acaba yüzünde birşey mi vardı diye düşündü. Ellerini istemsizce yüzüne götürdü.
" Yine kıpkırmızı olmuş yanakların sen benden utanıyormusun?" Tek kaşını kaldırarak sorusunu sordu Yavuz. Leyla'nın vereceği cevabı merak ediyordu.
" Kim ben mi? Ne münasebet niye utanayım senden canım" düşünmeden konuşmuştu Leyla bal gibi de utanıyordu. Yavuz öylemi der gibi bir bakış atıp elindeki havluyu omuzlarına bıraktı. Elleri yavaşca belindeki havluya gitti.
" Madem utanmıyorsun o zaman yanında giyinmemde bir sakınca yok " deyip havluyu açıyormuş gibi yaptı. Leyla'nın gözleri irice açıldı elini gözlerine kapattı hızlıca.
" Sen şaşırdın, kafayı yedin iyice eminim artık benamus oldun sen" parmaklarını hafif aralayıp hızlıca odadan çıktı. Yavuz'un gür kahkahası doldu odaya. Leyla sinir oldu hep böyle yapıyor kendini utandırıyordu.
" Ne o hani utanmıyordun" diyerek bağırdı giden kadının arkasından Yavuz.
" Sen edepsiz bir pisliksin" diyerek hızlıca banyoya girip kapıyı kilitledi.
Leyla duş alırken Yavuz da hızlı bir şekilde giyindi. Saçlarını tarayıp şekil verdi. Parfümünü sıktı Leyla'nın hediye ettiği bilekliğini taktı. Evliliklerinin nişanesi olan aile yüzüğünü de parmağına taktı. Saatini de koluna takınca hazırdı. Leyla'da giyinmiş çıktı banyodan saçlarına havlu dolamıştı. Odaya yine miss gibi gül kokusu yayıldı Yavuz'un ciğerleri de bayram etti.
" Saatler olsun hanımağam " Leyla kendisine sırıtarak bakan adama gözlerini devirdi. Hala siniri geçmemişti odada bulunan pirize fön makinesini takıp pufa oturdu saçlarını kurulayacakdı.
Yavuz yanına gelip arkasında durdu elindeki fön makinesini alıp başladı Leyla'nın saçlarını kurulamaya. Leyla hiç beklemiyordu boyle bir sey saşkındı ama içi kıpır kıpır oldu gözlerini kapattı. Şu anın büyüsüne kapılıp gitmek istedi. Çok beklemişti bu günleri, Yavuz'un bu kadar ileri gideceğini düşünmezdi ama Yavuz onu her hareketi ile şaşırtıyordu. Nasıl güzel kurtuyordu saçlarını severek öperek koklayarak. Görmesede hissediyordu Leyla Yavuz'un her hareketini. Gözlerini açtığında kehribarları bir çift karagözle çakıştı. Çok derin ve anlamlı bakıyorlardı o karagözler. Leyla o gözlerde artık kendisini daha net görebiliyordu. Yavuz severek kurutmuştu Leyla'nın saçlarını. Nihayet bitmişti kurutma işi makineyi kapatıp fişi prizden çekti. Leyla Yavuz'un dokunuşları ile kendinden geçmişti ki bir anda kendini boşlukta gibi hissetti.
" Teşekkur ederim" diyerek ayağa kalktı Yavuz yüzünü elleri arasına alıp alnına derin bir öpücük kondurdu.
"Sen bana hep böyle bak yeter ki ben bu ömrü sana feda ederim Efuli yeter ki yüzün hep gülsün" Leyla Yavuz'a sıkıca sarıldı sonra beraber el ele aşağıya indiler. Tarifi olmayan bir mutluluk ile doluydu ici Leyla'nın. Artık o kötü günlerin acısı yïreğinden tek tek akip gidiyordu. Leyla mutfağa giderken Yavuz oturma odasına geçti.
Senem biraz toparlayınca Zeynep ile birlikte giyinip indiler aşağıya.
" Günaydin hanımlar yardım lazım mı?" Sultan hanım ve kızlar Leyla'ya baktılar. " Herşey hazır Leyla'm hadi sende çık kızlarda çayları doldurup geliyorlar" Leyla başı ile tamam diyerek çıktı yukarı. Tahir de giyinmis iniyordu.
" Nasılsın halamın oğlu" Diyerek takıldı Leyla kuzenine. " İyiyim dayımın kızı " dedi Tahir de gülerek. Leyla elini kuzeninin omzuna koydu.
" Vazgeçme kuzen Senem'in dili istemiyorum desede kalbi seni hala deli gibi seviyor" Tahir biliyordu ama Senem inadından ödün vermiyordu iste.
" Senin o arkadaşın tam bir inatçi keçi ama yapacak birşey yok bir kere sevmis bulunduk " dedi ikiside güldüler sonra beraber odaya geçtiler.
Herkez masada yerini alınca Yade Zergül " Afiyet olsun " dedi ve başladılar kahvaltı etmeye. Tahir in gözleri Senem de idi ama Senem yine kafasını eğmiş bakmıyordu. Yade Zergül ise gözünün altindan onlari takip ediyordu. Yaşli yureği nedense Senem'e daha bir ısınmıştı.
" Behram o Mehmet'i ara konağa gelsin" İlla bu işe de el atacaktı yoksa eski de ile nam salmıs bir hanımağa idi Berzan ağa bile ondan çekinir saygı gösterirdi.
" Tamam ana ararım birazdan " Yavuz babannesine baktı söyleyecekleri vardı. O enistesi bu defa çizmeyi aşmıştı kimse kusura bakmasındı Yavuz verdiği karardan bu saatden sonra da dönmezdi. Arkasına yaslandı ve kararını herkez masada iken soyledi.
" Yadem söyle eğer ki iki güne kadar gelip Senem'i istemez kararında hala kararlı ise Antep'i bugün terk etsin. Bir daha da ben gel diyene kadar gelmesin. " Yade Zergül başta olmak üzere masadaki herkez şok olmuştu Yavuz gozü kara adaleti ile nilinen bir ağa idi ondanda bu beklenirdi. Yade Zergül gurur duyarken Senem elindeki çatalı düşürdü ağzındaki lokmayı zor yuttu.
Leyla kocasının aldığı karara mutlu oldu lakin isteme işi biraz ani olmustu onun içinde.
" Yavuz ağam kızımıza sordun mu ister mi ki Tahir'i " diyerek Senem'e bakıp güldü sonra bakışlarını Yavuz'a çevirdi.
" Benim kardeşim abisinin lafının üzerine laf etmez ister . Antep'in ve bölgenin en yakısıklı namı civar illere uzanmıs gamzeli mimarına vereceğiz sonuçta" oda Leyla'ya ayak uydurmuştu. Berzan da abisine destek verdi burda Senem renkten renge girerken.
" Vallahi abim diye demiyorum Antep'in ve doğunun kızları bu mimar'a hasta Senem abla kaçırma derim" deyince Asmin alt da kalırmı hic.
" Ne yani abim yakışıklı ise Senem ablamda dünya güzeli marifetli becerikli alımlı elini sallasa ellisi" dedi.
Tahir Asmin'e öyle bir bakti ki dostmusun düşman mısın der gibi idi o bakış. Asmin de ellerini yana doğru açıp " kusura bakma abi" der gibi baktı.
" Yalnız Yavuz abi bizden kız almak öyle kolay değildir " diyen Zeynep ile Senem içtiği suyu püskürttü. Masada ki herkez kahkaha atarken Senem utancından yerin dibine girdi.
" Be.. benn çok özür dilerim" diyerek masadan kalktı hızlıca dışarı attı kendini.
Arkadaş değil düsmandı bunlar büyüklerin yanında bir gelinlik giydirip kına yakmamışlardı. Utanmasalar gerdeğede sokacaklardı kendisini " Tövbe estağfirullah" dedi.
Hızlıca odaya gitti utancından masaya bir daha geri dönemezdi. Zeynep de müsade isteyerek dostuna bakmaya gitti.
Bir kahvaltı daha kahkahalr ile bitmişti Miroğlu konağında. Yavuz İstanbul'a gidip geleceğini ailesine bildirdi. Tahir ile beraber çıktılar odadan Yavuz'u hava alanına Tahir bırakacaktı. Leyla da kocasını yolcu etmek için indi avluya kadar. Tahir onları yalnız bırakmak için önden çıktı.
Yavuz Leyla'ya baktı uzun uzun sanki çok uzağa gidiyormuş da gelmeyecekmiş gibi hissetti. Oysaki akşama geri dönecekti içindeki bu hüzün niyeydi anlamış değildi.
" Kendine dikkat et akşama gelirim bakalım neymis avukatın derdi. Leyla ne olursa olsun dışarıya çıkma özellikle yalnız. O itin sağı solu belli olmaz kuyruğuna fena bastık " dedi ve sevdiği kadına sarılıp alnından öptü.
" Merak etme gözün arkada kalmasın akşama ne istersin yapalım " Yavuz'un gözlerinin içi parladı. Çok cefa çekmişlerdi şimdi sefasında idi. Karısı ona bunları da sorar olmuştu ya ölse gam yemezdi.
" Ellerinden içli köfte isterim hanımağam. Peki sen İstanbul'dan ne istersin?" Diye sordu kendisine aşkla bakan kadına.
" Sadece seni" dedi Leyla ve Yavuz'un yanağına öpücük kondurup koşarak mutfağa kaçtı utanmıştı çünkü.
Yavuz keyifle çıktı konaktan Adem'i de aldı yanına giderken. Peki ya mutlu olarak çıktığı konağa aynı şekilde dönebilecek miydi . Öğrenecekleri gerçekler ile Leyla'nın karşısına aynı şekilde gülerek dikilebilecek miydi hayır mutlu gittiği konağa omuzlarında binbir yük ile geri gelecekti....
*****************************
İSTANBUL
2 saat sonra İstanbul havaaanına inen Yavuz ve Adem Şirketin gönderdiği araba ile doğruca Avukat'ın evinin yolunu tuttular. Yolda oluşan tarafik biraz zaman kaybettirsede yarım saat içinde verilen adrese gelmişlerdi bahçe içinde görkemli müstakil bir evdi. Yavuz hiç beklemeden indi arabadan hızlıca merdivenleri çıkıp zile bastı. Bir kac saniye sonra kapı hizmetli tarafından açıldı.
'' İrfan bey bekliyordu kendisine haber verebilir misiniz ben Yavuz MİROĞLU '' diyerek kendini tanıttı Yavuz. Hizmetli gelen adamı bekliyormuş gibi eli ile içeriyi gösterip '' Buyrun sizi bekliyorlar '' dedi. Yavuz içeriye adımladı hizmetli yolu göstererek İrfan bey'in odasına götürdü Yavuz'u.
Kapıyı birkez tıklatıp açtı '' Efendim misafiriniz geldi '' İrfan beyin beklediği kişi nihayet gelmişti eli ile gelsin işareti yaptı. Yavuz tüm heybeti ile girdi içeriye İrfan beyi yatakda makinelere bağllı görünce çok şaşırdı böyle bir manzara ile karşılaşmayı beklemiyordu.
İrfan bey yüzündeki maskeyi eli ile alıp '' Hoşgeldiniz ölmeden size ulaşabildim buyrun ''diyerek odada bulunan koltuğa oturmasını istedi. Yavuz yavaşça gidip koltuğa oturdu yılların yaman çetin avukatı nasıl bu hale gelmişti.
'' İrfan bey geçmiş olsun öncelikle ama siz nasıl böyle..'' derken sözünü bitiremeden İrfan bey girdi araya fazla zamanı yoktu ve bunları konuşarak vakit kaybetmek istemiyordu. '' Beni boşverin Yavuz size anlatacaklarım benim sağlığımdan mühim '' dedi. Yavuz gitgide daha çok meraklanmıştı bu kadar önemli olan ne idi.
'' İrfan bey bu kadar önemli olan konu nedir ?'' İrfan bey meraklı olan adama gerçekleri tek tek anlatacaktı vicdan azabı yıllarca onu kemirmiş idi hele dostunu kaybettikden sonra vicdanı daha çok rahatsız eder olmuştu. '' Mesele amcan benim de dostum Berwan MİROĞLU '' dedi Yavuz amcasının adını duyunca kaşlarını çattı .Ölmüş gitmiş birnin ne gibi bir sırrı veya mmeselesi olurdu anlamaya çalışıyordu. İrfan bey daha fazla uzatmak istemedi ve başladı anlatmaya. Yavuz öğrendiği her gerçek ile şekilden şekile girdi. Hayal kırıklığı , öfke , acıma bütün duyguları bir arada yaşıyordu şuan. Elleri yumruk olmuştu isyan etse edemiyor ağlasa ağlayamıyor, öfkelense kime neye oda bilmiyordu. Böyle bir gerçeği nasıl saklarlar kimseye söylemezlerdi üstelik amcası nasıl bu kadar vicdansız ve merhametsiz olurdu anlamıyordu. Amcasına dair içinde ne kadar sevgi saygı varsa yerle bir oldu peki ya efulisi bu gerçekleri nasıl kaldırırdı dayanamazdı yıkılırdı. Yavuz bir saatlik görüşmenin ardından yıkılmış perişan bir halde çıktı evden koskoca Yavuz Miroğlu'nun omuzları ilk defa çökmüştü.
Adem gelen adama bakınca çok kötü birşeyin olduğunu anladı. Abisini ilk defa böyle görüyordu o omuzları dik, heybetli, gözü kara adam gitmiş yerine yıkılmış per perişan biri gelmişti. Yavuz tek kelime etmeden arabaya binince Adem de şöför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Soramıyordu da Yavuz'a birşey ama meraktanda ölecekti bir süre gittikden sonra dayanamadı Adem '' Abi iyi misin ? Ne oldu içerde betin benzin atmış'' Yavuz ne diyecekti kafasında hala İrfan beyin söyledikleri dönüp duruyordu.
''Adem arabayı durdur '' dedi Yavuz sanki nefes alamıyordu eli gömleğin düğmelerine gitti. Adem arabayı hemen sağa çekip durdu. Yavuz arabadan indi deri derin nefes almaya başladı ama içindeki kopan fırtına buna engel oluyordu. Biraz ilerledi o şekilde sonra elini yanında bulunan duvara yasladı ve başladı ağlamaya öğrendikleri çok ağırdı.
Gidince Leyla'nın yüzüne nasıl bakacaktı ne diyecekti sabah yanından ayrılırken nasıl mutlu idi şimdi gidip temiz olan dünyasını başına nasıl yıkacaktı. Peki ya yengesi Leyal Hanım ona ne diyecekti bu nasıl bir yüktü Yavuz bir saattir altında ezim ezim ezilirken amcası nasıl susmuş sessiz kalmıştı hiçmi vicdanı sızlamamış hiçmi utanmamıştı.
Ağladı Yavuz geçmişine , geleceğine, öğrendiklerine, kehribar gözlüsüne, masum olanlara, olmayanlara. Ne kadar zaman geçti ne ara Adem yanına geldi ona su uzatıyordu bilmiyordu.
'' Abi biraz su iç kendini toparla '' Yavuz uzatılan suyu alıp içti. Adem'e baktı oda üzgündü '' Sağolasın koçum seni de merakta koydum ama buœyle birşey ki, ben sindirememişken sana evdekilere nasıl anlatılır bilmiyorum" Oturduğu yerden kalktı " Gidelim Adem benim Leyla'nın huzur veren kokusuna ihtiyacım var '' diyerek arabaya dovru gidip yola koyuldular yolda bir iki yere uğradılar sonrasında Havaalanının yolunu tuttular.
****************************
ANTEP
Behram ağa Mehmet beyi arayıp konağa gelmesini istedi eşi ile bir saat sonra da geldiler. Senem onlar ile yüz yüze gelmemek ve karşılaşmamak için kendisini çalışma odasına atmıştı. Zeynep ise bir davası olduğu için bir kaç görüşme yapacaktı dışarda. Leyla gelen misafirlerini kapıda karşılayıp oturma odasına kadar eşlik etti. Yade Zergül baş köşede tüm heybeti ile karşıladı onları oturuşunda duruşunda bile bir asalet hanımağa duruşu vardı. Sağ tarafında ayakda ise Behram ağa , Azade hanım ve Leyal hanım vardı. Mehmet bey ve Feryal hanım gidip Yade Zergül'ün elini öptüler.
" Hosgelmişiz" eli ile sol tarafini gösterip "Buyrun oturun" dedi Yade Zergül. Mehmet bey Behram ağa ile tokalasırken hanimlara baş selamı verdi. Feryal hanım ise iki kadınla kucaklaştı. Hepbirlikte oturdular yerlerine Yade Zergül'e çevirdiler bakışlarını.
" Mehmet bu çocuklarin işi nolucuğ? Torunum bu kıza sevdalı bizim rızamız vardır sen ne diyisen" Mehmet bey yerinde bir kıpırdandı. Eski kayınvalidesi onay verdi ise işi çok zordu. Feryal hanım ile birbirlerine baktılar.
" Ana Senem iyi kızdır evelallah bende bunca zaman tek bir yanlışını görmemişem lakin biz Tahir'e Feryal'in ablasının kızını almayı uygun gördük. Bizim Senem ile olan münasebetine rızamız yoktur" Feryal hanımda başı ile Mehmet beyin dediklerini omayladı.
" Sen şimdi bu is size rağmen olmaz mı deyisen bana" derken kaşlarını çatmıştı.
" Ana olmaz o kızın bir ailesi yok soyu belli değil sopu belli değil ben oğlumu böyle biri ile evlendiremem " deyince Leyla'nın öfkesi harlandı tutamadı kendini.
" Enişte düzgün konuş o laf ettiğin kız benim kardeşim onun hakkında konuşurken kelimelerini iki kere seçeceksin. Sana saygım sonsuz lakin böyle devam edersen bende saygımı kaybederim" Mehmet bey böyle bir çıkış beklemiyordu ki neye uğradığını şaşırdı.
" Yavuz ağa'nın selamı var kesin emridir iki güne kadar gelip gızı istemezseniz, Antep'i terk etsinler didi. Yavuz birşey didiyse bunun dönüşü olmuycuğ ha gararını ver şimdi Mehmet " Feryal hanımın gozlerine ve yüreğine korku düştü evi yurdu ailesi vatanı toprağı burasıydı nasıl giderdi. Mehmet bey Yavuz'dan bekliyordu böyle birşey kendisi ile konuşmasında bunun imasını yapmıştı.
Ama istemiyordu o kızı el mecbur kabul etmek zorunda kaldı " Yavuz ağa emretti ise iki gün sonraya hayırlı bir is için geliriz " Yade Zergül memnun kaldı bu işten.
" En doğrusu bu olucuğ" dedi Mehmet bey ve Feryal hanim müsade isteyio kalktılar. Leyla konak kapısına kadar eşlik etmisti onları yolcu ettikden sonra mutfağa Sultan hanımların yanına geçti. Senem gidenleri gorünce oda indi mutfağa. El birligi ile akşam yemeğini hazırladılar içli kofteyide yaptılar.
Yavuz'lar nihayet Antep havaalanına indiler onlari Tahir aldı alandan. Yolda konağa gelmeden bir yerde durdular Tahir'e herşeyi anlattı Yavuz. Adem ve Tahir hayretler içerisinde dinlediler. Öğrendikleri gerçekler çok ağırdı Miroğlu ailesi bu gerçekler ile sarsılacaktı.
" Tahir bem şimdi bunları nasıl anlataýım oğlum. Evdekilerin yüzüne nasil bakayım ne derim lan. Hepsi yıkılacak" Tahir hak veriyordu Yavuz'a bilmeleri gerekiyordu onlarında. Bu gerçek hepsini ilgilendiriyor ucu herkeze dokunuyordu maalesef.
" Biliyor musun abi babam aradı beni seni almaya gelmeden Senem için. Kabul ediyoruz iki gün sonra istemeye gideceğiz dediler. Üstüne bu olayı öğreniyorum. Sen tam Leyla ile mutlu oldun bunları yaşıyorsun abi biz bahtsız mıyız yada beddua mı aldık ?" Yavuz'un yüzümde acı bir tebessüm olustu.
" Bizim hayatımız acıdan beslenmiş gözyası ile süslenmis kardeşim" dedi . Zordu hayat hemde çok zor Yavuz da insandı ve artık sırtındakı ve omzundaki yüklerden yorulmuştu. Mutlu olmak onun da hakkıydı ama iki dakika mutlu olsa üç günü zehir oluyordu.
Beraber konağa geçtiler Leyla ve Senem heyecan ile bekliyorlardı gelişlerini. Senem istemeye geleceklerini öğrenince mutlu olmuş içi kıpır kıpır olmuştu. Günü neşe ile cıvıl cıvıl geçirmişler akşamı etmişlerdi. Herşey hazırdı Zeynep ve Yaren gelmiş masayı kuruyorlardı. Leyla ve Senem ise balkonda gözleri yolda sevdikleri adamları bekliyorlardı. Bilmiyorlardı ki o yemek zehir olacak içlerine akacaktı.
Nihayet sokağın kösesinden gözükmüştü araba Leyla heyecan ile merdivenleri i di. Senem ise yukarda kalbi deli gibi çarparken sevdiği adamı bekledi.
Tahir arabayı park etti Yavuz arabadan inip konağa baktı derin bir nefes çekti içine. Bu gece çok zor geçecekti onlar için
sevdiği kadın yine üzulecekti. Tahir Yavuz'un omzuna elini vurup " Gidelim ve şu işi bitirelim abi ne kadar erken o kadar iyi " Yavuz kafasıni salladı hadi diyerek konaktan içeriye girdiler.
Leyla gülerek karşiladı gelen kocasi ve kuzenini " Hoşgeldiniz " dedi cıvıl cıvıl sesi ile. Yavuz sahte tebessümünu takınıp " Hoşbulduk hanımağam yollarımı gözler olmuşsun " Tahir yanlarından ayrılıp yukariya çıktı sevdiği kadın üst avluda idi.
" Rahatsız olduysanız beklemeyiz ağam " diyerek trip atıp gidecekken Yavuz kolundan tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Kemiklerini kırarcasına bir sarılma idi. Leyla nerde ise nefes alamayacak idi.
" Yavuz nefes alamıyorum " deyince Yavuz kollarını gevşetip uzun siyah saçlarına burnunu değdirdi mis gibi gül kokusunu içine çekti. İşte hayat buydu Leyla'nın huzur veren sakinlestiren kokusu.
" Sen beni hep böyle karşıla ben rahatsız olmam efuli yeter ki sen beni hep bœyle sev " Leyla Yavuz'un sesinden ters birsey olduğunu anladı . Hafif geri çekilip Yavuz'un gözlerinin içine baktı.
Gözleri kızarmıs şişmişti çok yorgun ve hüzünlü bakıyorlardı. Birsey olmustu ama ne.
" Neyin var senin gözlerin neden kızarık" Yavuz Leyla'nın yanağını elinin içi ile sevdi. " Hadi yukarı gidelim anlatacağım Leyle ama sen hep yanımda ol elimi bırakma olur mu?" Leyla hiçbirşey anlamıyordu ama kafasinı tamam anlamında aşağı yukarı salladı.
Onlar yukari gelirken Tahir de sevdiği kadının yanına varmışti. " Nasılsın " diye sordu. Senem tebessüm etti günler sonra Tahir'e " İyiyim sen" Tahir de aynı şekilde karşılık verdi.
" Sevindim sen iyi isen bende iyiyim " Onlar konuşurken Yavuz ile Leyla geldi " Hoşgeldin abi " dedi Senem daha sonra hep birlikte oturma odasına geçtiler.
Yavuz gidip Yade Zergül'ün elini öptü yaşlı kadında torununu alnından öptü. Hosgeldin faslının ardından herkez yerlerine oturdu.
" Hepiniz merak ediyorsunuz İstanbul'a niye gittim geldim. Merak etmeyin lafı çok uzatmaya niyetli değilim lakin nerden başlasam onu bilemiyorum " derken Tahir'e baktı Tahir gözlerini açıp kapattı buda söyle abi demekti onun dilinde.
"Ben İstanbul'a amcamın avukatı İrfan bey ile göruşmeye gittim. Kendisi aradı yanına gelmemi istedi. Gittiğimde yatakda makinelere bağlanmış kötü bir vaziyetde buldum onu. Lakin orda öğrendiklerimi, gerçekleri sizlere anlatmam gerek " dedi ve dudaklarını dili ile yalayıp derin bir nefes daha çekti cigerlerine.
" İrfan beyin ve amcamın yıllardır sakladığı ve öğrendiğim gerçek hepimizin hayatını ilgilendiriyor "
Bazı konular vardır ki öyle kolay dile getirilmezdı Yavuz da konusurken zorlanıyordu ama yolun sonunda idi. Ya Leyla'yı kaybedecek yada çok daha güçlü bir aşk ile yoluna devam edecekti.....
Evett bölüm sonuna geldik yorumlarınızı bekliyorum kütfen sadece oy verip geçmeyin yorumda yapın hesabimizi takibe alın. Sizlerin desteği bana güç veriyor ilham veriyor daha bir şevk ile yazıyorum bölümleri. Sizlere keyifli okumalar....
İnstagram,tiktok ve Kitappad hesabım
# 55Cerkezkizi055 #
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
11.01k Okunma |
1.28k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |