destek bekliyorum. Fazla birsey yazmayacağım sizleri beklettim ama küçük bir rahatsızlık atlattım iyiyim. Seker gibi biri olunca şeker hastası da olunuyormuş 😂😂😂😂😂 Neyse sizi yeni bölüm ile baş başa bırakıyorum beklentimizi fazla yüksek tutmayın derim Leyla ve Yavuz'un biraz daha yolu var dermişim sizde beni linçlermişsiniz. Şaka tabiki çok az kaldı azcık sabredin diyorum. İyi okumalar hepinizi seviyorum..
********************
" Bekleyişlerimin bir anlamı yok gibi idi.
Öyle bir anda öyle bir zamanda geldin ki,
Yüreğim kuş olup uçtu, kalbimde baharlar actı.
Kapanmaz sandığım yaralarım tek tek kapandı.
Acılarıma merhem, sevdama umut oldun
Ben ise o ufacık umud' da kayboldum...."
(55Cerkezkizi055)
Bölüm şarkısı : Onur Şan Dağlarina kar olurum yar.
Zamam herşeyin ilacı diye boşuna demiyorlardı büyükler. Zaman bekleyinin ilacı olurken gidenin geçmeyen sancısı oluyordu. Leyla ufak tefek mutluluklar ile yaralarını kapatırken Yavuz için sancılı bir yol oluyordu.
Hayatta işte böyle değilmi kimisine mutluluk olan diğerine acı vermiyormuydu. Zaman gelip geçiyordu lakin insanın ömründen de çok şey alıp gidiyordu.
Yavuz ve Leyla' dan 5 yıllarını almıstı. Birbirlerinden habersiz acı ve gözyaşi ile gecen koskoca 5 yıl. Giden her günün her yılın acısını Yavuz Leyla'nın yüzündeki gülüşler ile kapatmaya çalışıyordu. Onun yüzünde oluşacak tek bir tebessüm kırıntısı dahi olsa onun için acıyla geçecek binlerce yıla bedeldi. Yater ki Leyla mutlu olsun yüzü gülsün yaşadığı acıları unutsundu. Yavuz acı çekmeye Leyla'yı bir ömür beklemeye razı idi.
Leyla da ise durum tam tersi idi. Yavuz'un attığı her adım yaptığı her hareket onun açık yaralarını kapatıyor bir adım daha Yavuz'a çekiliyordu. Yavuz'a delice koşmak istiyordu ama bir ânı, bir söz o eski kötü günleri hatırlatıyor Yavuz'a ağır kırıcı sözler etmekten korkuyordu.
Leyla gördüğü oda ile çok mutlu olmuş, o mutluluk ile de Yavuz'un boynuna atlayıp yanağına ilk busesini kondurmuştu. Leyla mutluluktan ne yaptığını bilmez iken Yavuz Miroğlu'nun kalbi teklemiş kendinden geçmişti. Bir öpücük insanı böyle mest edermiydi bu kişi Yavuz ise ederdi. Onun Leyla dan büyük beklentileri olmamıstı hiç kendisini bir ömür sevsin, ona gülen gözler ile baksın, yanında yamacında olsun yeterdi.
Leyla yaptığını fark edince utançtan yerin dibine girdi. Hemen Yavuz'dan ayrılıp ellerini ağzına götürdü. Yavuz için onun o halleri bulunmaz bir film şeridi idi. Leyla'nın elleri ağzından yüzüne çıktı ve kapattı. Nasıl bakardı şimdi Yavuz'un yüzüne kıpkırmızı olmuş bütün vücudunu bir alev sarmıştı. Yavuz bir adım attı Leyla'nın ellerini tutup yüzünü açtı Leyla gözlerini sımsıkı kapatmıştı.
Yavuz onun o haline güldü sonra kulağına doğru eğilip " Benden utanma efuli benim yapamadığımı yaptın. Sakın kendini suçlu hissetme ben olsam bu kadarı ile kalmazdım biliyorsun" Yavuz konuştukca Leyla yaprak gibi titriyordu. Nefesi yüzüne doğru çarpıyor kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Son sözleri Leyla'nın gözlerini açmasına sebep oldu. Ne demek ti bu kadarı ile kalmam ? Daha fazlasını mı yapardı . Aklına gelenler ile kaşlarını çattı.
" Terbiyesiz sen iyice bozuldun Yavuz ağa edep, ahlak kalmadı sende iyice arsızlaştın " dedi sinirle. Yavuz gür bir kahkaha attı. Leyla onun yüzündeki o tebessümde ölmek istedi. Bir erkeğe gülmek bu kadar mı yakışırdı.
Azade hanım ve Leyal hanım odaya girdiklerinde Leyla sinirden ellerini yumruk yapmış Yavuz ise hala kahkaha atıyordu. İki kadında ne olduğunu bilmedikleri için onlarında yüzünde tebessüm oluştu.
" Hayırdır oğlum gülme sesin ta dışarıya geldi neye bu kadar kahkaha attın" diye soran Azade hanıma gülerek baktı. Ne diyecekti gelinin beni öptü üstüne üstluk beni edepsiz, ahlaksız mi ilan etti. O söylemesine söylerdi ama Leyla tek kurşun ile canına kast ederdi. Genç yaşta Leyla'ya kavuşmadan ölmeye niyeti yoktu.
" Kızım niye Yavuz'a öldürecek gibi bakıyorsun. Kavga mı ettiniz siz ne yaptında Yavuz böyle avazı çıktığı kadar kahkaha atıyor ?" Diyen bu defa Leyal hanım idi.
" Anne senin bu damadın benim sinirlerimi bozuyor şuan. Ben gidiyorum kendisine söyle kahkahası bitirince yemeğe teşriflerini bekliyoruz" Diyerek odadan hızla çıktı. Ne Leyal hanım nede Azade hanım hiçbirşey anlamadı.
İki kadınında işi zordu bu iki deliyle teraziye koysalar eşit gelirlerdi. İkisi de bu kadınlara çile diye dünyaya gelmiş gibiydiler.
Yavuz nihayet gülmesini bitirebilmiş ciddi haline geri dönmüş kendisine deli görmüş gibi bakan iki kadına çevirdi bakışlarını.
" Merak etmeyin korkulacak birsey yok. Odayı görünce mutlu oldu gelip boynuma sarıldı sonra da utandı kaçtı" der demez iki kadında güldü. Yani Leyla'dan başka ne beklenirdi ki.
************************
Yavuz iki kadının yanından ayrılıp Yaren'in odasının önüne geldi. Kapıya bir defa vurdu içerden ses gelmeyince kulpu indirip içeri girdi. Yaren kulaklıklar kulağında leptop da birşeyler yapıyordu. Kapı sesini bu yüzden duymamıştı demek ki.
Yanına yaklaşıp arkasından sarılıp saçlarına öpücük kondurdu. Yaren Yavuz'un hareketi ile korkup irkildi. Parmağı ile damağını kaldırdı. Sonra kulağından kulaklıkarı çıkardı.
" Benim evimin gül goncası abisine küsmüş mü? Diyerek Yaren'in gönlünü almaya çalıstı Yavuz.
" Özür dilerim güzelim bazen seni çok kırıp üzdüğümü biliyorum. Yaşadıklarımız kolay şeyler değil Yaren abin olmam hata yapmayacağım anlamına gelmiyor. Bazen abilerde yolunu şasırır kardeşler bu günler için vardır ki abilerine yol gösterip yanında olsun" Yaren sessizce dinledi abisini sonra hak verdi abisine. Aralarında ki bağ öyle güçlü idi ki, ne olursa olsun birbirlerine küs kırgın kalamıyorlardı. Dönüp sarıldı abisine babasından görmediği sevgiyi şevkati abisinde fazlası ile görmüştu.
" Ben sana küsemem ki, sen benim babamsın kızlar babalarına küsmezler. Haklıydın abi Leyla ile yaşadıklarınızı en iyi ben bilirken yapmamam gerekirdi" Yavuz kardeşinin yüzünü parmakları ile sevdi kafasını göğsüne bastırıp saçlarını öptü tekrardan.
" Sakın kendini suçlama benim öfkem sana değil kendime idi. Ağır geliyor yasadıklarımız Leyla'ya ulaşamıyorum. Kalbi öyle kırgın ki bazen bana öyle bir bakıyor ölseydin daha iyiydi der gibi. Leyla benim en büyük sınavım ama ben bu sınavda sınıfta kaldım" Abisinin sozleri Yaren'in içini yaktı. Üzüldü abisine keşke böyle olmasa diye geçirdi içinden.
" Abi biz hiç konuşamadik seninle sahi neden gittin o gün neden hiçbirimize birşey demedin ?" Yavuz kardeşinin saçlarını okşarken o günlere gitti. Yüzünde acının ve pişmanlığın her zerresi okunuyordu.
"Yaren istemeye geleceklerini öğrendiğimde soluğu kapısında aldım canımın acısını umursamadım o yol bitti ama sen birde bana sor. Yüzüme karşı o şerefsizi sevdiğini haykırdı. Sen kimsin, karışma dedi madem onun için ben hic kimse idim çabalamamda boşa idi. Sonra amacamın hastalığı girdi araya hastanede bana Leyla ile evlen dediğinde kabul etmedim ama amcam eğer kabul etmez isem Leyla'nın bu utanç ile kendini öldürüceğini söyledi. Elimi kolumu bağladılar o gün amcama da dedim evlenirim ama benden kimse birsey beklemesin giderim dedim gittim de. Yıllarca hayalini kurduğum kadın benim gelinim oldu ama ben gitmek zorunda idim. Şurası varya " Eli ile kalbini işaret etti" oluk oluk kanarken Leyla diye inim inim inlerken ben gittim" Yaren yaşlı gözler ile dinliyordu abisini.
" Gitmeseydim yade , aşiret torun torun diye tutturacaktı. Yapamadım Yaren ona kıyamadım, kalbinde başkası varken ben ona karım diyip elimi süremezdim. Ulan sen biliyordun ben o kadar düşermiydim Leyla'ya o gözle bakarmıydım ben şerefsiz değilim Yaren. Sen rızan olmadan biri sana dokunsun ister misin?" Yaren abisinin sorusu üzerine kafasını hayır anlamında sağa sola salladı.
" Bak ben onun beni sevdiğini bilmiyordum ki, kapısına kadar gittiğimde bile söylemedi bana duygularını. Deseydi ki ben seni carşıda bir kızla gördüm kıskandım ben gider miydim ölsem bırakmazdım onu. Şimdi baktığım da ben nasıl onun duygularını göremedim diye kızıyorum kendi kendime. Ama iste keşkeler ne giden zamanı geri getiriyor nede yaşanılanları unutturuyor. Leyla beni hiçbir zaman affetmeyecek hissediyorum" dedi iç çekerken. Yaren abisini dinledikçe yaşadıklarını şimdi daha iyi anlıyor abisine daha çok üzülüyordu.
" Abi sen ne guzel adamsın hep böyle ince düşünürdün. Yine yapmışsın Yavuz Miroğlu adaletini konuşturmuşsun. Kimse senin yaptığını yapmazdı inan ki, bunu benim abim olduğun için söylemiyorum ben senin kadar güzel seven, düşünen birini daha görmedim" Sezar'ın hakki sezar'a idi Yaren'in gözünde. İçinden de dua etti ya rabbi bana abim gibi güzel seven bir eş nasip eyle diye. Aklına o an Kadir geldi bir gelmiş bir gitmiş Yaren'in aklına girmişti.
" Birgün birini sevecek olursun benim gibi biri olmasın güzelim seni üzer yorar. Benden daha iyisi olsun ki, sana sahip çıkıp çok sevsin " diyerek Yaren'in alnına bir öpücük kondurdu. Dili öyle desede Yavuz kardeşini birine vermeye hazır değildi düşüncesi bile canını sıkmaya yetmişti.
'' Olur abicim senden daha iyisini bulursam sana haber veririm'' derken gülüyordu. Yavuz da tebessüm ederek eşlik etti. Odadan beraber sarmaş dolaş çıktılar Yaren mutfağa inerken Yavuz oturma odasına geçti . Mutfağa geldiğinde Leyla ve kızlar herşeyi hazırlamışlar yukarı taşıması kalmıştı. Leyla Yaren'i mutlu görünce abisi ile konuştuğunu anladı oda mutlu oldu. Yaren gidip Leyla'ya sarıldı '' Teşekkür ederim Leyloş '' Abisi ile konuştuğunu anlamıştı ne yaptı bilmiyordu ama abisi baya sakinlemişti.
Kızlar el birliği ile masayı hazırlarken erkekler kendi aralarında kadınlarda kendi aralarında sohbet ediyorlardı. olunca Leyla odadakilere seslendi '' Hadi buyrun '' herkez oturduğu yerden ayaklandı masaya baktıklarında herşey dört dörtlüktü. Leyla döktürmüştü mideleri bayram edecekti. '' off off offf yengem yemekleri hergün sen mi yapsan şu güzelliğe bak '' derken dudaklarını yalıyordu Berzan.
Yuvalama çorbası , Gavur dağı salatası , Zeytin yağlı kuru dolma , Antep usulü yağlı köfte , Firik plavı ve son olarakta Antep tava Yapmıştı Leyla kızlar ile birlikte . Herkez beğeni ile baktı masaya ve yerlerine oturdular ilk çorbayı servis etti Leyla kendi tabağına koyup masaya baktığında birtek Yavuz'un yanını boş gördü. Büyüklerin kesin parmağı vardı Ya sabır dileyerek oturdu Yavuz'un yanına. Yavuz çorbadan bir kaşık alıp ağzına götürünce mest olmuştu gözlerini kapatıp tadını çıkardı gerçektende karısının eli çok lezzetli idi. Leyla yan tarafına dönüp baktığında Yavuz'un memnun yüz ifadesini görünce tebessüm etti.
''Ellerine sağlık Leyle çorba nefis olmuş " Leyla'nın kulağına eğilerek fısıldadı. Yade Zergül gurur duydu torunu ile kendilerine birşey olsa gözleri arkada kalmazdı.
Leyla Yavuz'a sevgi dolu gözler ile bakıp utanarak " Afiyet olsun ağa " diyebildi zar zor. Ailelerin yanında utanıyordu eskiden olsa böyle şeyleri umursamazdı ama şimdi çekiniyordu.
" Azade bak görün görün benim güzel kzım sizi geçti yemekte. Ellerine sağlık yavrum çok güzel olmuş hepsi" Leyla minnetle baktı babannesine her daim yanında arkasında idi.
" Afiyet olsun Yadem"
Herşey güzeldi güzel olmasına ama iki yaralı kalp vardı masada Tahir ile Senem. Yemek boyunca Senem gözlerini kaçırdı Tahir ise inadına ona baktı. Seviyorlardı birbirlerini niye böyle yapıyordu ki Senem anlamıyordu Tahir.
Yemekler yenildi kızlar masayı toparlayıp bulaşıkları makineye yerleştirdiler. Daha sonrasında hazır olan çayı ve Yavuz'un aldığı tatlıları da tabaklara koyup yukarı çıkdılar. Leyla çayları ikram ederken Senem ve Zeynep de tatlıları veriyorlardi. Sıra Yavuz'a gelince aklına üzerine dökülen kahve fincanı geldi bıyık altından güldü.
"Üzerime dökülmez umarım" diyerek aldı bardağı eline. Leyla da hatırladığı an ile güldü " Dökülmez merak etme " dedi.
Çay servisi bitince yerine geçip oturdu. Büyükler kendi aralarında konuşuyorlardı. Yavuz ve Tahir ise işle alakalı fikir alışverisi yapıyorlardı. Kızlarda kendi aralarında muhabbete başladılar. Kapıya birkez vuruldu ve Adem girdi içeri bakışları ilk sevdiği kıza sonra da Yavuz'a değdi.
" Abi az gelebilir misin?" Yavuz oturduğu yerden kalkıp dışarıya çıktı. Arkasında meraklı bir sürü göz bıraktı.
" Hallettin mi ? "
" Getirdim abi dışarda senin istediğin gibi" Yavuz memnun oldu omzunu sıktı.
" Sağol koçum sen in bende bizimkini alıp geliyorum " dedi. Adem aşağıya inerken Yavuz yüzüne sert bir ifade takınıp oturma odasına geri girdi.
" Berzan gel benimle " sesinde ki sertlik Berzan gibi odadakileri de endişelendirdi. Berzan şaşırdı önce sonra elindeki çayı bırakıp ayağa kalktı. Hayır birşeyde yapmamıştı abisi niye bu kadar öfkeli idi anlamıyordu. Herkezi iyice merak sardı onlar odadan çıkınca Tahir de çıktı peşlerinden Yavuz'un bakışları hiç hayra alemet değildi. Yavuz birşey yapacak olursa araya girip müdahele ederdi en azından.
Aşağıya inerlerken Berzan korkarak baktı abisine " Abi bir sorun mu var " merak ettiği soruyu sordu.
" Bir sorun olmasını gerektirecek birşey mi var Berzan bilmem gereken " Berzan iyice korkmaya başladı. Babasından çekinmezdi Yavuz'dan çekinip korktuğu kadar.
Konağın kapısına gelince durdu Yavuz o durunca Berzan da durdu. Berzan'a baktı konağın kapısını açıp " Bak bakalım bir sorun var mı? " Dedi ve eli ile geçmesi için Berzan'a yol verdi.
Berzan korka korka dışarıya çıktığında gördüğü ile gözleri parladı yüzünde kocaman bir gülümseme oldu. Abisine dönüp baktı gerçek mi diye. Yavuz gözlerini açıp kapadı. Berzan tekrar karşısında duran istediği model arabaya baktı Adem yanı başında durmuş anahtarları sallıyordu gülerek.
Berzan dönüp Yavuz'a sarıldı" Teşekkür ederim abi " dedi. Yavuz kendisine aniden sarılan kardeşi ile hafif sendeledi.
" Tamam lan tamam hadi git bin bakalım ama ehliyet alana kadar dikkatli olacaksın hergün okula gidip gelmek yok . Birde derslerini aksatmak yok yoksa gözünün tek bir damla yaşına bakmam alırım arabayı geri" Berzan ışık saçan gözleri ile baktı abisine.
" Söz abi okul birincisi olarak gelmezsem karşına yüzüme tükür arabayı da al" Yavuz gözleri ile hadi git dedi. Berzan koşarak arabaya doğru gitti Adem den aldığı gibi anahtarı bindi arabaya.
Kızlar Yavuz ile Berzan geri gelmeyince meraklanıp balkona çıktılar. Bu esnada da konağın dışından korna sesi yükseldi. Leyla avluda bulunan balkonun konağın dışını gören tarafına gidince konağın önündeki arabayı ve içinde ki Berzan'ı gördü. Yavuz yine abiliğini konuşturmuştu. Leyla' nın yüreği ılık ılık oldu. Yavuz yaptığı her hareket ile Leyla'yı kendine yeniden ama eskisinden daha küvvetli bağlar ile bağlıyordu.
Berzan arabadan inip tekrar abisinin yanına geldi elini öptü tekrar sarıldı. Babasının yapmadığını yapmış istediği arabayı almıştı. Asmin boynu bükük baktı Yavuz abisi tek lafı ile arabayı almış idi ama kendisine olsa alınmazdı. Kızların kaderi bu değilmiydi hep. Kız çocuğu isen evde oturacaksin yemek ve temizlik yapacaksın zamanin gelince evleneceksin çocuk yapacaksın. Hayattan bir tad almadan öleceksin dünyanın bütün yükü omzunda olacak hep.
Yavuz kafasını kaldırıp yukarı baktı Leyla ile göz göze geldiler. Leyla kafası ile hafifçe Asmin'i işaret etti. Yavuz bakışlarını bu defa Leyla'nın işaret ettiği yöne çevirince Asmin'in durgun bakışlarını gördü. Abi yüreği içi gitti o bakışlara kardeşleri bu dünyada ki en büyük serveti idi.
" Adem " dedi bakışları hala kardeşinde idi. Adem arabanın arka kapısını açtı elinde bir kutu ile Yavuz'un yanına geldi.
Yavuz Berzan'dan ayrılıp kutuyu eline aldı. Yönünü merdivenlere çevirdi gönlünü fethetmesi gereken bir kardeşi daha vardı.
Behram bey, Azade hanım ve Leyal hamımda çıkmıstı dışarıya. Behram bey gördüğü araba ile kaşlarını çattı. Biliyordu ki Yavuz almıştı ve sesini çıkaramazdı. Hiç ses etmeden yüzü asık bir şekilde içeriye geri girdi. Azade hanım kocasının bi hareketine içerledi.
Yavuz yavas yavaş yukarı çıktı Asmin hala arabaya bakıyordu. Yavuz kardeşinin yanında durdu kulağına doğru hafif eğildi.
" Abisinin gül goncası" Asmin kulağına dolan ses ile daldığı düşüncelerden çıktı. Yüzüne sahte tebessüm takıp eli dolu olan abisine baktı.
" Efendim abi " Yavuz kardeşine elindeki kutuyu uzatti. Hediye paketine sarılı kutuyu aldı Asmin şaşkın gözleri ile de abisine bakıyordu. Kendisine hediye mi almıştı.
" Nedir bu abi?" Diye sordu merakla. Yavuz gözleri ile kutuyu işaret edip " Aç bakalım neymiş " dedi. Asmin heyecan ile paketi açtı. Kutuyu görür görmez gözlerinin içi parladı biraz önce hüzün olan bakışlarından şimdi yıldızlar çıkıyordu sanki. Öyle parlak öyle insanı içine çekiyorlardı. Yavuz ne zamandır Asmin'in isteyip kimsenin almadığı leptop'u almıştı ona. Ama abisi nerden biliyordu ki bu modeli istediğini. Tabii ki de Adem söylemişti. Çünku en son onunla böyle bir muhabbetleri olmuştu hatta Adem almak istemiş Asmin izin vermemişti.
Asmin'in gözlerinden yaşlar akarak sarıldı abisine çok mutlu olmuştu. İyiki de vardı abisi şu an varlığına içinden şükretti.
" Teşekkur ederim abi çok mutlu ettin beni" Yavuz kardeşinin saçlarını öptü. Onlar herşeyin en güzelini hak ediyorlardı. Bugüne kadar hep onlar Yavuz'u gururlandırmışlardı okul hayatı boyunca şimdi sıra Yavuz'da idi. Belki beş yıldır yoktu buralarda ama Adem'den ve Berdan'dan haberlerini hep almıştı.
" Teşekkür edilecek birşey yok siz daha fazlasını hak ediyorsunuz abicim" Yavuz Miroğlu bu gece kardeşlerinin gönlünü fehettiği gibi Leyla'nin da kalbine yeniden girmeyi başarmıştı. Zaman onlar için en iyi ilaçtı. Azade hanım gururla baktı oğluna, Leyal hanımda aynı şekikde.
Asmin odasına, Berzan arabasına , yavuz ve Tahir çalışma odasına geçerken Leyla kızlar ile birlikte Yavuz'un onun için hazırladığı odaya geçtiler. Kızlar normal ofis gibi dizayn edilmis odayi görünce çok beğendiler.
Aradan gecen bir saatin ardindan Tahir gitmek için konaktan ayrıldı Senem'in gözlerine bakmıştı ama Senem dönüp bir kez bile bakmamıştı. Tahir'in çok zoruna gitse de birşey dememişti.
Kızlar en son çay bulaşıklarını da halledip mutfağıda toparlayıp yukarı çıkmışlardı. Senem yorgunum diyerek odasına gitmişti. Zeynep ve Leyla ise çalışma odasına geçmişlerdi.
" Leyla hala Yavuz abiye kırgın mısın? Yani tabiki karışmak haddime değil ama ben Yavuz abinin gözlerinde o pişmanlığı sana bakarken sevgisini görebiliyorum" Leyla da görüyordu onun gözlerindeki pışmanlığı ve aşkı. Ama kalbinde ki o kırgınlık geçmek bilmiyordu bazen ama karar vermişti Yavuz'a bir şans verecekti .
Yavuz çalışma odasından çıktı Karşıda ki odanın ışığını yanık görünce oraya doğru adımladı Leyla'nın orda olduğunu umarak.
" Kalbim çok kırgın Zeynep, Yavuz'a baktığımda o günlere geri gidiyorum. Beni gelinlik ile şu avluda bırakıp gidişini hala unutamıyorum" derken gözleri dolu dolu oldu. Yavuz ise konuşulanlara istemeden kulak misafiri oluyordu.
" İçimde bir yer hala acıyor onun gidişi, babamın vefatı , üst üste yaşadığım acılar çok ağır geldi. Ve ben hepsinden kendimi suçluyorum, galiba Yavuz'u da suçluyorum. Aklım ile kalbim arasında bir araftayım. Yavuz gelmeden önce tek derdim iş ve konakdı. En azından kafam rahattı biliyordum ki o gelmeyecek aliştırmıştim kendimi buna. Ama dönünce tepetaklak oldu herşey sudan çıkmış balık gibi hissettim. Zor olan dönmesi değildi inanki birgün elbetde dönecekti zor olan gelinliğim ile terk edildiğim bu konakta yaşamaya mahkum olmak. Yavuz ile aynı odayı paylaşıyor olmak ve onunla sürekli kavga etmek. Galiba yoruldum Zeynep yaşadıklarım belki bu yüzden ağır geldi" Yavuz'un kalbi kırk yerinden hançerlendi. Kırk parçaya bölündü gözünden akan yaşı sildi. Leyla'ya bu kadar yük olup zarar verdiğini onu mutsuz ettiğini bilmiyordu.
Ne demişti mutfakda seni asla affetmeyeceğim onca çabası boşuna mı idi. Uğraşıyordu birşeyleri düzeltmek için lakin Leyla'nın gözünde zerre değeri yokmuydu. Canı yandı her bir yerinden oluk oluk kanlar aktı ama tutanacak tek bir dalı, umudu kalmadı. Yaren abisinin bir adım arkasında gözlerinden yaşlar akarak dinlemişti Leyla'yı haklıydı ama abisinin yaşadıkları kolay değildi gitmekde haklı sebepleri vardı. Belki başka bir erkek gururunu ayaklar altına alıp kalbi dolu olan bir kadını nikahı bastıkdan sonra koynuna alırdı ama Yavuz öyle adamlardan değildi. Başkasını seven bir kadına ne karim der nede elini sürerdi.
Yavuz arkasını döndüğünde Yaren ile göz göze geldi. Yaren boynunu bükmüs denizleri andıran gözleri ile abisine bakıyordu. Coşmuştu denizleri bir kere durdurması ne mümkündü. Yavuz yüzüne acı bir tebessüm takınıp arkasını döndü ve gitti. Yaren giden abisinin arkasından bakıp kaldı. Peşinden gitse ne diyecekti ki.
Leyla konuşmasına devam etti. Zeynep ise sessizce sadece onu dinledi.
" Taki bugüne kadar Yavuz'un çabasını görüyorum Zeynep benim derdim de onda dermanımda. Yarayı bana açan da o saracak olan da yine o. Ben herşeye rağmen onu çok seviyorum" Zeynep'in ellerini tuttu yüzünde o çocuk saflığı ve heyecanı vardı. " Ben Yavuz'a bir şans vermeye karar verdim yaralarımızı beraber saralım. Madem ayrılamıyoruz, kopamıyoruz da o zaman kavuşuruz bizde. Bence biz bu şansı hak ettik" dedi. Zeynep Leyla'nın aldığı karara çok sevindi. Lakin bu sözleri Yavuz duymamıştı.
" Bir an bu konuşmanın sonu boşanma diyceksin diye çok korktum yalan yok lakin şu an senin adına da Yavuz abi adınada çok sevindim. Geç bile kaldınız hadi git bunları onada söyle daha fazla geç kalmayın hayat çünkü çok kısa aşkınızı doya doya yaşayın" Leyla dolu gözleri ile baktı Zeynep'e küçük bir çocuk gibi " Şimdi hemen gideyim mi? Ya söyleyemezsem " Zeynep teessüf eden bakışlar attı.
" Sen ki Antep'i dize getirmiş kadınsın Yavuz abiden mi utanıyorsu . Hadi hadi kalk git sevdiğine" diyerek Leyla'yı ayağa kaldırdı. Leyla içinde ki bayram coşkusu ile kapıdan dışarı çıktı. Yaren ile göz göze geldiler. Biri gülüyor diğeri ağlıyordu. Leyla'nın yüzündeki tebessüm yerini endişeye bıraktı.
"Bitanem ne oldu niye ağlıyorsun? Güzelim benim kıyamam" diyerek gidip sarıldı. Yaren'in gözündeki yaşlar hala akar iken Leyla elleri ile sildi o yaşları. Zeynep de en az Leyla kadar endişelenmisti.
" Canım neden ağlıyorsun " Sesinde ki tınıdan belliydi endişesi.
" Ben iyiyim ama abim sizi duydu sonra da gitti. Leyloş ben abimi ilk defa bu kadar yıkılmış ve perişan gördüm " Leyla ve Zeynep ne diyeceklerini bilemedi. Leyla telaşlandı kendisini yanlış anlamasından korkuyordu.
" Nerde o " diye soran Leyla'ya yukarıyı işaret etti eli ile. Leyla Yaren'i Zeynep'e bırakıp yukarı çıktı ama odalarında kimse yoktu. Kendilerine ait olan katın odalarını tek tek gezdi yok. Sanki kuş olup uçmamıştı ya. Damdan sesler geldiğini duyunca hızlıca dama çıktı. Yavuz' un arkası dönük Antep manzarasına karşı durmus sigarasını ciğerlerine çekiyordu. Yaktığı kaçıncı sigara idi bilmiyordu. İçi yanıyordu hiçbirsey bu yangını söndüremezdi oda o efkarla başladı türkü söylemeye.
Sen baharsan bende yazım
Başkasına geçmez nazım yar.
Beni sensiz çalamzsin
Sen mızrapsan bende sazım yar.
Dağlarına kar olurum yar,
Aşkına bahar olurum yar,
İster isen yar olurum yar olurum
Yar olurum yar....
Ağaç olsan dal olurum
Çicek olsan bal olurum yar.
Gurbet olsan yol olurum
Beni senden alamazsın yar....
Dağlarına kar olurum yar,
Aşkına bahar olurum yar,
İster isen yar olurum
Yar olurum yar...
Sen zirvesin bende bulut
Al beni koynunda uyut yar.
Bilki senden vazgeçemem
Sende bensizliği unut yar.....
Kendi kendine mırıldandığı türküyü Leyla gözleri dolu dolu dinledi. İlk defa Yavuz'u böyle içli içli türkü söylerken görmüştü. Aşk ağlatır dert söyletir diye boşuna dememişlerdi. Yavuz sigarasını söndürüp arkasını döndü. Kapının girişinde duran kendisine bakan Leyla'yı görünce afalladı. Beklemiyordu onu burda görmeyi kafasını kapı pervazına yaşlamış kollarını göğsünde bağlamış öylece bakıyordu. Hiçbirşey demedi Yavuz az önce ki duydukları yeterli olmuştu üzerine birşey demeye gerek yoktu artık. Madem Leyla ondan bu denli rahatsızdı uzak duracaktı artık.
Yavaşça yürümeye başladı yanından geçerken yüzüne bile bakmadı niye geldin bile demedi. Leyla yanından sessizce giden adamın kolundan tuttu. Yavuz durmak zorunda kaldı ama ne Leyla'ya geri döndü nede kolunu çekti sadece bekledi.
" Yavuz gitmesen konuşsak biraz " Leyla'nın sesi öyle masum çıkmıştı ki, Yavuz dayanamayıp dönecekti. Ama yapmadı bu defa guru izin vermedi.
" Konuşacak birşey yok Leyle boşu boşuna ne ben yorulayım nede sen üzül. Ben duymam gerekeni duydum sende kendini üzme artık " diyerek kolunu çekip gitti. Leyla'nın yüreği yandı kalbi birkez daha kırıldı. Yanlıs anlamıştı işte kendıni bir süre arkasından ağladı içli içli.
Yavuz önce yatak odasına uğrayip bir yastık bir nevresim ve battaniye alıp çıktı çalişma odasına gidip kanepeye nevresimi serdi yastığı koydu kanepeye uzanıp üzerine getirdiği battaniyeyi örttü gitmeyecekti odaya. En dogrusunun böyle olması gerektiğini düşünüyor kendini buna inandırıyordu. Leyla odaya geldiğinde Yavuz'u görmeyince gelmeyeceğini anladı. Üzgünce girdi odaya dolaptan üzerine yatak pijaması alıp banyoya girdi rutin işlerini halledip üzerini değiştirip çıktı. Yorgundu uyuması gerekiyordu yatağa kendi tarafına geçip uzandı. İçinden bir umut Yavuz'un gelebilleceği hissi vardı. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyordu sağa döndü sola döndü uyuyamadı. İki gecede Yavuz'un sıcak kollarına ve kokusuma alışmıştı. Üstelik gece aniden bastıran yağmur ve gök gürültüsü ve şimşek korkmasına sebep oluyor idi. Duramadı daha fazla yatakdan kalktı uzerine uzun hırkasını geçirdi ev doğalgazlı idi ama dışarısı buz gibi idi. Eline çift kişilik pike alıp çalişma odasının yolunu tuttu.
Yağmurdan kaçmak için koşarak gelmişti odanın önüne. Kapıyı yavaşça açtı içeri kedi gibi girdi. Yavuz arkası dönük bir biçimde uyuyordu . Leyla arkasına girip kedi gibi kıvrıldı Yavuz geri dönüp baktığında kokusundan Leyla olduğunu anladı.
" Ne yapıyorsun sen burda " Leyla utancında kızarsa da gerçeği itiraf etti.
" Yalnız korktum odada hava yağıyor şimşek çakıyor, gök gürlüyor. Sende yoksun gelmedin korktum bende sana geldim " dedi küçük bir kız çocuğu gibi idi şu an. Yavuz sabır dileyip yan döndü kendisine bakan bir çift kehribar göz ile karşı karşıya kaldı. Battaniyeyi yüzünün yarısına kadar çekmişti Leyla utancından gözleri gözüküyordu sadece.
Yavuz gülse mi gülmese mi bilemedi çocuk gibiydi karısı " Kalk buraya sığamayız odaya gidelim sen uyuyana kadar beklerim ben" Leyla masum masum bakıp gozlerini kırpıştırdı.
" Sen uyumayacakmısın ? Beni bırakıp gidecek misin " diye sordu. Yavuz'un o bakışlara içi gitti o an Leyla'yı böyle içine sokası geldi. Yine dayanamadı güldü bıyık altından.
" Kalk hadi Leyle kalk gidip odaya uyuyalım" Dedi ama Leyla mayısmıstı kedi gibi Yavuz'un yanına.
" Gitmesek olmaz mı? Çok uykum var benim " Yavuz iyice kendisine sokulan kadınla yüzündeki tebessüm kocaman oldu kolunu açıp gel başımın belası gel " diyerek Leyla'yı göğsüne çekti. Leyla da dünden razı idi. Kafasını göğsüne koyup sığındı güvenli limanına.
Yavuz'un bir eli sırtinda bir eli saçlarında idi. Leyla huzurlu uykusuna dalarken " Seni çok seviyorum Yavuz ne olur beni bırakma" sayıklayarak uykuya daldı. Kollarında ki adamın kalbine indirecek sözler edip. Yavuz'un kalp atışı hızlandı nabzı yükseldi. Bir kaç saat onceki duyduklarının ardından bu itiraf yüreğine ilaç gibi geldi. Kanayan yarasına merhem olup şifa verdi.
" Bende seni çok seviyorum Efuli bir daha seni asla bırakmam " diyerek oda gözlerini kapattı.
Sabah günün ilk ışıkları ile uyandı Senem pek uyuduğu da söylenemezdi. Tahir'i düşünmekten gözüne uyku girmemişti. Ona haksızlik ettiğini biliyordu ama ailesi ile arasına girmekte istemiyordu. Ailesiz olmak, kalmak nedir en iyi Senem biliyordu. Bu düşünceler ile yatakdan kalktı öncw yatağını düzeltti sonra banyoya gidip rutin işlerini halledip elini yüzünu yıkayıp çıkti banyodan üzerine siyah bol kesim bir kot pantolun üzeri e siyah çizgili boğazlı örme bir kazak giydi. Saçlarını tarayip at kuyruğu yaptı. Yüzüne çok hafif belli belirsiz bir makyaj yaptı. Hazır olunca telefonunu alıp odadan çıktı. Zeynep hala uyuyor idi gece geç yatmıştı.
Senem sessizce mutfağa gitti önce ocağı yakıp üzerine çay suyu koydu. Daha sonra dolapta kahvaltılıkları çıkarıp eksik olanlari tamamladı ve tepsiye dizdi. Sonra küçuk bir kap alıp krep içi malzemeleri çıkardı. Sıvı bir hamur karışımı yaptı krep tavasını ocağın üzerine koyup ısıttı hafif yağlayıp hazırdağı harçtan üzerine döktü. Elinde daire şeklinde çevirip etrafına dağılmasını sağladı. Bu islemi kaba hazırladıği krep hamuru bitene kadar devam ettirdi.
Leyla huzur veren kolların arasında hala uyuyordu. Yavuz uyandığında burnuna dolan gül kokusunu içine çekti. Huzur ne deseler Leyla derdi. Eli ile saçlarını sevip alnına dudaklarını bastırdı. Leyla alnına değen dudaklar ile gözlerini açtı. Yavuz ile göz göze burun buruna gelmesi ile bir hışım kalkmaya çalışırken kanepeden düştü. Yavuz ne olduğunu anlayamadan yere düşen Leyla ile birlikte gür bir kahkaha attı.
İnsan sabaha böyle bir manzara ile uyanırmıydı hayır ama Leyla ise karşısında ki uyanırdı. Gülmesine engel olamıyordu Leyla ise sinirli sinirli ona bakıyordu. Ne vardi bu kadar gülecek insan elinden tutar yardim ederdi ama Yavuz bey anca gülsündü.
"Gülme " diye uyardi ama Yavuz kendini durduramıyordu. Leyla, ya güleceğim derken dengesini kaybedip oda kanepeden yere düştü.
Yavuz yere düşünce bu defa Leyla gülmeye başladı. İkiside birbirine bakıp deli gibi kahkaha atıyorlardı. Kahkahaları ta dısariya kadar duyuluyordu. Azade hanım sesin olduğu yere merakla geldi. Camdan gördüğü görüntü ile oda gülmeye başladı. Hemen ordan uzaklaşıp Leyal hanım ve kayınvalidesinin yanına oturma odasına gitti.
" Ana , Leyal neler olmuş neler" deyip yanlarına gelip gördüklerini anlattı.
" Ben size dedim zaman onlara iyi geliciğ" derken Yade Zergül de gülüyordu. Üç kadında dua ettiler Leyla ve Yavuz için.
Yavuz gülmesini durdurup ayağa kalktı Leyla'ya elini uzattı oda kalkınca beraber odayı toparladılar. Sonra yukarı odaya çıktılar ama hala sessiz sessiz gülüyorlardı hallerine.
" Banyoya girecek misin? " Diye sordu Yavuz. Leyla kafasını hayır anlamında sağa sola salladı. Yavuz dolaptan iç çamasırı ve kıyafet alıp banyoya girdi. Eline Yaren'in verdiği su geçirmez bantdan sarmıştı dikişler su almasın diye . Leyla Yavuz banyoda iken hemen üzerini değiştirdi. Saçını tarayıp yanlardan birer tutam alıp arkadan bağladı geriye kalanı serbest bıraktı. Parfümünü sıktı yüzüne nemlendirici kremini sürdü. Bu sırada Yavuz da banyoda giyinmiş çıkmıştı. Göz göze geldiler ikisinin de içinde bugün farklı duygular vardı. Biri bir adım atsa diğeri koşarak gidecekti. Leyla bakışlarını çekip kirli kiyafetleri sepete koymak için banyoya girdi. Yavuz da saçını kurutup şekil verdi parfümünü sıktı. Saatini ve yüzüğünü taktı. Alyans kullanmıyordu aile yadigarı yüzüğünü takıyordu.
Cüzdanını alıp cebine koydu en son telefonunu eline aldı odaya gidip takımın ceketini giydi hazırdı aşağıya inebilirdi.
Senem mutfakda eksik varmı diye bakarken Leyla girdi içeriye " Oo kuzum günaydın bunları sen mi yaptın" dedi hazır olan tepsiye bakarken. Gözleri bayram etti herşey çok güzel gözüküyordu.
Sahanda melemen , krep, haşlanmiş yumurta, omlet , domates,salatalık, bal çeşit çeşit reçel, tereyağ, kaymak yeşil, siyah zeytin, yok yoktu bir kuş sütü eksik derler ya öyleydi.
" Günaydın bebeğim işte elimden geldiğince yaptım birşeyler umarım beğenirsiniz " dedi el lezzetine güveniyordu ama her yörenin kendine has bir yemek düzeni vardı. Senem yurtta ve çalıştığı kafelerde ne gördü ise öyle kahvaltı hazırladı. Onun bir annesi yoktu yemek öğretecek.
" Sen özenerek yapmışsın neden beğenmeyelim ellerin dert görmesin çiçeğim o zaman hadi masayı hazırlayalım" diyerek eline aldığı tepsi ile yukarıya çıktı Leyla. Senem de çaydanlıkları aldı yukarı çıktı. Odaya girdiklerinde ikiside " Günaydın" diyerek ellerindekileri bıraktılar masanın üzerine.
Masayı hazırladılar hızlıca Yade Zergül , Azade hanım ve , Leyal hanım hayranlıkla izliyorlardı iki genç kadını.
Leyla antiremanlı idi ama Senem'i ilk defa gördüler. " Bu sabahki kahvaltı Senem'den " dedi Leyla gururla. Senem utanmıstı içini bir heyecan kapladı. Ya beğenmezlerse diye de korkuyordu.
" Ellerine sağlık kızım maşallah neler yapmışsın öyle " deyince Azade hanım Senem utandı. Leyal hanımda beğenilerini dile getirdi.
" Maşallah kızıma yenge hem hamarat hem becerikli" dedi.
Yaren ve Zeynep girdiler odaya birbilerine sarılmıs bir biçimde onların ardından Asmin ve Berzan girdi odaya.
" Ooo bu sabah kız kahvaltısı edeceğiz desene Leyla'm. Yaren hanim gör gör daha senin elinden bir kahvaltı edemedik" diyerek hayıflandı Behram ağa. Yaren babasına inanamaz gözler ile baktı. Kaç defa Leyla ile yemek hazırlamışlardı.
" Aşk olsun baba kaç defa girdim mutfağa " dedi ama Behram ağa da hazır cevapdı alta kalmazdı.
" Ooo Leyla ya yardim ettiklerini saymıyoruz hanımefendi" Yaren sinir olmuştu şu an hayır tamam Leyla ile beraber yapmışlardı ama onunda emeği vardı sonuçta.
" Amcacım çiceğimin hakkını yedirmem eli lezzetlidir benim görümcemin" diyerek savunmaya geçmişti Leyla.
" Ehh uğraşmayin benim kızımla oda hastalara şifa olucuğ mutfakda da olmayıversin" Yade Zergülün sözleri üzerine Yaren gidip babannesine sarıldı. Ellerini öptü yade de alnından öptü Yaren'i.
" Asmin abicim Adem abine seslen masaya gelsin " dedi Yavuz eh Asmin'in de canına minnetti.
" Tamam abi" etekleri zil çala çala gitti Adem'i çağırmaya. Adem onlar için bir çalışan değildi aile bireylerinden biri idi. O yüzden kimse masaya gelmesini yadırgamıyordu.
Hep beraber kahvaltılarını ettiler Yavuz ve Adem şirkete , Zeynep ise davası olduğu için adliyeye gitti. Senem evden çalışacaktı bugünde gitmeyecekti. Asmin ve Berzan da okula gittiler son seneleri idi üniversite sınavına gireceklerdi. İkiside çok başarılı öğrencilerdi.
Berzan kazanırsa sinavı savcı olmak istiyordu. Asmin ise veterinerlik okuyor idi.
Yade Zergül, Azade hanım, Leyal hanım ve Behram bey ise Urfaya bir aile dostlarına davetlilerdi. Bir gece kalıp döneceklerdi. Sabahdan yola çıktılar koca konakta Leyla, Senem ve Yaren kaldı izinli idi bugün . Onlarda önce masayı toparlayip bulaşıkları makineye attılar sonra konağı temizlediler el birliği ile.
Yavuz Leyla'yı arayıp akşam Berdan ile buluşacaklarını yemeğe gelmeyeceğini bildirince yemek derdi ortadan kalkmıstı. Zeynep de işleri biter bitmez konağa geldi.
Hep birlikte çalışma odasında hem kahve ictiler hemde birazcık çalıştılar yorgun oldukları için dışardan pizza siparişi verdiler. Hep birlikte yine meşhur kız gecelerinden birini yapacaklardı bu defa kadroya Asmin de katılmıştı. Berzan ise arkadaşlarınin yanına gitmisti. Kizlar oturma odasını sinema salonuna çevirmişlerdi. Mısır patlatıp yanında kola çips kuruyemiş derken güzel bir film seçip izlediler.
Zaman epey ilerlemişti yatma vakti gelmişti . Kızlar oturma odası nı eski haline getirdiler sonra kuruyemisleri mutfağa indirdiler. Ortalıgı da toparlayıp bulaşıkları makineye attilar. Yaren ve Asmin odalarina gittiler. Senem de yorgun olduğu için yatmaya gitmişdi. Yağiz dan gelen mesaj ile Zeynep çalısma odasına geçti daha rahat konuşmak için. Leyla ise odasına çıktı uzerini çıkarıp banyoya girdi. Kısa bir duş alıp çıktı bornozunu üzerine geçirdi saçlarına havlusunu sardı. Giyinme odasına geçti. Işığı açtığında Yavuz ile burun buruna geldiler.
Leyla bornaz ile Yavuz ise gömleğinin düğmeleri açık birbirlerine baka kalmışlardı. Aralarında çok az denecek kadar bir adımlık mesafe kalmıstı. Yavuz'un bakışları Leyla'nın gözleri ve dudakları arasında gidip gelirken zorla yutkunmuştu. Hafifde kafası güzeldi bu yakınlık ona zarardı.
Vücüduna ateş bastı Yavuz'un nefsi ile aklı arasında savaş içerisinde idi. Biri helalin o senin derken diğeri kalbi sana kırık diyordu. Dayanacak takati kalmamıştı artık istiyordu Leyla'yı deli gibi arzuluyordu. Leyla da ondan farksiz değildi içindeki ateş alev alev yakıyordu. Aklı uçup gitmişti şuan oda istiyordu Yavuz'u.
Miroğlu bu gece ya yanacak yada yakacaktı. Oda yakmayı seçti bakışlarını Leyla'nın gözlerinden çekmeden aralarında ki bir adımlık mesafeyi de yok etti. Nefesleri bir bir yüzlerine değiyordu. Leyla'yı bir korku sardı titriyordu kirpiklerine kadar. Yavuz'un bakışlarında ki o isteği ve arzuyu iliklerine kadar hissediyordu.
Daha ne kadar kaçabilirdi ki kendisi kaçsada kalbi Yavuz derken nereye gidebilirdi. Madem bir şans vermeye karar vermişti ilişkilerine kaçmayacaktı ama çok utanıyordu.
Yukarda ortalik alev almış iken Zeynep sevdiği adam ile konuşuyordu. Yağiz yine tatlı dili ile Zeynep'i mest ederken Zeynep utancından tek kelime edemiyordu.
" Özledim seni çimen gözlüm izin alabilirsem iki günlüğüne geleceğim"
" Bende özledim " diyebildi Zeynep zar zor çıkan sesi ile. Yağız bayılıyordu onun bu utangaç hallerine. Birazdan olacaklardan habersiz keyifle sevdiği ile konuşuyordu Yağız. Bilse ki zaman duracak uzerlerine kurşunlar yağacak dururmuydu böyle. Vatan aşkı Zeynep'in aşkından daha üstündü onun için bu uğurda ölürdü de öldürürdü de. Hiç düşünmeden kanının son damlasına kadar savaşırdı. İki aşık muhabbet ederlerken yukarda ise yangınlar yanıyor Yavuz Miroğlu eriyip bitiyordu.
Yavuz belinden tuttuğu Kadını kendine çekti. Leyla birşey diyecekti ama izin vermedi.
" Sus Leyle şu anı bozmayalım izin ver artık yaralarını sarayım, mutlu olalım. Birbirimize daha fazla geç kalmayalım söz veriyorum istemediğin hiçbirşey olmayacak ama dayanamıyorum artık yanımdasın dokunamıyorum sana, doya doya öpüp koklayamıyorum. Kalbim senin için atarken senden uzak kalmak canımı yakıyor. Bende erkeğim seni istiyorum deli gibi arzuluyorum ama elimi kolumu bağlıyorsun adım atamıyorum " diyerek içindekileri sözlere döktü.
Leyla anlıyordu onu kendiside aynı durumda idi. Biliyordu ki yaralarının tüm şifası Yavuz'da idi. Bir öpse hepsi geçecek gibi idi. Ne olacak olsun deyip bir cesaret ile parmak uçlarında yükselip Yavuz'un dudağını öptü ve çekildi. Buda izin veriyorum demekti onun dilinde.
Yavuz tebessüm etti Leyla gözlerini kapatıp açtı. Artık onları kimse durduramazdı.
Yavuz Leyla'nın alnına dudaklarını bastırdı önce Leyla ellerini kaldırıp Yavuz'un omuzlarına tutundu yoksa heyecan ve korkudan düşüp bayılabilirdi. İkisininde kalbi çok hızlı atıyordu. Yavuz daha sonra burnuna bir öpücük kondurdu. Sonra yanaklarına ordan boynuna indi Leyla hissetmiş gibi kafasını geriye doğru eğdi havlu saçlarından yere düştü. Yavuz hem öpüyor hem kokluyordu boynunu kolay mı kaç sene beklemişti bu anı. Boynundaki dudaklarını yavaşca çekti son kez Leyla'nın gözlerine baktı " İstiyor musun? " diye sordu emin olmak istiyordu çünkü.
" İstiyorum" dedi Leyla Yavuz aldığı cevap ile hic beklemeden kapadı dudaklarını Leyla'nın dolgun kırmızı dudaklarına. Ve karşılığını hiç beklemeden aldı. Leyla'nın elleri yavaşca ı Yavuz'un boynuna çıktı sıkıca sarıldı. Öpüşmeleri önce yavaşken vücütlarına sirayet eden istekle sertleşmeye başladı Yavuz aldığı tat ile mest olurken Leyla Yavuz'un vucuduna yaptığı baskı ile inledi. Yavuz'un belinde olan elleri sırtının her yerinde geziyordu yavaş yavaş kalçalarına indi eli ve hafifçe sıktı.
Leyla bu hareket ile kendini Yavuz'a doğru bastırdı. Kadınlığında hissettiği sızı Leyla'yı kendinden alıyor Yavuz'un dokunuşları ile şaha kalkıyordu. Leyla'yı tek hamle ile kucağı a kaldiran Yavuz öeye devam ediyordu. Leyla refleks ile bacaklarını Yavuz'un beline doladı.
Tam bu sırada konakta bır çığlık duyuldu. İki aşığın en özel dakikaları bir feryad ile son bulurken diğer tarafda Zeynep feryat figan bir halde " Yağızzzz " diye bağırıyor ve ağlıyordu. Lakin karşıdan sadece mermi sesleri geliyordu.........
Evet canlarım bölüm sonuna geldik istediğiniz gibi Leyla ike Yavuz birbirlerine bir adım attılar cok beklediniz bu sahneyi ama maalesef yine yarım kaldı. Bahtsız bunlar yapacak bir sey yok yorumlarda buluşalım.
İnstagram dan soru cevap yapacağim gelirseniz cok mutlu olurum sohbet etmiş oluruz.. Sizlere iyi okumalar ben yeni bölume kaçar....
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
10.94k Okunma |
1.25k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |