Canlarım yeni bölüme geçmeden her zaman olduğu gibi sizden bol bol destek ve yorum bekliyorum yıldızımızı parlatalım. Birde takip konusunda desteğinizi istiyorum. Daha iyi yerlerde olabiliriz diye düşünüyorum sizin desteğiniz ile. Siz varsanız ben varım iyiki varsınız ve yaptığınız her bir yorumun benim için anlamını kıymetini bilemezsiniz. Bazen bölümleri geç atıyorum farkındayım ama hem çalışıyorum, hem ev işlerini yapıyorum, hemde kızım anasınıfına başladı onunla ilgileniyorum. Buda bölümleri aksatmama sebep oluyor biliyorsunuz bir sınav da atlattım. Hastalık da cabası oldu o yuzden yazamadım ama bundan sonra elimden geldiğince size bölümleri daha erken atmaya çalışacağım birde çok detaycı biriyim içime sinmeyince siliyorum yeniden yazıyorum affınıza sığınıyorum çok konuştum iyi okumalar sizlere..
Tiktok, instagram ve Kitappad hesabım
👇👇👇👇👇👇👇
( 55Cerkezkizi055 )
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
"Bir ömür severdim seni ,
Biraz olsa sevseydin beni.
Tutsaydın ellerimden bırakmasaydın,
Öyle sahiplenirdim ki seni,
Yer gök utanırdı sevgimden.
Canımı ,canina, can ,Ömrümü
Yoluna kurban ederdim.
Bir serçe'nin gözyaşı kadar,
Sevseydin beni"....
Bölüm şarkısı: İvam Aslan Değdi mi
Hayat varla yok arası kadar ince bir çizgi. Bir dakika önce yanınızda olan, bir dakika sonra hayatınızdan uçup gidiyor.
Bazen kıymetini bilmiyoruz hiçbirşeyin.
Aldığımız nefesin, yediğimiz yemeğin, içtiğimiz suyun bile. Oysa hayat o kadar kısa ki doya doya yaşayamadan, tadını alamadan hayatın temposunda sürüklenerek ömür tüketiyoruz. Sevdiklerimizi kaybettiğimizde yada kaybetme korkusu ile burun buruna geldiğimizde anlıyoruz herşeyin kıymetini. Hayat Ezan ile başlayıp Sela ile biten bir zaman dilimi.
Leyla kızlar ile birlikte lavobodan çıkmış odasına geri dönmeden asistanı nilüfer den ortaklık sözleşmesini getirmesini istemişti. Nilüfer hızlıca evrakları hazır edip odaya götürdü. İki tarafda yapacakları yurt için ortaklık belgelerine imzaları atmışlardı. Kadir yarın gidecekti ve gitmeden imzalarıda atmak istediler her iki taraf içinde hayırlı olmasını dilediler.
" Kadir gidecekmisin hemen bu akşam misafirimiz olun" dedi Leyla. Doğru düzgün ağırlayamamışlardı.
" Teşekkur ederim ama takip ediliyorum Zeynep'i riske atmayayım geldim gördüm iyi olduğunu ve kimlere emanet biliyorum içim artık daha rahat " İçi bir nebzede olsa ferahlamıştı Zeynep iyi insanların yanında emin ellerde idi. Lakin yanında olmasını tercih ederdi.
Vedalar böyle zamanlarda zor olurdu Zeynep gidecek olan Kadir'e sıkı sıkı sarıldı. Gözlerinden yaşlar yanaklarına süzüldü. Hiç gitmesin hep yanında kalsın istiyordu. Kadir Zeynep'in saçlarına öpücük kondurdu. Ağladığını biliyordu canı acıyordu o ağladığında insan kan bağı olmadan da kardeş gibi hissediyormuş. Belki aralarında kan bağı yoktu ama can bağı vardı.
Kadir Zeynep'den ayrılıp yüzünü elleri arasına alıp alnına dudaklarını bastırdı. Gözyaşlarını parmak uçları ile sildi.
" Ağlama güzelim ben yine geleceğim hem artık bir ayağım burda olacak sık sık görüşeceğiz hadi dœkme artık incilerini " dedi.
Zeynep kafasını aşağı yukarı sallayarak tamam dedi. Tekrar sarıldılar ayrılmak istemez gibi. Kadir biraz daha kalırsa Zeynep'i bırakamayacak idi. Zeynep'den ayrılıp vedalasmak için elini Leyla'ya uzattı.
Leyla ile tokalaştıkdan sonra Tahir ile de tokalaştılar. Senem abi gibi gördüğü adama mesafeli bir şekilde sarıldı. Sıra Yaren' e gelmişti.
Kadir karşısında ki güzel kadına baktı. Mavi gözleri biliyordu hissediyordu başına bela olacaktı. İçinde bir hüzün belirdi lakin belli etmemeye çalıştı. Elini uzattı vedalaşmak için.
Yaren karşısında ki adamın gözlerine öyle dalmıştı ki uzatılan eli görmedi. Senem'in koluna vurup gözleri ile Kadir'in elini işaret etmesi ile kendisine uzatılan eli sıktı.
Yaren tuttuğu el ile içine sıcacık bir duygu doldurdu anlamını bilmediği kendisini hüzne boğan bu duygu da neyin nesi idi. Niye hiç tanımadığı bu adamın gidişi içini acıtıyordu anlayamıyordu. Lakin biraz daha Kadir'in elini tutarsa yüzyıllık malzeme olacaktı kızlara ve Tahir'e.
"Güle güle gidin Kadir bey yine bekleriz" dedi çabucak gelmesini tüm kalbi ile dilerken.
" Hoşcakalın" diyerek çıktı odadan Kadir yüreğini talan eden bir çift mavi gözü de yanı da götürüyordu giderken. Aklını benliğini kalbini esir almiş gibi idi mavi gözler. En kısa zamanda geleceğini bilerek gidiyordu.
Kadir gittikden sonra Kızlar ve Tahir de çıktı şirketten. Adem Leyla ve kızları görünce hemen arabanın kapısını açtı.
Leyla Adem'e doğru gidip " Anahtarları ver bremin biz bununla gidiyoruz sen Yaren'in arabasını getiriyorsun " dedi. Adem anahtarları uzatıp Yaren'den diğer arabanın anahtarlarını aldı.
Leyla şöför koltuğuna otururken yanına Zeynep binmis idi. Senem ve Yaren de arka koltuğa oturdular. Şirketten ard arda çıkış yaptı arabalar.
Leyla radyoyu açtı çalan şarkı kizları mest etti. Hep bir ağızdan söylemeye başladılar. Hepsinin ayrı bir anısı canlandı türkünün sözlerinde.
Bugün benim efkarım var zarım var,
Değme felek değme, değme telime benim.
Gül yüzlü cananı yar yar, elden aldırdım,
Ecel oku değdi yar yar, gülüme benim.
Değme felek değme , değme telime benim..
Hepsinin içinde derinlerde yaraları vardı. Hepsinin yaşantısında acı ile dolu göz yaşları vard.....
******************************
Adem kendisini almıs bağ evine bırakmış idi. O kadar çok yorgundu ki kısa bir duş un ardından kendisini uykunun kollarına teslim etti. Yine gözlerinde Leyla'nın hayali elinde fotoğrafı ile.
Leyla ve kızlar işlerinin başlarında idi. Yeni otel'in ihalesine hazırlanıyorlardı. Tahir ve Senem projeyi bitirmişler son dokunuşları yaparlarken Zeynep ise gerekli evrakları hazır etmişdi. Leyla ise hem otel projesi hemde fıstık ihracatı ile uğraşmış sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için gereken talimatları vermişti. Yurt dışında ki bir firma ile el sıkışmışlar şirket ve gelecekleri için iyi bir anlaşmaya imza atmışlardı. İlk sevkiyat da sorunsuz bir şekilde hallolmuşdu.
Yaren ise yoğun bir gün geçirmişti. Muayene gelen hastaları vardi içlerinde yaşlılar da vardı. Ve çoğu Yaren'e talip oluyorlar kimisi oğluna kimisi torunuyla taniştırmak istiyordu. Hele bir hastası vardı ki kafayı baya takmış seni torunumla tanıştırcam diye diye bugün ki muayeneye torunu ile gelmisti.
" Doktor kızım bak bu sana bahsettiğim torunum vardiya o iste hadi tanışın " diyerek emrivaki yapmiştı. Yaren utanmıştı karşısındaki genç adama bakınca.
" Annanne sen benim gelmemi bunun için mi istemiştin " dedi genç delikanlı hafif kızarak sonra Yaren'e dönup " Kusura bakmayın doktor hanım annannem böyle sürekli birileri ile beni tanıştırmak istiyor " diyerek mahcupluğunu ifade etti.
" Önemli değil teyzem gibi bir sürü hastam var. Galiba sizin mürvetinizi görmek istiyor böyle yaparak da evleneceğinizi ümit ediyor " dedi Yaren.
Staj yaptığı hastanede de sürekli başına geliyordu bu durumlar alışmısti artık. Hele buraya geldiği günden beri kaç tanesi dünür gelelim seni isteyelim diye teklifde bulunmuş hepsini de uygun bir dil ile reddetmişti.
Allah'tan bugün ki son hastasi idi de mesaisi bitmişti. Yaşlı kadın ışıl ışıl gözleri ile bir torununa bir Yaren'e bakıyor idi.
" Annanne durumun iyiymiş bak artık gidelim mi ?" Dedi genc adam.
Yaşlı kadının hiç gitmeye niyeti yoktu " Oğlum siz çay içmeye gitmeyecek misiniz ? "Diye sordu
" Annannecim bak benim sevgilim var. Doktor hanımi da daha fazla rahatsız etmeyelim lütfen " desede yaşlı kadın çok üzülmuştü.
Bu sırada Yaren'i ziyarete gelen Kadir konuşmalara kulak misafiri olmuş içten içe sinirlensede yaşlı kadının o haline tebessüm etmişti.
"Annannecim ne çay'ı benim kiz arkadaşım var bak evleneceğiz biz bu yaptığın oluyor mu hadi gidelim artık bak doktor hanımın da belki sevdiği, nışanlısı, eşi vardır " dedi ikna etmek için .
Kadir baktı kadın ikna olmayacak öksürerek ve kapiya vurarak içeri girdi.
" Hayatım bitti mi işin " diyerek Yaren'in yanına doğru gitti ve elini sol omzunun üzerine koyup saçlarına öpücük kondurdu.
Yaren öyle şaşkındı ki neye uğradığını şaşırdı. Böyle birşey hiç beklemiyordu. Yanina gelenin adamın kokusu kendisini mest ediyordu birde saçlarında dudaklarını hissedince heyecandan titremeye başladı.
Kadir ise kendisine şaşkın bakan kadının saçlarından gelen koku ile mest olmuştu. Yüreğine bahar gelmiş, bayram çocukları gibi idi. Kalbinin ritmi bile değişmisti.
"Sen kimsin oğlum " diyerek Kadir'in kim olduğunu öğrenmek istedi yaşlı kadın
Kadir karşısında ki yaşlı kadına bakıp gülümsedi çok tatlı bir kadındı " Ben bu güzel kadının nişanlısıyım teyzecim " diyerek Yaren'e göz kırptı. Kafasını Yaren'in kulağına doğru eğip nefesini sanki üflercesine konuştu " Doktor hanım şaşkın şaskın bakmayi bîrakda oyuna ortak ol yoksa bu kadın seni baş göz etmeden gitmez " dedi. Yaren'in Kadir'in etkisinden çıkması zor olsada kendini toparlayip konuştu.
"Evet teyzecim o benim nişanlım " derken bile sesi titriyordu. Hala olayın şokundan çıkamamıştı.
" Bak kaçırdın kızı gördün mü " diyen yaşlı kadın torununa kızdı. söylene söylene bastonuna tutunarak ayağa kalkıp odadan çıktı.
"Kusura bakmayın doktor hanım " diyerek annannesinin peşinden gitti genç adam....
Kadir gür bir kahkaha attı. Yaşlı kadıni o hali torununa kızmasi hem çok komikti hemde çok tatlı idi. Yaren gülen adamın yüzünde tutuklu kalmıstı sanki . Ne kadar güzel gülüyordu bu adam böyle dedi içinden. Kendiside düstüğü duruma gülmeden edemedi.
Kadir yeterince güldükten sonra kendini beğenmiş gıcık tavrını tıkınarak " Doktor hanım seni kurtarmasaydım başını bağlıyordu kadın " dedi hala tebbessum ederek. Yaren onun kendıni beğenmıs tavrına göz devirdi.
" Teşekkur ederim ama ben halledebilirdim ama inkar edemiyeceğim senin varlığın kadının erken gitmesinde etkili oldu. Sahi sen ne için gelmiştin " diye sordu.
"Müsait isen dünkü kahve teklifinde geçerli ise içelim mi demek için gelmiştim" dedi Kadir geliş sebebini açıklamış oldu.
" Müsaitim gidebiliriz" dedi Yaren ve toparlanıp çıktılar beraber hastaneden.
Kader onlar için neler yazmiş karşılarıne neler çıkacaktı bilinmezdi ama iki gencin gönlüde birbirlerine kaymaya başlamıştı haberleri yoktu.....
******************************
Yine akşam olmuştu yine Yavuz olmadan onsuz geçen birgün daha bitmişti. Bugün günaydın mesajı da atmamıştı. İki günde bile alışmışmıydı Leyla. Sahi ya o Yavuz'dan gelen herşeye ne çabuk alışıyordu. Bu adama olan sevgisinin bir sınırı olmayacakmıydı. Daha ne kadar bu adam yüzünden üzülecek canı yanacaktı neden şu içindeki sevda bitmek bilmiyordu. Neden hala ondan nefret edemiyordu, nasıl bir kalpdi ki hala onu deli gibi sevebiliyordu anlamıyordu bir türlü. Daldığı derin düşüncelerden kapı sesi ile çıak zorunda kaldı.
" Gel " dedi komut verircesine.
" Yenge çıkıyormuyuz" diye içeri giren Adem idi.
" Çıkalım bremin Zeynep ve Senem'e de haber vereyim de" dedi.
" Yenge onlar aşağıdalar ben haber verdim bizi bekliyorlar" Dedi Adem.
Leyla da çantasını ve telefonunu aldıktan sonra çıktılar odadan. Beraber asansöre binip garaja indiler. Zeynep ve Senem arabanın yanında beklerken , Tahir ise onlardan az ilerde sigarasını içiyordu.
Leyla'nın geldiğini görümce sigarasını söndürdü Tahir.
" Kızlar bugün erkencisiniz bensiz de indiniz" sitem eder gibi yaptı Leyla.
" Adem bem haber veririm deyince bizde indik aşağıya " dedi Zeynep.
" İyi bakalım öyle olsun eh hadi gidelim o zaman. Tahir sende gel konağa gideceğiz zaten Azade anne yemek hazırlamış hem Yağız da iki gün sonra gidecek beraber vakit geçiririz " diyerek teklif de bulundu Leyla.
" Tamam olur ama anneme haber vereyim merak etmesin kadın" dedi Tahir üveydi annesi ama öz annesi gibi Tahir'i sevmis bağrına basmıştı. Tahir de bir günden bir güne ne saygıda kusur etmisdi nede sevgide.
" Anam napıyorsun nasılsın" dedi Tahir kıymet verdiği kadına.
" Oğlum iyiyim akşam telaşı işte kızlar ile mutfaktayım. Sen ne zaman gelirsin paşam sofrayı hazır edeyim mi he kuzum " dedi sevgisi içinden taşıyordu kadının doğurmamıştı belki Tahir'i ama çok sevmis doğurduğu çocuklarından ayırt etmemis hatta Tahir' e daha bir düşkün olmuştu.
" Anam ben dayımlarda yiyeceğim bu akşam haber vermek için aradım beni beklemeyin siz yiyin gelince görüşürüz hadi öptüm ellerinden "
" Tamam kuzum dikkat et emi gelirken bende merakta koyma beni " dedi ve telefonu kapattılar.
Tahir Senem'e bakıp arabayı işaret edip kafasi ile gel dedi . Senem Leyla ve Zeynep'e baktı ne olursa olsun onun ailesi onlardı. Annesi babası yoktu izin alacağı ama bir ablasi bir kardeşi vardi oda izni onlardan alırdı. Leyla tebessum edip " De hayde git bu deli sen onla gitmedin diye bütün gece somurtur trip atıp durur şimdi hiç çekemem " dedi.
Senem utana sıkıla gidip Tahir'i yanına bindi. Leyla ve Zeynep de kendi arabalarına bindiler ve şirketten peş peşe çıktılar.
Tahir yanında ki kadını tedirgin hallerine bakıp " Senem korkma birşey yapmıyoruz yemeyeceğim seni sadece konağa kadar beraber gideceğiz biraz baş vaşa kalalım istedim" diyerek içini rahatlatmak istedi.
" Tahir şeyy ben ilk defa onlardan ayrı gidiyorum. Ayıp oldu sanki ne bileyim ya" diyerek meramını açıkladı.
" Güzelim ayıp olacak birşey yok sevdiğim kadını yanımda istedim. Zaten biliyorlar bizi Leyla da Zeynep de anlayışlı kızlar bunda utanılacak sıkılacak birşey yok. Bizim en doğal hakkımız beraber vakit geçirmek sanki seni kaçırıyormuşum gibi konuşuyorsun şu an " diyerek hafif kızmıştı Tahir.
Kötü birşey yapıyorlar gibi tedirgin olması canını sıkmıştı. Kendisine hiçmi güvenmiyordu bu kadın. Tahir'in canı sıkılıp yüzü düşmüştü Senem'e gel dediğine pişman olmuştu. Sigara paketinden bir dal alıp yaktı. Senem Tahir'in sinirlendiğini görünce kendine kızdı ama elinde değildi o alışık değildi böyle şeylere ilk defa bir erkeğe gönül kapılarını açmıştı ve nasıl davranacağını bilememesi bu yüzden idi.
"Tahir sakın bana gönül koyma bak ben ilk defa bu duyguları yaşıyorum hayatımı az çok biliyorsun. Bu halim sana olan güvensizliğimden değil sadece yanlış anlaşılmak istemiyorum çünkü insanlar çok acımasız '' Senem'in tek korkusu namusuna laf gelmesi idi. Tahir duyduğu sözlerden sonra lanet etti. Senem'e aile olmayı beceremeyen insan müsvettelerine.
Öfkesi gözlerinden kayboldu yerini merhamete bıraktı. Senem hayatına girdiği günden beri sanki bahar gelmişti gönlüne. Kendisine baharı , mutluluğu getiren bu kadını nasıl terketmişler anlamıyordu. Yüreğinin güzelliği yüzüne yansımış parlıyordu resmen.
'' Korkma sana kimse tek kötü söz edemez söyleye karşısında beni bulur. Hadi rahat ol artık tamam mı ?'' dedi ve birazda olsa Senem'in yüreğine su serpti. Senem ise ilk defa biri tarafından bu denli sevilmenin ve sahiplenilmenin mutluluğunu yaşadı. İçinden bin kez şükretti rabbine karşısına Tahir'i çıkardığı için.
Leyla yolda giderken kendilerine doğru karşıdan gelen bir kadına takıldı bakışları yanlış görüyor olabilir miydi? Adem'e dönüp '' Adem dur dur yavaşla '' dedi. Adem anlamayarak baktı ama yavaşladı arabayı durdurdu.
''Noldu yenge '' demeye kalmadan Leyla arabadan inip kaldırıma çıktı. Karşıdan gelen kadın hala onu fark etmemişti.
" Hasret sen misin " Leyla dogru görüp görmediğine emin olmak istiyordu arkadaşı ne hale gelmişti böyle çok zor tanımıştı. O eski gözleri ışık saçan kadın gitmiş yerine gözlerinin feri sönmüş yüzünün rengi solmuş bir kadın gelmişti.
" Aaa Leyla sen misin " dedi karsida ki kadında en az Leyla kadar şaşkındı. Sıkıca sarıldılar zaman ne kadar çok şey almıstı ikişinden de . Oysa ki daha dün gibi idi ayrılıkları. Anıları gözlerinde canlandı ikisininde.
" "Benim canım ne oldu sana böyle ne bu hal " arkadaşı bu değildi ne kadar zayıfmlamış çökmüştü.
"Hiç sorma uzun hikaye temelli döndüm 2 ay oldu buraya yerleştim" Leyla hala şaskınlığı üzerinde atamamış idi. Dostu burda idi o yeni görüyordu.
"Aynı şehirde birbirimizden habersiz mi yaşadık yani iki aydır. Neden beni aradın yanıma gelmedin?" Dedi Leyla merak etti aramama sebebini. Onlar çocukluk arkadaşı idi .
" Leyla uzun ve zorlu bir hikaye hepsini anlatırım ama gelemedim çünkü kendime bir hayat kurmam lazımdı. Ailem hala bilmiyor burda olduğumu daha doğrusu kimse bilmiyor" dedi onun hikayeside kendine zordu.
Sevmediği istemediği bir evlilik yapmıştı. Üstelik kalbinde başka biri varlen sırf üç kurus para için ailesi zorla evlendirmişti onu.
Oysa ki mutlu olmayı hakeden bir kızdı Hasret kendi halinde sessiz, sakin, edepli, çalışkan bir kızdı Hasret tek istediği sevdiğim adamın da kendisini sevmesi idi. Ama ailesi fakir olduğu için zengin bir ailenin oğluna başlık parası karşılığında satmışlardı. İster mi istemezmi diye sormadı babası, annesi zaten yoktu ölmüştü.
Para denilen illet olmazı oldurur, insanı bile satın alırdı. Zavallı zihni sadece paraya çalışan insanlarda kızlarını üç kuruşa başlık parası adı altında mal gibi satarlardı. Cahillik değildi bu cehalette değildi. Fakirlik, imkansızlık ,çaresizlikde değildi. Bu düpe düz kör sağır olan düzene ayak uydirmakdı . Kimsesizinde fakirinde Allah'ı vardı ama işte onlar kulundan ve parasından medet umuyorlardı. Hasret bu düzenin ne ilk nede son kurbanı idi. Kurdukları düzende kafalarına göre karar verip alıyorlardı bunada kılıfını uyduruyorlar töre, adet diyorlardı. Oysa ki Rahman ve Rahim olan Allah'ın böyle bir töre, adet diyen yazılmış bir kuralı yoktu.
" Anladım canım peki nerdesin şimdi madem burdasın artık görüşelim " dedi Leyla özlemişti dostunu.
" Aaa ayıpsın hanımağam görüşelim hatta sen bu akşam benim misafirim ol çok güzel bir kafem var seni ağırlamaktan şeref duyar" hanımağa kelimesini bastırarak söylemiştim ima ile. Leyla'nın Yavuz'a sevdalı olduğunu oda biliyordu. Geldiğinde duymuştu Yavuz Miroğlu ile evlendiğini.
" Ehh gelelim bakalım hanfendi. Ama bem yalnız gelmem misafirlerimle gelirim kabul edersen " Leyla'nın gözlerinin içi gülüyordu. Nadirdi sevidiği değer verdiği insan sayısı Hasret de onlardan biri idi.
" Başımın üstümde yeriniz var iki gözüm masanızı ayırttım say " dedi Hasret gülerek. Telefon numaralarını aldılar vedalaşıp ayrıldılar Hasret yoluna giderken Leyla duran arabaya bindi.
" Yenge Hasret abla değilmiydi o " diye sordu Adem tanımıştı.
" Ta kendisi kardeşim temelli dönmüş 2 aydır burda imiş Adem hiç haberimiz olmadı" dedi.
" Yenge bizimde başımızdan sıkıntılar eksik olmadı ki, çıkıp da etrafı gezip haberdar olalım" diyen Adem'e tebessüm etti Leyla doğru söylüyordu normal bir hayatları yoktu ki maşallah teksas gibi aksiyon hiç eksik olmuyordu hayatlarında.
" Kim bu kadı Leyla onu görmek seni çom mutlu etti" dedi Zeynep
" "Çocukluk arkadaşım canem tatillerde buraya geldiğimde beraber çok güzel zamanlar geçirdik. Akşamda davetlisiyiz beraber gideceğiz yemekten sonra çıkarız bizede biraz değişiklik olur " dedi Leyla.
Sohbet mubabbet derken konağa gelmişlerdi. Ailecek güzel bir akşam yemeği daha yiyeceklerdi. Onlar arabadan inip konağa girerken. Diğer taraf da Yavuz yeni uyanmıştı. Bağ evinin havası ona hep iyi gelmişdi.
Telefonuna baktığında saatin epey geç olduğunu görmüstü.
Yatakdan kalkıp lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Aynada saçlarina eli ile şekil verdi. Odaya geri dönduğünde dolabın önüne geçti. Kiyafetlerine göz gezdirip. Beyaz ince kot kumastan dikilmis pantolununu aldı üzerine de Lacivert marka bir gömlek aldı. Hızlıca üzerindekileri çıkarıp dalaptan aldıklarını giydi. Çıkardığı yatak pijamalarını katlayıp düzelttiği yatağın üzerine koydu. Birazcık tertip düzen hastası idi dağınıklığı sevmiyordu. Çocukluğundan gelen bu alışkanlığı hala devam ediyordu.
Yatağın kenarında duran saatini koluna yüzüğünü ise parmağına taktı. Cüzdanınıda cebine koyup telefonunu eline aldı. Adem'e mesaj attı.
" Koçum nerdesiniz eve geçtiniz mi?" Leyla'yi görmeye gidecekti. Özlemisti uzaktan da olsa görmek istiyordu.
" Konağa geldik abi yemekten sonra da Leyla yengenin arkadaşının mekanina gidecekmişiz. Sen naptın rahat edebildin mi, birseye ihtiyacın varmı?" Diye sordu Adem.
" Yok koçum mekana gindince bana konum at yalnız Leyla dahil kimsenin haberi olmasın anlaştık mı?" Biliyordu Adem söylemezdi a yinede tembihlemişti.
" Merak etme abi anlaşıldı" yazip gönderdi Adem.
Yağız gideceği için yemek hep birlikte yukarda ki büyük salonda yenecekti. Adem Yavuz ile mesajlaştıktan sonra oda yukarıya çıkmak için merdivenlere doğru yürüdü.
Sevda elinde sini ile yukarı çıkmak için mutfakdan çıkmıstı ki Adem'i görünce kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Garip gönlü Adem'e kaymıstı onunda. Ama Adem onun yüzüne bile bakmıyor idi. Her gördüğü yerde bacım bacım diyip duruyordu.
"Hoşgeldin" dedi tebessüm ederek. Hoşgelmişdi iyiki de gelmişti kimsesiz kalbi yaşadığını hissettirmişti.
" Hoşbuldum bacım ver bana onu sen başka gidecek birşey varsa onu al " diyip genç kızın elindeki dolu siniyi aldı. Sevda'nın yüzü düştü gözleri doldu Adem ona bacım dedikçe kalbine bıçaklar saplanıyordu.
Onları yukardan izleyen bir çift mavi gözden habersizlerdi. Asmin sevdiği adama baktı yine çok yakışıklı olmuştu. Ah birde şu abisi gelsede Adem'i daha çok görse istiyordu ama işte istemekle yetiniyordu. Sevda ile Adem'in konuşmalarını izlerken dikkatini Sevda'nın tavırları çekti.
Adem'i görünce 32 diş sırıtan kız Adem bacım deyince yüzü düşmüstü. Neler oluyordu yoksa oda mı Adem'i seviyordu yok artık dedi Asmin oçinden ama yüreğine kurt düşmüştü olur mu olurdu.
Adem merdivenleri çıkınca sevdiği kızı gördü. Yüzüne aptal bir gülümseme yayıldı. Bu kız kalbine zararlıydı.
" Hoşgeldiniz Adem bey" biraz imalı konuşmuştu Asmin kıskanmıştı Adem'i. Napsın elinde değildi ona başka kızların da baktığı dünşüncesi beynini kemiriyor kalbini sıkıştırıyordu. İstemiyordu kimse bakmasın görmesindi Adem'i birtek ona ait olsun istiyordu.
" Hoşbuldum Asmin hanım hayırdır neyin tribini yiyorum acaba " dedi Adem göz kırptı.
Asmin'in o hareketle kalbi daha hızlı atmaya başladı. Bu adamın bu ani hareketleri kalbine zarardı.
" Sen niye taşıyorsun siniyi kızlar yokmu "
" Var Sevda çıkarıyordu ağır diye ben aldım ama burda trip atacaksan şunu bırakıp geleyim konuşalım vallahi belim ağrıdı " diyerek elindeki dolu olan siniyi gösterdi. Asmin onun bu lafı üzerine tebbessum etti. Şu an çok komik gözüküyordu Adem dondurması elindem alınmış çocuklar gibi isyan ediyordu.
" Gel hadi kapıyı açayım " diyerek önden yürüdü hafif kıvırtarak mahsuz yapmıstı. Amacı Adem'in ayarları ile oynamakdı.
" Düzgün yürü düzgün dikkatimi dağıtıyorsun şimdi sini devrilecek" dedi sabır çekerek.
Asmin kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Oh canına değsindi o Sevda ile bakışırmıydı şimdi sabır çekip dursundu.
Kapıyı açıp " Geç Adem abii " dedi abi kelimesini bilerek bastırarak söylemişti. Adem elinde ki siniyi masanın kenarına koydu.
" Adem oğlum bu işde mi sana kaldı " dedi Yade Zergül. Adem' e takılarak.
" Yadem napalım beni hiç boş oturtmuyorlar " diyerek karşılık verdi oda.
Yade Zergül kendi torunlarından ayırt etmezdi Adem'i. Çok da severdi terbiyesi saygısı , ahlakı imrenilmeyecek gibi değildi. Hele Yavuz'a düşkünlüğü Yade Zergül'ün gözünde onu yüceltiyordu. Kendi torunu olsa ancak bu kadar severdi.
Adem'in sözlerine odadaki herkez güldü. " Ee oğlum seni alan yaşadı desene karına her konuda yardım edersin " Dedi Yade Zergül. Adem utanmıştı bir bilse evleneceği kiz torunu acaba böyle konuşurmuydu. Gerçi Yade adaletli kadındı sevdaya saygı duyardı. Torunu kimi gösterip bunu seviyorum dese elinden geleni yapardı.
" De hayde sofraya geçelim anam yemekler soğumasın " dedi Behram ağa ve herkez masadaki yerine oturdu. Azade hanım şöyle bir baktı keşke Yavuz da olsaydı bu yemeklerden oda yeseydi diye içinden geçirdi. Ama işte huysuz aksi oğlu kafasına göre hareket ediyordu. Leyla karşısında ki kaynanasının gözlerinin dolduğunu görünce üzüldü. Biliyordu Yavuz'u düşünüyordu. Onunda yüreği burkuldu.
Hayat işte zordu ,bazı sınavları vardı insanın hayatında yaşaması geçmesi gereken. Leyla en zoru ile mücadele ediyordu. Hayat sınavından geçmiş, sevda sınavından kalmıştı.
" Behram düğün evine ugradın mı ihtiyacları bir sıkıntıları varmı oğlum " diye sordu Yade Zergül. Kocası Berzan ağa her düğünde hane sahibine gider yardım ederdi. Kocasının vazifelerini şimdi oğlu yapıyordu ama onun içi sorup öğrenmeyince rahat etmiyordu.
" Gittim ana merak etme gerekeni elimizden geleni yaptık. Yarın akşamda son görevimizi yapalım da hayırlısı ile bir aksilik olmadan şu işi de bitirelim" diyerek annesine gereken açıklamayı yaptı. Kan davası için olan düğünlerde bazen aksilikler oluyor olay büyüyor kavgaya kadar gidebiliyordu. Behram ağanın tek derdi sorunsuz düğünü atlatmakdı.
" Leyla kızım kıyafetlerinizi hazır ettim ben bakalım beğenecek misiniz" Azade hanım merak ediyordu. Kızlara yöresel kiras kaftanlar almıştı. Acaba beğeneceklermiydi.
" Niye zahmet ettin annem biz giyerdik birşeyler. Kendini niye yoruyorsun " dedi Leyla mahcup olmuştu ama bu kadın her zaman onu düşünüyor elinden geleni yapıyordu ve Leyla minnet duyuyordu kayınvalidesine. Üstelik kızları da ayırmayışı dikkatini çekmis daha bir mutlu olmuştu.
" Ana sen boşuna uğraşmışsın ya ben gider ha o aşağıdaki çuvallardan Leyla'ya dikerdim bir kaftan " dedi derdi Leyla'yı uyuz etmekdi.
" Benim kızım çuvalda giyse o dünyanın en güzel kıyafeti olur üzerinde önemli olun içinde ki mücevher" dedi Azade hanım gelinin güzelliğine dem vurarak. Yalan yoktu çok güzel bir gelini vardı. Gerek yüzü olsun , gerekse vucut hatları her erkeğın arzulayacağı bir güzellığe sahipti. Aptal oğlu kördü işte görmüyordu önünde ki cevheri.
" Huhuyyy gör gör Berzan efendi anam gelinine laf ettirmez olmus yandık biz oğlum. Bizi evlatlıktan siler nüfüsuna gelinleri alır bu kadın yakında " Yağız isyan etmişti. O Leyla'yı kızdırmak istemişti ama annesi kelimeleri ile kendisini madara etmişti.
" Ana sen beni beni bak , bu karizmatik sempatik, yakışıklı oğlunu silecek misin " derken yine bir Bihter Ziyagil sahnesi yaşatmıştı masadakilere. Herkez Yağız'ın yüzündeki o ifadeye kahkaha attı.
" Anne oğlun olmayan gelinlerini kıskandı " dedi Yaren ama gülmekten zar zor konuşuyordu.
Miroğlu konağı yine şenlenmişti birkez daha. Keşke her günleri, her geceleri böyle olsa idi.
Zeynep karşısında ki adamın ailesi ile olan sohbetine hayranlık duyuyordu. Gerçekten Yağız neşe dolu, kalbi güzel bir adamdı. Zeynep kendisini çok şanslı hissetti karşısına böyle bir adam çıktığı için.
"Allahım nasibim değilse bana onu sevdirme nasibim ise sen bu adamı kötülüklerden koru " diye dua etti içinden.
Yağız kendisine hayran hayran bakan kadına bir kez daha aşık oldu. O nasıl bir bakıştı ki Yağız'ın tüylerini diken diken etmişti. Bir kadın nasıl böyle güzel bakabilirdi ki. O çimen yeşili gözlerde kaybolmak istedi.
Yemek şen kahkahalar ile yenmiş kızlar el birliği ile masayı toparlamışlar idi. Sıra çay faslına gelmişti. Kızlar hazırladıkları çayı , atıştırmalıkları ve bardakları alıp yukarı çıktılar.
" Yadem bize müsade bir arkadaşım kafe açmış oraya davet etti bende kabul ettim iznin olursa biz oraya gideceğiz " diyerek büyüklerinden müsade istedi Leyla.
" Kızım bu gece burda kalır gidin eğlenin gelin yarında hep birlikte düğüne gideriz olmaz mı? " Diye sordu Azade hanım. Onlar olunca koskoca konak hayat buluyordu.
" Olur annem kalırız eh bize müsade o zaman " diyerek kızlar ile ayaklandı. Tahir ve Yağız da peşlerinden çıktı.
" Hayırdır siz nereye gençler " dedi Leyla.
" Ne yani dotmam sizi yalnız bırakacağımızı düşünmedin her halde bizde geliyoruz " dedi Yağız itiraz kabul etmeyecekti zaten fırsat vermeden Tahir ile aşağıya indiler. Yoksa Leyla bir ton laf edip gelmelerine müsade etmezdi.
Leyla kafasını salladı tam bir baş belası idi bu Yağız. Adamın varlığı bir dert yokluğu ayrı bir dertti.
Asmin Leyla'nın yanına gelip ellerini arkadan bağladı nazlanarak " Yengelerin bir tanesi bizde gelelim mi söz veriyorum uslu uslu otururuz" köpek yavrusu bakışlarınıda attı. Biliyordu Leyla'nın merhametli yanını oraya oynuyordu.
" Bakma bana öyle yeni doğmüş köpek yavrusu gibi. Tamam gelin hadi hep birlikte gidelim Zehra ve Sevda ya da söyle 5 dakikanız var " dedi.
Asmin ayakları kıçına vura vura koşturarak mutfağa kızlara haber vermeye gitti.
5 dakika sonra herkez konağın kapısını önünde idi. Leyla, Yağız, Zeynep ve Asmin Adem'in kullandığı arabaya bindiler.
Senem, Zehra ve Sevda Tahir'in arabasına bindiler.
Yaren ve Berzan da beraner aynı araba ile peslerine düştüler. Abla kardeş son ses müzik ile Antep sokaklarını inletiyorlardı.
Yarım saat sonra nihayet mekana gelmişlerdi. Arabaları buldukları bos yerlere park edip indiler. Leyla önde digerleri arkada mekana giriş yaptılar.
Adem Yavuz'a mekanın konumunu gönderdi içeriye girmeden. Ve hemen arkalarından oda mekana giris yaptı.
Hasret gelen misafirlerini görünce oturduğu masadan kalktı kollarını kadim dostuna açıp gülerek " Hoşgeldiniz hanımağam şereflendirdiniz mekanımı " dedi Leyla ya sarılırken. Sonra diğerlerine bakıp " Sızlerde hoşgeldiniz" dedi.
" Hoşbuldum Antep'in gülü hayırlı uğurlu olsun " dedi ve yoldan gelirken aldıkları çiçek buketini Yağız'ın elinden alıp dostuna uzattı.
" Ne gerek vardı gelmen yeterdi " desede Hasret Leyla konuşmasına müsade etmeden " Tamam yok birsey hadi yerimizi göster " dedi.
Hasret ayırttiği özel köseyi dostuna gösterdi eli ile " Size mekanın en guzel köşesini ayırdım " dedi ve masaya kadar misafirlerine eşlik etti.
Sevda Zehra, Adem, Asmin ,Berzan ,Tahir Senem, Zeynep ,Yağız ,Yaren ve Leyla köşe olan masaya sırayla oturdular.
Hasret garsonlara başı ile işaret etti. Garsonlar getirdikleri menüyü masadakilere uzattılar.
Kafenin ortamı çok otantik ama şık bir şekilde restore edilmişti. H yöresel motifler hemde modern motifler kafe ye ayrı bir hava katmıştı. Üstelik canlı müzik olmasi ayrı bir güzellikdi.
Kızlar hayran kalmışlardı mekana. Gerçekten çok guzeldi insanın içini açıyordu. Herkez siparişini verdikten sonra masaya atıştırmalıklar getirildi. Nede olsa Hasret'in ilk özel misafirleri idi.
" Leyla'm siz keyfinize bakın bende bir çocuklara bakayım. Mekan senin birazdan gelirim " diyerek yanlarından ayrıldı.
"Leyla gerçekten çok güzel mekan İstanbul da bile böyle sakin huzur verici bir mekan bulmak imkansız. Heryer insan kalabalığı ve rahatsız edici müzikler var " Senem İstanbul'un o kalabalığından dert yanarak konuşmuştu.
" Haklısın canım gerçekten güzel bir yer eh sık sık geliriz artık " dedi Leyla da.
Ve sahnede türkü ezgileri çalmaya başladı. Solistin sesi muziğin ritmi Leyla'yı eski günlere götürurken Yağız elini Zeynep'in omzuna attı. Kendisine doğru hafif çekti. Zeynep gözleri ile napıyorsun desede umrunda bile değildi. Şu anın sadece tadını çıkarmak istiyordu Yağız son bir günü kalmıştı sonra görev yerine geri dönecek idi.
" Zeynep anın tadını çıkar bırak bu gece bizim olsun giderken yanımda senden birşeyler götüreyim " dedi Yağız gitmek değil ama Zeynep'ten ayrılacak olmak koyuyordu yüreğine.
Tahir de bir cesaret attı Senem'in omzuna elini. Senem bu defa hiç tepki vermedi. Tahir'i kırmaktan üzmekten çok korkuyordu ve onun böyle sahiplenici tavırları hareketleri Senem'i çok hoşuna gidiyordu. Başını koydu Tahir'in omzuna mutluluğun , huzurun tadını çıkardı.
Adem ise masanın altından gizlice tutmuştu sevdiği kızın elini. Onun işi diğerlerine göre daha zordu. Asmin Adem'in yaptığı hareket ile içi içine sığmaz oldu. Hoşuna gitti elini tutması ve sahiplenmesi.
Siparişleri gelince herkez kahve söylemişti hep birlikte gelen kahvelerini içtiler. Yavuz mekana gelmis ama içeriye girmemiş idi dışardan görebiliyordu sevdiğini yine her zamanki gibi çok güzeldi. Kehribar gözleri yüreğine işliyordu sanki. Yavuz için dünyanın en güzel, kusursuz ve mükemmel kadını idi Leyla.
Gecenin ilerleyen saatlerinde . Hasret mikrofonun başına geçti. Leyla'nın hikayesini çalışanlardan dinlemişti. Yüreği sızladı dostunun yaşadığı acılara. Hele birde Yavuz'un düğün günü gittiğini öğrendiğinde kalbi sızım sızladı. Leyla nasıl dayandı bu acıya diye düşündü.
" Bu şarkı benim kadim dostum iki gözümün çiceğine gelsin. Değdi mi hanımağam" dedi ve şarkının müziğo çalmaya başladı. Turkuyu Hasret sœyleyecekdi sesi de zaten yanıkdı Leyla' da bi gece ciğer bırakmayacaktı.
" Deli gönül yeter hep ağladığın,
O zalime yandığına değdi mi ?
Sen uğruna köle oldun kul oldun,
Saçlarını yolduğuna değdi mi....
Dedim sana sevme onu ,
Gözyası ile biter sonu,
Cehenneme gitsin yolu değdi mi?
Bırak gider ise gitsin,
Senden beter acı çeksin,
Allah belasını versin değdi mi....
Boşa geçti yıllarım senelerim ,
Yıllar aldığını geri verdi mi?
Eridim tükendim zalım elinden .
Saçlarını yolduğuna degdi mi..... "
Şarkının her bir sözü Leyla'nın kalbine kurşun olup girmiş paramparça etmişti.
Değmiş miydi Yavuz'u bu denli sevdiğine evet hata etmişti bırakıp gitmişti ama yinede değerdi. Onu sevmeye, beklemeye, özlemeye degerdi bee değerdi.
Leyla gözünden akan yaşı hızlıca sildi. Şarkı da zaten bitmişti. Mekanda alkış sesleri, ıslık sesleri yankılandı.
Hasret mikrofunu bırakmadan " Değerli dostlar bu gece mekanımı şereflendiren dostumdan bizim için bir şarkı söylemesini istiyorum. Lutfen kuvvetli alkışlarınız onun için gelsin " diyerek Leyla'ya baktı. Leyla eli ile olmaz desede Hasret kabul etmedi yanına kadar gelip elini tuttu.
" Benim için okur musun lütfen " dedi.
Kızlardan hep bir ağizdan " hadi Leyla söyle Leyla deyince istemeden de olsa kalktı ayağa ve sahneye gitti. Eline sazı aldı ayarını yaptı orkestra ya dönüp.
"Sen benimsin bende senin söyleyeceğim " diyerek sazın tellerine vurmaya başladı.
Yavuz arabadan inip mekanın arka tarafından dolandı ve bir köşede Leyla' yı izlemeye ve dinlemeye başladı.
" Beni eller gibi görme ben seninim, sen benimsin.
Gel seni benden ayırma sen benimsin, ben seninim yar. "
Leyla gozlerini kapamış türküyü söylüyordu. Kendisini dinleyen Yavuz'dan bir haber. Yavuz dinlediği her bir kelimede yandı yandıkca da gözlerinden yaşlar süzüldü. Şimdi çok farklı olabilirlerdi ama işte araya şerefsizin teki girmişti ve Leyla'sı onun kehribar gözlü sevdiğinin gönlüne başka biri düşmüştü.
"Kalpten kalbe bir yol vardır
Gözünen görünmez bir sırdır.
İkimizin kalbi birdir
Sen benimsin, ben seninim yar. "
Leyla şarkı bitince sazı yerine koydu. Hasret ile sarılıp ağladılar. Onlar çok sevmişti lakin kavusmak nasip olmamıştı ikisine de.
Yavuz daha fazla dayanamadı ve mekanı terk edip Berdan 'ı aradı ve bağ evine gelmesini istedi. Leyla'yı öyle görmek canını çok yakmıştı.
" 5 yıl ula koskoca bes yıl geçti hala unutamadın mı o şerefsizi " dedi ve direksiyona elini sertçe vurdu.
Leyla Hasret'in anlattıklarını dinledikçe kan beynine sıçradı bir insan ne kadar şerefsiz olursa Hasret'in kocası da o kadar şerefsizlik etmişti kıza. Duydukları o adamı öldürmesine yeterdi. Şu an karşısında olsa gözü kararır eli titremezdi tetiğe basardı.
" Leyla oralar bizim ülkemiz gibi değil bilmediğin bir memlekette yaşamak da hiç kolay değildi. Beni aldı götürdu ertesi gece aldatmaya başladı eve hergün bir kadın getirdi. Bana da hizmetini ettirdi. Dayanılmaz bir hal aldı bu durum artık meğerse derdi amca kızı imis adam onu seviyormuş. Kız bunu reddedince oda inat olsun diye beni istemiş. İste olanlarıda anlattım zaten sana . Amca kızına dünür geleceklerini duyunca beni boşadı. Bende çıkıp geldim Türkiye ye tazminat parası ile de burayı açtım çok şükür kazancım iyi. Namerde muhtaç değilim anlayacağın. Zalim babama haber de vermedim geldiğimi beni onun yanında mutlu zannediyorlar. Oysa ki ben her gün kan kustum haberleri yok. " Hasret anlattıkça Leyla ağladı Leyla anlattı hasret ağladı. Saat gece yarısı olunca müsade isteyip kalktılar. Hep birlikte konağa geri döndüler.
Yavuz ise sabahı sabah etti Berdan ile. O herşeye sıfırdan başlamak için geri gelmişti. Ne olursa olsun yapacakdı Leyla'ya o şerefsizi unutturacaktı.
Sabah ezanından sonra yattılar ve akşama bir aşiret düğüne gideceklerdi. Öğlen saatlerinde kendilerine geldiler. Yavuz sert bir kahve yaptı ikisi içinde. Yoksa ayılacak gibi değillerdi.
" Ulan ne vardı sanki o kadar içecek hem sen ne ara Cihan'ın yanından geldinde bu hale geldin anlamadım ki" diyerek isyan etti Berdan
" Sabah saatlerinde geldim sonra da işte Adem'den mesaj gelince yanlarına gittim. Leyla'yı görmek istedim ama o söylediği türkü ile beni mahvetti. Oğlum bu nasıl yaradır ki kapanmak bilmiyor ne onunla oluyor nede onsuz " Berdan ne diyebilirdi ki dostunu teselli edecek bir kelam kalmamıştı sanki kelime haznesinde.
" Sevda düştü mü bir kere yüreğe yakmadan kül etmeden sönmüyor bak bana giden hiç gelmeyecek olan birini bekleyip durdum geldi mi? Hayır peki bitti mi bitmedi ulan şimdi çıkıp gelse karşıma dikilse çocuğuda olsa kabul ederim. Sevda böyle işte azizim naparsak yapalım onlarsız eksiğiz. Benim ki imkansız da lan oğlum sen bari yanında iken kıymetini bil tut elinden elbet oda sever seni" dedi
" Üzülme be oğlum nasip değilmiş ama dediğini yapacağım bu defa gitmek kaçmak yok savaşacağım sonuna kadar ya kavuşuruz yada ölürüz"
Kahveleri bitince beraber berbere gitmek için ayrıldılar bağ evinden.
Konak da ise kızlar işe gitmemiş beraber kahvaltı etmişlerdi. Yağız gideceği için eşyalarını toplarken Zeynep ona yardım etmişti. Leyla ise mutfakta ki kızlar ile sohbet etmişti. Senem ve Yaren ise dergiden akşam için saç modellerine bakıyorlardı. Leyal hanım ve Azade hanım ise yan konakta ki komşularına geçmis olsuna gitmişlerdi. Yade Zergul ise kaza namazını kılmak için odasına çekildi. Behram ağada Perwer ağa ile buluşup düğünün kazasız belasız geçmesi için iki taraf ile de konuşmaya gitmişti.
" Yağız orda dikkat et kendine tamam mı henüz yaran daha taze mümkünse maceraya atlama bir süre. Birde geceleri soğuk olursa hırkanı giy bak ben herşeyi koydum ama sen yine bir bakarsın eksik varmı diye " tatlı tatlı endişelerini dile getirirken Zeynep, Yağız hayran hayran onu izliyordu. İşini itina ile yapışına, kendisini düşünen yüreğine, endişe ile bakan gözlerine hepsine hayran olmuştu.
"Sen beni dinliyor musun?" Dedi kaşlarını Yağız'a çatarak.
" Dinliyorum tabiki öyle güzel işini yapıyor ve anlatıyorsun ki hayran olmamak imkansız " dedi Yağız.
" Teğmennn başladın yine"
" Tamam tamam kızma merak etme hayatımda artık çimen gözlü bir güzel var. Onun için iki kat daha dikkat edeceğim kendime " dedi Yağız.
Zeynep gülümsedi dili de güzel laf yapıyordu hani. İçine bir hüzün çöktü birden Yağiz'ın gidecek olması canını sıktı. Kısa zamanda varlığına alışmıştı teğmenin.
" Düşmesin hemen o yüzün ben bir yolunu bulur yine gelirim" dedi ve Zeynep'i kolundan tutup yanına oturmasını sağladı. Kafasını omzuma yatırıp saçlarına öpücük ko durdu.
" Zeynep içinde ki korkuyu biliyorum annemden , kardeşlerimden, Leyla'dan. Onlarda her gidişimde senin gibi bakıyorlar"
" Yağız ben hiç yaşamadığım duyguları yaşıyorum seninle. Kısa zamanda yanımda oluşuna varlığına alışmışım biliyorum bu senin mesleğin ama gidecek olmana alısamayacağım galiba" derken gözümden akan yaşı eli ile sildi hemen.
" Biliyorum güzelim bende sana öyle çok alıştım ki , galiba benim maaşın yarısı uçak biletine gidecek gibi gözüküyor bu gidişle " diyerek tebessüm etti. Zeynep'in yüzünü güldürmek istedi. Şuan ağladığına adı kadar emindi.
" Bu kadar muhabbet yeter teğmen hadi artık aşağiya inelim annenler her an gelebilir ve beni görmezler ise yanlış anlayabilirler "
" En fazla bizi hemen evlendirirler canım nolacak sanki er yada geç bu evin gelini olmayacak mısın süreç hızlanmış olur" diyip kahkaha attı.
" Çok beklersin Yağız Miroğlu avcunu yala" diyerek elini gösterdi ve odadan hızla çıktı arsızdı bu adamın sağı solu belli olmazdı.
******************************
Yavas yavas güneş yerini aya bırakırken Antep semalarını da yıldızlar aydınlatmaya başlamıştı. Kızlar Azade hanımın aldığı yöresel kiyafetlerini giydiler. Yaren önden ikiye ayırdiğı bor tutam saçını örûp arkadan toka ile tutturdu geriye kalan kısımlari ise serbest bırakıp uçlarına maşa ile şekil verirken. Zeynep saçlarını at kuyruğu yapmayı tercih etmişti. Senem ise maşa ile bükleler verdiği saçları salık bıraktı. Asmin de Zeynep gibi saçlarina at kuyruğu yapmayı tercih etmişti.
Leyla saclarını maşa ile su dalgası yapıp ortadan ikiye ayirıp bıraktı. Kıyafetlerine uygun makyajlarını da yapan kızlar çok güzel olmuşlardı.
Azade hanım ve Leyal hanımd ayöresel kıyafetlerini giymişler şallarını da saçlarina örtmüşlerdi.
Berzan beyaz salaş bir gömlek ve ona uygun krem renk keten pantolan tercih ederken, Yağız ise siyah kot pantolon siyah tşört ve üzerine siyah spor ceket giymişti.
Miroğlu kadınları kizları güzellikleri ile büyülerken, erkekleri ise karizmaları ile kızların yüreğini hoplatacaktı.
Kızlar hep birlikte merdivenden inmeye başladığında Yağız ve Berzan ıslık çalmaya başladı.
" Berzan oğlum bu gece işimiz çok zor baksana şu güzellere hangi birini koruyacağız oglum ikimiz" derdemez arkadan Yavuz'un sesi konakda yankılandı.
"Kim demis iki kişisiniz diye, ayrıca hangi şerefsiz benim masamda ki kadınlara bakmaya cesaret edebilir" Yine tüm karizması ve heybeti ile konağı da içindekileri de sarsmıştı. En çok da Leyla'yı. Siyah takim elbisesinin içine kar gibi beyaz bir gömlek giymiş saçlarını ise özenle taramıs ve traş olmustu.
Leyla karşısında kanlı canlı duran adamdan gözlerini alamadı. Yine çok yakısıklı olmuş kalbini titretmişti. Şu an nefes nasıl alınır unutmuştu. Zeynep koluna dokununca tuttuğu nefesini serbest bıraktı. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki sanki yerinden çıkacak gibiydi.
Azade hanım koşup oğlunun boynuna sarıldı " Hoşgeldin oğlum " sözünü tutmuştu geleceğim demiş gelmişti.
" Artık hep dizinin dibindeyim anam bol bol sarılırsın" dedi Yavuz.
"Hoşgeldin evlat " diyen Behram ağanın elini öptü. Sonra da Leyal hanimın elini öptü " Nasılsın ana " diye de halini hatrını sormayı ihmal etmedi.
" İyiyim oğlum seni gördük daha iyi olduk " dedi
" Hoşgelmişsin ağam "
"Hoşbulduk teğmenim maşallah toparlamışsın" derken birbirlerine sıkıca sarıldılar. Berzan ile de sarıldıktan sonra sıra kız kardeşleri ve sevdiği kadına gelmişti.
Asmin koşup gidip boynuna sarılırken Yaren uzaktan hoşgeldin demeyi uygun görmüştü. Abisine hala kırgındı.
Senem ve Zeynep de hoşgeldin deyip elini sıktı. Gözleri sevdiği kadında idi yeşil kiras fistan nede güzel yakışmıştı kehribar gözleri ortaya çıkmıştı.
Yavuz'un kalbi ağzının içinde atıyordu sanki. Konuşsa kalbi dile gelecek çok güzel olmuşsun diyecekti. Ulan bu kadın kalbime zarar dedi içinden güzelliği kalbine zarardı.
" Hoşgeldin ağa " dedi Leyla elini uzattı onlar hiçbir zaman ailelerin yanında sarılmamışlardı. Yine iki yabancı gibi toklaştılar lakin bu defa birşey oldu sanki ellerini elektrik çarpmış gibiydi. Aynı anda göz göze geldiler ve Leyla elini hızla çekti.
"Hoşbuldum hanımağam " dedi.
Yade Zergül odası da olduğu için Yavuz'un geldiğini görmemişti.
" De hayde geç kalıyoruz gidelim gelince bol bol hasret gideririz " dedi.
Azade hanim ve Leyal hanım Behram ağa ile gidecekti. Adem'in kullandıği arabaya Sultan hanım, Sevda ve Zehra binmişti. Adem sevdiği kadına uzaktan bakmakla yetindi.
" Zeynep ve Senem ile benim arabaya binin çifte kumruları başbaşa bırakalım " dedi Yaren'in kulağına eğilerek. Yaren kızlara kas göz yapıp arabaya bindiler. Geriye Yavuz ve Leyla kalmıstı onlar hala birbirlerinin etkisinde iken Yağız'ı kornaya basması ile kendilerine geldiler.
Leyla sadece Yavuz'un arabasını boş görünce kızlara sert bir bakış attı bunu onların yanına bırakmazdı elbet zamanı gelirdi.
Yavuz kardeşinin başının altından çıktığına emindi. Biliyordu ya baş başa bırakmak istemisti.
Yavuz eli ile arabayı gösterip kapıyı açtı Leyla'nın binmesi için. " Buyrun hanımağam " dedi. Leyla el mecbur bindi arabaya. Yavuz' da şöfer koltuğuna geçince hep birlikte ayrıldılar konaktan.
" Ne zaman geldin" merakla sordu Leyla. Neden haber vermemişti gerçi mesajlarda hazır ol deyip durmuştu.
" 3 gün oldu bağ evinde idim sürpriz yapmak istedim" diyerek Leyla'nın merakını giderdi.
" Gerçekten de sürpriz oldu alıştık yokluğuna seni görünce garipsiyoruz " dedi yarasını kanatmak ister gibi.
" Şimdide varlığıma alısırsınız Leyla hanım " diyerek gaza bastı canı yanmışmıydı yanmıstı. Leyla başarmışmıydı canını yakmayı başarmıştı.
Düğün evine gidene kadar ikiside tek kelime etmedi. Arabalar ard arda durunca geldimlerini anladılar. İlk defa bir düğüne karı koca katılacaklardı. Arabaları park edip indiler Azade hanım Yavuz'u , Leyal hanım Leyla'yı kenara çektiler.
" Leyla'm kızım biliyorum annem senin için çok zor ama bu gece ailemiz için babanın şerefi için Yavuz ile normal karı kocalar gibi davranın olur mu kızım. Herkezin gözü bizim üzerimizde baban bu yüzden göçüp gitti kaldıramadı bizim için değilse de onun için yap olur mu kuzum" diyip kızının alnından öptü. Gelirken Azade hanım ile anlaşmışlardı.
" Yavuz yavrum diyceksin biliyorum yeni geldim ana ayağımın tozu ile benden yine ne isteyeceksi diye ama bu gece bizim için ailemiz için Leyla ile normal karı koca gibi davranın olur mu evladım" dedi.
Yavuz'un gözleri Leyla'yı buldu bakışları ile zoraki de oksa tamam demişlerdi birbirlerine kendilerini bekleyen sürprizden habersizlerdi.
Hep birlikte içeriye doğru yürüdüler. Önde Behram ağa ve Azade hanım hemen arkaları da ise Berzan ve Leyal hanım vardı. Onları arkasında kol kola girmis Zeynep,Senem ve Yaren vardı Yağiz ise koluna Asmin'i almıs arkalarında onlari takip ediyordu.
Sultan hanım ve kızlarda içeriye girdiler sona Leyla ve Yavuz kalmıstı. Ve evcilik oyununa başlamak için Yavuz kokunu Leyla'ya doğru uzattı. Leyla uzatılan kola elini geçirince beraber düğün alanına girdiler.
Mikrofondan " Miroğlu aşiretinden Behram Miroglu ve ailesi düğünümüze teşrif ettiler güçlü bir alkış alalım" diyerek salonda ki herkezi dikkatini onlara çekmişti.
Nurullah ağa ve Haşim ağa salonun kapısjnda eşleri ike gelenleri karşıladılar. Behram ağa diğer ağalar ile tokalaşıp " Hayırlı olsun " derken Azade hanımda eşleri ile kuçaklaşip " Hayırlı olsun " dedi.
Nurullah ağa düğün sahibi olduğu için oturacaklari masayı gosterip buyur etti. Sırayla herkez içeri girerken peşlerinden.
Leyla ve Yavuz'u kol kola içeri girerken görenler imrenerek baktı. Bazıları ise fesatlık ve fitne ile baktılar. Biri vardi ki bakanlar arasında elleri yumruk olmuş gözlerinden ateş çıkıyordu.
"Yavuz ağam şeref verdiniz hoşgelmişseniz " dedi kuyumcu Nurullah. Yavuz ise herzamanki ciddiyeti ve duruşu ile uzatilan eli sıkıp " Hoşbuldum Nurullah abi hayırli olsun " dedi. Haşim ağa da aynı özenle karşıladı Yavuz'u ismini çok duymustu ama görmek nasip olmamıştı ilk defa görüyordu genç ağayı.
Haşim ağa ve kuyumcu Nurullah'ın eşleri de aynı özenle Leyla'yı karşıladılar güzelliği asaleti dillere destan olan kadına imrenerek baktılar. Tebrik faslının aardından gösterilen masaya doğru ilerlediler.
Leyla ve Yavuz biraz ilerlemişlerdi ki karşılarında ki masada oturan adam ile neye uğradıklarını şaşırdılar. Leyla'nın korkuları gün yüzüne çıktı.Yavuz'un 5 yıl önce olduğu gibi yine yanlış anlamasından . Yavuz'a baktığında gözlerindeki nefreti ve kini iliklerine kadar hissetmişti.
Sevdiği adam ile bir düğüne beraber katılacağı için mutlu olurken Said Zaloğlu'nu görmeyi beklemiyordu Leyla.
En güzel anlarının katili gibiydi bu adam bir türlü kurtulamıyordu. Nerde ne zaman çıkacağı belli olmuyordu. Yavuz tarafında ise durum çok da farklı değildi. Bu adam nasıl Antep'e girebilmişti üstelik ağaların masasına oturabilmişti.
Leyla'ya baktığında gözlerindeki korkuyu gördü ama bu korku kim içindi bilemiyordu.....
Evettr geldik bölum sonuna yorunlarınızı özellikle bekliyorum canlarım kusura bakmayın geciktim ama watpadd e giremedim uzun bir sure. uğraşa uğraşa girdim ve bölümü bitirdim çok şükür size güzel okumalar. Her bir karakter için yorumlarinizi bekliyor olacağım. Birde ricam olacak sizden hikayemizi takibe alırsanız cok mutlu olurum. Sizleri seviyorum yeni bölümde göruşmek üzere. Tiktok hesabımdan kizların giydiği kıyafetleri atacağım.
Watpadd ,Kitappadd , İnstagram ve Tiktok hesabım
👇👇👇👇👇
( 55Cerkezkizi055 )
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
10.99k Okunma |
1.27k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |