11. Bölüm

10. BÖLÜM GEÇMİŞ

Çerkezkizi
55cerkezkizi055

Arkadaşlar yorum ve goruşlerinizide paylaşırmisiniz desteklerinizi bekliyorum inşallah beğenirsiniz hayırlı okumalar Desteğiniz benim için çok onemli ve kıymetli....

Canımı hiçe saydım da, gözlerini yok sayamadım

Bir gülüşüne, bir bakışına, bu ömrü adadım.

Sen gittin kaçtın ben yandıkça yandım

Girdiğim savaştan sen galip, ben mağlup ayrıldım....( 55cerkezkızı05 )

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu Son Bakış..

Kul plan yaparken kader gülermiş derler işte bizim hikayemizde böyle idi.Bende plan yapmıştım sonunu hiç düşünmeden tek isteğim sevdiğim adama bir an önce kavuşmakdı. Yazılan kaderden habersiz hayaller kuruyordum.

Üniversite sınavınıda atlattıkdan sonra annemi yalvar yakar ikna etmiş ilk uçak ile Antep'e gelmiştik. Bizi kahya Ali abi karşıladı babamın tek şartı idi onun bizi alması. Konağın avlusuna girdiğimizde bizi ilk karşılayan Sultan abla idi. Haber vermeden geldiğimiz için kimse bilmiyordu geleceğimizi Yaren'e bile söylememiştim.

''Ahh Leyal hanımım hoşgeldiniz ne çok özlemiştik sizi ne iyi ettiniz '' Annem beni gösterip '' Sultan'ım bu deli kız tutturdu gidelim diye kafaya koydu gelicek illa '' dedi. Sultan abla ile hem sarılıp hemde bana gülerek baktılar. Ellerimi havaya kaldırıp ben masumum hakim bey bakışı attım '' Ama anne napayım çok özledim yademi , kızları, amcamı birde Sultan ablanın yemeklerini '' deyip Sultan ablaya kocaman sarıldım.

Sesimizi duyan kızlar sevinç nidaları atarak birer birer avluya indiler. '' Ya Leyloş neden haber vermedin '' diye sitem ederek ilk gelip bana sarılan Yaren oldu. '' Ya sürpriz yaptık işte kızım fena mı '' dedim hafif dudak bükerek. Özlem ile sarıldık birbirimize baş belam ile ardından sırası ile Asmin, Sevda ve Zehra da hoşgeldin diyip sarıldılar.

Merdivenlerden inen Azade yengem girdi görüş alanıma oda anneme hasret ile sarılıyordu iki eltiden çok iki kızkardeş gibiydiler. '' Leyal'im hoşgelmişsiniz ne iyi etmişsiniz vallahi çok özlemiştik bilesiğiz '' dedi şive yaparak. Annemden sonra bana açtı kollarını '' Leyla'm güzel kızım vallahi konağı şenlendirdiniz '' diyip sıkıca sarıldı bana da.

'' Azade yenge vallahi bu kız haber verdirmedi iki ayağımı bir papuca soktu '' dedi annem biz yengemle hasret giderirken. '' Ohh çok iyi etmiş benim akıllı kızım size kalsa daha geleceğiniz yoktu '' dedi.

Kızlar valizleri yukarı çıkartırken bizde Zergül sultanın yanına oturma odasına çıktık. kapıyı sessizce hafif araladım '' Kim gelmiş ayol haberde etmeyiler kuzul kurtlar '' Başlamış benimki yine söylenmeye. Camdan aşağıya bakıyor birşeyde göremeyince sinirlenmiş '' Zergül sultan ben geldim '' dedim bağırarak. Kadının yüreği ağzına geldi olduğu yerde sıçradı o korkanken ben haline gülüyordum.

'' Gözün kör olmaya emi yüreğimi ağzıma getirdin kure kere. Eşşek kadar kız oldun hala akıllanmadın yarın öbür gün görücü gelse hayır demezsin '' dedi bostonu ile popoma birtane vurdu. Sarılamadan dayağını yedim yadenin . Önce elinden sonra sulu sulu yanaklarından öptüm yüzünü ekşitti.

'' Yade ama acıdı yaa vallahi birdaha yapmam söz '' dedim şirinlik yaparak birde küçük köpek yavrusu bakışımı attım hemen inandı üzüldü sıkıca sarılıp saçlarımdan öptü. Varlığına şükrettiğim annemde gelip elini öptü hoş beş derken kızlar ile izin isteyip Yaren'in odasına gittik.

Bir tarafıma Yaren diğer tarafıma Asmin oturdu '' Leyloş ya valla iyiki geldiniz sıkıntıdan patlıyorduk abimler gelince çok şaşıracaklar özellikle Yavuz abim '' dedi imalı imalı. Yavuz deyince utanmıştım biliyordu ya inadına yapıyordu dirseğimle hafif vurdum gözlerimle de Asmini işaret ettim ''ahh '' diyip sonra toparladı hemen '' Of ayağımı vurdum '' yalandan ayağını ovuşturdu.

'' Amcamlar şirkette de Yağız ve Berzan nerde onlar yokmu ?'' diye sordum. Yaren gözlerini devirerek konuştu '' Şirketteler Yavuz ağa bugün ikisini esir aldı '' dedi oflayarak. Eh tabi Berzan olmayınca uğraşacak kimseyi bulamıyordu.

Akşama kadar kızlar ile sohbet ettik ben onlara İstanbul'daki olayları onlarda bana Antep'te ki olayları anlattılar dedikodunun dibine vurduk .Amcamların gelmesine yakın hep birlikte mutfağa indik Sultan ablaya yardım edip masayı hazırladık. Konağın kapısı açıldığında önden amcam tüm heybeti ile girerken arkasından akşama kadar sabırsızlık ile beklediğim nefesimi kesen adam karizması ve yakışıklılığı ile girdi yine herzamanki gibi asildi. Yorgun olmasına gözükmesine rağmen benim gözümde dünyanın en yakışıklı adamı idi.

''Off acayip yakışıklı olmuş '' dedim içimden konuştum sanıyordum ama Yaren'in yanımda kıkırdaması ile dışımdan konuştuğumu anladım. Allahtan Yaren dışında kimse duymadı. '' Lan Berzan birgün işe geldin pertin çıktı yarın öbür gün şirketi yönetsen biz batarız bu tembellik ile '' Yağız Berzan'a takılarak girdiler içeri. '' Abi senin sanki pertin çıkmadı valla Yavuz ağa acımadı hiç '' Onlar isyan ederken mutfaktan karşılarına bir anda çıktım. beni görünce amcam hemen kollarını açıp ''Ooo benim hanımağam gelmiş '' dedi. hemen koşup bana açılan sıcacık kollara sığındım. Babam gibi kokuyordu yanında huzurluydum.

Ben elini öpünce amcamda alnıma bir buse kondurdu. geriye çekildiğimde Yavuz ile kesişti gözlerimiz. Kalbimin ritmi değişti öyle bir bakıyordu ki içim sıcacık oluyordu. '' hoşgelmişsin Leyle '' dedi hafif tebessüm ederek Leyla demezdi hep Leyle derdi bana elini uzattığında ellerimin titrememesi için dua ederek ve onun tersi kocaman gülümseyerek uzattıp elimi tokalaştık. '' Hoşbulduk ağam '' dedim bende kızardı böyle hitap etmeme ama yinede birşey demezdi.

Büyüklerin yanında sarılmazdı bana hep bir mesafesi vardı. Ne zaman yalnız kalırsak o zaman sarılırdı o anların hiç bitmemesini isterdim. Bir ömür onun kollarında yaşamak son nefesimi orada vermek istiyordum Rabbim inşaallah nasip eder. Tabi bizim bu güzel anımızı bozan herzaman ki gibi Yağız oldu.

'' Vayy dotmam gelmiş kız cadı hadi bunları geçtim '' derken Bihter Ziyagil bakışı atıp '' Bana bana süt kardeşine niye haber vermedin '' Elleri ile kendini gösterip sitem ettiği yetmiyormuş gibi yanaklarımdan sulu sulu öpüyor idi. '' Ulan biz sevdiğimize sarılamıyoruz adam birde öpüyor şerefsiz'' Yavuz'un öfke ile Yağız'a bakıp birşeyler söylediğini gördüm ama ne dediğini anlayamadım.

Berzan ile de sarıldıktan sonra Yağız'ın kolunu omzuma atarak yürümesi ile hep birlikte oturma odasına geçtik. Anneme de hoşgeldin dediler. Annemin Yavuz'a ayrı bir düşkünlüğü vardı hemen yanında oturması için yer açtı. Halini hatrını sordu bu kadın benle böyle ilgilenmiyor kıskandım aralarında ki muhabbeti bilse damadı olacak inşallah acaba yine böyle davranırmı.

Yavuz da anneme karşı bir başka idi herkeze ketum olan adam anneme melek oluyor gülümsüyor bol bol konuşuyordu. Hazırladığımız masaya buyur edince herkez yerine oturdu böyle zamanlarda Sultan ablalar da bizle yemek yerlerdi.

Yemekler yenilirken çaktırmadan Yavuz' bakıyordum ne kadar özlediğimi birkez daha anladım. İçimden yine dualarımı ediyordum birgün bu masada onun eşi olarak da oturmak için. Amcamın konuşması ile amin diyip dikkatimi ona verdim '' Leyal bacım gardaşım nasıl gelecek mi oda ?'' annem elinde ki çatalı bırakıp amcama çevirdi başını '' Abi kardeşin iyi çok şükür lakin işleri yüzünden Berwan beyi zar zor görüyoruz niyeti vardı eğer işlerini ayarlayabilirse '' dedi annem.

''Ah bu oğlan kimi durucuğ bilmem hep babasına çekmiş oda öyleydi sanki aç açıkda '' Yade babamı özlediği için sitem ediyordu demiyordu ki özledim gelsin. '' Yadem sen babamı mı özledin hı e giderken götürelim seni de'' bilirim gelmez ama ben yinede teklif ettim . '' Amanın yok yok kızım ne ediciğim oralarda yok yok toprağımdan kopamam yaşayamam siz gelin gari yetti bu ayrılık'' dedi. Benim nur yüzlüm dedem öldükten sonra iyice babamların ve bizim üzerimize düşer titrer oldu.

'' Yade hemen reddetmeden önce bir düşün bakarsın orda yakışıklı bir dede bulursun bize '' dedi Yağız. Bu çocuk babannemin bastonunun tadına bakmaktan bıkmıyordu birgün dili yüzünden baston dayağı yerken ölecek tövbe yarabbi.

'' Vışş köpek , utanmaz arlanmaz, tuu senin sıfatına dalga geçiyor birde yadesi ile ee kurt kocayınca köpeklere gülünç olurmuş '' yadem sözlerini bitirir bitirmez masada kahkaha tufanı koptu. Yavuz'u ilk defa gülerken gördüm nasıl da güzel gülüyor ah bir görseniz insanın böyle içini ısıtıyor.

Yemekler keyifle yendikten sonra masayı topladık amcamların çaylarını ve tatlılarını ikram ettikden sonra biz gençler de çayımızı konağın damında içmek için bardakları ve tatlıları tepsilere hazırladık. Erkekler çıkmıştı çoktan. Yaren çayları Asmin de tatlıların olduğu tepsileri aldılar yukarı çıkmaya başladık kızlara lavoboya gidip geleceğimi söyleyerek yanlarından ayrıldım. Hızlıca işimi halledip çıktıktan sonra tam dama çıkan merdivenlere yönelmiştim ki kolumdan tutulup çekilmem bir oldu. tam ağzımı açtım çığlık atacaktım dudaklarımı kapatan el ile birlikte sırtımın duvarla buluşması bir oldu. Yavuz ile göz göze geldik ben korku ile ona bakarken o çok farklı bakıyordu bana .

'' Hişşt korkma benim '' fısıltılı ama kalın sesi yüreğimi titretti. Kokusu zaten mayıştırıyordu beni. elini çekti '' ödümü kopardın manyakmısın '' dedim birazcık kızarak . Ben damağımı kaldırırken Yavuz bana tebessüm ediyordu bulunduğumuz durum yakınlık sağlığım açısından hiç iyi olmayabilirdi. Bu yakınlık kalbime zarardı '' Sende amma korkak çıktın kızım'' Yavuz'a pis pis baktım burnumu hafif diktim '' Hiçte bile ben korkak değilim bir kere arkamdan sessiz sessiz gel.... Sözümü kesen Yavuz'un bana aniden sımsıkı sarılışı oldu. Nefesini önce saç diplerimde hissetim yavaş yavaş kulağıma doğru indi '' Çok konuşuyorsun efuli ama yinede özledim seni '' diye fısıldadı. Mayışmış halimden sıyrılıp bende sıkıca sarıldım ona bir cesaret ile kokusunu şimdi daha net alıyordum. Miss gibi amber kokuyordu.

'' Aşağıda babamın yanında adam akıllı sarılıp hoşgeldin diyememiştim iyiki geldin başımın belası çok özlemişim seni'' kendimdeki son kalan cesareti de toplayıp '' Bende seni çok özledim '' Zar zor konuşabilmiştim. anıbozmak hiç istemedim keşke böyle kalsak hiç ayrılmasak.

YAVUZ'DAN

O kadar çok yorgundum ki yemeği yer yemez yatıp uyumayı planlıyordum. Konaktan içeri girip kafamı kaldrmam ile onu gördüm. ilk önce hayal görüyorum sandım gözlerimi kapatıp açtım sevdam yüzünden delirdiğimi bile düşündüm çokk özlemiştim. Gözlerimi açtığımda babama koşarak gelen kehribar gözlerini gördüm kokusunu duydum yüreğim canlandı atmaya başladı varlığını hissettirir gibi öyle hızlı çarpıyordu ki kalbim o bile nasıl özlemiş anlatamam.

Yorgun bedenime can gönlüme bahar geldi. Bütün yorgunluğum onun gülüşünde yok olup gitti . Ahh şimdi doya doya sarılamamak sinirimi bozuyor. Yok yok şu üniversite sınavı bir belli olsun anamla konuşup bu işi tatlıya bağlayacağım. Yetti canıma gidip istesin yanımda iken uzak durmak kanıma dokunuyor inşallah gönlü birine kaymaz kaymamıştır. Elini sıkıp '' Hoşgeldin '' dediğimde gözlerinin içi parlıyordu. Elleri ise serçe bir kuş gibi titriyordu.

Şerefsiz Yağız girdi yine araya benim dokunmaya , koklamaya kıyamadığıma o sarılıyor üstelik öpüyordu birde bana inat yapar gibi . Adam sırf süt kardeşi diye rahat rahat hareket ediyos şanslı it. Çay içmek için dama çıkacaktık çalışma odasının camından gördüm lavobaya gidiyordu fırsatını bulmuştum bekledim lavobodan çıktı tam yukarı çıkacağı sırada kolundan tutup çalışma odasına çektim korkudan tir tir titriyordu . Onu korkuttuğum için kendime küfür ettim özlediğim kokusunu içime çekerken hiç ayrılmayacak gibi sarıldım. bir süre oda bana sarılınca dünyalar benim oldu. ubeni özlediğini söylediğinde zaman durdu sadece o dört kelime çınladı kulaklarımda nasıl yaptı bilmiyorum ama o anki dalgınlığımdan fırsat bulup hemen kaçtı.

LEYLA'DAN

Yavuz'dan ayrılıp hızlıca dama çıktım utancımdan yüzüm kızarmıştı o gece Yavuz'un yüzüne hiç bakamamıştım. 2 haftayı dolu dolu geçirdik. Kızlarla gece damda yaptığımız muhabbetlere Yağız, Berzan bazende Yavuz ve Tahir de katılırdı. Yaren ile gündüzleri Antep'i alt üst gezdik çok güzel zamanlar geçiriyordum tek canımı sıkan Yavuz'u istediğim gibi göremiyordum. Akşam olsada gelse diye yollarını gözlüyordum. Allah'tan Yaren biliyordu da durumu bana çok yardımcı oluyordu. Yavuz gelince nefes aldığımı hissediyordum yarın doğum günü nedense kutlamayı hiç sevmezdi bende ona çok güzel özel yapım bir hediye sipariş ettim. Bugün annemlerle çarşıya indiğimizde Yağız ile almaya gideceğiz çok heyecanlıyım acaba beğenecek mi ? Sağolsun Yağız bu konuda bana yardım eden idi.

Sabah erkenden kalktım hazırlandım kahvaltımızı eder etmez çarşıya geldik tabii bunda benim sabırsızca mızmızlanmam da etkili olmuştu. Yağız ile işimiz var diye ayrıldık çarşının kuytu kısmına kalan köşesinde ki dükkana girdik siparişler tam istediğim gibi olmuştu. '' Yağız beyim varmı başka bir isteğiniz ? diye sordu dükkan sahibi Cemşit usta. '' Yok ustam sağol ellerine sağlık günahımız nedir biz ödemeyi yapıp çıkalım anamlar bekler'' dedi. Yağız ödemeyi yapınca çıktık dükkandan biraz ilerlemiştik ki karşımda gördüğüm manzara ile ayalarım mıhh gibi olduğu yere çakıldı elimde ki poşet yere düştü.

Bana bile doğru düzgün gülmeyen Yavuz karşısında ki kıza otuz iki diş sırıtıyordu. Kızın sırtı bize dönük olduğu için yüzünü göremiyorduk ama kız nasıl güzelse artık Yavuz ona nasıl odaklı ise bizi görmüyordu. '' Vay vay Yavuz ağaya bak sen ne zamandır vardı zaten bir haller hep soruyordum geçiştiriyordu demek sebebi bu dilber imiş. Abimi böyle deli divane eden bu kızda kim acaba gitsek mi yanlarına he Leyla? Dedi Yağız o konuşuyordu ama benim aklım, gönlüm gördüğüm manzara ile paramparça olmuş idi.

Yağız'ın söyledikleri sözler ile gözümden yaşlar firar etti. Kalbim sıkıştı nefes alamaz oldum elim kalbime gitti onları biraz daha izlemeye dayanamadım gözümdeki yaşları silip yere düşen çantayı aldım son kez onlara baktım Yavuz kızın omzuna elini koydu birşeyler söylüyor yada anlatıyordu. Yağız bakışlarını bana çevirdiğinde halimi görmüş olacak ki '' Leyla ne oldu sana kızım ne bu halin '' diyip koluma girdi. '' Yağız beni konağa götürürmüsün nefes alamıyorum '' dedim. beraber sessizce uzaklaştık ordan.

Yağız annemlere haber vermeye gidince bulduğum ilk taksiye atlayıp konağa geldim gözümden yaşlar süzülüyordu. Taksi parasını ödeyip konağa nasıl girdim odaya nasıl çıktım bilmiyorum gözüm kiseyi görmemişti. Elimdeki poşeti yatağa fırlatıp olduğum yere çöktüm . Tuttuğum hıçkırıklarımı serbest bıraktım '' Aptal Leyla aptal '' diye diye hüngür hüngür ağlıyordum kalbimin acısını dindirmek için ellerimi nasıl sıktıysam tırnaklarım etimi kanatmıştı.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum Yaren telaş ile seslenip kapıyı yumruklayınca kendime geldim. Hemen kalkıp kapıyı açtım Yaren'e sarılıp yeniden ağlamaya başladım. '' Leyloş ne oldu kurban olduğum niye ağlıyorsun korkutma beni. Ne oldu çarşıda da sen bu hale geldin Yağız abim mi üzdü seni? Sorularını yine art arda sıralamıştı. Biraz sakinleşince herşeyi Yaren'e anlattım oda çok şaşırdı abisinden böyle birşey beklemiyordu ki şaşırdı.

Annemlerin geldiğini duyunca kendime çeki düzen verdim ama ağladığım belli oluyordu. Annem hemen odaya geldi içeri telaşla girip '' Leyla'm neyin var kızım neden ağladın sen Yağız da kötü olduğunu söyledi '' diyip sarıldı bana. Annem'e istemesemde yalan söyledim arkadaşımın kaza yaptığını ona üzüldüğümü İstanbul'a gitmek istediğimi yanında olmam gerektiğini söyleyince annem inandı. Bilirdi arkadaşlarıma bağlılığımı hepsini de tanırdı tamam dedi oda gelmek istedi ama Antep de kalması için ikna ettim. Annem odadan çıkınca arkadaşımı arayıp durumu anlattım annem arasa yalanıma ortak olmasını söyledim kesin arardı çünkü annem. Yarın sabah için uçak da yerimi ayırttım Yaren gitme dur desede duramazdım canım çok yanıyordu oda beni anlayışla karşıladı . Bir an önce gidersem acım diner unuturum canım az yanar sandım.

Yağız'ın anlattıkları ile ne kadar doğru karar verdiğimi anladım. Yavuz uzun zamandır eve geç geliyormuş, çok dalgınmış , bazen telefona uzun uzun bakıp gülüyormuş , gece dama çıkıp efkarlı efkarlı türkü söyleyip sigara içiyormuş. Demekki gönlünü baya kaptırmış ben ona oda başkasına sevdalanmış. Hayat bu senin sevdiğin seni sevmez, seni seveni de sen istemezsin.

Gece Yavuz yine geç saat de geldi eve pencereden izledim son kez içim giderek gözlerimden yaşlar süzülerek baktım öyle yorgun ve bitkin gözüküyordu ki içim sızladı yine de kıyamadım ona direkt odasına gitti. Gece gizlice odasına girdim öyle güzel uyuyordu ki insan bakmaya doyamıyordu. sessizce yatağının yanına kadar parmak uçlarımda yürüyerek geldim baş ucunda ki çekmecenin üzerine hediyesini bıraktı yüzüne bakıp '' Elveda umudum, sevdiğim, ilk aşkım , nefesimm seni unutabilirmiyim bilmiyorum ama yüreğimde kapanmayan yara olarak kalacaksın'' vedamı da edip sessizce girdiğim odadan aynı şekilde çıktım.

Sabah erkenden kalkıp herkez ile vedalaştım apar topar gidişim herkezi üzse de arkadaşım için gittiğimi zannettikleri için kimse birşey demedi. En çok Zergül sultan üzüldü gidişime Yaren ile de konuştuk kızın kim olduğunu öğrenmeye çalışacak idi. Yağız ile çıktık konaktan Yavuz uyuyor idi böylesi benim için daha iyiydi yoksa ona veda etmeye ne benim yüreğim dayanırdı nede o beni bırakırdı peşime düşerdi yalanım ortaya çıkardı. Antep' in geçtiğimiz sokaklarına yollarına baktım bir daha buraya gelmeyi düşünmüyordum en azından Yavuz'u unutana kadar. Havaalanına gelince arabayı park edip indik zaten küçük bir valizim birde sırt çantam vardı. Yağız valizi aldı beraber içeri girdik biletimi alıp kontrolden geçmeden Yağız ile de vedalaştım. Uçağa binip yerime oturur oturmaz kulaklıklarımı takıp Sezen Aksu'nun son bakış şarkısını açtım gözlerimde ki hazır yaşlar yavaş yavaş süzülmeye başladı yanağıma. Yüreğimi, kalbimi, tüm çoçukluğumu , ilk aşkımı geride bırakıp gidiyordum.

YAZARIN DİLİNDEN

Yavuz sabah kalktığı gibi saatine bakıp banyoya gitti geç kalmıştı. Kısa bir duşun ardından odaya belinde havlu geri geldi dolabın önüne geçip önce çekmeceden iç çamaşırılarını alıp giydi ardından kendisine spor bir takım çıkardı beyaz keten bir pantolon üstüne siyah marka tşört kursuni çizgili ceket takımını üzerine geçirdi. sonra ayakkabılarının olduğu bölmeden siyah spor bir tarz ayakkabılarını alıp giydi sonra aynada saçlarına şekil verip parfümünü sıktı. Telefonu ve satini almak için çekmecenin olduğu tarafa baktığında üzerinde duran hediye paketini gördü.

Hızlıca paketi açıp kutuyu açtı ve gördüklerine hayran kaldı.Çok güzel , zarif düşünülerek yaptırılmış bir hediye idi. Kehribar taşlarından yaptırılmış bir tesbih tesbihin ucunda Yavuz'un 'Y' si ile Miroğlunun 'M' si vardı. Yüzüğün kaşı yine kehrebar tasindan yapılmış her iki yanında adının ve soyadının baş harfleri vardı. Bileklikde kehribar taşlarından yapılmış el emeği idi. en son kutunun içinde ki notu eline aldı. '' Seni her kızdırdığımda sabır niyetine bu tesbihi çekersin. Yüzüğe ise her baktığında tatlı bir baş belan olarak beni hatırla, bilekliğide benim cadılıklarıma katlanmak için tak sana ferahlık versin. İyiki doğdun iyiki varsın aşiretimin ağası''. ..

Yüzüğü parmağına takarken bilekliğide koluna taktı, tesbihide eline aldı yüzünde güller açıyordu. Yavuz'un Leyla'sı nede güzel düşünmüşte almıştı. Yüzünde ki aptal tebessüm ile oturma odasına gitti. Leyla'yı görmeli ve teşekkür etmeliydi zaten dün ne gündüz ne gece de görmemişti. Odaya girdiğinde herkez masada kahvaltısını yapıyordu gözleri sevdiğini aradı ama yoktu. Yüzü asılsada belli etmedi demekki sevdiği uyuyordu oda sonra teşekkür ederdi hem kuru teşekkür olmazdı.

'' Günaydın herkeze '' diyip masaya oturmadan Yade Zergül'ün kafasına bir öpücük kondurdu. ''Günaydın oğlum '' dedi Azade hanım Behram bey başını salladı çayını içerken. Kahvaltılıklardan tabağına alıyorken dayanamadı '' Yağız kalkmadı mı'' diye sordu Leyla'yı soramazdı. Azade hanım cevapladı oğlunu Yaren kızgın kızgın bakıyordu abisine madem birini sevmişti kendisinden neden saklamıştı. '' Leyla kızımın arkadaşı kaza yapmış İstanbul'a dönüyor Yağız havaalanına götürdü '' derdemez Yavuz elindeki çatalı düşürdü. Herkezin bakışları Yavuz'a çevrildi Yaren abisinin tepkisine anlam veremedi neden bu kadar şaşırmıştı ki. İlk fırsat da abisine o kızı sormayı da aklının bir kenarına not etti.

Yavuz masadan bir hışım kalktı "Size afiyet olsun " diyip apar topar kalktı masadan kimse ne olduğunu anlamadı daha nereye sormaya fırsat kalmadan çıktı gitti. Gözü " Abi nereye" diyen Adem'i bile gormedi tozu dumana katarak havaalanının yolunu tuttu. Gitmeden sevdiğini gorecek teşekkur edecekti. Öyle veda etmeden bir hoşcakal demeden gitmek yoktu ayrıca ona gore Yağız ile niye gitmişti ki zaten.

Öyle hızlı gidiyordu ki trafikte ki arabalar kornalarına basıyordu. Kaza yapmasi an meselesi iken Yavuz'un gözü hicbirşey görmüyor kulakları sağır olmuş duymuyordu. Tek derdi sevdiği kadına yetişmekti. Yarım saatlik yolu 10 dakika da gelmişti ama Leyla'nın uçağı çoktan havalanmıştı. Yağız abisini gorünce bir şasırdı " Hayırdır Yavuz ağam " Yavuz kardeşine bakıp merak ettiği soruyu sordu " Leyla nerde uçak kalktı mı?"

" Uçak biraz önce kalktı da hayırdir abi ne oldu" dedi Yağız. Yavuz öfkelendi yetişememisti. " Leyla'ya veda etmek istedim hemde ihtiyaç olursa diye onla gidecektim hayırdır lan sen bana hesap mı soruyorsun karşima geçmis birde pis pis sırıtıyorsun " dedi Yavuz birine patlıycakti buda Yağiz oldu. '' Tamam yahu birşey demedik ne bu öfke anlamadım ki '' diyip arabasına bindi Yağız.

Yavuz da sabır dileyip kendi arabasına bindi şirkete doğru arabayı sürerken en kısa zamanda işleri yoluna koyup İstanbul'a sevdiği kadının yanına gidecekti. Hayatın onlara getireceklerinden habersiz planlar yapıyordu Yavuz oysa ki onu çok büyük bir sınav bekliyordu. Kul plan kurar kader bozarmış zamanın onlara oyunu çok acı olacaktı.

Bir hafta olmuştu Leyla İstanbul'a geleli o günden sonra Yavuz'u ne görmüş nede konuşmuştu hsberleri Yaren'den alıyordu. Yavuz işle ilgili seyahatlere çıkmış Yaren abisine bir türlü o kızı soramamıştı. Ama abisinin durumunu hiç beğenmiyor idi. Ne doğru düzgün yemek yiyor nede uyuyor idi sürekli sigara içiyor patlamaya hazır bomba gibi geziyordu. Yağız askere gitmiş kendini kurtarmıştı ama Berzan abisinin öfkesinden nasibini fazlasıyla almıştı. Birtek Yaren'e karşı öfkesini dizginliyor yanında normal Yavuz oluyordu.

Leyla'ya olan özlemi günden güne artmış gidememiştide Yavuz deli gibi görmek istiyor gül kokusunu doya doya koklamak ve duygularını açmak istiyordu. Kaç defaa aramıştı ama Leyla hiçbiririni açmamıştı. Yavuz her yanına gitmek için plan yaptığında ya aşiretlerde sorun çıkmış yada şirkette bir aksilik olmuştu. Delirmesine ramak kalmıştı ama sonunda Leyla'ya kavuşacağını düşünüp sabrediyordu. Birde amcası Azerbaycan da iş bağlamıştı ki Yavuz , Antep ve Azerbaycan arası mekik dokuyordu. İnsan bazen sevdiklerine hep geç kalırdı Yavuz da sevdiklerine geç kalacak idi. Zaman bunu en acı şekilde gösterecek idi ona .....

***********************

Aradan koca bir yıl geçmiş Leyla istediği üniversite ve bölümü kazanmış hatta bir yılını tamamlamıştı. Yağız askerliğini bitirmiş sözleşmeli olarak devam etmeye karar vermişti. Yağız'ın yokluğunda işler Yavuz' a kalmış Tahir'in de yardımı ile birazda olsa nefes alabilmişti. Tahir'in son bir yılı kalmıştı mezun olması için. Geleceğin en parlak mimarlarından biri olacaktı....

Leyla da bu bir yıl da başarı ile sınavlarını vermiş ama Yavuz'u ne yaptı ise unutamamıştı. Hatta günden güne özlemi artmış daha da çok bağlanmıştı. Tek sıkıntısı üniversitede bir çocuk başına bela olmuş sürekli etrafında dolanıyor duygularını belli ediyordu. Birgün Yağız'dan telefon aldı duyduğu haber ile yıkıldı '' Leyla abim galiba evleniyor annemler deli gibi hazırlık yapıyorlar hatta annem konağın en üst katını temizletti boyattı. Hayır izne diye geldim gelinlik kızlar gibi evde çehiz diziyorum onlarla. Lan sanki ben evleniyorum annem yok o eksik yok bu diye beni de peşinden sürüklüyor. Yeminla bezdum da bezdum '' demişti sonunda şive yaparak . Leyla gözlerinden yaşlar yağmur gibi akarken dinliyordu Yağız'ı . Konuşmasının sonunda yaptığı şiveye burukca güldü eskiden olsa kahkaha atardı.

Kendisine bir söz verdi Leyla artık Yavuz için ne ağlayacak nede artık onu bekleyecekti. Yüreğinde bitiremesede aklında bitirecekti Yavuz'u. Üniversitenin ikinci yılında peşindeki gence bir şans verdi. Yavuz'a olan öfkesini ve sevgisini böyle bitireceğini zannetti ama gönül bu ya birini sevdimi ne yaparsan yap ne unutur nede söz dinlerdi. İnsan hayatında bir kez severdi Leyla'nın ki de kara sevda idi...

Yavuz nihayet tempolu iş hayatını düzene sokmuştu ilk işi İstanbul'a gidip Leyla'yı görmek idi. Yaren yine yanına gelmiş deli etmişti kendisini Antep de ve aşiretlerde ne kadar kız varsa fotoğraflarını gösterip beğenip beğenmediğini soruyordu. '' Abi bak bu kız nasıl '' demişti ki Yavuz en sonunda dayanamamış Yaren'i çalışma odasından kovmuştu. Kız kardeşi iyiydi hoştu ama tam bir deliydi kafasına koyduğunu yapıyordu. Yavuz bilse ki Yaren çarşıda ki kızı araştırıyor kardeşini hiç uğraştırmaz söylerdi. Eh Yaren de korkudan açık açık soramıyordu ki öğrensin zavallı kız bulduğu yöntemle öğrenip Leyla'yı mutu etmek istiyordu.

Yavuz İstanbul'a ne umutlar ile gitmiş umduğu gibi olmamıştı. Leyla sürekli ondan kaçmış soğuk davranmıştı bu durumu derslerinin yoğunluğuna bağlamıştı ama böyle soğuk olması Yavuz'un canını çok yakmıştı. Amcası gile ne zaman gitse Leyla odadan çıkmamış uyuyor numarası yapmıştı. Yavuz'un içine bir sızı kurt düşmüştü ve günden güne onu yiyip bitiriyordu. korktuğu bu duygunun birgün gelip hayatlarını karartacağını nerden bilebilirdi ki.

Said'in ilgisi , sevgisi, aşkı , yaptığı jestler Leyla'ya maalesef Yavuz'u unutturmaya yetmemişti. Leyla içten içe Said'e haksızlık ettiğini düşünüyor pişmanlık yakasını bırakmıyordu. Ne Yavuz ile nede Yavuz'suz oluyordu. Said'e karşı duyduğu tek duygu saygı idi ama bir ilişki için yeterli mi idi tabiki değildi. Mezuniyetine günler kala Said Leyla'ya aileleri tanıştırmak istediğini belirtmiş ve yaptığı bir sürpriz ile evlilik teklif etmiş Leyla da kabul etmişti.

Akşam yemekten sonra ailesine durumu zar zor utanarakda olsa açmıştı verecekleri tepkiden korkmuyor değildi. Berwan bey kızının birgün bu konuşmayı yapacağını biliyordu ama istediği kişi kızının ağzından duymak istediği isim Yavuz idi. Kızını emanet edeceği yanına yakıştırdığı tek erkek o idi. Ama kızı başka ismi zikretmişti belli etmesede üzüldü. Leyal hanım ise kzının değişimini çoktan fark etmiş hatta o kişinin Yavuz olduğunu düşünmüştü hatta ikisini çokta yakıştırmış idi Leyal hanımın gözünde Yavuz terbiyeli, edepli, ahlaklı çok saygılı ve ağır bir gençti kızına ancak böylesi yakışırdı, hayalleri bir nebzede olsa yıkılmıştı.

'' Kim bu genç kimlerden '' diye sordu Berwan bey hiç hoşlanmasada kızına belli etmemeye çalıştı. '' Adı Said bizim üniversiteden mimarlık bölümünde onlarda Antep'li imiş. Babası ticaret ile uğraşıyor annesi ise ev hanımı '' dedi Leyla. Berwan bey Antep'li olduklarını duyunca daha çok merak etti.

'' Kızım bu çocuğun soyadı yok mu? '' Leyla babasına tebessüm edip '' Var tabiki babacım Said ZALOĞLU ''dedi. Berwan beyin beyninde bu isim yankı yaptı karısı ile göz göze geldiler ikisininde bakışlarında aynı korku vardı. Yıllar önce yaşananlar geldi gözünün önüne yüzü asıldı ama kızına yine birşey demedi umduğu gibi olmamasını diledi içinden. '' Söyle yarın akşama gelsinler önce bir tanışalım kimmiş bu aile '' dedi. İçten içe babasının kabul etmemesini isterken babasının gelsinler demesi Leyla'nın ümitlerini yok etmişti.

'' Peki babacım '' deyip odasına gitti Said'e haber verecek gelin diyecekti. Berwan bey ve Leyal hanım hala Zaloğlu ismini unutamıyorlardı eğer umdukları aile ise çok kan akardı. Yıllar önce durduysa babasının hatrına idi ama bu defa kimse onu durduramazdı hele Yavuz duyarsa ortalığı yakıp yıkar Zaloğlu diye bir isim bırakmazdı.

Berwan bey abisi Behram ağayı aradı durumu abisine anlattı ve gelmelerini rica etti. '' Ne dersin sen Berwan inşallah onlar değillerdir. Yoksa Yavuz'u ben değil anam bile zapt edemez '' dedi . Uzun konuşmanın ardından telefonu kapattılar. Yavuz duymadan bu işi haletmelilerdi. Yavuz iki aile arasında ki husumeti biliyor Zaloğlu ailesini de sevmiyor idi. İşlerine zamanında baya engel olmaya çalışmışlardı. Yavuz ki, kız kardeşlerini gözünden sakınırdı biri yan gözle bakacak diye . Şimdi Leyla'yı isteyeceklerini duysa İstanbul'u yakardı mazallah..

ANTEP 

Behram ağa çalışma odasından çıkıp annesi ve karısının yanına oturma odasına geçti. Sıkıntısı yüzüne yansımıştı. Annesi asla bu işe onay vermeyecekti biliyordu yıllardır Leyla Yavuz'un kısmeti deyip duruyordu. Annesinin yanına kanepeye oturdu '' Ana Berwan aradı az önce İstanbul'a çağırıyor bizi '' deyip söze girdi. '' Hayırdır oğul nerden çıktı bu şimdi '' dedi Yade Zergül otoriter sesi ile.

'' Ana diyeceğim diyeceğim de hele sinirlenmeyesen Leyla okulda bir genç ile anlaşmış yarın akşam görücü gelecekler imiş '' dedi . Yade Zergül duyar duymaz görücü lafını kaşlarını çattı sinirden eli ayağı titredi. '' Ne diyin Behram gulan ( gerçek Antep şivesidir Antepli arkadaşımdan öğrendim) duyimi nerden çıktı bu görücü kimdir kimlerdendir? '' Yade Zergül'ün sorusu üzerine Behram ağa kardeşinin anlattıklarını anası ve karısına anlattı. Azade hanım çok üzüldü bütün hazırlıklarını Leyla'ya göre yapmıştı cehizleri onun zevkine göre dizmişti. Yıllardır Leyla'nın okulunun bitmesini beklemişti kocasına konuyu açmak için ama zaman beklemiyordu işte şu an çok pişman oldu hata ettiğini anladı.

'' İnşallah onlar değellerdir oğul yoksa Yavuz'u zapt edemek. Gidek bi görek onlar mı değeller mi onlarsa ben onlara edecemi bilirim '' dedi Yade Zergül. Bu işin peşini öyle kolay kolay bırakacak bir kadın değildi hele bir gitsinlerdi bilirdi yapacağını kırk bahane bulur yinede Leyla'yı kimseye vermezdi.

Leyla elinde Yavuz'un fotoğrafı odasında otururken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Hala gördüğü görüntü Yağız'ın söylediklerini unutamıyordu canı yandıkca yanıyordu. 2 yıl geçmiş yinede unutamamıştı. Telefonu çalınca gözyaşlarını sildi arayan Yaren idi. '' Güzelim '' dedi canlı tutmaya çalıştığı sesi ile. '' Leyloş duyduklarım doğru mu ? Sen şimdi nasıl ya aklım almıyor evleniyormusun hani biz dost arkadaş idik niye benim haberim yok hiçbir şeyden '' diyerek hem sitem etti hem sorularını peş peşe sıraladı yine. '' Kızım bir nefes al evet duydukların doğru '' dedi.

'' Ya sen beni deli mi edeceksin ne demek doğru hani sen abimi seviyordun bu adam nerden çıktı . Hem görücü kabul etmek nedir ya bitti mi sevgin unuttun mu karagözlünü '' artık isyan etmeye başlamıştı Yaren. '' Ne yapsaydım Yaren abinin düğününü mü izleseydim. Çehiz düzmediniz mi ? yengem hazırlık yapmadı mı ? O kızı istemeye gitmeyecek misiniz ? Abinin sevdiği var Yaren sevdiği var başkasını seven adamı mı bekleseydim bütün ömrümce '' Leya da sinirlenmişti. Yaren herşeyi bile bile nasıl sitem ederdi.

'' Ya Leyloş'um yok isteme felan nerden çıktı. Tamam annem cehizlik bir şeyler aldı ama kız felan isteme hiç konuşulmadı. Hem abime göstermediğim kız kalmadı bütün Antep'i hatta civar illerin aşiret kızlarını bile gösterdim kimseyi istemedi en son odadan kovdu beni. Sevgilisi olsa söylemez miydi adamın başının etini yedim yinede tek bir açık vermedi '' Yaren çok uğraşmıştı ama abisi ketum çıkmıştı.

'' Ben göreceğimi gördüm duyacağımı duydum Yaren sende boşa uğraşma artık boşver ben kapattım o defteri açılmamak üzere sende kapat lütfen. Yavuz ismini duymak istemiyorum '' dedi. Dili kapattım desede ne aklı ne gönlü kapatmamıştı. '' Peki tamam madem sen öyle diyorsun öyle olsun ama geldiğimizde bana herşeyi anlatacaksın tamam mı tüm detayına kadar '' deyip telefonu kapattı.

Yavuz arkadaşı Berdan'ın daveti üzerine Yağız ile birlikte oraya gitmişti evdeki olanlardan haberi yoktu. Muhabbete dalmışlar saatin farkına yeni varmışlardı '' Kardeşim saat epey geç oldu artık bize musade yarın görüşürüz '' deyip musade istedi . '' Müsade senin tertip'' dedi Berdan. Yavuz, Yağız ile birlikte ayaklandı dostu ile tokalaşıp arabaya bindiler.

Konağa geldiklerinde ışıklar sönmüş herkez yatmıştı. Yaren abilerinin geldiğini görünce hemen odasından çıktı. '' Nihayet geldiniz yatıya kalsaydınız '' deyip abisi gilin karşısına aniden çıkınca Yağız korkup '' Bismillah tövbe yarabbi '' dedi damağını kaldırarak. Hayır onca göreve gitmiş onca pusu görmüş kardeşi gibi sessiz sedasız geleni ilk defa görüyordu. '' Nerdesiniz siz yahu ? '' nefes almadan konuşmuş Yavuz'un kahkaha atmasına sebep olmuştu. '' Ne oldu cadım çok mu özledin bizi yollarımızı gözler oldun bak abinide korkuttun '' derken kardeşinin saçlarına dudaklarını bastırdı. Yaren babasından görmediği şevkati sevgiyi abisinden görmüştü. Yavuz Yaren'e çok düşkündü çılgın, deli yanlarının yanında çok kırılgan küçük bir kız çocuğu vardı içinde. Diğer kardeşlerinide seviyordu ama Yaren hep bir adım önde idi .

'' Ya çok özledim sormayın gitsin. Neler oldu neler haberiniz yok siz ancak gezin tozun '' Yağız abisi ile göz göze geldi altı üstü 2 veya 3 saat yoklardı ne olmuş olabilirdi ki.. '' Kızım adamı çatlatmadan anlatsana ne oldu laf sokuyorsun birde '' eh laf da sokardı kızardı da giderken bizde gelelim demişti abileri götürmemişti. Neyse şimdi mevzu o değildi onun tribini ayrı atacaktı Yavuz abisine, nazını da niyazınıda zaten çeken birtek oydu. Yaren gidip avluda bulunan sedire oturdu. Yavuz bir tarafına Yağız diğer tarafına oturdu merakla Yaren'in anlatacaklarını bekliyorlardı.

Yaren derin bir nefes alıp başladı anlatmaya. Yavuz'un sinirden gözü seğirdi ellerini yumruk yaptı duyduklarının yanlış olmasını umdu vucudu kaskatı kesildi , kalbi sıkıştı, onun sevdiği kadına hangi şerefsiz göz koyardı o gözleri oyar o adamı toprağın yedi kat dibine gömmez miydi.

'' Ne! ne dedin kim gelecekmiş '' dedi Yavuz doğru duymamış olmayı umarak '' Yahu neyi anlamadın abim Leyla ablaya yarın akşam görücü geliyormuş işte. Hep birlikte yarın İstanbul'a gidiyoruz '' der demez Yavuz yerinden fırladı öfkesi önüne geleni yakıp yıkacak cinstendi. Yağız da peşinden fırladı arkasını dönüp '' Babamlara söylersin ben bu deliyi yalnız bırakmayayım '' dedi. Abisinin yanına kendini zor attı gözü dönmüştü ya İstanbul' u yakmasa iyiydi. Telefonunu çıkarıp Berdan'a mesaj attı tek başına abisini zapt edemezdi. Berdan Yavuz'u arayıp ''bende geleceğim '' demişti el mahkum Yavuz onu da alıp İstanbul'a doğru yola koyulmuştu . Ne Berdan Ne Yağız tek kelime edememişlerdi yoksa yolda onları arabadan indirip tek başına devam ederdi.

Arabanın tekerleri sanki yere değmiyor uçuyorlardı bir çevirmeye takılsalar hatrı sayılır bir ceza yemeleri an meselesi idi. Berdan konuşmaya çalışmış Yavuz öyle bir bakmıştı ki, konuşanı yakarım der gibi. Bu gece bu yol biterdi ama Yavuz'un öfkesi yine de bitmezdi.

Bİr yürek kaybetme korkusu ile için için sızlayıp yollara düşerken , bir diğeri ise yarın ki kopacak kıyametten habersiz elinde sevdiği adamın fotoğrafı ağlayarak son kez derin bir uykuya dalmıştı. Bundan sonraki uykuları hiç derin olmayacaktı.

Bölüm : 08.10.2024 17:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...