Uygardan;
Dosyayı kapattığımda odamın kapısı tıklatılmıştı, "gel" diyip dosyayı çekmeceye koymuştum.
"Abi bir sorunumuz var"
"Ne oldu yine" dedim, her gün başka bir problem ile karşılaştığım için artık alışmıştım.
"Yenge" Ali'nin söylediği kelime ile kan beynime sıçramıştı resmen, öfke bedenime yüklenirken gözlerimi Ali'ye çevirdim.
"Devam et" dedim, şu an sesimin ölümü yansıttığını bilerek.
"Abi yengenin evine suikast düzenlenmiş, Uzay Bey direk gitti de size iletmemi istediler" sessizliğimi koruduğumda Ali baş selamı verip odadan çıkmıştı.
"Rüzgar" dedim dişlerimi sıkarak, o Rüzgarı öyle bir süründürecektim ki kendi isminden nefret etmesini sağlayacaktım.
Telefonu elime alıp hızlıca odadan çıktım, çalışanlar selam verirken benim aklım hala Miradaydı.
Arabaya bindiğimde hızlıca çalıştırdım ve hastaneye doğru sürmeye başladım.
Telefonum çalarken ekrandaki isme gözlerim gitti, Mira'nın ablası arıyordu. Gözlerimi kapatıp açtım ve gelen aramayı cevapladım.
"ALLAH BELANI VERSIN SENİN YÜZÜNDEN KARDEŞİM ÖLÜM DÖŞEĞİNDE!"
Yarenin tiz sesi kulaklarımı rahatsız ederken ağlayış ve feryatlar ile isyan ediyordu.
"SENİN YÜZÜNDEN OLDU HERŞEY, NE VARDI O KARANLIĞINA BENİM KARDEŞİMİ DE ÇEKMESEYDİN! NE OLDU ŞİMDİ MUTLU MUSUN!"
Sinirim kat ve kat artarken gözümden bir damla yaş düştü, Yaren haklıydı ne vardı da Mirayı kendi karanlığıma çekmiştim. Lanet olasıca kalbime niye sahip çıkamamıştım ki.
"CEVAP VERSENE, BANA BAK EĞER OLURSA BENİM KARDEŞİM ORDAN KURTULURSA ONU UNUT"
Biliyordum, eğer onlar gitmese bile ben onları gönderecektim.
"Biliyorum, gideceksiniz zaten ve söz veriyorum bir daha karşınıza çıkmayacağım" Yarenin cümlesini dinlemeden yüzüne kapattım.
Gidecekti, benden çok uzaklara gidecekti. Sevgim ona zarar veriyordu biliyordum, hem zaten tanışmamızda saçma olmamış mıydı?
Onun tamamen tesadüf ile bana yazması ve sonra da benim ona ilgi duymam, biliyordum bu aşk değildi benim ona verdiğim tek şey ilgiydi ve o da buna kanıyordu.
Eğer şimdi o hastaneye gidersem bir daha ondan ayrılmazdım biliyordum. Telefondan Uzayı arayıp hoparlöre aldım.
"Uygar!"
"Uzay şimdi beni iyi dinle, şimdi kafana göre iyi bir ülkeye Mira, ablası, ablasının ailesi ve kardeşi için bilet alıyorsun. Onlara orda ilgi duydukları alana karşı işler ayarla ve bir ev kirala peşlerine nolur ne olmaz adamlarımızdan tak ve en önemlisi bunları benim haberim olmayacak bir şekilde ayarla. Ben Miranın hangi ülkede nerede nasıl yaşadığını bilmeyeceğim tamam mı!" Son cümlem istemsiz bir şekilde sesli çıkmıştı.
"Abi neden-"
"Nedenini sorma Uzay ben ne diyorsam onu yap!"
Telefonu kapatıp her zaman ki gittiğim bara sürdüm.
_______________________________________
Yarenden Devam
"Abla Mira iyi olacak demi?" Can'ın sorusu ile yaşlı gözlerimi elimle silip ona döndüm.
"İyi olacak ablacım hem bak Mira ne zaman inatçılığından vazgeçti? O her zaman inatçı bir keçi gibi davranıp gözlerini açmadı mı? Şimdi sen benim çocuklarla ilgilen olur mu hem babaları ile durmamışlar belki sen gidince dururlar." Can bana sarıldığında bende kollarımı ona doladım, göz ucuyla yoğun bakımda ki Mirama baktım.
Vücuduna bağlı onlarca kablo vardı, benim miniğim inatçıydı ama bir kurşuna dayanabilecek kadar inatçı olup olmadığını bilmiyordum.
Göz yaşlarımı silip Can'ın saçlarını öptüm, buradan zaten gidecektik fakat anlamadığım şey Uygarında Mirayı göndermek istemesiydi. Aralarında ki bağın aşk olmadığını biliyordum benim kardeşim her zaman ilgiye muhtaç biriydi o yüzden o adinin onun kullanıdığını düşünüyordum
Can yanımdan gittiğinde omzuma bir el konulmuştu, Uygarın ikizi Uzaydı.
"Yaren Hanım Uygar size söyledi mi bilmiyorum fakat buradan gideceksiniz merak etmeyin biletleriniz hazır"
"Birincisi zaten kardeşimi buradan ben götürecektim ikincisi ise ne ülkesinden ne biletinden bahsediyorsunuz?" dedim soğuk kanlılığımı koruyarak.
"Öncelikle nereye gideceğinizden ve ne yapacağınızdan Uygarın haberi yok merak etmeyin, Fransaya Parise gideceksiniz, Miraya zarar geldiği taktirde Uygar ona yüklü bir para ödemek zorundaydı ve bu yüzden de şu çeki alın lütfen" Uzayın bana uzattığı çeki aldım.
"Uçak saat kaçta?"
"Saat 16.00 da kalkıyor merak etmeyin Mira için sağlık uçağı tuttum ayrıca ailenize haber vermelisiniz çünkü buradan temelli gidebilirsini-" Uzayın lafını bölen şey o sesti.
Gözlerim hemen Miraya kaydı, o sırada iki hemşire ve doktor Miranın yanına girmişti.
Bir hemşire daha içeri gireceği sırada hemşirenin kolundan tuttum, "Noluyor kardeşime" kadın kolunu elimden çekip yoğun bakıma girmişti.
Miraya baktığımda tepkisizce yatıyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Aklımdan geçen tüm duaları okudum bir süre sonra kalp atışlarının normal olduğunu gösteren o ses geldiğinde az bir şey olsada rahatlamıştım.
Doktor odadan çıktında Uzay doktora bir kaç şey sormuştu, onların yanına adımladığımda Uzay gözlerini benden kaçırmıştı.
"Yaren abla!"
Arkamı döndüğümde Demirlerin geldiğini görmüştüm, Miranın liseden beri arkadaşlarıydı.
"Abla, noldu Miraya? Kim yaptı bunu yoksa o Uygar iti mi!" o telaş ile Miraya bakarken gözlerim dolmuştu.
"Demir ablacım Mira iyi ama size bir haberim var, biz.. biz Fransaya Paris'e gidiyoruz"
"Abla neden bak zaten biz burdayız biz buradayken kimse birşey yapamaz ki size hem senin ailen burada
"Biliyorum hepimiz gidiyoruz zaten ama merak etmeyin arada biz geliriz arada siz gelirsiniz," elimi Demirin omzuna koydum. " Sende biliyorsun Mira buradan daha fazla duramaz ayrıca Uygarın eli kolu uzun Mirayı elbet tekrar bulur. Ama eğer başka bir ülkeye gidersek en azından onun bizi bulmasını zorlaştırabiliriz"
Efes aklına birşey gelmiş gibi Ömerin kulağına birşeyler söylemişti.
"Efesin Fransada kız kardeşi yaşıyor isterseniz siz de oraya gidin hem yabancı yer değil" Ömerin söyledikleri Uzay'ın dediklerini sorgulamama sebep olmuştu.
"Abla, bak lütfen oraya gidin hem senin dediğin gibi o it illaki Mirayı başka bir yerde bulur, ayrıca biz size sahte bir pasaportta ayarlarız."
Uzaya güvenemezdim, yavaşça kafamı salladım.
"O zaman ben pasaport ve biletleri ayarlarım sizde eşyalarınızı falan toplayın ha bu arada" Demir yavaşça kulağıma eğilmişti.
"Abla parayı dert etmeyin" geri çekildiğinde gülümsedim.
"Çok teşekkür ederim size, Mira hakkında bir gelişme olursa haber veririm" dedim ve el salladım.
3 gün sonra:
"Anne teyzem ne zaman uyanıcaaak hem sözünü tutup benle uyumadı da" kızımı göğsüme çektim.
"Annecim uyanacak teyzen hem biliyorsun uykusu biraz derindir teyzenin" son kısmı sessizce söylemiştim.
Deren kıkırdadığında oğlum Eren da gülmüştü, daha ikisi de 5 yaşındaydı bu yüzden onları oyalayabiliyordum.
Mirayı iki gün önce yoğun bakımdan normal odaya almışlardı, iki üç defa konuşmuştuk Mirayla ama sonra uyutulmuştu.
Kendi kendime düşüncelere daldığımda Derenin ve Erenin çoktan uyuya kaldığını fark etmiştim.
Miranın durumu iyiye gidiyordu fakat tek sıkıntı kimseyi hatırlamıyordu, Uzay'ın söylediğine göre vurulduğunda kafasını yere çarpmıştı.
Selenle konuşmuştuk hatta hastaneye de gelmişti, Miraya onu okuldan arkadaşı olarak tanıtmıştım. Uçak yarın saat 15.30 da kalkacaktı. Miraya normalde orada yaşıyorduk demiştim.
Kardeşimin buradan uzaklaşması en iyisi olacaktı, kocam ve çocuklar her ne kadar gitmek istemese de buna mecburdum.
Aklımda belli bir süre Fransa da kalıp yani en azından Mirayı orada iyi görene kadar kalıp sonra tekrar Türkiyeye dönmeyi düşünüyordum biletleri de sadece ikimize almıştım.
Miradan
Başım fena derecede ağrıyordu, vücut ağrımın üstüne birde bu eklenmişti.
Kafam fazla karışıktı, doktor hafıza kaybı yaşadığımı ve bu ağrıların çok normal olduğunu söylemişti
Bir ablam, erkek kardeşim ve yiğenlerim varmış, benim ismim de Denizmiş ve hemşirelik okuyormuşum.
Kafam bomboştu sanki yeni doğmuştum, ablamı her gördüğümde ki sadece 2 3 kere görmüştüm gözleri doluyordu.
Kapının tıklatılması ile "gel" dedim, kapı açıldığında gelen kişi Candı. Zor bela gülümsediğimde yatakta yana kayarak ona yer açmıştım.
Gözleri dolduğunda hızlıca yanıma yatıp bana sarılmıştı, kafasını göğsüme koyduğunda biraz canım acımıştı. Yaram göğsümle karnımın arasındaydı Can canımın acıdığını hissetmiş olacak ki kafasını kaldırmıştı.
"Şşşt yat bakalım ablanın göğsüne" dediğimde kıkırdamıştı, gülümsediğimde kafasını bu sefer daha nazik bir şekilde koymuştu.
Birden kapı tak diye açılınca yerimden sıçrayacak raddeye gelmiştim.
"Dayııı, hani oyun oynucaktıııkk" Deren beni görünce çığlık atmıştı. "AAAA Teyceeemm" Eren Derenden önce davranıp hemen yanıma gelmişti.
"Teyzee uyanmışşıın ge-geçmic, anneee nasıl söyleniyorduuu" güldüğümde canım bir tık acımıştı, belli etmedim.
"Annecim geçmiş olsun denir neyse Ablacım nasılsın ağrın var mı?"
"İyiyim abla sadece başım ağrıyor" dedim doğruyu söylemiştim.
"Doktorun ağrı olur demişti, bu arada hani Fransaya gidicektik ya o uçuş yarın kendini hazır hissediyor musun?" Ablamın sorusu ile başımın ağrısı birden artıp azalmıştı, ablam uzun bir tatile ihtiyacım olduğunu söylemişti bu yüzden ona karşı gelmeyip kabul etmiştim.
"Bir sıkıntım yok " dedim başım hafiften ağrımaya başlıyordu. "Abla benim uykum geldi de uyusam sıkıntı olur mu"
"Uyu tabiki ablacım hem bizde çıkıyorduk Deren, Eren hadi öpün teyzenizi"
İkiside beni öptüğünde bende onları öptüm, Can da oturduğu koltuktan kalkıp beni öpmüştü.
"Birşey olursa çağırırsın" ablamlar çıktığında derin bir nefes aldım, bir süre tavanla bakıştığım da uykum gelmişti.
Yediğim serumlarda uykumu getirirken kendimi uykuya bıraktım.
🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷🩷
Selammm
Baya uzun bir aradan sonra bölüm geldi ve final olmasına son bir bölüm kaldı😔
Son oylamalarınızı yapın diğer bölüm yakında gelir mi bilmiyorum sizi seviyorum hoşçakalınnn💋💋
Okur Yorumları | Yorum Ekle |