15. Bölüm

13. BÖLÜM GİTME

Çerkezkizi
55cerkezkizi055

Sevgili acının gözyaşı ailesi yeni bölüme geçmeden lütfen beğeni olduğu kadar yorum da yaparmısınız fikirlerinizi çok merak ediyorum. O kadar emek veriyorum Lutfen iki satırda olsa yorum yaparsaniz mutlu olurum . Her bölümu heyecan ile yazıyorum lakin kimseden tek bir satır yorum görmeyince üzülüyorum bu kadar emek boşa gitmesin istiyorum sanki kendim yazıp kendim okuyormuşum gibi hissediyorum beğeni var ama yorum hic yok. Bir iki kisi hariç. Bol bol yorum lütfennn.

Sen bilirmisin insan nasıl kendini unutur?
Nasıl haykırmak isterde sesi boğazında düğüm olur.
Konuşmak istersin konuşamazsın, kacmak istersin kaçamazsın.
Hatta gözlerinde ki, yaşlar bitmiştir ağlayamazsın........ ( 55Cerkezkizi055)

Bölüm şarkısı : Sezen AKSU Ne ağlarsın benim zülfu siyahım.

İnsan en çok dili ile zulm eder sevdiklerine. Dil yarasi kadar acı, ağır bir yara yoktur. İnsan söylenileni kırilan kalbini asla unutmaz. Tıpkı Leyla gibi. Onun kalbi binlerce kez kırıldı, pes etmedi Leyla her düştüğünde, kırildığında daha güçlü ayağa kalkmasıni bildi.

Yavuz Leyla'ya yaptığı ima yüzünden pişman olmuştu. Oda biliyordu Leyla sevse bile Yavuz'a ihanet etmez o adamın adını ağzına bile almazdı ama işte bir anlık öfke ile ağzından çıkmıştı.

Leyla da bir anlık öfke ile ağzından çıkan kelimeyi duymamıştı. Kafasına dank ettiğinde kendinden utandı. Ama işte geri dönüşü yoktu. Yavuz da onun damarına basmış nikahinda iken başkasını sevdiğini ima etmişti.

Yavuz burnundan soluyordu ne demişti adam değilsin. Kulaklarında bu ses yankılandı. Leyla'ya yine kırgın baktı kara gözeleri.

" Adam değilim ha adamm değilim! Adamlık nasıl oluyor Leyla seviyorum diyip kandırarak bir kızın namusunu dillere düşürerek mi?" Derince bir nefes aldı" ulan ben senin için kendimi evimden ailemden topraklarimdan sürgün ettim. Ne sanıyordun Leyla biz evlenecektik herşey yoluna mi girecek biz mutlu mesut bir aile mi olacaktık?" Leyla kendisine kırgın bakan adamı ne kadar yaraladığını anlamıştı ama işte gururundan birşey de diyemiyordu.

" Lan evlendiğimiz gecenin sabahında çarşaf soracaklardı ki, kimsenin haddine bile değil bunu sormak. En fazla 1 ay sonra çocuk çocuk diye tutturacaklardi. Sadece konaktakiler de değil aşiret dışarıdaki insanlar herkez ağa ve hanimağalarindan çocuk haberi bekliyceklerdi. Hadi onu geçtim ben lan ben, beni sevmeyen bir kadına elimi sürecek kadar şerefsiz adi bir adam miyim he Leyla, Başkasını seven bir kadına el sürer miyim rızası olmadan? " Leyla dinledikçe Yavuz'u bu evliliği kabul etmekle Yavuz'un omuzlarına ne kadar büyük bir yük olduğunu anladı. Keşke keşke kabul etmeseydim dedi içinden gözlerinde yaşlar yağmur gibi akıyordu. En çok da yüreğini sızlatan Said'i sevdiğini düşünmesi idi oysaki kalbi ruhu bedeni Yavuz diye inlerken...

" Ulan gittiğim halde aşiret durmadı kalsaydım daha beteri olacak kuma kuma diye tutturacaklardi. ben tihniyetsiz bir adam miyim ki, senin suçun günahın yokken üzerine kuma lafları ettireyim. Lan ben saçının teline kıyamaz iken başkalarına seni ezdirir miyim bütün Antep'i kana bulamazmiydim. Ama sana göre ben Adam değilim haklısın be Leyla ben gerçekten adam değilim" diyip ağlayan sevdiğine aldırmadan yanından hızla geçip gitti...

Leyla olduğu yere dizlerinin üzerine çöktü artık yaşamak bile ağır geliyordu. Daha ne kadar acı çekecek canı yanacaktı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı "Gitme" diyebildi. Bu defa gitme sensiz ölüyorum görmüyormusun be adam "gitme" dedi içinden ama Yavuz ne onu duydu ne de Leyla dur diyebildi.

Yavuz sevdiğinin hıçkırık seslerini duyunca kendine lanet etti. Ne vardı o kadar üzerine gidecek ne olursa olsun dayanamiyordu Leyla'nin ağlamasına. Şimdi geri dönse ben burdayım ağlama dese yok yok yapamazdı adam değilsin demişti. İlk defa Leyla'ya karşı gururu üstün geldi.

Gözlerindeki yaşı silip dostunun yanına doğru adimladi." Adem Zeynep'i ara gelsin yengenin yanına sende yanlarından ayrılma herşeyden haberim olacak birde o Said iti nerde ne yapıyor attığı adımdan içtiği suya kadar haberim olacak" diyip Berdan ile beraber arabaya binip son gaz gittiler...

Adem Zeynep'i arayıp kaleye gelmesini istedi. Yengesinin yanına yukarıya çıktı. O ağladıkça Adem'in de içi gidiyordu. Yanına gitmek istedi lakin gidip ne diyecekti ki uzakta durup Zeynep'in gelmesini bekledi..

Leyla sakinleşene kadar ağladı, ağladı , dizlerini kendine çekip kollarını dizlerine sardı kafasını da koyup öylece kötü kaderine içini çeke çeke ağladı ne suç işlemisti neyin günahının vebalini ödüyordu. Kime kötülük etmişti kimin ahını almiştı hiç bilmiyordu.

Zeynep kale'ye geldiğinde dostunu dağılmış bitik bir halde buldu Leyla'ı ilk defa bu kadar güçsüz ve dağılmış gördü. Hemen önünde diz çöküp sıkıca sarıldı.

Leyla da dostuna karşılık verip oda sarıldı" Zeynep çok canım acıyor. Canımı canını çok yaktım" dedi hıçkırıklarının arasında.

Zeynep dostunu teselli edecek kelimeleri bulamıyordu. Ne dese daha çok canı yanacakti en iyisi sessizce acısına ortak olmaktı. Öyle dakikalarca Antep'in güzel manzarasına karşı oturdular sonra Leyla'nın telefonu çalmaya başladı. Cebinden telefonu çıkardı arayan asistanı nilüfer idi.

" Efemdim" dedi zoraki çıkan bir ses ile " Leyla hanım belediye başkanı ile toplantıniz vardı gelmediniz ne yapayım iptal edeyim mi?" Diye sordu.

Leyla unutmuştu toplantıyı gerçi kendini bile unutmustu acısı ile.

" Hayır iptal etme biz direk belediye binasına geçeriz ne kadar zamanımız var" nilüfer saatine baktı " aslında yarım saatiniz vardı ama başkanın acil bir işi çıkmış bir saat sonraya aldılar toplantıyı " dedi.

Leyla tamam diyerek telefonu kapattı. Žeynep bakıp " Gitmemiz gerekiyor " dedi. Zeynep ile birlikte toparlanıp ayrıldılar ordan. Adem gelen kadınları görünce arabanın kapılarını açtı " Adem bir alişveris merkezine uğrayalım sonra belediye ye gideceğiz " dedi Leyla. Adem kafası ile onaylayıp sürücü koltuğuna geçti son hız çarşıya gittiler. Alışveriş merkezinin önüne gelince indiler arabadan Adem arabayı otapark a göturdü. Leyla ve Zeynep bir kaç mağazaýa baktılar ama istedikleri gibi uygun birşey bulamadılar sonra bir mağazaya daha girdiler. İstedikleri kıyafetleri alıp giyinme kabinine girdiler. Hızlı bir şekilde aldıklarını giyinip kirlenen kıyafetlerini de ellerine alıp çiktılar kabinden. Çalişan kız kirli kiyafetleri poşetlere koydu. Leyla yine beyaz bir elbise giyerken Zeynep de siyah düz bir elbise tercih etmişti. Leyla çantasını almayı unuttuğu için aldıklarının parasını Zeynep ödedi. Alarmları söktürdükten sonra Poşetleri de alıp çıktılar otapark a indiler . Beraber arabaya geçtiler belediye binasına giderken makyajlarini da tazelediler görüşmeye hazirlardi...

Yavuz öfkesini atamıyordu. Berdan ile bağ evine gelmişlerdi. Elindeki zehirli şişenin yarısını içmişti gündüz gündüz iyice içmeye alışmıştı bu adam.

Berdan iflah olmazsın sen bakışları attı dostuna. Tamam haklıydı birbirlerini dilleri ile paramparça etmişlerdi. Biraz fazla ağır konuşmuştu Leyla ile ama bu kadar içmesi de zararlı idi.

Tam da bu sırada ilerde çiftlik çalışanlarının açtığı şarkı Yavuz ve Berdan'in kulaklarına tam müzik ziyafeti veriyordu.

Şarkının her bir sözü Yavuz'un içine işliyordu. İlk defa dağılışı değildi bu , şarkının sözleri Yavuz'un kalbinin en derinliklerine işliyordu gözünden yaş aktı. Ne yapsa yaranamıyordu, yorulmuştu artık sırtında ki yükler gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor hata yapmasına sebep oluyordu. Hele sevda yükünü taşımak daha zordu. Yanında ama bir o kadar da uzağında.

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım

Buda gelir buda geçer ağlama

Göklere erişti feryadı ahım

Buda gelir buda geçer ağlama

Buda gelir buda geçer ağlama

Bir gülün çevresi dikendir hardır

Bir gülün çevresi dikendir

Bülbül gül elinden ah ile zardır

Nede olsa kışın sonu bahardır

Buda gelir buda geçer ağlama

Buda gelir buda geçer ağlama

Daimiyem her can ermez bu sırra

Daimiyem her can bu ermez sırra

Eyüp sabır ile gitti Mısır'a

Koyun oldum ağladım ardı sıra

Buda gelir buda geçer ağlama

Buda gelir buda geçer ağlama ........

Berzan daha fazla dayanamayıp dostunun elinden lanet şişeyi aldı şu illeti içmesine çok kızıyordu. Böyle giderse birgün alkol komasına girecekti.

" Yeter da yeter tamam anladık canın çok yanıyor da oğlum içince geçiyor mu? Topla kendini artık Yavuz ya git karina sahip çık sevdiğini söyle yada boşan gitsin abi yazık ikinizede". Yavuz boşan kelimesini duyunca gözlerinden ateşler çıktı.

Seviyordu hemde deli gibi hep yanında olsun istiyordu Leyla sevmesede raziydi yeter ki yanında kalsındı . Bencilce idi evet ama Yavuz Leyla'nın bir kez daha bir başkasına gidebilme ihtimaline katlanamıyordu.

'' Adam değilsin dedi lan duymadın mı adam değilmişim gözünde sen git sevdiğini söyle diyorsun nasıl söyleyeyim yahu Berdan gözümün içine baka baka adam değilsin dedi '' dedi Yavuz Leyla'nın gözünde değeri bile olmadığına artık emindi. Ne yapsa ne etse Said'in yerini asla alamayacaktı Leyla'nın kalbinde de hayatında da kendisine yer olmadığını düşünüyordu.

" Oğlum birbirinizi öldürüyorsunuz lan mutlu olacak iken yaralarınızı kanatıyorsunuz. Yahu yazık değilmi size nedir bu öfkeniz. Böyle olmaz bir çözüm bulun bu işe" Yavuz dostuna hak veriyordu ilk defa diyecek söz bulamıyordu karar vermeliydi ya bu iş bitecek yada mutlu olmak için elinden geleni yapacak idi...

Leyla ve Zeynep başkan ile güzel geçen bir toplantının ardından ihale dosyasını teslim ettiler bu ihaleyi kesinlikle alacaklardı. Ayrıca durumu kötü olup okuyamayan çocuklar için bir yardım vakfı kurmak istedikleri yer için de onay almışlar imzaları atmışlardı. Ömce şirkete geçtiler ardındam yoğun geçen günün ardından eve kendilerini bitik halde attılar.

Leyal hanım konağa gideceğini haber verip çıkmıştı. Kızlarında gelmesi ile kendilerine özel yaptıkları kız gecesinden bu akşam da yapmaya karar verdiler.

Çok nadir yaparlardı. Yaren ve Senem gidip kuru yemişleri cipsleri ve içecekleri almişlardı.

Bahçeye yer minderleri ile sofra hazırladılar. Leyla ve Zeynep'in yaptığı mezeler de gelince herşey tamamdı. Yaren'in hazırladığı şarkı listesi eşliğinde geceye başlamışlardı.

" Eee bu gece neyin şerefine dağıtıyoruz" dedi Yaren. Her zaman o bulurdu dağıtacak birşeyler ilk defa teklif Leyla'dan gelince durumun vahametini tespit etmeye çalıştı.

"Bu gece bahtsız kaderimize içiyoruz" dedi Leyla. Hep birlikte ellerinde ki kadehleri kaldırdılar " Beni terk eden şerefsiz aileme" dedi Senem. " Sürgün edilen hayatıma" dedi Zeynep.
" İnsanların omuzlarına yük olan hayatıma" dedi Leyla. " Birgün geleceğine inandığım beyaz atlı olmasada olan prensime". Deyince Yaren hem gülüp hemde kadehlerini yudumladilar.

"Kız Senem birgün ailemize gelin geleceğin aklıma gelmezdi. Kaptın bizim yakışıklı kuzeni" diyerek ortamın kasvetli havasını değiştirdi Yaren.

" Valla bende kırk yıl düşünsem senle akraba olacağım aklıma gelmezdi. Ayrıca benim aklımı senin yakışıklı kuzenin çeldi ben kendi halinde hanım hanımcık bir kız idim"diyince Senem Yaren gözlerini kısıp Senem'e " sen mi hanım hanımcık kızsın?" Suyundan bir yudum alıp " la tutmasak üniversitede ki gençlerin hepsini dövecektin tam bir baş belası idin". Senem Yaren in sözlerine omuz silkti Hakettiler der gibi.

Geçen saatler de Senem sabah erken toplantısı olduğunu söyleyip izin istedi "Kızlar bana müsade yarın sevgili küzeniniz Tahir bey ve ekibi ile toplantımiz var " diyip kalktı. Yaren'in de bir ameliyatı vardı oda kalktı " Dur bekle bende ameliyata gireceğim " dedi Senem ile odalarına çıktılar.

Baş başa kalan Zeynep ve Leyla birer türk kahvesi ile oturmaya devam ettiler.

" Leyla sizin hikayeyi anlatiyordun yarım kalmıştı ya ne oldu sonrasında anlatmak ister misin? " Leyla kafası ile tamam dedi . Gözleri önce Zeynep'e baktı daha sonrasında gökyüzüne kaldırdı. Başladı anlatmaya.

" Ben üniversite sınavlarına girip buraya gelmiştim. Ama o konakta yoktu akşamı iple çektim geldi onu gördüğüm an kalbim sanki yerinden çıkıcak gibi oldu. Çok yakışıklı idi ama daha da güzellesmişti. Güzellik kelimesi kadınlara edilir ama ben Yavuz' a ederdim. Benim için yüreğiyle efendiliği ile ağır başlılığı ile merhametiyle boyu posu kası gözü ile değil de huyları davranışları ile dünyanın en güzel insani idi." Dedi yüzünde tebessüm oluştu. Zeynep'e gözleri ışıldayarak baktı ne zaman Yavuz dese gözleri yıldızlardan daha parlak olurdu. Hayali bile yetiyordu ona.

Zeynep ile Leyla dertlesirlerken aynı saatlerde Yavuz da aldığı karar ile kendini Leyla'nın evinin önünde bulmuştu artık konuşup bir karar alıcaktı. Adem gelen abisini görünce elindeki sigarayı yere atıp söndürdü onun derdi de kendine idi olmayacak bir sevdaya tutulmuş dermanı yoktu.

" Hoşgeldin abi " dedi tebessüm ile " Hosbuldum varmı bir sıkıntı " diye sordu Yavuz Adem kafası ile yok dedi. " o itten haber varmı bulabildiniz mi birşey?" Adem buldukları herşeyi abisene anlatmaya başladi. Said adamlari tarafindan kaçırılmıs yerini tespit etmeye çalışıyorlar idi.

Leyla kaldığı yerden anlatmaya devam etti" Çok güzel 2 hafta geçirdik onu her sabah görüyor her gece onun ile uyuyordum. Beraber güzel vakitler geciriyorduk. Bana araba kullanmayı öğretti kimseye kıyıp vermediği hatta yanından yamacından geçirmediği arabasına beni bindirip kullanmayı oğretti. Onunla iken dünya duruyor yaşadığımı hissediyordum bakişları öyle derin öyle güzeldi ki, arada bana efüli derdi niye efüli derdim söylemezdi. Zaman böyle geçtı taki o kara güne kadar. Annemler ile hep birlikte çarşıya inecektik bende ona özel bir tesbih yüzük ve bileklik yaptırmıştım onu alacaktım. Boncuklarının rengi benim gözlerimin renginden olan annemlerden ayrılıp onu almaya gidiyorduk Yağız ile siparışleri alıp geri tam köşeyi döndük o bir kız ile konuşuyordu üstelik gülerek. Bizim bile nadir gördüğümüz gülüşünü o kıza çarşının ortasında hiç çekinmeden gösteriyordu. Sevdiği imiş meğerse" Gözlerinden yaşlar süzüldü.

" Leyla istersen anlatma canını bu kadar çok yakıyor boşver hadi başka şeyler konuşalım" dedi Zeynep ama Leyla kafası ile hayır dedi. Canını yakan Yavuz'un kalbinin dolu olması idi.

" Canımı yakan sana anlatıyor olmam değil Zeynep onun kalbinde yerimin olmaması" dedi ve derinden bir nefes aldı. Anlatmaya devam etti.

" Ordan apar topar nasıl konağa geldim bilmiyorum kendimi odaya kilitleyip saatlerce ağladım. O gecenin sabahında İstanbul' a döndüm . Bir dahada Yavuz ile karşilaşmamaya özen gösterdim Antep'e gelmedim o İstanbul'a gelincede hep kaçtım ondan sonra birgün Yağız beni arayıp Yavuz'a o kızı isteyeceklerini söylediğinde inanki ölmek istedim Zeynep canım o kadar çok yandı ki anlatamam sana. Günlerce ruh gibi gezdim kimseyle konuşmadım Yaren ve Yağız ile bile mubabbetimi kestim sırf onun ile ilgili birşey duymamak için. Sonrasında Said çıktı işte peşimde idi hep sürekli takip ediyordu birgün çıkıp duygularını söyledi. Öyle içten konuştu ki benle, öyle güzel duygularını ifade etti ki Yavuz'u unuturum sandım kabul ettim ama hiçbir zaman unutamadım" Dedi.

Yavuz içeriye girdi bahçede olduklarını bildiği için yönünü o tarafa çevirdi. Leyla Yavuz'un geldiğinden habersiz Yaşadıklarını anlatıyordu.

Zeynep üzülerek dinliyordu dostunu" Sevdası ile sınanırmıydi insan , ben sınandim . Gözümün, gönlümün yüreğimin tek sahibiydi. Ömrüm dediğim adam meğerse başkasına ömür vermiş de benim haberim yokmuş" Leyla Zeynep'in gözlerinin içine ağlayan gözleri ile baktı. Yavuz duydukları ile bir kez daha yine aynı yerden kurşun yemiş gibi oldu. Said'i bu kadar çok mu seviyordu onca yaptığına rağmen hala mı dedi içinden.

Madem o kendine acımıyordu Yavuz da bu saatten sonra Leyla'ya acımayacak idi kıskançlık gözlerini öyle kör etti ki , bundan sonra yapacaklarından sorumlu değildi. O güzellik ile Leyla'yı beklerken herşey gönül rızası ile olsun derken o hala it herifin aşkını unutamıyorsa Yavuz unutturmasını bilirdi. Bir hışım ve öfke ile çıktı bahçeden.

Adem'e bakıp '' Bana bir hafta içinde o itin yerini bul döndüğümde elinde olsun. Onun belasını ben vereceğim . Onu bul benden ne istersen iste söz veriyorum yapacağım ne olursa olsun '' dedi ve arabasına binip son gaz gitti...

Leyla Yavuz'un gelip gittiğinden habersiz anlatmaya devam ediyordu başına bir hafta sonra geleceklerden habersiz.

" Söylesene Zeynep sen olsan napardin? Ben bu sevdadan aşk tan kurtulmak için hiç sevmediğim sevmeyeceğim bir adama sırf beni çok güzel seviyor diye bir şans verdim. Keşke hiç sevmeseydim de ne o nede ben bu duruma düşmeseydik. Ben onun omuzlarına yük olmasaydım .Keşke babam yerine ben ölseydim de onun Yavuz'un hayatını mahvetmeseydim".. derken hıçkırıklarına hakim olamadı.

" Leyla ne diyeceğimi inanki bilmiyorum ama inaniyorun ki birgün Yavuz abi de seni onu sevdiğin gibi sevecek seni içimden buna inanmak geliyor nedense " Leyla Zeynep'in teselli sözlerine kafasını hayır diyerek salladı. " Onun gönlü dolu Zeynep bir başkasını seviyor ben onun katlanmak zorunda olduğu mecburiyetiyim Yavuz'un beni sevme ihtimali imkansız" dedi.

Leyla gözyaşlarını sildi kendini toparladı yeter di bu kadar ağalamak bu defa o sordu yüzüne sahte tebessümünü taktı " Eee Zeynep hanım ben anlattım şimdi sıra sende sen anlat bakalım teğmen ile neler oluyor anlamadım sanma " dedi Zeynep utançtan kıpkırmızı oldu gözleri irice açıldı nerden çıkmıştı şimdi bu Leyla'ya asla yalan da söyleyemezdi de. Ne diyecekti ki ortada birşey yoktu ki.

Zeynep'in şaşkın halleri Leyla'ya tebessüm ettirdi. " Eee hadi bak ben anlattım sıra sende " diye ısrar etti.

" Ya ne anlatayım Leyla ortada birşey yok ki, tamam itiraf edeyim çok yakışıklı '' dedi heyecenlanmıştı Zeynep ellerini anlatırken koyacak yer bulamıyordu. En sonunda parmakları ile oynayarak anlatmaya devam etti '' .

''Onu görünce böyle heyecanlanıyorum ama ben ilk defa bir erkeğe karşı böyle hissediyorum daha önce değil bir erkeğe karşı birşey hissetmek dönüp bakmazdim ki, hissettiklerim minnet mi yoksa farklı birşey mi bilmiyorum anlıyorsun dimi " derken Leyla nin kendisini onaylamasini bekler gibi bakiyordu. Leyla gozleri ile dostunu onayladi. Zeynep için bu konuşma hiçde kolay değildi konuşurken kızarıyor bozarıyordu.

" Ve onun benim hakkımmda ki düşünceleri nedir, ne hissediyor bilmiyorum bazen öyle bir bakıyor ki ben o bakişlardan korkuyorum kapılıp gitmekten ve mutsuz olmaktan korkuyorum " dedi. Bir nevi icindeki bastırdığı korkularını paylaştı Leyla ile. Bir de başındaki belalar vardi tabiii.

Leyla kahkaha atarak güldü çok mutluydu su an en sevdiği dostu kaynına abayı yakmıştı. Üstelik kaynı da ona. Bazen Zeynep çok aptal olabiliyordu. Zeynep Leyla'nin kahkaha ile gülmesini anlamaz gözler ile izledi ne vardi ki gülunecek ne söylemişti şimdi. Leyla kalkıp dostuna sıkıca sarıldı.

" Yuh Zeynep hala anlamadın mı kızım bizim oğlanın içi gidiyor sana bakarken daha ne diyim " dedi ve ağzına fermuar işareti yaptı. Gülmeye devam etti. Zeynep duydukları ile heyecanlandı. Ne yani şimdi Yağız da mi aynı duygular içinde idi. Mutlu oldu nedensizce....

Yavuz apar topar konağa geldi gelirken Berdan'i aramış kendisini hava alanına bırakmasını istemisti. Konağa girer girmez Azade hanim karşıladı " Hoşgelmişsen oğlum aç mısın" Yavuz tebessüm ederek baktı annesine " Yok anam aç değilim sen beni mi bekledin?"

Azade hanimda oğlunun tebessümüne sevgi ve şefkat ile karşılik verdi " He ya seni bekledim yıllardır yoktun bir gorünüp kaybolmaların dışında" Yavuz Azade hanımın başından öptü " Annem ben gidiyorum acil işim çiktı Azerbaycan daki ıste bir problem var onlari halledip temelli dönecegim hazir ol Azade sultan döndüğümde hersey çok değişecek bakarsın bu defa Babanne olursun" dedi....

Azade hanim şasırdi oğluna ağzı açık kaşlari çatık baktı ne olmustu bu oğlana da birden değişmişti " Yavuz içtin mi sen aaa yoksa Leyla ile mi birseyler oldu" Yavuz annesine ayıplar gibi baktı Azade hanimda utanmisti oğluna boyle bir ima yaptiği icin.

" Annem gitmeliyim soz döndüğümde sana herseyi anlatacağım evdekilere sen söylersin benim çıkmam lazım artik " diyip odasına çıktı üstunu değistirdi acmadigi cantasini alıp çıktı. Annesine veda edip konaktan ayrıldı. Berdan ile birlikte havaalanının yolunu tuttu ama bu defa temelli geri gelmek üzere gidiyordu.

Leyla'nin telefonuna gelen bildirim sesi ile eli telefonuna gitti . Mesaj gelmişti açtı Yavuz'un ismini görünce şaşırdı birazda heyecanlanmıştı ne yazdı diye.

Mesajı açtı" Acil Azerbeycan' a gitmem gerekiyor döndüğümde herşeye bir son vereceğim. Allah'a emanet ol kendine dikkat et. Birde döndüğümde konakta ol hanımağam" yazıyı okur okumaz yaşlar yine nüfus etti yüzüne . Zeynep gördüğü yazı ile üzüldü Leyla'ya sarıldı.

"Gitmis bir hoşcakal'a bile laik görmemis beni. Zeynep ben burda ölürken o gitmiss".. Hıçkırıkları insanın içini yakıyordu Zeynep nasil dayansındı..

Adem bahceyi dolanmaya gittiğinde yengesinin perisan halini gorunce oda dayanamadı gözünden yaşlar süzüldü...

Gitmişti yine üstelik kuru bir mesaj ile gitmişti. Canı yine en derinlerinden yandı yandı. Lanetliydi kaderi sevdiği adamları tek tek kaybediyordu. Şimdide Yavuz'u kaybetmişti. Döndüğünde olacak belliydi boşuycakti. Sakinleşti gozlerini gökyüzüne çevirdi dudaklarından bir türkü düştü geceye.

Bahçada yeşil çınar

Boyun boyuma uyar

Ben seni gizli sevdim

Bilmedim alem duyar.

Nanay gülüm nanay

Top kahkullum

Nanayy nanayy

Esmer yarimsin nanayy.

Bahçada erik dalı

Var git ellerin yarı

Sen bana yar olmazsın

Yüzüme gülme bari....

Adem o anları kamera kaydına aldı Yavuz'a attı '' Abi seni bilmem ama Yengem bu saatte " sana bu türküyü söylüyor ise gerisini sen düşün kararını ona göre ver Said iti hikaye bence'' yazıp gönderdi...

Zaman ilac miydi yarinlara, hiç geçmeyecek olan yaralara merhem miydi ? Belki birgün gelecek olan güzelliklere vesile, belkide mutluluğu açılan kapı mı idi?...

Umut içinde bir yara gibi Leyla'yı yiyip bitirirken, o kendini kandırmanın peşinde idi..

Oysa ki özlemişti demi daha doya doya bakamamıştı bile güzel yüzüne kokusunu çekememişti sevdiğinin içine hasretini dindirememişti ki!..

Bir mesaj ile çekip giderken Leyla da nasıl bir enkaz yarattı hic bilmiyordu.

Gelecekmis peki Leyla'nın aptal yüreği bununla avunacak kadar neden safdı anlamiyordu.

Bir çift söze ömür verecek kadar onun için atmak da mi idi kalbi hala. Dili ile itiraf etmese de, aklı ile inkar etse de, kalbi bas bas bağirıyordu işte seviyorum ben bu adami herşeye rağmen deli gibi seviyorum diye.....

Leyla ne kadar yara da alsa kırılsa da Yavuz'dan vazgeçemiyordu. Aptal kalbi bir kere düşmüstü bu sevdanın peşine ne yapsa bırakamıyordu...

Yavuz uçağa binince telefonunu kapatmak için eline aldığında gelen mesajı gördü. Hemen Adem'den gelen mesaja tiklayarak açtı.

Ekranda Leyla vardı o guzel Ve büyüleyici sesi ile türkü söylüyordu. Dinledi Yavuz sanki Leyla türküyü söylemiyor Yavuz'a aşk nağmeleri fısıldıyor idi. Gözlerini kapatıp kehribar gözlüsünü hayal etti türkü bitene kadar.

Leyla susunca açtı gözlerini video bitmişti lakin Yavuz'un da gözlerinden bir damla yaş süzülmüş idi.

Video'nün altında ki yaziyi okudu. Nasıl Leyla kendisi için mi söylemisti bu türküyü inanamadı okuduğu yazıyı defalarca tekrar tekrar okudu. Dakikalar önce Said'i anlatan kadın niye kendisi için şarkı söylüyordu ki.

"Adem ne diyorsun oğlum kafan mı güzel bu yazdıklarında ne " yazıp gönderdi. Cevap gecikmeden geldi birisi bu iki inatçıya gerçekleri goştermesi gerekiyordu.

" Abi ben yıllardır yengemin yanındayım birgün olsun o herifin adını duymadım konu sen olunca gözleri parlıyordu hep. Ben gördüğümü duyduğumü bildiğimi söylüyorum gerisi sana kalmış " yazıp gönderdi Adem dayanamamıstı Leyla'nın o hallerine. Adem biliyordu Leyla'nın da Yavuz'u sevdiğini kac kere şahit olmuştu konuşmalarına ama sır gibi içinde saklamıştı. Sevdalı biri varsa en doğrusu kendilerinden duymaları idi ona gore ama Leyla'nın o hali Adem'in vicdanını sızlattı ve gerekeni yaptı. İçi şimdi çok rahattı artık rahat uyuyabilirdi.

Yavuz aldığı mesajı okuyunca eli kalbine gitti. Doğru olabilir miydi oda kendisini seviyor olabilirmi idi. Döndüğünde hepsini öğrenecekti. En azından elinde bir unudu vardı artık.

Azerbaycan'a gidene kadar Leyla'nın videosunu defalarca kez açıp dinledi. Bu kadın yüreğine hem yara hem ilac oluyordu. Nasıl yapıyor hala anlamıyordu.

Uçaktan inip hemen kaldiği eve geldi. Önce banyo ya gidip duş aldı yatak pijamalarıni giyip dişlerini fircaladı. Yatağa uzanıp yine Leyla'nın videosunu açtı " Az kaldı efüli az kaldı bekle beni " diyip ekrana dudaklarıni bastırip kendini uykunun derinliklerine bıraktı.

Sabah kalktığında güne Leyla ile açtı gözlerini işlerini bir an önce halledi0 gitmeliydi. Bir hafta fazla idi bu bilinmezlik ile burada daha fazla kalamazdı gidip kehribar gözlüsüne kavuşmak istiyordu.

Hemen yataktan kalkıp camları açıp yatağını düzeltı dağınıklığı sevmezdi. Sonra kendisine kahvaltı hazirladi afiyetle kahvaltısını ederken tüm maillerine baktı. Masayı toparlayıp banyoya geçti dişlerini fırçaladı sonra yatak odasına geçip dolabı açtı kendisine lacivert bir takım elbise çıkardı. Hizlica giyinip saçlarina da şekil verdikten sonra telefonu ve leptop'unu alıp çiktı evden.

Ev sahibi Aybeniz hanım balkonda çicklerini sularken Yavuz'ü gördü yuzünde hemen tebessüm belirdi. 5 yıldır kendi evladı gibi olmuştu Yavuz çok sevmis varlığina fazlası ile alışmıştı.

" Sabahıniz xeyır qara bala " ( Hayırlı sabahlar kara çocuk )

" Sabahıniz xeyır ana" ( Hayırli sabahlar)

" Nə vakt gəldin" ( Ne vakit geldin)

" Gəcə gəldim ana işə gitməliyəm sonra görüşərik" ( gece geldim ise gitmeliyim sonra görüselim)

" Həyırli iş , Allah işinizə bərəkətli vərsin" ( Hayırlı işler Allah işinizi rast getirsin)

" Eyvallah" dedi Yavuz ve arabası ile sırkete gitti.

Hızlıca odasının olduğu kata çıktı sekreteri Sabahat karşıladi onu.

" Hoşgeldiniz Yavuz bey "

"Hoşbuldum Sabahat Behruz geldi mi "

" Yolda geliyor efendim " dedi.

" Ben odamdayım gelince haber verirsin bana da bir kahve gönderirmisin lütfen " deyip odasına girdi ki Behruz'un kiz kardeşi Elmira'yı gormesi ile şaşırdı.

Elmira gelen Yavuz ile ayağa kalktı gülerek " Hoşgəlmişsin " dedi.

Yavuz kafası ile onu cevapladi sonra masasına geçip yerine oturdu. Sabah sabah burda ne işi vardi bu kadının merak etmiyor değildi hani.

" Hayirdir seni burda görmeyi neye borçluyuz" dedi kardesi gibi gördüğü kıza.

Elmira uzun boylu, kumral iri yeşil gözlü, yuvarlak yüz hatlı, balık etli bir bayan idi. Kıvircik olan saçlari ona ayrı hava katıyordu. Uzun kirpikleri ve derin bakan gözleri ile her erkeğin etkileneceği bir guzellige sahipti. 5 yıl boyunca da türkçeyi ögrenmis rahatça konuşabiliyordu. Bunda Yavuz'un etkisi çok fazla idi.

Elmira Yavuz'u ilk gördüğü gün etkilenmis zamanla da aşık olmuştu. Lakin bu adam 5 yıldır kafasıni kaldırıp kendisine hiç bakmamiş idi. Memleketine gittiğini öğrenince gelmeyecek zannedip yaptıkları otel insaatının proje ve planlamalarında oynama yapıp geri gelmesini sağlamiştı. Lakin bilmediği birşey vardı ki Yavuz evli ve kalbi dolu bir adam idi. Behruz dostunun özel hayatını evde hiç açmamiş kimseye birşey söylememiş idi. Yoksa Elmira asla evli bir adama bakacak biri değildi.

" Sana borçluyuz geleceğini abimden öğrendim o yuzden erken gelip beklemek istedim" Dedi.

Yavuz anlamadı karşişında ki kadina bakmamak için çaba sarf ediyordu. Önünde ki dosyalara bakıyormuş gibi yapıp arada Elmira'ya göz ucu ile bakıp bakişlarıni geri çekiyordu.

" Sebep" dedi Yavuz merak ettiği soruyu sorarak.

" Yavuz beni lutfən rica ədirəm sdəcə dinlə sonra gararını vər. Lafı uzatmak istəmirəm. Sən anlarsın diyə çok bəkləmişəm lakin görürəm ki anlamamişsan. Bən ilk dəfa birinə garşı bunları hissedirəm ve artık yürəgimde tutmak istəmirəm abim gəlmədən konuşup sənində düşüncələrini bilmək , öğrənmək istərəm . Bən səni səvirəm Yavuz nasıl oldu bilmiyorum ama galbim sana vuruldu" dedi bir soluk da konumuştu yüzü kıpkırmızı oldu parmakları ile oynamaya başladı kolay değildi duygularını itiraf etmek.

Yavuz neye uğradığını şaşırdı hiç beklemiyordu. Bu kadın neler saçmalıyordu ona ümit verecek tek bir hareketi bile olmamış ustelik evli iken böyle saçma sapan şeyler duymak sinirini bozmuştu. Ona göre böyle şeyler tersti genç bir kadının bir erkeğe açılması yanlıştı. ( Lütfen beni linçlemeyin Yavuz 'a göre ilk erkek açılmalı) Sesini olabildiğince sakin tutmaya çalıştı lakin konuşmuyor sanki dövüyordu. Sesi öyle sert çıkmıştı.

" Elmira sen bunları söylemedin bende duymadım benim gözümde Yaren'den ve Asmin'den farkın yok. Ayrica belli ki Behruz söylememiş ben evliyim ve karıma deliler gibi aşığım. Benim kalbim onunla dolu sana ümit verecek hareketim oldu ise kusura bakmayasın. Ama benden sana yar değil yara olur. İnillah seni seven sana laik biri çıkar karşına " dedi ilk defa Elmira'ya sesini yükseltmişti. Sakin kalmaya çalışsada beceremiyordu.

Elmira duydukları ile yıkıldı gözlerinden yaşlar süzüldü. Bilmiyordu evli olduğunu bilse ölse duygularıni açmazdı. Kendisini şu an rezil hissediyordu. Yer yarılsa da içine girsem diyordu içinden.

" Ben bilmiyordum gusura galmayasan özür dilərəm " diyerek kalktı oturduğu yerden ve koşarak terk etti odayı.

Yavuz kaderine lanet etti. Bir kadının istemeyerek de olsa kalbini kırdığı için. Ne gerek vardı o kadar sert konuşacak ama tahammül edemiyordu Leyla'dan başkasından böyle sözler duymaya ustelik evlerine girip çıkmıştı Behruz duysa namusuma göz mü diktin dese ne cevap verebilirdi.

Acil işlerini halledip temelli olarak dönmeli idi yoksa işler çok başka yerlere gidiyor idi.

Sabahat kapiya vurup elinde kahve ile girdi. Masaya kahveyi koyup " afiyet olsun " dedi Yavuz Sabahat'a baktı " Behruz geldi mi ? Birde Elmira ya balabilir misin vana da haber ver " dedi " Tamam Yavuz bey , Behruz bey de birazdan yanınıza gelir " deyip çıktı.

Yavuz eline telefonunu aldı Leyla'nın fotoğrafina baktı " ulan kadın beni ne hallere düşürdün" dedi. Sonra az önceki sinirinden eser kalmadi Leyla onun ilacı idi. Mesaj bölümüne girerek " Günaydın aşıretimin hanımağası beş günün var konağa alışsan iyi olur ben gelene kadar " yazıp gönderdi. Heyecan ile alacağı cevabı bekledi.

Aynı saatler de Leyla yine mutsuz bir sabaha gözlerini açtı. Yatakdan hiç kalkmak istemiyordu sanki Yavuz giderken içinde ki yaşama hevesini de alıp gitmişti.

Telefonuna düşen bildirim sesi ile gözlerini sehpanın üzerinde ki telefona çevirdi. Eline alıp baktı Yavuz dan mesaj geldiğini görünce hızlıca yatakda doğruldu. Sanki karşısında Yavuz varmış gibi saçını başını düzeltti. Hızlı atan kalbine elini bastırdı. Derin derin nefesler alıp mesajı açtı.

Yüzünden aptal bir gülümseme oluştu. 5 yıl sonra ilk defa günaydın mesajı atmıştı. Hemde onca yaşanan olaylardan sonra. Leyla durdu ekrana tekrar baktı ne yazmiştı hanımağa alişsan iyi mi olur geleceğim mi demişti. Mesajı iki uç kez tekrer okudu. Gelecektı bırakıp gitmemişti işte gelecekti. Sevinçten telefonu kalbinin ustüne bastırıp rabbine şükurlerini sundu. Kaybolan neşesi yerine gelmişti. Bu adam ona hem nefes hem can oluyordu varlığı ile.

Canını en çok yakan da o canına can olanda Yavuz idi.

Telefonuna bir bildirim daha düştü " Eee bir günaydın demek yokmu Leyla hanım telefona bakmanız bitmedi mi yoksa " gördüğü yazı ile gözleri irice açıldı bu adam kendisini mi izliyordu acaba. Etrafa kamera varmi diye goz gezdirdi. Tövbe estağfirullah çekti bu adam aklına zarardı. Elleri telefon klavyesine gitti ne yazacaktı şimdi mesaj bekliyordu . Yeni yetme aşıklar gibi olmuştu eli ayağina dolaşıyordu sanki.

İçinden geçenleri hizlıca yazıp gönderdi yoksa bir daha cesaret edemezdi.

" Günaydin aşiretimin ağası hayrola sabah sabah üç harfli mi çarptı sizi mesaj attiniz bu inceliğinizi neye borçluyum"

Yavuz okuduğu mesaj ile gür bir kahkaha attı deli kadın hala aynı idi. Hiç değişmesin istedi hep böyle masum, inatcı, deli dolu kalsın istedi. Her hali başı üstüne idi.

" Yok beni sabah sabah hanımağa çarptı. Dedim şimdi ağlar iki mesaj yazayım da yüzü gülsün " yazıp gönderdi.

Leyla mesajı hemen okudu liseli aşıklar gibi bir mesajlaşmadıklari kalmiştı oda oldu tam oldu.

" Allah allah niye ağlıyormuşum ben. Keyfim gayet de yerinde ağlayan siz olmayın Yavuz bey yalnızlıktan " yazıp gönderdi.

Yavuz okuduğu her mesaj ile keyifleniyor 5 yıldır gülmediği kadar gülüyordu.

" Ben birtek sensizlikten ağlarım " yazıp gönderdi. Artik Leyla'ya ufak ufak açılmaya başlayacak kendisine alıştıracaktı. Bunca yıl uzak durduğu için köpek gibi pişmandı.

Leyla gördüğü yazı ile şok geçirdi. Ne demek istemişti şimdi bu adam.

" Ney " yazdı gönderdi.

Lakin Yavuz tadında bırakmıştı ki meraktan catlasındı. Zaten Behruz gelmiş idi onunla işlerini konuşup gideceğini söylemeli idi.

Leyla merakla bekledi ama mesaj gelmedi çevrim içi olan durumu kapalı idi. Demekki kapatmıştı telefonu mesajı görünce elbet cevap verirdi.

İçinde kelebekler uçuşa uçuşa gidip penceresini açtı Antep bügün daha mı güzeldi. Sonra gelip yatağını düzeltti hızlıca banyoya girip yuzundeki aptal gülümseme ile duş aldı bornozunu giyip saçlarını da havlu ile bağladı. Odaya gelip dolabını açtı. Mavi bir blazer takım çıkarttı kendisine sonra iç çamaşırlarını da alıp hızlıca giyindi. Saçlarının yaşını havlu ile alıp fön makinesi ile kuruttu. Sonra saçlarına şekil verdi hafif bir makyaj ile tamamladı güzelliğini.

Çantasını ve telefonunu almak için komidine doğru gitmişti ki bir mesaj geldi. Yavuz zannedip heyecan ile açtı.

" Er yada geç benim olacaksın Leyla ölmedim seni almadan ölmeye niyetim yok "

Bir mesaj ve yureğe düşen bir korku köpekdir havlar havlar dururdu ama kuduz olandan korkmak gerekirdi...

Evet bölüm sonuna geldik lutfen sadece beğenip geçmeyin iki satır birseylerde yazarsaniz mutlu olurum....

Bölüm : 28.02.2025 01:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...